Zarrab davasına misilleme: BDDK ve SPK, ABD’yi mahkemeye versin

HABER-ANALİZ – SEMİH ARDIÇ

Amerika Birleşik Devletleri’nde (ABD) devam eden Reza Zarrab davasının bir ayağında bankalar var. ‘Kara para aklamak’ ve ‘İran’a matuf müeyyideleri ihlal etmek’ gibi ağır ithamların muhatabı sadece tevkif edilen Zarrab ile eski Halkbank Genel Müdür Yardımcısı Mehmet Hakan Atilla, haklarında yakalama kararı çıkarılan eski Ekonomi Bakanı Zafer Çağlayan ve eski Halkbank Genel Müdürü Süleyman Aslan değil.

New York Eyalet Savcılığı’nın hazırladığı ve Zarrab ile diğer isimler için 75 sene hapis talebini ihtiva eden iddianamede Halkbank’ın ‘Türk bankası 1’ (Türkish Bank 1) şeklinde kodlanması başka bankaların da dosyaya dahil edileceğinin işaretiydi.

HALKBANK HARİCİNDE 5 BANKA DAHA

Halkbank haricinde Ziraat, Aktifbank (Çalık Holding’e ait), Garanti Bankası, Finansbank ve Denizbank’ın isimleri artık yüksek sesle telaffuz ediliyor. Bahsi geçen bankaların her birine o dönemde yaptıkları işlemlerin tutarına göre para cezası verilebilir.

Cezaya maruz kalan bankalar ABD ile masaya oturuyor ve indirim talep ediyor. Şu ana kadar verilen cezalarda beşte bir kuralı işledi. 1 milyar dolar cezaya mukabil 200 milyon dolar ödemeyi kabul eden bankaya ilave müeyyide tatbik edilmedi.

Halkbank için şimdiden 5 milyar doların çok fevkinde cezadan bahsediliyor ki ‘beşte bir’ teamülü yine işletilse bile banka bu kadar yüksek maliyetin altından kalkamaz. Şu ana dek ABD’nin kestiği cezaya mukabil, ‘Ödemiyorum.” diyen banka çıkmadığına göre tablo Türkiye veçhesinden hiç umut verici değil.

HABERTÜRK’ÜN HABERİNE NİYE ŞAŞIRIYORSUNUZ Kİ!

Amerika’dan İngiltere’ye, Almanya’dan Japonya’ya kadar geniş bir coğrafyada bankacıların en fazla üzerinde konuştuğu ve kulaktan kulağa yayılan iddialara tutarlı bir cevap verilemiyor. Son dakikaya kadar üç maymunu oynamaya kararlı görünün Ankara, ‘inkâr ve gözden ırak tutma’ stratejisini tercih ediyor.

Oysa bu iddiaların savcılık tarafından sızdırıldığı aşikâr iken Türkiye maalesef tutarsız ve cılız çıkışlarından öteye geçemiyor. 21 Ekim 2017 tarihinde Habertürk gazetesinde yayımlanan ‘6 Türk bankasına kara para cezası kesilecek’ haberi ya gözden kaçtı ya da gazetenin patronu Turgay Ciner eskisi kadar fazla maden ihalesi alamıyor. Bundan duyduğu rahatsızlığı da Saray ve hükûmetin Aşil topuğu Zarrab davasının etrafında tur atarak ima etmiş olabilir mi?

ALO FATİH’İN MUCİTLERİ

Zannetmiyorum. Zaman’dan Cumhuriyet’e onlarca gazetenin başına gelenler ortada iken Türkiye’de ne sermaye ne de medya böyle bir hesap yapmaya cüret edebilir. Adalet ve Kalkınma Partisi (AKP) lideri, Reis-i Cumhur Recep Tayyip Erdoğan’ın ‘canını sıkan kim olursa olsun onu öyle bırakmayacağını’ herkes unutsa Ciner unutmaz. Zira Ciner ve idarecileri, Erdoğan’ın alt yazıyı ekrandan indirttiği Alo Fatih hattının mucitleridir. O unvanlarını hakkını veriyorlar her daim…

Dolayısıyla ‘6 bankaya ceza’ haberinde Saray’a ve hükûmetin zülfi yarine dokunma ihtimali hayli zayıf olmakla beraber habere Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu (BDDK) ile Sermaye Piyasası Kurulu’nun verdiği cevaplar Ankara’nın telaşlandığını ele veriyor.

HABERLER YALANMIŞ, BANKALARA ZARAR VERİYORMUŞ!

Neymiş efendim! Haberde iddia edildiği gibi üst düzey bankacılık kaynaklarından alınan bilgilere göre ABD önümüzdeki günlerde, Avrupalı bankalara kesilen cezalara benzer gerekçelerle ticarî ambargoyu ihlal ettikleri iddiasıyla 6 Türk bankasına ceza tebliğ edilmeyecekmiş.

“Altı Türk bankasına kesilecek tutarın oldukça yüksek olduğu bilgisi verilirken, en yüksek cezanın konuşulduğu banka için tutarın 5 milyar doların üzerinde olduğu diğer bankalar için ise cezanın bu tutarın altında olduğu konuşuluyor. Bankacılar ABD’nin her bankaya keseceği cezanın tutarının farklı olacağını, tutarın bankaların aracılık ettiği işlemlerin hacmine göre değişiklik göstereceğini kaydediyor.” Bu satırlar da mesnetsizmiş, yalanmış.

GÜCÜNÜZ MUHABİRE Mİ YETİYOR?

