Türk teknik adamların ‘şans verilmiyor’ geyiği

HABER-YORUM | EFE YİĞİT

Türk teknik adamlar, sık sık kendilerine yeterince şans verilmediğinden şikayetçi olur. Yabancı teknik adamlara tanınan kredilerin mevzu Türk hocalar olduğunda kesintiye uğradığını, en küçük başarısızlıkta kapının önüne konulduklarını anlatırlar. Bunda haklılık payı mevcut. Ancak bazen kendilerini bir dev aynasında gördüklerini düşünmemek elde değil.

Bu isimlerden biri Osmanlıspor’un çiçeği burnundaki teknik direktörü Bülent Uygun. Yola Türkiye’nin Alex Ferguson’u olmak için çıkıp son tahlilde Jose Mourinho’ya kafayı takan biri oldu. Bülent Uygun, ‘Futbol topunu 8 kez sektiremeyen Jose Mourinho bile önemli yerlere geliyorsa, imkân verilse biz de geliriz.’ deyiverdi. Dahası da var, şunları dedi: ‘Jose Mourinho, tercümanlıktan buralara geliyorsa, çok iyi futbol adamı olduğundan da değil. İmkân veriliyor.’

Hoş, Mourinho bunları duysa ciddiye almaz ama Uygun’un bu açıklamaları Türk teknik adamlarının genel ruh hali ve kapasitesi hakkında bilgi veriyor. Doğrudur, Avrupa’da kulüpler kendi evlatlarına şans tanıyor. Mourinho gibi tercümanlıktan gelen biri üst düzey kulüpleri çalıştırabiliyor. Ama bunu şansla izah etmek bu hocaların kalitesine hakarettir.

Önce kulüpleri tarafından şans verilen tecrübesiz hocaların başarı grafiğine, sonra ‘top sektirmeyi bilmeyen tercüman’ Mourinho’ya son olarak da Bülent Uygun’un form grafiğine bakalım.

GUARDİOLA’NIN BAŞARILARI TESADÜF MÜ?

Kulübünün genç yaşta şans verdiği isimlerin başında Josep Guardiola ve Zinedine Zidane geliyor. Guardiola, 2008’te henüz 37 yaşındayken ve hiçbir o düzeyde hiçbir tecrübesi yokken Barcelona’yı çalıştırmaya başladı. Gerçekten de ‘imkân vermek’ tabiri buraya uygun düşer. Peki Guardiola bu şansı nasıl değerlendirdi? 2008-12 arasında 3 lig, 2 Kral Kupası, 3 İspanya Süper Kupası, 2 Şampiyonlar Ligi, 2 UEFA Süper Kupası, 2 Dünya Kulüpler Kupası kazanarak göreve gelmesinin sadece şansla ilgisi olmadığını gösterdi. Daha sonra gittiği Bayern Münih’te de benzer başarıları tekrar etti. 10 yıllık kariyeri olmasına rağmen, dünyanın en başarılı teknik adamları listesinde yer alıyor.

ZİDANE 20 AYDA 6 KUPA KAZANDI, 7.’Sİ YOLDA

Benzer şekilde Zinedine Zidane, daha önce A takımı yönetmemiş biri olarak Ocak 2016’da Real Madrid’in teknik patronluğu koltuğuna oturdu. Futbolculuk kariyerinde bütün kupaları kazanan Zidane, verilen bu görevi de hakkıyla yerine getiriyor. 20 aydır yönettiği Real Madrid, bu sürede tam 6 kupa kazandı. İspanya Süper Kupası’nın ilk maçında, evine Barcelona’yı 3-1 mağlup eden takımı, ikinci maçta büyük bir sürpriz olmazsa 7. kupayı da müzesine götürecek.

Göreve başladıktan kısa süre sonra Şampiyonlar Ligi’ni, ardından UEFA Süper Kupası’nı ve Dünya Kulüpler Kupası’nı müzesine götürdü. Yeni sezonda ise 5 yıl aradan sonra Real’i lig şampiyonluğuna taşırken yine Şampiyonlar Ligi’ni kazanma başarısı gösterdi. Sezon başlamadan oynanan UEFA Süper Kupa maçından da galip ayrıldı. Bunu şansla izah etmek mümkün mü?

