Yuvaya dönmeden dönmeye fark var! [Efe Yiğit yazdı]

Lothar Matthaus, Fernando Torres, Cesc Fabregas, Wayne Rooney… Bu isimlerin ortak özelliği uzun bir aradan sonra yıldızlarını parlattıkları eski takımlarına geri dönmeleri. Ancak bu geri dönüşler bazen istendiği gibi olmuyor. Bazılarının amacı sadece vefasını göstermek için yuvaya dönüp futbolu burada tamamlamak oluyor.

İKİ BAYERN MÜNİH DÖNEMİ…

Lothar Matthaus, Alman futbolunun yetiştirdiği en önemli orta saha ve defans oyuncularından biri. Kariyerine Borussia Mönchengladbach’ta başlayan Matthaus’un adını futbol dünyası 1984-88 arasında formasını giydiği Bayern Münih ile tanıdı. 1988’de İnter’e transfer olan Matthaus, kulübünün Serie A, lig ve UEFA Kupası şampiyonluğunda önemli katkı sağladı. 4 yıllık aradan sonra yeniden Bayern Münih’e dönen Matthaus, 8 yıl daha burada ter döktü. 39 yaşına kadar yeşil sahalarda boy gösteren Matthaus’un geri dönüşü muhteşem olmuştu. Geri döndüğünde 4 Bundesliga, 2 Almanya Kupası ve 1 UEFA Kupası sevinci yaşayan Matthaus, 2 kez Şampiyonlar Ligi finalinden kupasız döndü. Özellikle 1999’da Manchester United ile oynanan final tam bir yıkımdı. 90 dakikaya 1-0 önde girdikleri maçta uzatma dakikalarında yedikleri 2 golle kupayı kaybetmenin şokunu uzun süre yaşamışlardı. Tüm dünya 38 yaşındaki Matthaus’un bir çocuk gibi sahanın ortasında gözyaşı dökmesine canlı şahit olmuştu.

TORRES’İN GÖZYAŞLARI

17 yaşından itibaren alt yapısından yetiştiği Atletico Madrid’in A takımında kendine yer bulan Fernando Torres, 18 yaşına geldiğinde artık takımın değişmez oyuncularından biriydi. Taraftarın sevgilisi olan Torres genç yaşında takımın kaptanlığına yükseldi. 2007’de Liverpool’a transfer olarak hayranlarını üzen Torres’in Ada’daki ilk yılları oldukça başarılı geçti. Kariyerinde düşüşe geçmesi 2011’de geldiği Chelsea’da başladı. Chelsea’da oynadığı dönemlerde 10 gol barajını geçemeyen Torres ödenen 50 milyon Euro bonservis ücretinin karşılığını ortaya koyamadı. Artık sıradan bir oyuncu olan Torres, 2014’te 7 yıllık bir moladan sonra yeniden Atletico Madrid’e döndü. Ancak ne Torres eskisi gibiydi ne de Atletico Madrid. Diego Simeone ile farklı bir kimliğe bürünen Atletico Madrid kadrosunda yer bulmakta zorlanan Torres, çoğu maça yedek kulübesinde başladı. 3 yılda 40 maçta ilk 11’de sahaya çıkıp yedek girdiği maçlar dâhil toplamda 22 gole imza attı.

BARCELONA’YA TEKRAR GELDİ AMA…

Barcelona’nın ünlü alt yapısı La Masia’dan yetişen Cesc Fabregas, 2003 yılında henüz 16 yaşındayken Arsenal’e transfer oldu. Barcelona, nasıl bir yanlış yaptığını Fabregas’ın Arsenal’de ortaya koyduğu futbollu görünce anlayacaktı. Arsene Wenger, futbol kumaşını güvendiği Fabregas’a 17 yaşından itibaren formayı teslim ederken takımın en önemli isimlerinden biri hâline getirmiş oluyordu. Premier Lig gibi zorluk derecesi yüksek bir ligde takımın orta sahasında sorumluluk alıp, başarılı bir performans ortaya koyan Fabregas’ı elinden kaçırmanın üzüntüsünü yaşayan Barcelona hatasını 8 yıl sonra, 2011’de 54 milyon Euro ödeyerek telafi ediyordu. Ancak Fabregas’ın 3 yıllık Barcelona yılları beklendiği geçmedi. Takımda yer buldu ama La Masia kökenli diğer oyuncuların gölgesinde kaldı. Uğruna verilen 54 milyon Euro’nun karşılığını veremediği gibi 16 yaşında uçup gittiği eski takımına dönüşünü yuvaya dönme olarak da göremedi. Nitekim 2014’te 50 milyon Euro karşılığında Chelsea’ya transfer olup, Barcelona defterini kapattı.

MAVİ FORMAYA NİHAYET KAVUŞTU

Wayne Rooney adı Manchester United’le özdeşleşmiş bir isim. Çoğu futbolsever Rooney’in Manchester United alt yapısından yetiştiğini sanır. Bunda haksızda değiller. 31 yaşındaki oyuncu 15 yıllık profesyonel kariyerinin tam 13 yılında M. United formasını terletti. Futbola Everton alt yapısında başlayan Rooney, 17 yaşında takımın değişmezi oldu. Güçlü fiziği, bitmeyen enerjisi ve gol yollarındaki ustalığıyla dikkat çeken Rooney, iki sezonda 67 maçta forma giydi. 2004’te Manchester United’a transfer olan Rooney adını tüm dünyanın ezberlediği bir futbolcuya dönüşürken, Alex Ferguson’un en çok güvendiği isimlerden biri oldu. Man Utd formasıyla 253 gole imza atan, lig, kupa ve Şampiyonlar Ligi sevinci yaşayan Rooney, 2016’ta takımın başına Jose Mourinho’nun geçmesiyle gözden düştü. Maçlara daha çok yedek kulübesinde başlayan Rooney, bu sezon 8 gole imza attı. Çin’den gelen tekliflere hayır diyen Rooney, Mourinho’nun gelecek planında kendine yer olmadığını biliyordu. Nitekim Everton’dan transfer edilen Lukaku’ya 80 milyon Euro ödeyen Manchester, Rooney’i de bedava olarak eski takımına verdi. Everton’la 2 yıllık sözleşme imzalayan Rooney’in nasıl bir performans göstereceği merak konusu.

Bir de vefa adına futbola başladığı takıma geri dönenler var. Adriy Schevchenko, Henrik Larsson, Rafa Marquez gibi isimlerin ülkelerine dönüşleri vefa gereği oldu…

Türkiye'de bu haberi engelsiz paylaşmak için aşağıdaki linki kopyalayınız👇

YORUM YAZIN

Lütfen yorumunuzu yazın
Lütfen isminizi girin