Kararı troller verdi: Gazeteciler hapse döndü!

HABER-YORUM | MEHMET YILDIZ

#GazetecilikSuçDeğildir

Yaklaşık bir buçuk yıldır devam eden ve skandallara sahne olan davada beklenen gün geldi ve İstanbul 25. Ağır Ceza Mahkemesi gazetecilerle ilgili kararını verdi. Evvela hiç eğip bükmeden şunu demek gerekir: Bu gazeteciler, haberleri ve tweet’leri üzerinden uydurulan delillerle (!) hapse atıldı, özgürlüklerinden alıkonuldu ve şimdi de ‘suçlu’ bulundu.

Bu karara göre:

– Rotahaber’in sahibi Ünal Tanık’ın eşi Muhterem Tanık beraat ederken, Atilla Taş’a ‘isteyerek’ terör örgütüne yardım suçundan 3 yıl 1 ay, Murat Aksoy’a ‘örgüt üyesi olmamakla birlikte örgüte yardım’ suçundan 2 yıl 1 ay,

Terör örgütüne üye olmak suçundan, Abdullah Kılıç, Bayram Kaya, Bünyamin Köseli, Cemal Azmi Kalyoncu, Cihan Acar, Habip Güler, İbrahim Balta, Hanım Büşra Erdal, Hüseyin Aydın, Yakup Çetin ve Gökçe Fırat Çulhaoğlu’nun 6 yıl 3 ay, Ahmet Memiş, Ali Akkuş, Muhammet Sait Kuloğlu, Mustafa Erkan Acar, Mutlu Çölgeçen, Oğuz Usluer, Seyit Kılıç, Ufuk Şanlı, Ünal Tanık, Yetkin Yıldız, Cuma Ulus ve Davut Aydın’ın 7 yıl 6 ay hapsine karar verildi.

– Mahkeme ayrıca Sait Sefa, Bülent Ceyhan ve Emre Soncan dosyalarının ayrılmasına, tutuklu sanıkların tutukluluk hallerinin devamına ve tutuksuz yargılanan Gazeteci Ali Akkuş’un tekrar tutuklanmasına hükmetti.

İstanbul 25. Ağır Ceza Mahkemesi, Yeni Türkiye’nin yargı sistemini göstermesi açısından önemli. Şimdi gelin 1 yıl öncesine gidelim.

Yaklaşık 1 yıl önce, 31 Mart 2017 tarihinde 30 gazetecinin “silahlı terör örgütüne üyelik” suçlamasıyla yargılandığı davada ilginç bir gelişme oldu.

Duruşma savcısı 13 gazeteci için tahliye istedi. Mahkeme ara kararında 21 gazetecinin tahliyesine hükmetti.

Bu kararın medyada yer almasının ardından iktidar tetikçileri harekete geçti ve sırasıyla şu gelişmeler yaşandı:

1- Cem Küçük isimli iktidar tetikçisi, Twitter adresinden şunları paylaştı: “Eğer bu hainler yeniden tutuklanmazsa birileri çok ağır bedel ödeyecek. Bilerek söylüyorum bunu. Yıkılacak ortalık.” (6:39 PM – 31 Mar 2017)

“Bekir Bozdağ (Adalet Bakanı) bu akşam HSYK’yı acil toplamalı ve bazı hâkimler ile ilgili işlem yapılmalı. Milletin talebi budur.” (6:50 PM – 31 Mar 2017).

“Adı belli FETÖ’cüleri tahliye eden her savcı ve hâkim meslekten ihraç edilecek. DEVLET’in kesin kararı budur. Herkes bunu bilsin.” (7:08 PM – 31 Mar 2017)

“Bu mahkemelerin ve devletin sahibi millettir. Millete rağmen hiçbir tahliye yapılamaz. Kimse milletin ve devletin sabrını zorlamasın.” (10:09 PM – 31 Mart 2017).

Adalet Bakanlığımız, HSYK harekete geçti. Hainler salınmayacak Allah’ın izniyle. (31/03/2017, 21:40)”.

2- Ersoy Dede isimli bir diğer iktidar tetikçisi ise Twitter’dan “Bu yetmez @cemkucuk55 .. tahliye kararlarının altında imzası olan hakimler tek tek toplanacak.” (31/03/2017, 21:46) dedi.

