HÜSREV GÜLEÇ – OSLO
Norveç’in başkenti Oslo’nun Bygdøy bölgesindeki Viking Gemileri Evi Müzesi (Vikingskipshuset), Vikinglere ait bir çok materyalin sergilendiği müstesna bir mekan. 1913’te inşa edilen müzeyi her yıl yarım milyon turist ziyaret ediyor. Yetkililer bu sayının her yıl arttığını belirtiyor. Müzede, Norveç’in farklı bölgelerinde yapılan kazılar sonrası daha çok 700’den 1000’li yıllara kadar süren Viking dönemine ait şeyler sergileniyor: Koşum takımları, kızaklar, mutfak malzemeleri, dev kanı, elbiseler, süslemeler, süs eşyaları ve tabi ki büyük Viking gemileri.
Müzede en çok ilgi gören, 1800 ila 1900’lü yıllarda yapılan kazılar sonrası bulunan Tune, Gokstad, Oseberg isimli Viking gemileri. Arkeologlar, daha çok Kuzey yarımküreye açılan gemilerin hızının, o dönemin teknolojisinin üzerinde olduğunu ifade ediyor. Örneğin 30 kürekli ve 13 metre yüksekliğindeki Osberg gemisi bunlardan bir tanesi. Bazı gemiler sadece dönemin ileri gelen Vikingleri için hizmet etmiş.
Müzede sergilenen gemilerin isim ve özellikleri:
Oseberg isimli Viking gemisi, 1904’te erkeolog-profesör Gabriel Gustafson tarafından Norveç’in Vestfold bölgesinde yer alan Slagen ilçesinde bulundu. 30 kürekli gemi, hayvan süslemeli. 820’lü yıllarda Güney Batı Norveç’te yapıldığı tahmin ediliyor. 13 metre yüksekliğinde geminin yapımı için, çam ağacı kullanılmış. Gemi, dönemin tabir yerindeyse VIP Vikinglerine hizmet etmiş.
Gokstad gemisi ise, 1879 yılında Sandefjord Belediyesi’ne bağlı bir evin bahçesinde bulundu. Gemiyi, evde yaşayan çocuklar bahçenin bir tarafını kazarken farkeder. Daha sonra durumdan haberdar olan arkeolog Antikvar Nicolaysen, 1980’de yaptığı kazılar sonrası gemiyi gün yüzüne çıkarır. Gemi 5 metre yüksekliğinde ve 45 metre uzunluğunda.
Tune gemisi, bulunan en eski Viking gemileri arasında yer alıyor. 1867’de Fredrikstad bölgsinin dışında yer alan Rolvsøy’deki bir bahçede bulundu. Geminin çapı 80 metre. Tune gemisini diğer gemilerden ayırcalık kılan özelliği, dünyanın en iyi korunmuş Viking gemisi olması.
Ayrıca Oseberg isimli kanı, müzede en çok ilgi çeken şeylerden biri. 800’lü yıllara ait olduğu ileri sürülen dev kanı, üzerinde dini bir seeonomiye ait olduğu iddia edilen işlemelerle dikkat çekiyor.
