TOKİ kafası ile sanayicilik [Semih Ardıç yazdı]

MÜSİAD Başkanı Abdurrahman Kaan

MÜSİAD Başkanı Abdurrahman Kaan, sanayi için TOKİ modelinin esas alınmasını istedi. TOKİ şehir dışında sanayi bölgeleri inşa edecek. Çalışanlar ve aileleri, Toplu Sanayi İdaresi (TOSİ) tarafından idare edilecek bölgelerde yaşayacak.

Müstakil Sanayici ve İşadamları Derneği (MÜSİAD) Başkanı Abdurrahman Kaan’ın ‘sanayiyi daha ileriye taşıyacak, imalatın millî gelir (GSYH) içindeki payını artıracak ve işsizliğe çare olacak’ diye takdim ettiği yeni model tam bir garabet. Teklif kabul görürse 81 vilayette orta büyüklükte sanayi bölgesi tesis edilmesi için Toplu Sanayi İdaresi (TOSİ) kurulacak. O kadar bakanlık ve teşkilatın çözemediği meseleleri TOSİ halledecek.

Nerede bir aksaklık varsa herkesin aklına nedense ona dair yeni bir idare ihdas etmek geliyor. Pekâlâ, TOSİ ne işe yarayacak? Sanayi siteleri ve organize sanayi bölgeleri arasında yeni bir sanayici profili çıkaracak TOSİ. Hangi tarafını düzelteceksiniz bu teklifin! MÜSİAD Başkanı Kaan, hal-i hazırdaki Organize Sanayi Bölgeleri (OSB) ve sanayi sitelerinin dağınık, birbirinden kopuk haline, altyapı eksikliklerine dair herhangi bir model teklif etmek yerine Toplu Konut İdaresi’ne (TOKİ) yeni rant sahaları açmak için sanayiyi bahane ediyor.

OSB’LER YENİ RANT ALANLARI

Mevcut OSB’ler yüzde 30 kapasite ile çalışırken, bahse konu bölgelerde araziler maksadı haricinde kullanılırken yeni sanayi sahalarına ihtiyaç duyulduğu söyleniyor. Güya TOKİ’nin önderliğinde ‘imalat/üretim kampüsleri inşa edilecek.

En az 200 sanayi yapısının yanı sıra neler neler olacak! Konutlar, oyun parkları, meslek okulu, alışveriş merkezleri, kreş ve sağlık kuruluşu gibi yapılar yer alacak. Kaan’a göre çalışanları servislerle sanayi bölgelerin taşımak zahmetli ve lüzumsuz.

Çalışanların aileleriyle kalabileceği TOSİ’ler sayesinde işverenler bu külfetten de kurtulacak. Sadece sanayi tesislerinde çalışanlar değil eşleri ve çocukları şehirden kilometrelerce uzakta patronların ve TOSİ’nin lutfettiği kadar bir hayatı idame ettirecek.

KOMÜNİZMİ HATIRLATAN GETTOLAR

Zira Kaan’a göre TOSİ’nin şehrin dışında olması oraya işçi getirilmesi konusunda çok büyük bir mesele: “İstiyoruz ki sanayi bölgesi yapılan yere yakın aynı zamanda konut işlemi olsun.”

İkinci Cihan Harbi’ni müteakip Sovyetler Birliği’nde ve Almanya’da rastlanan ‘kolektifleştirme’ siyasetini tedai ettirecek kadar ürkütücü. Her şeyi tek elden idare etmeye alışınca Komünistlerin bile unuttuğu kavramları yeniden ihya etmeye çalışıyorlar.

TOKİ, KÖYLERİ DE KATLEDECEK

TOKİ’nin tek tip ve buz gibi mimarisi ile şehirleri, tarihî mirasımızı ve içtimaî hayatı ne hale getirdiği ortada. TOKİ markalı konutlarda işçilik ve malzeme kalitesinin beşinci sınıf olduğu idare aleyhine açılan davalarda mahkemeler tarafından tescil edildi. TOKİ’ye dava açma cesaretini gösterenlere şu ana kadar 150 milyon lira tazminat ödendi. Devam eden yüz milyonlarca liralık dava da siyasî müdahale olmazsa emlak sahiplerinin lehine neticelenecek.

Nerede bir park, depremde acil toplanma bölgesi, orman, zeytinlik ya da verimli ova varsa oraya çöreklenen TOKİ’nin TOSİ ile beraber neler yapabileceğini hayal edebiliyor musunuz?

