Türkiye’de “öteki” işadamı olmak

HABER-YORUM | SEMİH ARDIÇ

Evvela bütçe. Akabinde “öteki” işadamlarının hal-i pür melali…

Merkezî idare bütçesindeki “kara delik” 62,1 milyar TL ile Cumhuriyet tarihinin en yüksek seviyesine çıktı.

Aylık açık 5,4 milyar TL. Geçen sene ekimde 3,3 milyar lira idi açık tutarı. Faize ekim ayında 15 milyar TL ödendi. Araba, uçak, helikopter ve bina kiralama dolu dizgin devam ediyor.

ARABA, UÇAK VE BİTMEYEN HARCAMALAR

Mal ve hizmet alımı için 35,4 milyar TL harcandı. Neyse ki Katar 500 milyon sterlin kıymetindeki uçan sarayı hibe (!) etti de mal ve hizmet harcamaları 40 milyar TL olmadı.

Şirketlerin iflastan evvelki son çıkış olan konkordatoya can havliyle kendilerini attığı bir devirde bütçede harcamalar gelirlerin fevkinde. Ankara’da tasarrufun t’sinden eser yok.

Kasım ve aralık aylarında bütçeyi iade etmemek için boya üstüne boya yapan kamu idareleri bütçe açığını sene sonunda 75-80 milyar TL’ye çıkarabilir.

Açık demek daha fazla borç ve ilave faiz gideri demek…

ÖTEKİ İŞADAMLARININ HALİ NASIL?

Bütçe açığını halkın fakr u zaruret halinde iken bile hafife alan bir iktidarın insaf ve merhametten ne kadar bînasip olduğunu daha berrak hale getirmek için “öteki” işadamlarından bir misal vereceğim.

Yüksek Öğretim Kurulu’nun (YÖK) kurucu başkanı Prof. Dr. İhsan Doğramacı’nın temellerini attığı Tepe Grubu (Bilkent Holding) ile Hamdi Akın’a ait Akfen’in yaşadıkları öteki olmanın dayanılmaz ağırlığını anlamamıza yardımcı olabilir.

ATATÜRK HAVALİMANI’NI 2021’E KADAR İŞLETME HAKKI VARDI

Tepe ve Akfen gruplarının kurduğu TAV, Atatürk Havalimanı’nın işletme hakkını 2005 yılında devralmıştı.

3 milyar dolar kira bedeli mukabili 15,5 seneliğine verilen ihalenin süresi 2021’e kadar geçerli idi.

Daha ihalenin üzerinden 2-3 sene geçmeden 3’üncü havalimanı bahsi açıldı. 2013’te ihale yapıldı ve 29 Ekim 2018 itibarıyla İstanbul Yeni Havalimanı’ndan uçuşlar kısmen başladı.

1 Ocak 2019’dan itibaren bütün seferlerin İstanbul Taksim’e 53 kilometre mesafedeki Yeni Havalimanı’ndan yapılması hedefleniyor.

TAV’a 2012 yılında ortak olan Fransız ADP de Tepe ve Akfen grupları da ağır baskı altında sesini bile çıkaramadı. Tazminat ödeneceği ifade edilse de müşahhas bir karar açıklanmadı.

Haddi zatında karşılarında devletin sopalı halini göstermekten imtina etmeyen bir iktidar varken ötesi maceraperestlik olurdu.

SÜLÜN OSMAN’I GÖLGEDE BIRAKTILAR

Tepe ve Akfen 2021’e kadar kendilerine ait bir imtiyazın daha sonra başka bir gruba verilmesi sebebiyle zarar edecek. İki ihaleyi de yapan aynı iktidar.

Adalet ve Kalkınma Partisi (AKP) köprüyü gelene gidene satan Sülün Osman misali şartnamede yer alan maddeleri ihaleden sonra ya unutuyor ya da değiştiriyor.

Aynı grup 2008 yılında İstanbul Deniz Otobüsleri AŞ’nin (İDO) 49 seneliğine işletme hakkını devralmak üzere 861 milyon dolar verdi.

İhalenin en gözde güzergâhında Eskihisar-Topçular vardı. İzmit Körfezi’nin iki yakasını denizden birbirine bağlayan güzergâhta ihalenin akabinde Tepe-Akfen-Souter (İskoç) ortaklığına sürpriz bir rakip çıktı.

Negmar (İstanbul Lines) 1 lira dahi vermeden arabalı vapur seferlerine başladı. İDO’nun yeni sahipleri Danıştay’dan ve idare mahkemelerinden lehte kararlar çıkmasına rağmen hükûmete sesini duyuramadı.

“AĞACI BİZE SATTILAR, KİRAZLARI BEDAVA DAĞITIYORLAR”

Nitekim Negmar’ın sahipleri AKP’ye yakın isimlerdi. Akfen Holding Yönetim Kurulu Başkanı Hamdi Akın’ın, “Ağacı bize sattılar, kirazları bedava dağıtıyorlar.” sözleri olup biteni gayet sarih şekilde hülâsa ediyor.

İktidarın “yandaş” tarifine uymayanlar için hakk-ı hayat yok. Mutlak itaatte kusur işleyenlerin mallarını müsadere etmekte, şirketleri orantısız cezalarla mali darboğaza sürüklemekte hayli hünerli bürokratlar var.

Oyunun kuralları ihaleden sonra değiştirildiği için ilk günden beri İDO kâr edemedi. Zararı iç hatlardan kazandıkları ile karşılamaya çalışsa da son kur ve faiz artışında son mühimmat da tükendi.

İSKOÇ FİRMA GEMİLERİ YAKTI

İskoç yatırımcı Souter iç hatları kapatma kararı aldı. Böylece İstanbul’da ikamet edenlerin de krizi bir nebze hissetmesini ve İzmit Körfezi’nde batırdığı paraların bir kısmını geri çıkarmak istemiş olabilir.

“Gemileri yaktı” denilebilir. Mamafih İDO’nun yeni sahipleri bu hamle ile Başkan Recep Tayyip Erdoğan’ın öfkesini celbedebilir.

AKP’nin nazarında öteki işadamı olmakla “terörist” yahut “vatan haini’ olmak arasında bir fark yok. Yandaşların cebine aktarılan paraların ekseriyeti vatandaştan kalanı da öteki işadamlarını kasasından temin ediliyor.

Havuz problemi gözünüzü korkutmasın. Erdoğan’ın servet formülü bu kadar basit.

Türkiye'de bu haberi engelsiz paylaşmak için aşağıdaki linki kopyalayınız👇

YORUM YAZIN

Lütfen yorumunuzu yazın
Lütfen isminizi girin