Sermayenin gücü Şampiyonlar Ligi’ne yetecek mi?

Fotoğraf | AFP

HABER-YORUM | HASAN CÜCÜK

Sermaye, futbolu ilk İtalya’da keşfetmişti. Zengin aileler için futbol bir yatırım ve hobi olmuştu. Juventus, Milan, İnter, Roma, Lazio ve Parma gibi İtalya’nın önde gelen kulüplerinin sahipleri ülkenin ekonomisine yön veren şirket ve ailelerdi. Yabancı sermayenin ilk ayak bastığı ülkeler ise İngiltere ve Fransa ligi oldu. İngiltere Premier Lig ve Fransa Ligue 1’de sermayenin gücünü arkasına alan takımlar lige damgasını vuruyor. Roman Abramovich’in 2003’te Chelsea’yi satın almasıyla başlayan süreçte 2008’de Manchester City de Arap sermayesine geçmişti. 2011’de bu kez Fransa’nın Paris Saint Germain takımının Katarlılar tarafından satın alınmasıyla yeni bir sürece giriliyordu. Ligde şampiyonlukları belirleyen sermaye Şampiyonlar Ligi’ni almaya gücü yetecek miydi?

1 NUMARALI KUPAYI ALAMAYINCA…

UEFA’nın yakın dönemde en büyük projesi olan Şampiyonlar Ligi, 1992-93 sezonuyla start alırken kısa sürede dünyanın bir numaralı kulüpler turnuvası hâline geldi. Takım sayısının giderek arttığı Şampiyonlar Ligi’ni kazanmayı bırak, katılmak bile kulüpler için bir prestij ve hedef olarak görülüyor. 2003’te Chelsea’yı satın alan Rus milyarder Roman Abramovich, kısa sürede gelen Premier Lig şampiyonluğundan sonra asıl hedef olarak Şampiyonlar Ligi’ni belirlemişti. Dünya Kupası finali kadar seyredilen Şampiyonlar Ligi finalini kazanan takım global bir kulüp hüviyetine bürünüyordu.

Roman Abromovich, Şampiyonlar Ligi uğruna onlarca futbolcuyu transfer etti. Birbirinden ünlü hocaları takımın başına getirdi. Jose Mourinho, Luiz Felipe Scolari, Guus Hiddink, Carlo Ancelotti, Rafael Benitez ve Andre Villas-Boas gibi Avrupa’nın önde gelen teknik adamları Abromovich’in Şampiyonlar Ligi hayalini gerçekleştiremeyince kapının önüne koyuldu. Premier Lig şampiyonluğu bile yeterli görülmedi.

CHELSEA’NİN RÜYASINI STAJYER HOCA GERÇEKLEŞTİRDİ

Küresel sermaye Şampiyonlar Ligi kupasına ilk kez 2007-08 sezonunda yaklaştı. Alex Ferguson’un Manchester United’ı, yarı finalde Barcelona engelini geçip adını finale yazdırırken, rakibi bir başka İngiliz takımı Chelsea oluyordu. Chelsea yarı finalde Liverpool’u elemişti. Chelsea’yi finale taşıyan isim Jose Mourinho’nun kovulmasıyla göreve gelen Avram Grant’tı. Cristiano Ronaldo ile öne geçen ManU, Frank Lampard’ın golüne engel olamayınca finalin normal ve uzatma devreleri 1-1 bitiyordu. Kupayı seri penaltılarda rakibine üstünlük sağlayan ManU kazanırken, Chelsea’nin Devler Ligi rüyası bir başka bahara kalacaktı.

Chelsea 2011-12 sezonunda tekrar adını Şampiyonlar Ligi’nde finale yazdırırken, rakibi Alman panzer Bayern Münih’ti. Şartların Bayern Münih lehine olduğu bir maçtı. Finalin oynadığı stat Bayern Münih’in stadı Allianz Arena’ydı. Bayern’in başında kurt hoca Jupp Heynckes, Chelsea’de ise Villas-Boas’ın kovulmasıyla sezon sonuna kadar takımın başına getirilen stajyer hoca Roberto Di Matteo vardı. Müller’le 83. dakikada 1-0 öne geçen Bayern Münih, 88’de Drogba’nın golüne engel olamayınca maç uzatmaya gitti. Skor değişmeyince kupanın sahibini seri penaltı atışları belirleyecekti. 4 yıl önce Moskova’da Manchester United’a kupayı kaptıran Chelsea bu kez hem de Bayern Münih’in sahasında penaltılarda kupaya uzanıyordu. Roman Abramovich’in, Şampiyonlar Ligi kupası rüyası Chelsea’yi aldıktan 9 yıl sonra ve harcanan 1 milyar Euro’dan fazla parayla gerçekleşiyordu.

PSG’NİN NEFESİ, REAL’E YETMEDİ

Arap sermayesini 2008’de arkasına alan Manchester City, Premier Lig’de gelen şampiyonluklara rağmen Devler Ligi’nde bırakın finali görmeyi, harcanan milyonlarca Euro’ya rağmen sadece bir kez yarı finale kadar yükselebildi. 2016’da oynanan yarı final maçında rakip tecrübeli Real Madrid’di ve sonuç hüsran oldu.

Bu yıl sermaye Şampiyonlar Ligi’nde Manchester City, Chelsea ve PSG ile oldukça iddialıydı. Grup maçlarında fırtına gibi esen PSG, son 16 turunda bu yıl zor bir dönem geçiren Real Madrid’le eşleşirken ibre Fransız takımından yanaydı. Ancak ilk maçta Real Madrid 3-1’lik skorla avantajlı konuma geçti. Rövanşta PSG’nin daha etkili bir oyun oynaması bekleniyordu ancak Madrid ekibi tecrübesiyle 2-1 kazandı ve çeyrek finale çıktı. Bu yaz 400 milyon Euro’dan fazla para harcayan PSG böylece hayal kırıklığına dönüştü. Keza Chelsea için de umut ışığı görünmüyor. Barcelona ile eşleşen Chelsea, ilk maçta sahasında 1-1 berabere kalarak tur şansını zora soktu.

Sermayeyi arkasına alan ve yoluna emin adımlarla devam eden tek takım Manchester City. Josep Guardiola ile Premier Lig’de fırtına gibi esen City, son 16 turunun ilk maçında Basel’i deplasmanda farklı yenerek çeyrek finali garantiledi. City, sonuna kadar gidip kupaya uzanırsa sermayenin gücü uzun bir aradan sonra Şampiyonlar Ligi’ni kazanmış olacak. Lig şampiyonluklarını sermaye belirliyor ama Devler Ligi’nde aynı başarıyı göstermeleri biraz zor gözüküyor.

Türkiye'de bu haberi engelsiz paylaşmak için aşağıdaki linki kopyalayınız👇

YORUM YAZIN

Lütfen yorumunuzu yazın
Lütfen isminizi girin