3- Fatih Tezcan isimli meczup iyice coştu ve çıtayı sağ yukarıya taşıdı: “Tayyip Erdoğan Gebertilecek” deyip canlı yayında idam ipiyle şov yapan piçi serbest bırakan mahkeme heyetinin tamamı FETÖ’DEN TUTUKLANSIN” (31/03/2017, 20:35).

4- Ömer Turan isimli bir başka meczup, 31 Mart 2017 tarihi saat 23.50 civarında yazdığı tweet mesajında, “HSYK bu gece acil toplanmalı, fetöcüleri serbest bırakan savcı ve hâkimleri hemen ihraç etmeli. Bu isimler sonra da fetöden tutuklanmalı.

5- Bu meczuplara, İsmail Saymaz gibi Büşra Erdal’ı hedef göstererek tahliyelere ‘imalı’ yorumlar getiren ‘muhalif’ gazetecileri de eklemek lazım.

Bunlar meczup; koskoca devlet bunların ağzına bakıp idare edilmez demeyin. Erdoğan’ın “devleti troller idare etmiyor” demesine aldanmayın. Elbette devleti troller idare ediyor. Bu meczupların kopardığı yaygara sonunda bakın neler oldu:

Aynı gece 00:17’de, Adalet Bakanlığı Müsteşarı ve hâkimleri atayan daire olan HSK 1. Daire üyesi Kenan İpek, twitter hesabından “FETÖ/PDY silahlı terör örgütüne karşı Türk yargısının ve HSK’nın yürüttüğü mücadele ilk günkü azim ve kararlılıkla sürdürülecektir.” açıklamasını yaptı.

Tüm bu olanlardan sonra, tahliye edilen 21 gazeteciden 20’si yeniden tutuklandı. Sadece gazeteci Ali Akkuş, etkin pişmanlıktan yararlanarak tutuksuz yargılanmak üzere serbest bırakıldı. (Bugünkü karar duruşmasında Ali Akkuş 11,5 ay sonra tekrar tutuklanarak cezaevine gönderildi).

Tabii ki iş bununla bitmedi. Tetikçi meczupların talimatları gereği, sıra tahliye kararını veren mahkeme heyetinin dağıtılmasına geldi. Bir kaç gün içinde tahliye kararı veren İstanbul 25. Ağır Ceza Mahkemesi heyeti ile duruşma savcısı HSK tarafından görevden uzaklaştırdı.

HSK Başkanvekili Mehmet Yılmaz, açığa alma kararını “tahliye kararının toplumda infial uyandırdığı ve kamuoyu vicdanını yaraladığı” şeklinde açıkladı. İyi de arkadaş, sen kimsin? O kararı veren mahkeme heyeti ve savcısı kadar dosya içeriğine vakıf mısın? 4 tane meczup tweet attı diye infial mi olurmuş? Bunları kimse demedi, diyemedi.

İşte dünkü kararları veren 25. Ağır Ceza Mahkemesi heyetinin verdiği kararı bu bilgiler ışığında değerlendirmek lazım.

Yargıtay Başkanı’nın ‘bağımsız’ diye nitelediği yargının bu gazetecilere Saray’ın iradesi ve trollerin yaygarası dışına çıkarak tahliye verme şansı var mı? Üstelik yasalar gereği bu gazetecilerin bir bölümü Yargıtay kararı onaylayana kadar tahliye edilmeliydiler. Ancak hâkimler bunu uygulayacak kadar bile kendi iradelerine bırakılmış değiller. Siyaset gibi yargı da troll seviyesine indirildi ve hukuk da trollerin keyfine göre işler hâle geldi.

Daha birkaç gün önce ortaya çıktı ki, HSK tarafından hakimlere dağıtılmak üzere hazırlanan kitapçıkta hakimlere, tahliye kararlarını vermeden önce HSK ile istişare etmeleri emredilmişti.

Bu şartlar altında hakimler, “Ey gazeteciler, bakın ne kadar insaflıyız. Biz 26. Ağır Ceza Mahkemesi gibi hiç olmazsa müebbet vermedik ama viran olası hanede evlad u iyal var; HSK’nın şerrinden sakınmak için de kimseyi de tahliye etmedik” demişler midir?

 

Türkiye'de bu haberi engelsiz paylaşmak için aşağıdaki linki kopyalayınız👇

YORUM YAZIN

Lütfen yorumunuzu yazın
Lütfen isminizi girin