Saray’ın sabıkalı demokrasi liginde yatırımcılara başarılar… [Analiz: Semih Ardıç]

Türkiye hızla 1990’ların karanlığında kayboluyor. Her sahada geriye gidişi tescilleyen hadiselerin sayısı artıyor. 25 Nisan 2017 itibarıyla artık ‘sabıkalı demokrasiler’ ligine düştük. Türkiye demokrasisi bundan böyle Arnavutluk, Ermenistan, Azerbaycan, Bosna-Hersek, Gürcistan, Moldova, Rusya, Sırbistan ve Ukrayna ile beraber zikredilecek. Bir başka ifadeyle demokrasinin şampiyonlar ligi Avrupa Birliği’ne (AB) çıkabilme umutlarımız tükendi. 14 sene evvel veda ettiğimiz nispi demokrasi ligine rücû etmiş olduk.

Bu şekilde çıkmak da inmek de Adalet ve Kalkınma Partisi (AKP) iktidarının eseri. Türkiye 2004 senesine kadar darbe ve muhtıralarla malul demokrasisi yüzünden ‘sabıkalılar’ listesindeydi. AKP’nin, iktidardaki ilk senesinde demokrasi çıtasını yükseltmek hususunda herkesi şaşırtacak gayret ve kararlılık sergilemesi Avrupa Konseyi Parlamenter Meclisi’nin (AKPM) de takdirini kazanmıştı. Türkiye’nin 2004’te Avrupa Konseyi nezdinde ‘sabıkalı demokrasiler’ listesi haricinde tutulması Avrupa Birliği ile üyelik müzakerelerinin başlamasına vesile olmuştu. Nitekim müzakereler 3 Ekim 2005’te resmen başlamıştı.

2004’TEN 2017’YE YILDIZI SÖNEN TÜRKİYE

O günler Türkiye’nin yıldızının parladığı günlerdi… Amma velâkin aynı AKP, aynı Recep Tayyip Erdoğan bu defa memleketin etrafına kalın duvarlar örüyor. Hukuk devleti ve demokrasiyi güçlendirmeye matuf adımların yerini son üç-dört senede hak ve hürriyetleri daraltan düzenlemeler aldı. Sulh Ceza Hâkimlikleri, tutuklu gazeteciler ve OHAL kararları AKPM’yi harekete geçirdi. AKPM’ye sunulan 35 maddelik karar taslağı 79 milyonu mahcup edecek kadar ağır tespitler ihtiva ediyor.

Türkiye’de hukuk ihlallerine dikkat çekilen taslağa verilen reylerin dağılımı şöyle oldu: 45 ret, 113 kabul ve 12 çekimser. ‘Kabul’ diyenlerin sayısının fazlalığı kaybedilen dostluklara işaret ediyor. Neticede Türkiye 13 senedir bulunduğu seçkin kulüpten kapı dışarı edildi. AKPM’nin bu kararı Türkiye namına hakikaten çok hazin. Teftiş ve müşahede safahatından çıkartıldığı halde yeniden aynı kategoriye dâhil edilen ilk Avrupa memleketi olduk.

AVRUPA, HÜKÜMETİN HUKUK İHLALLERİNİ ZABTA GEÇİRDİ

Kararda geçen tespitler Türkiye’deki ağır sansür iklimine rağmen dünyanın olup bitenlerin perde arkasına vakıf olduğunu gösterdi. Hükümetin OHAL altında anayasa ve beyne’l-milel hukuk kurallarının ötesine geçerek ‘orantısız’ tedbirler aldığı, Kanun Hükmünde Kararnameler (KHK) ile on binlerce devlet memurunun işine son verildiği artık AKPM kayıtlarına geçti. Hem de üyelerin kahir ekseriyetinin tensibi ile oldu bu.

İfade ve medya hürriyeti ile yargının bağımsızlığına hassaten vurgu yapıldı. Gazetecilerin tutuklanması ve muhalif gazetecilere yönelik baskının ‘demokratik bir toplumda kabul edilemez’ olduğu not edildi. 154 milletvekilinin dokunulmazlığının kaldırılmasıyla Türkiye’de meclisin işleyişinin ‘baltalandığı’, bu kapsamda çok sayıda milletvekili tutuklu HDP’nin 16 Nisan referandumu için kampanya yürütemediği, bunun da ‘demokratik tartışmayı inkıtaa uğrattığı’nın altı çizildi.

khk kadın

EV ÖDEVİNDE NELER YOK Kİ!

AKPM kararında 16 Nisan referandumuna dair ‘kaygılar’ da dile getirildi. Anayasa değişikliğinin gerçekleşmesi halinde, özellikle ‘kuvvetler ayrılığı’ ve ‘yargının bağımsızlığı’ konularında soru işaretleri doğacağı mesajı verildi. Karar ile Ankara’dan; OHAL uygulamasına derhal son vermesi, KHK yayımlamayı ve toplu işten çıkarmaları durdurması, suçları ispatlanmamış tutuklu parlamenterler ve gazetecilerin serbest bırakması, OHAL inceleme komisyonunu işletmesi, adil yargıyı güvence altına alması, medya ve ifade özgürlüğü için adım atması talep ediliyor. Türkiye’nin ev ödevini yapıp yapmadığına 2018 içinde yapılacak teftişin neticelerine göre karar verilecek.

