Sözde Avrupa’nın 6. en kaliteli ligi [Haber-İnceleme: Efe Yiğit]

Avrupa’da lig sıralaması yapılırken, Türkiye Süper Ligi için ‘6. en kaliteli ligiyiz’ unvanını veririz. Bu sıralamayı yaparken, ligin toplam değerini dikkate alırız genellikle. İngiltere, İspanya, İtalya, Almanya ve Fransa liginden sonra Türkiye Süper Ligi’ni yazarız. Portekiz, Rusya, Hollanda ve Ukrayna ligleri bizden sonra yer bulur. Peki, bu ne kadar gerçekçi bir sıralama yakından bakalım.

EDİRNE’DEN SONRA TÜRK TAKIMLARININ ESAMESİ OKUNMUYOR

Ligin kalitesi dikkate alırken, uluslararası başarılara bakmak gerekir. Türkiye’de şampiyonluk 3 takımın tekelinde olurken, diğer takımlar şampiyonluk yolunda sadece figüranlık rolünü üsteniyor. Anadolu’dan Trabzonspor en son 33 yıl önce şampiyon olurken, Bursaspor rakibi Fenerbahçe’yi son maçta geçerek 2010’da ipi önde göğüsledi. İçerde şampiyonluğu parselleyen 3 büyükler, Edirne dışına çıkınca pek de öyle bir başarı göstermiyorlar.

Kulüplerimizin Avrupa’daki başarısında ilk sırada Galatasaray geliyor. 1989’da Şampiyon Kulüpler Kupası’nda yarı final oynayan Sarı Kırmızı ekip, 2000’de UEFA Kupası ve UEFA Süper Kupası’nı kazanarak tarihi başarıya imza attı. Galatasaray, 2000-01 sezonunda Mircea Lucescu yönetiminde tarihinde ilk kez Şampiyonlar Ligi’nde çeyrek finali oynarken, ilerleyen yıllarda gruplardan çıkamayan bir takım hüviyetine büründü.

FENERBAHÇE VE BEŞİKTAŞ’IN KARNESİ KIRIKLARLA DOLU

Ligde Galatasaray’dan sonra en çok şampiyon olan ikinci takım Fenerbahçe’nin Avrupa karnesi ise kırıklarla dolu. Sarı Lacivertli ekip, Şampiyonlar Ligi’nde en son 2008-09 sezonunda mücadele etti. Şike soruşturmasından dolayı Avrupa kupalarından 2 yıl men cezası alan Fenerbahçe, Şampiyonlar Ligi’nde elde ettiği mücadele fırsatını ise ön eleme turlarını geçemeyerek heba etti. Yakın dönemde Fenerbahçe’nin tek ve en önemli başarısı 2012-13 sezonunda UEFA Avrupa Ligi’nde yarı final oynamasıdır. Bu yıl UEFA Avrupa Ligi’nde Manchester United’ın önünde gruptan lider çıkan Fenerbahçe, isimsiz Rusya takımı Krasnodar’a ikinci turda elenip Avrupa’ya veda etti.

Yunanistan temsilcisi Olympiacos’u eleyerek UEFA Avrupa Ligi’nde çeyrek finale yükselen Beşiktaş’ın Avrupa karnesi tıpkı Fenerbahçe gibi. Şampiyon Kulüpler Kupası’nda 1986-87 sezonunda çeyrek final gören Beşiktaş, UEFA Kupası’nda en iyi derecesini 2002-03 sezonunda, Mircea Lucescu yönetiminde çeyrek finale çıkarak yapmış, bu turda İtalyan Lazio’ya elenmişti. 7 sezon aradan sonra ilk kez bu yıl Şampiyonlar Ligi’nde mücadele eden Beşiktaş, Napoli ve Benfica’nın gerisinde kalıp, Dinamo Kiev’i geçerek yoluna UEFA Avrupa Ligi’nde devam etti.

BİZDEN ‘KALİTESİZ’ LİGLER AMA…

Şimdi gelin bir de lig kalite sıralamasında Süper Lig’den geride yer alan ülkelerin Avrupa performansına bakalım. Galatasaray’ın 2000’de kazandığı UEFA Kupası’nı baz alarak baktığımızda, 2002’de Hollanda’dan Feyenoord, 2003 ve 2011’de Portekiz’den FC Porto, 2005 Rusya’dan CSKA Moskova, 2008’te yine Rusya’dan Zenit ve 2009’da Ukrayna’dan FC Shakhtar Donetsk UEFA Kupası’nı kazandı. Yine bu süreçte İskoçya temsilcisi Celtic ve Rangers, Portekiz temsilcileri Sporting Lizbon, Braga ve Benfica (2 kez), Ukrayna temsilcisi Dnipro UEFA Avrupa Ligi’nde final oynadı.

Bir Türk takımının şimdilerde kazanması hayal olan Şampiyonlar Ligi kupasını da yakın zamanda lig kalitesi güya Türkiye’den aşağı olan Portekiz liginden FC Porto kazanmıştı. Bu ligde İspanyol, İtalyan, Alman ve İngiliz takımlarının hegemonyası var. Ancak daha önce Hollanda’dan Ajax (1995) ve Yugoslavya temsilcisi Kızılyıldız (1991) bu kupaya uzandı.

YÜKSEK ÜCRETLERLE BİR YERE VARABİLİR Mİ?

Ligimizin hali böyle. Biz her ne kadar Avrupa’nın en pahalı ve kaliteli 6. ligiyiz desek de bu durum sahaya yansımıyor. 2000’li yıllarda Galatasaray adını tüm Avrupa ezberlerken, bugün takımlarımızı sadece emeklilik çağında ligimize gelen yıldızlardan dolayı tanıyorlar. Galatasaray’dan Sneijder’i, Fenerbahçe’den Van Persie’yi çıkarsak Avrupa’da takımlarımızda oynayan oyuncuları sayacak futbolsever bulunmaz.

Ama ligimizin hakkını bir konuda yemeyelim, yüksek ücretler. Birçok oyuncuya bırakın bizden sonra gelen ligleri, Almanya, Fransa, İtalya ligindeki kulüplerden daha yüksek ücret ödüyoruz. Bu konuda ne kadar övünsek az! Sadece oyunculara değil elbette. Yabancı teknik adamları da ihya ediyoruz. Mesela, Hollanda Milli Takımdaki görevinde yıllık 280 bin Euro alan Dick Advocaat, Fenerbahçe’nin başına geçince yıllık 1,8 milyon Euro almaya başladı. Daha ne olsun?

Türkiye'de bu haberi engelsiz paylaşmak için aşağıdaki linki kopyalayınız👇

YORUM YAZIN

Lütfen yorumunuzu yazın
Lütfen isminizi girin