Sinsi seyreden hastalık: Parkinson

Parkinson genelde 40 yaşından sonra ortaya çıkıyor ve erkeklerde görülme sıklığı, kadınlara göre daha fazla. Nöroloji Uzmanı Prof. Dr. Sevin Balkan, ’’Parkinson, 60 yaş üzerindeki yüzde 1, 80 yaş üzerinde yüzde 3-4 oranında görülme sıklığı olan, nadiren de 60 yaş altındakilerde ortaya çıkabilen, sinsi başlangıçlı ve yavaş ilerleyen bir hastalıktır.’’ diyor. Balkan, belirtileri ve şiddeti her hastada farklı seyreden hastalığın, yüzde 5-10 olan kalıtsal olanının 40 yaş öncesinde başladığına dikkat çekiyor.

Parkinson hastalığının genellikle vücudun bir yarısında başlayıp yıllar içinde diğer tarafa da geçtiğini belirten Prof. Dr. Sevin Balkan, şu önemli bilgileri veriyor: Parkinsonun temel belirtisi hareketlerde yavaşlamadır. Sıklıkla tek tarafta istirahatte olan elde veya ayakta titreme ve eklem hareketlerinde katılıkla kendini gösterir. Zamanla yürürken tek veya iki taraflı kol sallanma hareketlerinde azalma veya kayıp, adımlarda küçülme, yürümeye başlamada zorluk,  düğme iliklemek ya da açmakta zorlanma, yatakta dönme ya da otururken kalkmada güçlük, maske yüz ifadesi, alçak ve kısık ses tonu ile konuşma, el yazısında küçülme, öne doğru eğilme/kamburlaşmadır.

Bunamaya neden olabilir

Parkinson hastalığında motor belirtilerden başka motor dışı belirti ve şikayetler de izlenir. Bunlar kabızlık, kan basıncının düşmesi, depresyon, uykuda davranış bozuklukları, huzursuz bacak sendromu ve koku duyusunun kaybıdır. Hastalığının orta ve ileri evrelerinde yürüyüş bozuklukları, denge kusurları, harekette donmalar ortaya çıkar, bunu düşmeler izleyebilir. Bazı hastalarda bu tabloya bunama da eklenir.

Parkinson hastalığının tedavisi ilaçla yapılan semptomatik tedavi ve bu tedaviye yanıt alınamayan hastalarda uygulanan cerrahi tedavi olmak üzere iki çeşittir. Semptomatik tedavi beyinde azalmış olan dopaminerjik geçişi artırmaya yöneliktir. Bu amaçla, en sık beyinde dopamine dönüşen ilaç tedavisi uygulanır. Ancak bu ilaçların uzun süre ve/veya yüksek dozlarda kullanımı ile motor hareketlerde dalgalanmalar, cevapsızlık ya da istemsiz hareketler görülebilir. Bu nedenle başlangıçta hastaya yanıtın alınabildiği en düşük doz verilmelidir.

İlaç tedavisinden fayda görmeyen hastalarda cerrahiye başvurulabilir. Özellikle son 15-20 yıldır ilaç tedavisine cevap vermeyen hastalarda, cerrahi seçenek olarak görülmektedir. Amaç; beyinde motor hareketlerle ilgili merkezlerde anormal artmış aktivitenin azaltılmasıdır. Bu amaçla cerrahi ve beyne yerleştirilen pil uygulamaları (derin beyin stimülasyonu) yapılmaktadır.

Türkiye'de bu haberi engelsiz paylaşmak için aşağıdaki linki kopyalayınız👇

YORUM YAZIN

Lütfen yorumunuzu yazın
Lütfen isminizi girin