TOKİ logolu balkon domatesleri [Analiz: Semih Ardıç]

Otoriter rejimlerin en bariz hususiyeti iktidarı elinde tutan odağın mutlak saadet ve refahını esas almalarıdır. İktidarı kaybetmemek uğruna yalan, zulüm ve talana meşruiyet atfeden otoriter liderler, gayr-i memnunların sayısının artmasından endişe eder. Saltanatın bitmemesi için enflasyonu da faizi de talimatla düşürecekleri vehmi ile hareket ederler.

‘Maliyeti mürekkep ve kâğıttan ibaret’ diyerek Merkez Bankası Banknot Matbaası’nı 24 saat açık tutarlar. Bankalara talimatla kredi tahsis ettirirler. Nakit ihtiyacını ‘karşılıksız basılan banknotlar’ ile temin ederler.

Mamafih enflasyonun alıp başını gitmesi Lale Devri’ni hercümerç eder. Fiyatlar arttıkça daha fazla para basmak mecburiyeti hasıl olur. Piyasayı, sokağı rahatlatmak ve homurdanan kesimleri susturmak için daha fazla kredi dağıttıkça mızrak çuvala sığmaz olur.

KENAN EVREN TALİMAT VERMİŞTİ: DÜŞÜRÜN ŞU ENFLASYONU

12 Eylül 1980’de seçilmiş hükümeti deviren cuntanın lideri ve devrin Genelkurmay Başkanı Kenan Evren, reis-i cumhur koltuğuna oturduğu anda emirler yağdırmıştı. Verdiği emirler arasında biri var ki bu emir otoriterliğin cehaletin yavrusu olduğunu ispat eder. Merhum Turgut Özal’ın başbakan olduğu kabinede Maliye Bakanlığı vazifesini Ekrem Pakdemirli deruhte etmektedir.

Pakdemirli’nin hatıratında (Özal’ın Mirası, Ufuk Yayınları, 2013) Evren’in enflasyon için nasıl bir talimat verdiğine açıklık getiriliyor: Kenan Evren, Pakdemirli’yi acilen Çankaya Köşkü’ne davet eder. Burada Pakdemirli’ye, “Emir veriyorum, düşsün şu enflasyon.”  talimatını veren Evren kısa müddette netice alınmasını da sözlerine ilave eder. Tabii Evren’in verdiği o talimatla enflasyon düşmez, düşürülemez.

AKP’NİN KOMİSYON KOMEDİSİ

Trajikomik hâdise 34 sene evvel vuku buldu. O günün muktediri Evren her sözünün kanun yerine geçtiğine o kadar ikna olmuştu ki iktisat biliminde karşılığı olmayan taleplerde bulunabiliyordu. Enflasyon madem kötü, o halde behemehâl bertaraf edilecekti. En azından düşürülecekti.

Hal-i hazırda tek adam rejimini inşa eden Recep Tayyip Erdoğan ve avenesi enflasyonun yüzde 12’ye tırmanmasına mani olamadı. Son çare olarak siyasî çizgilerinin kesiştiği Evren’in iktisadî modelini de taklit ediyorlar. Başbakan Yardımcısı Mehmet Şimşek enflasyonu düşürmek için komiteyi topladı ve çok ciddi tedbirler aldıklarını ilan etti: “Söz konusu dönemsel hareketlerin enflasyon üzerindeki kısa vadeli  etkilerini ortadan kaldırmak üzere dış ticaret tedbirlerini otomatik devreye sokacak ihtiyatlı bir mekanizma tasarlandı. Bu mekanizma çerçevesinde belirli  şartlar oluştuğunda dış ticaret tedbirleri geçici olarak devreye girecek ve aşırı fiyat hareketlerine izin verilmeyecek.”

Mekanizma da mekanizma olmuş hani! Aşır fiyat hareketlerine izin verilmeyecekmiş. Vatandaş nasıl olsa yasaklarla yaşamaya alıştı, kimsenin sesi çıkmıyor. Kafasın kaldıran gözünü zindanda açıyor. Enflasyonu gıda fiyatları mı artırıyor? Domates, patates, sivri biber, kuru fasulye veya kırmızı et belli aralıklarla zam şampiyonluğuna mı oynuyor? Endişeye mahal yok. Hemen komisyon teşekkül edilir.

