Siz kimsiniz, nesiniz ve nerden geldiniz? [SELİM GÜNDÜZ]

Darbe bahanesiyle 100 bini aşkın devlet görevlisini sokağa bıraktınız. 50 bin kişi gözaltında. 40 bin kadın-erkek tutuklu. 2500 okul ve öğrenci yurdunu kapattınız. 5.000 hakim ve savcıyı meslekten ihraç ettiniz. 160 medya kurumunu kapattınız. 200 gazeteci hapiste.

Darbe girişimini bahane ederek asıl darbeyi yaptığınız ayan beyan ortada. Bu yaptıklarınızdan sonra sizin kim olduğunuzu anlamaya çalışıyorum. Ne 27 Mayıs ne de 12 Eylül darbecileri sizin kadar kıyım yapmadı. Kıyım yapmakla kalmayıp on binlerce Anadolu insanının alnının teriyle kurduğu şirketlere çöküyorsunuz. Anayasayı ve yasaları ayaklar altına alıp TMSF ile yasal hiçbir ilgisi olmayan şirketlere el koyuyorsunuz. Pek yakında bu şirketleri kendi yandaşlarınıza devredeceğiniz ortada. Bu mezalim ve soygunculuğu yaparken sizin kim olduğunuzu anlamaya çalışıyorum. Milyonlarca aileyi perişan ederken bunu hangi ideolojiye, hangi ahlak anlayışına ve hangi dine göre yapıyorsunuz?

Sizi anlamaya çalışıyorum. Kim olduğunuzu bulmaya uğraşıyorum.

Siz kimsiniz, nesiniz ve nerden geldiniz?

Müslüman olduğunuzu iddia ediyorsunuz. İslami değerlerle hangi ortak paydanız var? Riayet ettiğiniz tek bir İslami değer söyleyin. Söyleyemezsiniz. “Kızım Fatıma da olsa…” hadisini söyleyip oğullarınızı yargıdan kaçırıyorsunuz. “Bir kaç hurmayla karnını doyuran peygamberin ümmetiyiz” deyip deveyi hamuduyla yutuyorsunuz. Milletin vergilerinden milyarları saray fantezinize gömüyorsunuz. Hırsızlık yaparken yakalanınca takke takıp namaza duruyor, rüşvetiniz suç üstü yapıldığında ilahi söylemeye başlıyorsunuz. Zekat verenlere saldırıyor, sadaka verenleri, burs toplayanları tutukluyorsunuz. Çocuk tacizleriniz ortaya çıkınca el koyduğunuz okullara “imam hatip” tabelası asıyorsunuz.
O halde siz nasıl Müslümansınız? Nesiniz Allah aşkına?

Zerdüşt olsaydınız “Fakirlere cömert davranmak, yabancılara misafirperverlik, bütün lekelerden uzak kalma…” gibi emirlere uyar yardım derneklerine saldırmazdınız. Fakir fukaranın ekmeğine engel olmazdınız.
Zerdüşt değilsiniz.

Yahudi olsaydınız 10 emri dikkate alır “Çalmayacaksın” “Sana ait olmayan hiçbir şeye göz dikmeyeceksin.” emirlerine uyardınız. İşadamlarını haraca bağlamaz, milyarlarca doları bodrumunuzda istiflemezdiniz. Size kapıkulu olmayanların malına mülküne el koymazdınız.
Musevi de değilsiniz!

Hıristiyan olsaydınız… “Birbirinizi sevin. Tıpkı benim sizleri sevdiğim gibi siz de birbirinizi sevin.”  “Her tür acı söz, öfke, kızgınlık, gürültücülük, sövücülük ve bunların yanı sıra her tür kötülük üzerinizden gitsin.” emirlerine uyar toplumu kutuplaştırmazdınız. Birini Alevi, bir diğerini ‘affedersiniz Ermeni’ bir başkasını ‘vaftizli’ diye yaftalamaz, mitinglerde acılı anneleri yuhalatmazdınız.
Hıristyan da değilsiniz.

Peki siz nesiniz ve nerden çıktınız?

Yoksa Türkiye’ye çökmüş bir mafya örgütü müsünüz?

Ne yazık ki o bile değilsiniz. Sefaletiniz ondan öte. Mafyanın asgari bir ahlakı olur.

Al Capone, Vito Ferro, Don Vita, Lucaino… hepsi ünlü birer mafya babası idi. Ama her şeye rağmen kutsalları ve raconları vardı. Kimi kadınlara ve çocuklara elletmez; kimi yardım derneklerine dokundurmaz hatta yüklü bağış yapar; kimi dindarlara dokunmazdı. Sizin o kadar dahi haysiyetiniz yok. Mafya tarihi de sizden müptezeline şahit olmadı.

Nesiniz Allah aşkına, külhan beyi mi, pavyon ayakçısı mı, demhane değnekçisi mi?

Kadınlara ve çocuklara musallat olunmaz. Hamile kadınlara göz altında işkence yaptınız. Yeni doğum yapmış kadına yatağında kelepçe taktınız. Koltuk değneği ile zor ayakata duran 80’lik ihtiyarların hem koluna girip ayağa kaldırdınız hem de kelepçe vurdunuz. Tekerlekli sandalye ile dolaşabilenleri göz altına almak dünya hukuk tarihinde size nasip oldu! Engelli insanı gözaltına almak da size nasip oldu!

rehinHayatında karınca ezmemiş erkek ve kadınlara ters kelepçe taktınız. Düne kadar evinin paspasını yaladığınız Melek İpek Hanımefendi’nin evine çöktünüz, Akın İpek’in onlarca şirketine arsızca el koydunuz. Türkiye’nin futbolda tek markası Hakan Şükür’ün alnının teri birikimlere el koyup, babasını içeri attınız. Babası hapiste çocukları kreşten attınız. Gazeteci Bülent Korucu’yu bulamayınca eşini içeri attınız. Annesini çocuklarıyla haftalarca görüştürmediniz.

Hiç mi insanlıktan nasibiniz olmadı?

Olsaydı kan dökerek siyaset devşirmez, dik durmak için yüzlerce fidanın şehadetini ikbalinize basamak yapmazdınız. Cesetleri yerlerde sürüklemez, bedenleri vahşice ve rezilce teşhir etmezdiniz.

Nasibiniz olsaydı, ırkçılığı dilinize pelesenk etmezdiniz. Antisemitizm yapmazdınız. Faşist sloganlarla oy devşirmezdiniz. Diyelim devşirdiniz hiç olmazsa idolünüz Hitler kadar sağlam omurgalı olup üç gün sonra tahkir ettiklerinizin önüne yatmazdınız.

Siz nesiniz Allah aşkına?

Bir kabus mu yoksa ülkenin üstüne çökmüş bir karabasan mısınız?

Tarih bunun hükmünü verdiğinde sizin için ve peşinize düşmüş zavallı yığınlar için çok geç olacak.

Türkiye'de bu haberi engelsiz paylaşmak için aşağıdaki linki kopyalayınız👇

4 YORUMLAR

  1. Bu sıkıntılı günlerde yazarlarınızın yorumları biraz olsun rahat nefes aldırıyor. Teşekkürler.
    Aklıma Zaman Gazetesi ve köşe yazılarını okuduğum zamanlar geldi.
    Zaman’ın yorumlarını okuyamamak içime dert olmuştu.
    Şimdi bu sıkıntı yerini -sizinle- umuta bıraktı.

YORUM YAZIN

Lütfen yorumunuzu yazın
Lütfen isminizi girin