2018’e kadar demokrasi açığının kapatılması mevcut şartlarda mümkün değil. Erdoğan muhtemelen iki ay içinde AKP Genel Başkanlığı koltuğunu Binali Yıldırım’dan geri alacak. Erdoğan’ın yasama ve yargıyı tamamen kendisine bağlayacağı Partili Cumhurbaşkanlığı seçimi ise 2019’da. Dolayısıyla Erdoğan ve beraberindekilerin yegâne derdi o seçimi kazanmak olacak. Devletin bütün imkânları bu uğurda seferber edilecek, başka meseleler halının altına süpürülecek.

YALNIZ TÜRKİYE, ERDOĞAN’IN İŞİNE GELİYOR

Türkiye’nin ileri demokrasilerden uzaklaşması Erdoğan’ın işine de geliyor. İkide bir hariçten gelen itirazlara cevap vermek mecburiyetinde kalmak keyfini kaçırıyordu. Erdoğan’ın, “Kopenhag Kriterleri’ni icap ederse Ankara Kriterleri haline getiririz.” sözlerinin ne manaya geldiğini bugün daha iyi biliyoruz. Meğer inşâ edeceği bin odalı Saray’da tahtına kurulup dediğinin dedik, çaldığının düdük olacağı şu günleri kastediyormuş. Her ne kadar, “Siyasî hayatımda aldatmadım, aldatılmadım.” dese de tek adamlık hedefine vasıl olmak için Avrupa Birliği’ni bile vasıta haline getirdiği anlaşılıyor. Erdoğan’ın AB’ye taahhüt ettiklerinin hiçbiri gerçekleşmediği gibi kendisinden evvelki hükümetlerin koyduğu tuğlaları da kırıp attı.

AKPM’nin kararına Erdoğan, ‘inceldiği yerden kopsun’ nevinden reaksiyon gösterecektir. Hatta AB’nin kırmızı çizgisi idamı anayasaya yeniden yazdırmak için elinden geleni yapacaktır. Biz buna gerilimden, siyasî krizlerden ve terörden beslenen siyaset diyoruz.

AB’DEN GELEN YATIRIMCI ENDİŞELİ

AB teminatını cebine koyan ve Erdoğan’a itimat eden çok sayıda Avrupalı şirket, bankacılıktan sanayiye kadar hemen her sektörde Türkiye’ye milyarlarca dolar yatırım yaptı. Bunları yeni dönemde nelerin beklediği tam bir muamma. Sınırlarını Erdoğan’ın çizdiği hak ve hürriyetler hiçbiri için teminat manasına gelmiyor. Bilakis her an bütün varlıklarını kaybedebilirler.

AKPM’nin kararına piyasanın sert tepki vermesini beklemiyorum. Birbirinden farklı iki mecradan bahsediyoruz. Her halükârda bu karar maalesef Türkiye’nin yıldızının söndüğünü tescil etmiştir. Artık 2005’ten itibaren yatırım için kuyruğa giren dünya devlerini unutun. Hal-i hazırdakiler de fırsatını buldukça Türkiye’yi terk edecektir. Sadece Borsa’ya takip ederek büyük fotoğraftaki tehlikeyi ıskalamayın. Zira Borsa’nın bulunduğu İstinye sırtlarında rasyonaliteden uzak, Hintli Herif’in ve MİT’in emrinde, uyduruk işlemlerle sanal bahar rüzgârları estiriliyor. Yalnız, fakir, mutsuz ve umutsuz Türkiye inşâ edildiği halde ‘AL’ talimatı verenlerin yabancılar olduğunu zannetmeyin… Algoritmacı troller diyorum ben onlara…

Hâsıl-ı kelam Anayasa Mahkemesi’nden Danıştay’a, TÜİK’ten Borsa İstanbul’a kadar bütün müesseseler tek adamlık sisteminin inşâsında lejyonerlik yapıyor.

Saray’ın sabıkalı demokrasi liginde Erdoğan ve mabeyni haricinde kimse için kalıcı kazanç yok. Şunun şurasında Kopenhag/Ankara Kriterleri’nin Erdoğan Kriterleri olmasına ne kaldı. O tarihe kadar Saray’a destek olmak için Merkez Bankası aynı seriden mükerrer banknot bassa dahi şaşırmam.

Bu kadar eskiye dönüş varken inşâ ettikleri Türkiye yeni olacakmış! Bu mümkün mü?

Ağlanacak haline gülen zavallı Türkiye!

Türkiye'de bu haberi engelsiz paylaşmak için aşağıdaki linki kopyalayınız👇

YORUM YAZIN

Lütfen yorumunuzu yazın
Lütfen isminizi girin