Şehir dışında imara açılmamış ekseriyeti ya tarım arazisi ya da mera/orman olan geniş arazilerde cirit atacaklar. TOKİ’den aldıkları ilhamla belediye meclislerini devre dışı bırakacaklar. Ankara’da hazırlanmış planlar, TOSİ’ye yakın köy ve nahiyelerde oturanlara cebren kabul ettirilecek. Üç kuruşa acil kamulaştırma yapılacak. Vatandaş senelerce mahkeme kapılarında çile dolduracak.

TOSİ’LER BİR GECEDE TOKİ OLACAK

Hiçbir zaman işlemeyecek sanayi bölgelerini vitrin süsü olarak kullanırken birilerine yeni konut ve ticarî saha açılacak. İşlemler sanayiyi teşvik altında yapılacağından arazi maliyetini Hazine üstlenecek.

Anadolu’nun en nadide arazileri bu şekilde yağmalanırken herhangi bir itirazda bulunanlara, “Bunlar sanayi ve sermaye düşmanı” yaftası vurulacak. Sanayi tesisleri işlemeyince de gece yarısı mevzuat değişikliği ile TOSİ’ler TOKİ’ye devrolunacak.

TOSİ’Yİ BIRAKIN, SANAYİCİYİ TEFECİDEN KURTARIN

MÜSİAD Başkanı, TOSİ ile iştigal edeceğine devasa sanayi bölgelerinde tefecinin eline düşmüş sanayiciye destek verilmesi için hükümeti sıkıştırmalıydı. Dün dost ve müttefikimiz olan memleketlerle bugün savaşın eşiğine gelinmesinden duyulan rahatsızlığı telaffuz etseydi ekonomiye daha fazla katkı sağlamış olurdu.

Avrupa Parlamentosu’nda “Türkiye ile AB üyelik müzakereleri askıya alınsın” teklifinin kahir ekseriyetle kabul edilmesine giden yolda hükümetin hatalarının da payı olduğunu yüksek sesle dile getirmesi dış siyasetteki hatalar manzumesinden rücû edilmesini sağlayabilirdi. Mamafih hükümetin arka bahçesi olmayı içine sindirince kendi içinde tenakuzla dolu konuşmalar hiç şaşırtıcı gelmiyor.

MÜSİAD DOLARI TAKMIYOR, LAKİN FAİZ YÜKSEK

MÜSİAD Başkanı aynı konuşma esnasında dolar kurundaki son artış sual edildiğinde, “Biz dolara takılmıyoruz” cevabını verebildi. Böylece sanayicinin elini kolunu bağlayan, enflasyonu tırmandıran kur riskini kale almadığını ifade etmiş oldu. Yüksek kuru düşürmek için artırılan faizlerden dert yanması ise bir başka garabet: “Yüksek faiz yatırımın önünü engelleyen bir husus.”

Dolara aldırış etmeyen Kaan’ın kur geçişkenliğinden kaynaklanan enflasyona mukabil stokçuluğu tavsiye etmesi ise kafa karışıklığını fazlasıyla ele veriyor.

İKTİSADÎ KRİZLE AHLAKÎ KRİZ İÇİÇE

MÜSİAD Başkanı’nın konuşmasında “Esnafın, tüccarın ve vatandaşın ahvali nicedir?” suâline farkında olmadan verilmiş cevabı da not ettim. Şu cümleler bizzat Kaan’a ait: “2016 yılı resmî verilerine göre, hukuk mahkemelerinde açılan davalarda birinci sırada veraset, ikinci sırada alacak davaları, üçüncü sırada ise boşanma davaları yer almaktadır. Burada, alacak ve boşanma davaları dikkat çekicidir. Her şeyden önce imkânı var ise borçlunun borcu ödememesi bir zulümdür.”

Manzara hakikaten vahim. Borçlu borcunu ödemeyecek kadar pişkinse, alnı secdeye giden tüccar dahi kul hakkından imtina etmiyorsa, senelerce süren davalarda adalet tecelli etmiyorsa tefeciye, mafyaya gün doğar. İhkak-ı hak tam da budur.

Türkiye’de iktisadî krizle ahlakî krizin nasıl iç içe geçtiği MÜSİAD Başkanı Kaan’ın sözlerinden daha beliğ ifade edilemezdi.

Ezcümle TOKİ kafası ile sanayici olunamayacağı gibi TOSİ ile kalkınma hoş bir hayalden ibarettir.

Türkiye'de bu haberi engelsiz paylaşmak için aşağıdaki linki kopyalayınız👇

YORUM YAZIN

Lütfen yorumunuzu yazın
Lütfen isminizi girin