Talimat açık, işkence gizli! [Mehmet Yıldız]

15 Temmuz darbe girişiminden sonra gözaltına alınan şahıslara yönelik kötü muamele ve  işkence iddialarını sağır sultan duydu. Tr724.com’da yayınlanan ‘İşkence Geri Döndü’ dizisi bize yansıyanların çok küçük bir kısmı.

Geçen ay beş tane insan hakları derneği İnsan Hakları Ortak Platformu adı altında bir araya gelerek işkencenin önlenmesi için bir mektup yayınladı.

İnsan Hakları İzleme Örgütü’nün (HRW) ‘Türkiye’de Darbe Girişimi Sonrası İşkenceye Karşı Koruma Tedbirlerinin Askıya Alınması’ başlıklı raporuna giren örnekler işkencenin varlığını bütün çıplaklığıyla ortaya koyuyordu.

Bütün bunlara rağmen ‘Adalet’ Bakanı Bekir Bozdağ, 23 Ekim tarihinde Twitter hesabından yaptığı açıklamada “Türkiye ceza ve tutukevlerinde, kötü muamele de işkence de yoktur. Bunun aksini söyleyenler, iddialarını ispat etmezlerse müfteridirler” diyebildi. Madem öyle, 10-14 Ekim tarihlerinde BM işkence konusundaki özel raportörünün Türkiye’ye yapacağı ziyareti neden iptal ettiniz diye sormazlar mı adama?

İDAM YOK AMA İNFAZ VAR!

Yaşananlar sadece işkence ve kötü muameleyle kısıtlı değil. 15 Temmuz sonrasında çoğu cezaevlerinde olmak üzere soruşturmalara tabi tutulan kişilerden 25 kişi intihar etti. Aralarında asker, polis, hakim, öğretmen ve sivillerin yer aldığı bu intihar olaylarına ilişkin hiçbir tedbir alınmadığı gibi, konunun üstü Adalet Bakanlığı yetkililerince sürekli örtüldü.

En son Karabük’te tutuklu bir öğretmenin, cezaevindeki koğuş tuvaletinde kendisini ayakkabı bağıyla asarak intihar ettiği ileri sürülmüştü. Aziz Nesin’in oğlu yazar Ahmet Aziz Nesin bu intihar açıklamasından sonra Twitter hesabından şunları paylaştı: Bu sabah birisi daha ayakkabı bağcığıyla intihar etti. Bu intihar değil infazdır cinayettir, idamın başka çeşididir. ‘Fetö’ soruşturmasında intihar sayısı 25’e yaklaştı. Erdoğan ve oligarşi bunca insanı bu kadar kısa sürede idam edemezdi, o yüzden öldürtüyor!

İŞKENCECİLERE VE İŞBİRLİKÇİLERE HESAP SORULACAK

İşkence bir insanlık suçudur ve zamanaşımına tabi değildir. Eninde sonunda bugünler geçecek ve işkencecilerin yakasına yapışılacak.

Peki sadece işkence yapanlara mı hesap sorulacak? Aslında 90’larda kaldı denilen işkencenin tekrar geri dönmesinin nedeni işkence talimatı gibi demeçler veren siyasilerdir. Önüne uzatılan her mikrofona ‘acıma yok, müsamaha yok!’ diyen siyasiler işkencecilere cesaret vermekte, teşvik etmektedir. Bir gün hesap günü geldiğinde ‘benim haberim yoktu, ben duymadım, görmedim’ diyemeyecekler. Çünkü konuştukları her şey kayıtlı.

İşte işkence talimatı diyebileceğimiz birkaç örnek:

  • AKP Milletvekili Mehmet Metiner: FETÖ ve Adamlarına Acımak Yok (16 Temmuz 2016)
  • Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu: Fetö Darbe Girişimine İlişkin, “Bunların Daeş’ten Ve Pkk’dan Bir Farkı Yok Ama Bunlara Karşı da Bizde Acıma Yok” Dedi (19 Temmuz 2016)
  • Mafya Lideri Sedat Peker: FETÖ’ye asla merhamet edilemez!.. (30 Temmuz 2016)
  • Başbakan Yardımcısı Numan Kurtulmuş: Biz Müslüman milletiz. Müslümanlık merhamet dinidir. Ama bu çeteye, bu Feto’cu çeteye karşı hiçbir şekilde müsamaha etmeyeceğiz. Hiçbir şekilde bunlara merhametli davranmayacağız. (5 Ağustos 2016)
  • Başbakan Yardımcısı Numan Kurtulmuş: FETÖ’ye asla merhamet yok. (7 Ağustos 2016)
  • Cumhurbaşkanı Erdoğan: Ülkesine ve milletine acımayana bizim acıma hakkımız yoktur. FETÖ mensuplarının başını, tıpkı PKK mensupları gibi, tıpkı DAEŞ mensupları gibi, demokrasiden ve hukuk devleti ilkesinden taviz vermeden ezmekte kararlıyız. (10 Ağustos 2016)
  • SDÜ Rektörü Prof. Dr. Hüseyin İlker Çarıkçı: Kimse bizden FETÖ’cülere merhamet göstermemizi istemesin. Ama adaletli olacağız, adil olacağız. (19 Ağustos 2016)
  • AKP Milletvekili Gökçen Özdoğan Enç: Şimdi merhamet etme zamanı değil. Merhamet edilir ama bunların merhamet edilecek bir tarafı kalmadı. (2 Eylül 2016)
  • Yandaş Gazeteci Cem Küçük: FETÖ’ye acınmaz, merhamet edilmez, hoş görülmez. (9 Eylül 2016)
  • Ekonomi Bakanı Nihat Zeybekci: FETÖ’nün şirketleri yok edilmeli. (11 Eylül 2016)
  • Gençlik ve Spor Bakanı Akif Çağatay Kılıç: FETÖ ile mücadelenin devam edecek, acıma yok, müsamaha yok. (13 Eylül 2016)
  • İçişleri Bakanı Süleyman Soylu: Teröre karşı müsamahakar olmayacağız. Elimizdeki bütün teknik ve istihbari donanım açısından bütün araçlarımızı sahada hazır edeceğiz. Tekrar söylemek istiyorum, açık konuşuyorum ki acımasız olacağız. (14 Eylül 2016)
  • Başbakan Yardımcısı Numan Kurtulmuş: Onlara zerre kadar acımayacağız, acırsak acınacak hale düşeriz. (19 Kasım 2016)

Bu örneklerde açıkça görüldüğü gibi ‘acımasız olun’ talimatı bizzat Cumhurbaşkanı Erdoğan’dan başlayarak, Başbakan yardımcısı, içişleri bakanı, milletvekilleri, belediye başkanları, üniversite rektörleri, tetikçi gazeteciler ve mafya babaları tarafından açıkça verilmiş. Bu örnekler içinde sadece birisi ‘merhamet etmeyeceğiz ama adaletli olacağız’ demeyi akletmiş. Kim bilir, belki de sürçü lisan etmiştir.

İŞKENCECİ NE KADAR CEZA ALACAK?

Türk Ceza Kanunu’nun 94. ve 95. maddelerinde işkence ve eziyet açık şekilde insanlık suçu olarak düzenlenmiş durumda. Yine Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi (3.madde)  İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi’ne (5.madde) açıkça aykırı şekilde fiilî, fizikî, sözlü, sistematik ve devlet kontrolünde işkence gerçekleştiriliyor.

TCK’da işkence suçu en az 3 yıldan 12 yıla kadar cezayı gerektiriyor. Suç çocuğa, gebe kadına, avukata ya da başka bir kamu görevlisine karşı işlenirse ceza 8-15 yıl, cinsel yönden taciz şeklinde olduğunda 10 yıldan 15 yıla ceza hükmolunuyor. Kanun, “Suçun işlenişine iştirak edenler de yapan gibi cezalandırılır” diyor.

Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi Madde 3: İşkence Yasağı:

Hiç kimse işkenceye, insanlık dışı ya da onur kırıcı ceza veya işlemlere tâbi tutulamaz.

İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi Madde 5

Hiç kimse işkenceye, zalimane, gayriinsani, haysiyet kırıcı cezalara veya muamelelere tabi tutulamaz.

Türkiye'de bu haberi engelsiz paylaşmak için aşağıdaki linki kopyalayınız👇

YORUM YAZIN

Lütfen yorumunuzu yazın
Lütfen isminizi girin