MOURİNHO’NUN TEKNİK ADAMLIĞA GİDEN YOLU

‘Top sektiremeyen’ Jose Mourinho’ya gelelim. Portekiz milli formasını giymiş babası Felix’ten dolayı doğal olarak futbola ilgi duymuş biri. Ancak kendinde futbol oynama yeteneği olmadığını henüz 15 yaşında keşfedip “Bir gün dünyanın en iyi teknik direktörü olacağım” diyerek hedefini belirlemiş. Babasının yanında çıraklığa başlayan Mourinho, bir taraftan da üniversitede spor bilimleri bölümünü bitirmiş, İskoçya’da antrenörlük diploması almış. İngiliz efsane teknik adam Bobby Robson’ın Sporting Lizbon ve Barcelona’da hem tercümanlığını hem de yardımcılığını yapmış, daha sonra aynı görevi Barcelona’da Louis van Gaal’in yanında da sürdürmüş. Tüm bunları yaparken kendini geliştirmiş, yeni oyun biçimlerine kafa yormuş, rakiplerin zayıflıklarını analiz etmiş.

EN BÜYÜK LİGLERDE ŞAMPİYONLUK YAŞADI

Mourinho, Benfica’da teknik adamlık kariyerine başladı ancak kulüp uzun süreli sözleşme yapmaya yanaşmayınca kısa sürede istifa etti. Ancak beklenmedik şekilde Portekiz liginin son 26 yılının en kötü takımı olarak anılan Uniao Leiria’nın başına geçti. Bu takımı ligde 5. sıraya taşıyarak dikkatleri çekti. 2002’de FC Porto’nun başına getirildi. Sonrası malum. FC Porto ile UEFA Kupası ve Şampiyonlar Ligi’ni kazandı. Chelsea, İnter, Real Madrid gibi takımlarla şampiyonluklar elde etti. Manchester United’ı ‘umutsuz’ bir hâldeyken aldı ve şimdi onun üzerine çalışıyor. 15 yıldır dünyanın tanıdığı bir teknik adamın bu başarılarını ‘şansla’ izah etmek Bülent Uygun’a nasip oldu!

BÜLENT UYGUN İYİ BAŞLADI, KÖTÜYE GİTTİ

Peki ya kendi kariyeri? Teknik adamlığa Sivasspor’da başladı. İkinci sezonunda takımını ligde 4.’lüğe taşıdı. Ancak hemen belirtelim Sivasspor, Fenerbahçe ve Beşiktaş ile aynı puana sahip olmasına rağmen averajla ligin 4.sü oldu. Bu Sivasspor için büyük bir başarıydı. 3. sezonunda Sivasspor bu kez lig ikincisi olurken Bülent Uygun futbolumuzun yükselen değeri haline geldi. Ancak 4. sezonunda tam bir fiyasko yaşadı. 12 maçta alınan 9 mağlubiyet ve bir beraberlikten sonra Sivasspor’dan gönderildi. Bucaspor, Eskişehir, Elazığ, Gaziantepspor günleri hep kısa süreli oldu. Sezon sonunu görmeden gönderildi. Yükselen bir değerken unutulan bir değere dönüştü. Katar’da Umm Salal SC takımını çalıştıran Bülent Uygun, kümede kalma mücadelesi veren Gaziantepspor’un başına geçti ama sezon bitimine 2 hafta kala Gaziantepspor’un 27 yıl aradan sonra ligden düşmesine engel olamadı. Şimdi ise Osmanlıspor’u 2 yıl içinde şampiyon yapmanın hayalini kuruyor!

Mourinho ve Bülent Uygun’un kariyerine baktığımızda, Portekizli Hoca şansı iyi değerlendirmiş, Uygun ise şansla elde ettiği başarının devamını getirememiş bir isim. Bülent Uygun’un ‘Futbol topunu 8 kez sektiremeyen Jose Mourinho bile önemli yerlere geliyorsa, imkân verilse biz de geliriz’ cümlesini Portekizli Hoca duysa muhtemelen daha önce verdiği şu cevabı tekrarlardı: ‘Teknik direktör olmak için, önce futbolcu olmak gerektiğini söylüyorlar… Peki, jokey olmak için de önce at mı olmak gerekiyor?’

Türkiye'de bu haberi engelsiz paylaşmak için aşağıdaki linki kopyalayınız👇

YORUM YAZIN

Lütfen yorumunuzu yazın
Lütfen isminizi girin