DOMATES ALMAK-SATMAK-YEMEK YASAK

Üstelik Erdoğan’ın ‘huzur bulana dek kaldırılmayacak’ dediği OHAL’de kararname çıkarmaktan kolay ne var! Gece yarısı bir KHK ile domatesin fiyatı 50 kuruşa indirilir, zam yapanlar terör örgütü üyeliğinden hapse atılır. Hatta ikinci bir emre kadar halkın menemen haricinde domates yemesi yasaklanır. Hükümet dalkavukluğunda ustalık devrini idrak eden Erkan Tan’a, “Ver Mehteri” sloganını inkişaf ettirmesi talimatı ‘Alo Fatih’ vasıtasıyla tebliğ edilir.

Erdoğan’ın Türkiye’yi aile şirketi gibi idare etme yolculuğunda domates/gıda terörü ile mücadelede muvaffak olunamazsa vatan sathında domates fidesi yetiştirmek, domates alıp satmak yasaklanır. Bütün sera ve tarlalar Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu’na devrolunur. En yakın Sulh Ceza Hâkimliği, piyasadaki domatesler hakkında ‘toplatma kararı’ alır. Sistem dinamiktir ve devrin şartlarına intibak kabiliyetini haizdir. Hangi gıda mamulünde fiyatlar artarsa o mamul yasaklı mamuller listesine yazılır.

DIŞA BAĞIMLI İKEN GIDA FİYATI NASIL DÜŞECEK?

Darbeci Kenan Evren’in açtığı çığırda emin adımlarla ilerleyen Erdoğan ve onun iktisatçı kurmaylarına ‘yasaklı mamuller’ listesi çok afakî gelmeyecektir. Memleketin samanı bile ithal etmek mecburiyetinde kaldığı şu günlerde dolar bu kadar yükselmişken enflasyonun, hassaten gıda fiyatlarının inmesi ne derece mümkün! Verimli ovaları TOKİ’nin ucube binaları ile işgal edenlerin sebze-meyveden tahıla kadar bütün gıda fiyatlarının niye arttığına cevap aramak için Gıda ve Tarımsal Ürün Piyasaları İzleme ve Değerlendirme Komitesi’ni kurmasından daha sakil ne olabilir ki! Bu ne perhiz bu ne lahana turşusu.

Her iki saniyede bir futbol sahasına denk tarım arazisinin üstüne beton dökenler, “Domates niye bu kadar yüksek? Dünyanın en pahalı kırmızı eti niçin Türkiye’de? Ne vakitten beri Kanada’dan kuru fasulye ithal ediyoruz?” nevinden suâllere cevap arıyor. Bursa, Düzce, Bolu, Ankara ve Konya gibi nice vilayet hudutları içinde ekilecek araziler müteahhit lobisine peşkeş çekilmeseydi bu suâllere makul cevaplar bulunabilirdi. O tren kaçtı. TOKİ binası diktikleri ovalarda haliyle domates, patlıcan, bakliyat, şeftali ve üzümden eser kalmadı.

İSRAİL, AKP’Yİ TOHUMSUZ BIRAKMAZ

Bu saatten sonra TOKİ’nin bütün projelerinde balkonlar domates terörüyle mücadeleye tahsis edilsin. Böylece iki kişinin yan yana oturamayacağı kadar dar balkonlar biraz işe yaramış olur. Domates tohumunun tedariki için İsrail zaten hazır. Heyetlerin biri geliyor diğeri gidiyor. Adalet ve Kalkınma Partisi (AKP), İsrail nezdindeki itibarını tohum ithalatında da kullanacaktır. Doğalgaz ve akaryakıt alırken tohumun sözü mü olur? TOKİ ile İsrail Tarım Bakanlığı arasında iş birliği anlaşması imzalanırsa indirimli fiyattan ithal etme imkânı bulunabilir.

Balkon konuşmalarından herkesin dile yandı. Erdoğan’ın demokrasi vaadine mukabil temel hak ve hürriyetler darbe devirlerinden daha geriye gitti. Elhak bu tespitler doğru. Mamafih balkon domateslerinin de aynı şekilde ekonomiye zarar vereceği iddiası sanki biraz mübalağalı! Bu tavır, Türkiye’nin güçlenmesini istemeyen dış mihrakların, üst aklın ekmeğine yağ sürmektir! İnşaatla ziraati meczetmeyi başaran AKP ile iftihar edeceksiniz.

Reklam cümlesini de ben hediye ediyorum:

“TOKİ logolu balkon domatesleri yakında pazarda, manavda, en yakın süper markette.

Israrla isteyiniz…”

Türkiye'de bu haberi engelsiz paylaşmak için aşağıdaki linki kopyalayınız👇

YORUM YAZIN

Lütfen yorumunuzu yazın
Lütfen isminizi girin