BDDK ve SPK, bankalara bu iftirayı atanların yanına bırakmayacakmış: “Bugün bazı basın yayın organlarında yayınlanan bankalarımız hakkında çıkan, söylenti niteliğindeki, bir belge ve bilgiye dayanmayan haber ve açıklamalara itibar edilmemesi, bu tür mesnetsiz ve gerçeğe aykırı haberlere yer verilmesinin ilgili mevzuat çerçevesinde açıkça suç teşkil ettiğinin bilinmesi ve benzer haberleri yapanlar hakkında gerekli yasal işlemlerin yapılacağı hususu kamuoyuna önemle duyurulur.”

Bank Asya faal iken Erdoğan’ın, “Ne dedikodusu kardeşim! Bu banka battı.” beyanlarına,  sessiz kalan BDDK ve SPK, sayılı günleri müteakip jürili muhakemenin başlayacağı Zarrab davasının esasını teşkil eden iddialar mevzu bahis olduğunda adeta kükrüyor. Mesnet arıyorlarmış. Pes artık.

Savcılık, Halkbank’ın illegal işlemleri aklama merkezi olarak kullanıldığını anlatıyor. Ses kayıtları, belgeler ve şüphelilerin ifadeleri var. Bütün bunlar düzmece ise BDDK ve SPK, harekete geçmek için niye Habertürk’ten Sefer Yüksel’in haberini bekledi ki!

CNBC: TÜRKİYE’DE SİYASETÇİLERİN YÜZÜ KIZARACAK

Haftalardır ABD’de gazeteler ve televizyonlar, ‘Türkiye’de siyasetçilerin yüzünü kızartacak kirli çamaşırlar ortaya saçılabilir’ haberlerine yer veriyor. CNBC’den New York Times’a kadar onlarca kuruluşun yayınları ortada iken BDDK ve SPK bu haberleri niye sineye çekiyor? Madem iftira bütün bunlar, derhal harekete geçsin üst kurullar.

ABD’deki haberlerin mahreci Zarrab davası. O halde davayı açarak Türkiye’ye iftira atan, bankaları batırmaya teşebbüs eden New York Eyalet Savcılığı, ABD Adalet Bakanlığı hakkında BDDK ve SPK suç duyurusunda bulunmalı. Hazır Erdoğan’ın gözüne girme fırsatını yakalamışken ABD’ye vize krizindeki misillemenin benzeri ile cevap vermeliler. Türkiye’nin Washington Büyükelçiliği, ‘ABD vatandaşlarının vize işlemi yapılmayacak’ demişti. Bankaları, ekonomiyi ve itibarı ateşe atan ABD’ye Ankara 1. Ağır Ceza Mahkemesi’nde açıllacak dava ile ayrıca hesap sorulmalıdır.

5 BİN ÜLKÜCÜ DE DESTEK VERSİN BDDK İLE SPK’YA

BDDK ve SPK, kanunların kendilerine verdiği imtiyazı kullanmakta mütereddit kalmasın. Kerkük’e gitmek için hazırlanan 5 bin Ülkücü, treni kaçırdığına göre Ankara Adliyesi önünde BDDK ve SPK lehine destek mitingi tertip edebilir. Sabah, Takvim, Akşam, Star, Akit, Türkiye, Yeni Şafak, Milat, Vatan, Milliyet, Güneş ve Hürriyet’in öncülüğündeki havuz gazeteleri, ‘Türkiye’den ABD’ye misilleme: 6 ABD’li bankaya ceza kesilecek’ manşetiyle Türkiye’nin gücünü cümle âleme ilan etsin.

Türkiye’de ABD sermayeli herhangi bir bankanın faaliyet göstermemesi BDDK ve SPK’nın misliyle mukabelede bulunmasına mani olmaz herhalde. Saray gazeteleri bulur bir formül! Erdoğan, Başkan Donald Trump’ı da ABD’yi de ‘medeni’ bulmadığını izhar ettiğine göre üst kurulluktan Saray’ın kapı kulluğuna geçiş yapan BDDK ve SPK aynı çizgide okyanus ötesine haddini bildirmelidir.

KİMSE ERDOĞAN’IN KUDRETİNİ SINAYAMAZ!

Bu kadar vahim hâdiseyi gariban bir muhabir hakkında suç duyurusunda bulunmakla geçiştirirlerse Erdoğan, BDDK Başkanı Mehmet Ali Akben ile SPK Başkanı Vahdettin Ertaş’ın üzerini çizebilir. Akben ve Ertaş kendi menfaatleri icabı belediye başkanlarının hazin vedasından ibret almalılar.

‘Direnecek’ dedikleri Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Melih Gökçek bile bu hafta istifasını verecek. ‘Erdoğan’ın değirmeninde öğütülecekler’ listesinde işadamları, gazeteciler, siyasetçiler ve bürokratların olduğu söyleniyor.

BDDK ve SPK’nın başkanları, armudun sapı üzümün çöpü ile vakit kaybetmeden Erdoğan ve ailesine komplo kuran(!) ABD’yi mahkemeye vermelidir. Bir numaralı maznun (sanık) da Trump olmalıdır.

Ne de olsa en iyi müdafaa hücumdur.

Nasıldı o söz: “Kim Erdoğan’ın kuvvetini sınamaya kalkarsa cevabını misliyle alacaktır.”

 

Türkiye'de bu haberi engelsiz paylaşmak için aşağıdaki linki kopyalayınız👇

1 YORUM

  1. Sayın Erdoğan’ın farkında olup olmadığını bilmiyorum ama birçok güzel makale yazılmasına ve iyi gazetecilerin yetişmesine olanak sağlıyor. Yazabilme cüreti gösterebilecekler için elde çok malzeme var. Sağolasınız Semih Ardıç bey…

YORUM YAZIN

Lütfen yorumunuzu yazın
Lütfen isminizi girin