Rutte’nin zaferinde ‘Erdoğan’ faktörü

Çarşamba günü gerçekleşen Hollanda seçimlerinde, mevcut Başbakan Mark Rutte’nin partisi (VVD) yüzde 21 ile seçimlerden en çok oyu alan parti oldu. Hollandalı Irkçı ve Müslüman karşıtı Wilders’in aşırı sağ partisi (PVV) ise kendinden beklenilenin çok gerisinde kalarak, bütün oyların yanlızca yüzde 13’ünü alabildi. Son durumda, başbakan Rutte’nin liberal VVD partisi Hollanda meclisinde 33 sandalyeye sahip olurken, Wilders’in aşırı sağ PVV partisi ise 20 sandalyede kaldı.

Hollanda seçimleri Avrupa’da etkinliği son derece artan aşırı sağ partilerin merkez partilerle olan savaşının yaşandığı ilk sınav olması açısından son derece kritik bir öneme sahip. Almanya’da Alternative Für Deutschland (Almanya İçin Alternatif), Fransa’da Front National (Ulusal Cephe) ve Hollanda’da Wilders’in liderliğini yaptığı Özgürlük Partisi (PVV) kıta Avrupa’sında kullandıkları aşırı söylemlere rağmen milyonlarca seçmenin desteğini almayı başardılar. Hatta öyle ki, Fransa’da Ulusal Cephe Partisi’nin lideri aşırı sağcı Marine Le Pen diğer merkez partilerin adaylarının önünde başkanlık yarışını devam ettirmekte ve yaklaşmakta olan Fransa seçimlerinde başkan olamazsa bile oylarını bir önceki seçime kıyasen büyük ölçüde arttıracağına kesin gözüyle bakılıyor.

Aynı durum Hollandalı ırkçı Wilders için de söz konusuydu. Bugüne kadar yapılan kamuoyu araştırmalarında mevcut başbakan ile aralarında bir iki puan fark olan, hatta bazı kamuoyu araştırmalarında önde görünen Wilders, açıklanan seçim sonuçları ile kendisinden beklenileni veremedi ve gerek Hollanda’da gerekse de kıta Avrupa’sında milyonların yüreğine su serpti! Hollanda seçim sonuçları bir çok insanı mutlu etse de, Hollanda kamuoyuna hakim olan hissiyat Rutte’nin bu kadar da kolay bir seçim başarısı almasının şaşırtıcı olduğu yönünde. Bir çok Avrupalı yorumcu ve siyaset bilimi uzmanı bu durumun normal olmadığını, başbakan Rutte’nin Wilders’e karşı aldığı bu seçim zaferini açıklamak için diğer tüm etmenlerle beraber bir de ‘Erdoğan faktörünü’ hesaba katmaları gerektiğini ifade ediyor.

TÜRKLER OYUNU, ERDOĞAN’IN NAZİ DEDİĞİ RUTTE’YE VERDİ

wilders spotHollanda seçimlerine son bir hafta kala ulusal ve uluslararası kamuoyu yoklama şirketlerine bakıldığında (Ipsos, NOS vb) Wilders ve Rutte’nin başa baş bir mücadele yürütütüğü görülüyordu. Özellikle seçimlere çok az bir zaman varken ülkede ki kararsız oyların nasıl bir tercihte bulunacağı Hollanda’da seçime girecek tüm partilerin en temel gündemi haline gelmişti. Kararsızların önemli bir kısmını başbakan Rutte’nin liberal VVD partisi yönünde oy kullanmaya teşvik eden en önemli faktör, Hollanda’lı bir çok siyaset yorumcusuna göre Erdoğan başta olmak üzere bir çok Türk hükümeti yetkilisinin Hollanda başbakanını açıktan tehdit ve hakaret etmeleri. Özellikle seçimlere çok kısa bir süre kala, Wilders’in Hollanda başbakanını mülteci ve ülkedeki Müslüman nüfusu üzerinden sıkıştırması Rutte’nin hatırı sayılır bir oy kaybetmesine sebep olmuştu.

Fakat, Türkiye ile yaşanan gerilim ve Erdoğan’ın hakaretlerine cevap verme durumunun ortaya çıkması ile Rutte kaybettiği oyların tamamına yakınını geri kazanarak seçimleri açık ara kazanmayı başardı.

Hollanda seçimleri ile alakalı diğer enteresan bir husus ise Türk seçmenlerinin reylerini en çok hangi parti için kullandıkları meselesi. Türklerin yoğun yaşadığı bölgelerde açılan sandıklara baktığımızda, Türklerin önemli bir kısmının Erdoğan’ın ırkçı ve nazi olarak tanımladığı Hollanda başbakanı Rutte’ye oy verdiklerini görmekteyiz.

Aslında Hollanda siyasetini ve siyasi partilerini tanıyanlar için bu durum şaşırtıcı değil. Seçimden bir gün önce katıldıldığı düello programında Wilders ile son kozlarını paylaşan Rutte, Erdoğan üzerinden Hollanda’da ki Türkler aleyhinde söylemlerde bulunan Wilders’e, Hollanda’da ki Türk’lerin büyük çoğunluğunun ‘iyi entegre’ oldukları cevabını vererek Tüklere sahip çıkmıştı. Zaten Rutte’nin Hollanda Liberal Partisi öteden beri yabancı düşmanlığı ile arasında ciddi mesafeler koymuş bir parti olarak bir çok yabancı kökenli seçmenin partisi haline gelmiş durumda.

Görünen o ki, Erdoğan’ın son bir haftadır Hollanda ve Hollanda başbakanı aleyhine kullandığı tehdit ve hakaretlerin özellikle kararsız seçmen üzerinde başbakan Rutte lehine büyük bir etkisi oldu. Hatta denilebilir ki, ‘Erdoğan faktörü’ Rutte’nin seçim zaferinde hiçte küçümsenecek bir faktör değil.

Türkiye'de bu haberi engelsiz paylaşmak için aşağıdaki linki kopyalayınız👇

YORUM YAZIN

Lütfen yorumunuzu yazın
Lütfen isminizi girin