Stephen Hawking’in kısa tarihi!

Önceki gece 76 yaşında hayata veda eden İngiliz fizikçi ve astronom Stephen Hawking, modern dönemdeki en meşhur bilim insanlarından biriydi. The Simpsons ve Star Trek gibi dizilerde kendi olarak boy gösteren Hawking, 21 yaşındayken ALS hastalığı teşhisi konduğunda, doktorlar ona birkaç yıl ömür biçmişti. 50 yılı aşkın süre bu hastalıkla mücadele etmesine karşın bilimsel çalışmalarından geri kalmadı ve insanlık tarihinin en önemli keşiflerinden bazılarına imza attı.

Hawking’in hastalığı onu aynı zamanda modern dünyanın ilginç figürlerinden biri hâline de getirdi. Motorlu tekerlekli sandalyesi ve kendi için özel geliştirilen bir bilgisayar yardımıyla konuştuğunda ortaya çıkan metalik ses, onun herkes tarafından bilinen imajı hâline geldi. Zorlu bir hastalığa sahip olmasına rağmen, keskin bir mizah anlayışına sahip olması, ona olan sempatinin de bir parçası.

Star Trek dizisinin bir bölümünde, uzayla ilgili çok önemli bir meseleyi çözmek için Sir Isaac Newton, Albert Einstein ve Stephen Hawking’den yardım isteyen USS Enterprise ekibi, tam isabet etmişti. Çünkü gerçekten de çalıştığı alanda, Newton ve Einstein’dan sonraki en büyük etkiyi gerçekleştiren isim Hawking’di. Birçok otoriteye göre Nobel’i hak etmişti ancak çalışmalarının teorik doğası, Nobel ödülünün verilme gerekçeleriyle pek uyuşmuyordu. Yine de Hawking’in çalışmaları, yaşadığımız evreni anlamada bize yol gösterdi.

Oxford’dan mezun olduktan sonra Cambridge’de doktora çalışmalarına başlayan Hawking’in ilgi alanı, izafiyet teorisi ve kara deliklerdi. Big Bang ile kara deliklerin oluşumunu karşılaştırdı ve kainatın oluşumunu sağladığı ileri sürülen Big Bang’in, devasa boyuttaki kütlelerin yok oluşu anlamına gelen kara deliklerin tersi olduğu çıkarımına ulaştı. Kuantum ve izafiyet teorisini bir arada düşünerek fizikçilerin ‘Her Şeyin Teorisi’ adını verdikleri teoriyi ortaya attı. Daha sonra Hawking’in hayatını anlatan film de bu ismi alacaktı.

Bu çalışmalarının hepsini zaman içinde güncelledi. Hawking’in dehası, çok büyük matematiksel denklemleri zihninde kolaylıkla görselleştirebilmesinde yatıyordu. Çok büyük kütleleri içeren fiziksel problemleri herhangi bir araç gerece başvurmadan kurabiliyor ve çözebiliyordu. Öyle ki İngiltere Milli Takımı için penaltı atışlarını ‘garantileyen’ bir denklem bile yazdı!

Ancak giriştiği bilimsel tartışmaların hepsini kazanamadı. Kara deliklerin bilgiyi de yok ettiğini savundu ancak kimseyi ikna edemedi. Zamanın nasıl oluştuğuyla ilgili yaptığı ve yine pek ikna edici bulunamayan teorisinden sonra 1988’de ‘Zamanın Kısa Tarihi’ isimli kitabı yazdı. Bu kitap hiç beklenmedik bir üne kavuştu ve Hawking’i en çok tanınan fizikçi hâline getirdi. Bu yılın başlarında Cambridge Üniversitesi, Hawking’in doktora tezini genel erişime açtığında, bir anda insanlar okulun sunucularına yüklenerek merakla bu çalışmayı indirecekti.

Hawking’in son dönemdeki uyarıları genelde dünyanın sonunun yaklaşmakta olduğuna dairdi. Hatta bir de önerisi var: Dünyayı terk etmeliyiz! Bazıları bunu spekülatif bulsa da, hiçbir şey Hawking’in dehasını gölgeleyemiyor elbette.

Türkiye'de bu haberi engelsiz paylaşmak için aşağıdaki linki kopyalayınız👇

YORUM YAZIN

Lütfen yorumunuzu yazın
Lütfen isminizi girin