15 Temmuz kumpasından kareler [Sefer Can]

15 Temmuz, sivil ve demokratik hayata karşı bir darbenin verebileceği bütün hasarı oluşturdu. Yasama ve yargı, yürütmenin daha doğrusu Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın boyunduruğu altına girdi. Sivil toplum ağır faturayı ödüyor ama bitmiyor. Her gün yeni bir bedel önümüze konuyor. Türk Silahlı Kuvvetleri’nin maruz kaldığı tasfiye süreci en az sivil enkaz kadar önemli. Sonuçlara baktığımızda TSK’nın büşük bir kumpasla karşı karşıya kaldığını rahatlıkla söyleyebiliriz. Sadece sonuçlar değil, 15 Temmuz’un sahneleniş tarzı da kumpasın önemli delillerinden. Genelkurmay Başkanı Hulusi Akar ve komuta kademesi kumpasın ortaklığı dahil bir çok suçlamaya muhatap. En azından kıyıma seyirci kaldıkları kesin.

15 Temmuz gecesi sokağa çıkan askerlerin ufak bir kısmına emir komuta zinciri içinde darbe yapılıyor havası verilmiş. Geriye kalan büyük bölüm, emir komuta zinciri içinde bile olsa darbeye katılmayacağı için başka yemle çekilmiş tuzağa. Terör saldırısı ve tatbikat bu yemlerin bazıları. Halkla karşı karşıya gelen askerlerin kayıtlara geçen şaşkınlığı ve hiç orantılı olmayan güçlere teslim olmaları bu yüzden. İstanbul Valiliğinin önünde televizyondan darbeyi öğrenip yığılıp kalan askerler buna en güzel örnek.

Yine toplam 38 kişiyle koskoca Taksim Meydanı’nı ‘kuşatan’ askerlerin düştüğü trajikomik manzara pek çok şeyi anlatıyor. Dönemin Emniyet Genel Müdürü Celalettin Lekesiz 8 Kasım 2016’da Meclis Araştırma Komisyonu’na anlattığı ilginç anekdotlar var. Mesela Cumhurbaşkanlığı Sarayı’na giden üçü rütbeli 13 askerin gözaltına alınması. 2 bine yakın koruması olan bir mekâna toplam 13 asker gidiyor. Fıkra diye anlatsan kimse gülmez. Ama bizde darbe delili olarak dosyalara konuyor. O askerlerin darbe algısını güçlendirmek üzere yem yapıldığını bilmek için ortalama zeka yeter.

4 TRAFİK POLİSİ 85 DARBECİYE KARŞI!

Yine Lekesiz’in anlattığı bir hadise bilimkurgu romanı gibi, ancak filmlerde olabilecek türden bir kahramanlık örneği! Bir binbaşı komutasındaki 59 rütbeli ve 25 erden oluşan 85 ‘darbeci’, 4 polis tarafından teslim alınıyor. Lekesiz şöyle anlatıyor: “03.00’te Ankara’ya gelmek üzere yola çıkan füze bataryalarını taşıyan konvoy il girişinde sadece bir polis başmüfettişi ve ona yardımcı olan 3-4 trafik görevlisi tarafından engellendi. Gerçekten bu, detaylarıyla bilinmesi, teşekkür edilmesi, tebrik edilmesi, takdir edilmesi gereken bir iş. Bu polis başmüfettişimiz uzun yıllar trafik görevi icra etmiş bir arkadaş, dolayısıyla, bir yol nasıl açılır veya bir yol trafiğe tank da olsa, top da olsa nasıl tamamen engellenir, tıkanır, tüm detaylarını bilen bir arkadaş. Orada tırları falan yola çekip, kapatıp bu gelen füze bataryalarını taşıyan konvoyun geçememesini sağlayıp başlarındaki binbaşı ve onun mahiyetindeki 59’u rütbeli 25 er ve erbaşı da silahlarından arındırarak 1 polis başmüfettişi, 3 kadar da trafik görevlisi bunları teslim aldı, silahlarını da teslim aldı, adamları da gözaltına aldı.” Füze bataryaları da dâhil ağır silahlarla donatılmış 85 darbeci,toplam  4 tane trafik polisince gözaltına alınıyor. Sizce de tuhaf değil mi?

ANKARA SOKAKLARINDA KAYBOLAN TANKLAR

Karar Gazetesi iddianameden hareketle şu haberi yaptı:

“Darbecilerin tankları Ankara sokaklarında kayboldu. 15 Temmuz için 28. Mekanize Tugayı’ndan çıkarılan tankların Ankara’nın caddelerinde kaybolduğu ortaya çıktı. Darbecilerin paniklemeleri nedeniyle telsiz iletişimi koptu, yeni bakımları yapılan tanklar arızalandı. Olmaz denilen her şey oldu ve 36 araçtan, sadece 8’i Genelkurmay’a ulaşabildi.”

‘Genelkurmay’a saldırı var’ diye sokağa çıkarılan askerler, telsiz bağlantısını kesip başı kopmuş tavuk gibi bırakılmış. Kendi başkentinde, kendi karargâhına giderken kaybolan asker fotoğrafı hoş değil. Ama o askerlerin bir iktidar savaşında piyon olarak kullanılmaları daha acı. Kendi askerine kumpas kuran bir devlet…

Erdoğan ayrıldıktan iki saat sonra Marmaris’e gönderilen SAT birliği, köprüyü tutmak için Yalova’daki kamptan otobüslere doldurularak köprüye getirilip halka linç ettirilen harp okulu öğrencileri, boş silahla Genelkurmay’ın bahçesine bırakılan Harbiyeliler… liste uzayıp gidiyor. Darbecilerden hesap sorulsun fakat tuzağa düşürülen ya da sokağa bile çıkmamış askerler yargılanıyor. Linç edilenlerin hesabı sorulmuyor. Yaş kuru ayırımı yapılmaması sadece sivil alanda değil, TSK içinde de mağduriyetleri büyütüyor. Darbeyle hesaplaşma adaletle yapılmazsa gerçek darbeciler aradan sıyrılır.

Türkiye'de bu haberi engelsiz paylaşmak için aşağıdaki linki kopyalayınız👇

YORUM YAZIN

Lütfen yorumunuzu yazın
Lütfen isminizi girin