AKP’nin 5’li çetesi: Tanzim çadırında kiloyla demokrasi!

HABER-YORUM | SEMİH ARDIÇ

Avrupa Komisyonu’nun genişlemeden mesul üyesi Johannes Hahn, Ekrem İmamoğlu’nun mazbatasının Yüksek Seçim Kurulu (YSK) marifetiyle iptal edilmesini ve 23 Haziran’da yeniden sandığa gidilecek olmasını “güldürü” diye nitelendirdi.

Elhak öyle!

Hahn’ın “güldürü” dediği kararı Türk Sanayicileri ve İş İnsanları Derneği (TÜSİAD) “kaygı verici” bulmuştu. Sen misin YSK’nın sipariş kararını tenkit eden?

Saray ve müttefikleri dört koldan yaylım ateşine tutuyor TÜSİAD’ı, isim vermeden Koç Holding’i.

O BİLDİK TEHDİTKÂR ÜSLUP! 


Evvela Adalet ve Kalkınma Partisi (AKP) lideri Recep Tayyip Erdoğan, TÜSİAD’a haddini bildirdi.

Erdoğan’ın, “İş adamıysan sen işini yap. Seçim yargısının bu noktada verdiği karara adeta müdahale mahiyetinde açıklamalar yaparsanız sizin de nerede olduğunuzu ortaya koyar, bizim de size bakış açımız değişecektir.” satırlarının aralarına serpiştirilmiş “Size gününüzü gösteririm.” tehdidini görmemek için safderun olmak lazım.

Erdoğan üç hafta evvel demiri soğutmaktan bahsediyordu.

YSK kararına iki gün kala, “Artık tahammülüz kalmadı. İstanbul seçimi iptal edilmelidir.” dediği için YSK’ya yapılan itirazı kendisine isyan kabul ediyor.

MEMUR CÜBBESİ GİYMİŞ AKP ZABITALARI

Kafasını bozmaya gelmez. Dediği dedik çaldığı düdük. Devlet zaten emrine âmâde. İki zabıtaya, bir vergi müfettişine bakar…

Talimata bile lüzûm yok. Erdoğan kürsüde işareti verdiği an memur cübbesi giymiş parti zabıtaları kapıda bitiverir.

Beş sene geriye doğru bütün defterler tetkik edilir. Akın İpek’in hesaplarında olduğu gibi muntazam bir bilanço çıkması halinde onun da çaresi var.

“Bu kadar kayıt dışılığın olduğu bir ekonomide böylesine mükemmel bir muhasebe kaydı şüphe uyandırıyor.” hezeyanını “rapor” diye yazacak bir işletme yahut maliye profesörü çıkarılır şapkadan.

İŞİNİ BİLİR KİŞİLER

Raporu yazacak “işini bilir kişi!” bütün haysiyetini bir fakülte dekanlığı ile kamu iktisadi teşebbüslerinden (KİT) birinde yönetim kurulu azalığına feda etmeye dünden razıdır.

Erdoğan’ın tek adam rejiminde AKP’nin “arka bahçesi” Müstakil Sanayici ve İşadamları Derneği (MÜSİAD), Anadolu Aslanları İşadamları Derneği (ASKON), Tüm Sanayici ve İşadamları Derneği (TÜMSİAD) her mevzuda konuşabilir.

Hatta seçimlerden evvel tam sayfa gazete ilanları ile reis-i cumhura bağlılıklarını beyan edebilirler, öteki iş insanlarına “vatan haini, işbirlikçi, terörist” yaftası vurabilirler.

Bir de AKP’nin devr-i iktidarında bir-iki üyesi değişen, amma velâkin yine 28 Şubat 1997 post-modern darbesinde postal cilalayan beşli çete var tabiî.

AKP’NİN DEVR-İ İKTİDARININ BEŞLİ ÇETESİ

Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB) Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu’nun Erdoğan’ın koltuğu bırakmayacağını anladığı 2008 senesinde kurduğu beşli çeteyi teşkil eden Memur Sendikaları Konfederasyonu (Memur-Sen), Türkiye Esnaf ve Sanatkârları Konfederasyonu (TESK), Hak-İş ve Türkiye Ziraat Odaları Birliği (TZOB) iş âlemi, esnaf, çiftçi ve tüccar namına hudutsuz konuşma hürriyetine sahip.

Ne de olsa bu sefer Erdoğan’ın kunduralarını cilalıyorlar. Onlar da konuşabilir, üyelerin aidatları ile şehir şehir gezip AKP namına propaganda yapabilirler.

Yarı kamu kurumu niteliğini haiz olmalarının, tarafsızlık düsturunun zerre kadar ehemmiyeti yoktur. Memleketi kasıp kavuran kriz yokmuş gibi davranıp hayalî başarı hikâyelerinin tüccarlığını yaparak günlerini gün edebilirler…

Demokrasi Erdoğan ve avanesine bedava. Başkaları için çok pahalı.

TÜSİAD GEÇ DE OLSA DOĞRU ADIMI ATTI

Son üç senelik demokrasi sicili parlak olmasa da TÜSİAD’ın hiss-i nedamette bulunma hakkı elinden alınamaz.

Aynı zarfın içindeki dört pusuladan biri olan “İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı” pusulasını sahte sayan ve bir nevi “100 liranın 25 lirası sahte” diyen YSK kararına kadar hukuk ihlallerine seyirci kalmış olmasının tenkidi bilâhere yapılabilir.

TÜSİAD’ın Saray ile münasebette kantarın topuzunu kaçırması ne kadar vahim bir hata ise zerre kadar vicdan sahibi herkesi feveran ettirecek kadar alenî bir hak gaspına seyirci kalmaması bir o kadar kıymetlidir.

TÜSİAD kendisinden beklenen adımı tehirli de olsa atmıştır. Sustukça sıranın kendilerine geldiğini nihayet fark edebildi İstanbul sermayesi.

CÜMLEYİ TERSTEN OKUTURLARMIŞ…

TÜSİAD’ın attığı son adımın ne kadar isabetli olduğunu anlamak için Erdoğan kadar Erdoğan’ın her denize düştüğünde sarıldığı Devlet Bahçeli’nin öfkesine bakmak kâfi.

Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) lideri Devlet Bahçeli de TÜSİAD’ı tehdit etti.

Gazetecileri ağırladığı iftar yemeğinin mehabetine münasip olmayacak tarzda beyanlarda bulunan Bahçeli, “Türkiye’nin önemli siyasi krizler yaşadığı ortamda bekleyip bekleyip siyasi krizi tahrik edici konuşmayı TÜSİAD alışkanlık haline getirmiştir.” sözleri ile TÜSİAD’ı kriz için pusuda bekleyen avcıya benzetti.

“Başkanları kim olursa olsun bu gelenek devam ediyor.” diyen Bahçeli’nin şu cümleleri de Erdoğan’ın tehditkâr üslubunu aratmayacak kadar ağır: “Şimdi bir başkan çıkmış bir cümle sarf ediyor. Ona o cümleyi tersinden okuturlar.”

Cümleyi tersten okutmanın ne manaya geldiğini bilmeyen var mı? Bahçeli demek istiyor ki ayağınızı denk alın! Aksi halde neticesine katlanırsınız….

TEK YUMURTA İKİZLERİ: ERDOĞAN VE BAHÇELİ

Erdoğan ve Bahçeli her mevzuda tek yumurta ikizleri gibi hareket ettiğine göre hepimizi şu bedeli ağır ve pahalı demokrasi derdinden kurtarsalar keşke!

Bir tanzim satış çadırı da demokrasi için açsınlar. Kimin, kaç kilo demokrasi alabileceğine siyasetin tek yumurta ikizleri karar versin.

Kuyruktan yana endişe etmesinler. Millet patates-soğan kuyruklarından talimli nasıl olsa.

İşadamı, esnafı, çiftçisi, işçisi, memuru, kadını, erkeği, genci, yaşlısı; velhasıl Erdoğan-Bahçeli AŞ’nin hısım-akrabası haricindeki herkes sabah erkenden demokrasi çadırı önünde kuyruğa girer.

KAÇ KİLO DEMOKRASİ ALDIYSAN O KADAR KONUŞ!


Sırası gelen kaç kilo demokrasi alırsa o kadar konuşur, o kadar yazıp çizer.

TÜSİAD konuşur haddini bildirirler.

Sanatçılar hakkı gaspedilmiş Ekrem İmamoğlu’nun, “Artık konuşma vakti. Korkmayın. Susmayın.” davetine demokratik haklarını kullanarak icabet eder Saray’da arşiv memurluğu yapan biri, “Kaydedildiniz.” diye ima yollu haberler yollar.

Bir başka AKP’li belediye reisi “Nankörler.” diye hakaret eder.

İNİN MİLLETİN SIRTINDAN

Elektrik faturaları ile her nevi elektronik cihazdan cebren her sene kestiği 1,5 milyar TL ile halkın haber alma hakkını ifa etmek yerine Erdoğan’ın borazancıbaşılığına soyunan TRT Genel Müdürü İbrahim Eren, “İmamoğlu’na destek tweeti attı” diye bazı sanatçıların programlarını iptal eder.

Hazine’den 100 milyon TL aktarılan Anadolu Ajansı AKP’nin ajansı gibi çalışır…

Milletin paraları ile millete tasallut! İnin milletin sırtından. Artık yeter!

Halkın sırtına binmiş bu gürûh demokrasiyi tanzim çadırında gram gram dahi satamayacak kadar halktan korkuyor.

Zira demokrasi onlar için yolun sonu demektir…

Türkiye'de bu haberi engelsiz paylaşmak için aşağıdaki linki kopyalayınız👇

YORUM YAZIN

Lütfen yorumunuzu yazın
Lütfen isminizi girin