Reis’iyle çay toplayan yüksek (!) yargının acınası halleri

HABER-YORUM | ERMAN YALAZ

Malum, tutuklu gazeteciler Mehmet Altan ve Şahin Alpay ile geçen Temmuz ayında tahliye olan Turhan Günay’ın bireysel başvurularını değerlendiren Anayasa Mahkemesi (AYM) Genel Kurulu, hak ihlali olduğuna karar verdi. Karar çoğu 1.5 yıldır tutuklu gazeteciler açısından gerçekten umut verici. Gelin görün ki, akşam tahliye kararı uygulanacak, Alpay ve Altan sevdiklerine kavuşacak derken umutlar yine yarı yolda kaldı. İstanbul’daki iki ağır ceza mahkemesi (13. ve 26. Ağır Ceza Mahkemeleri) karar Resmi Gazete’de yayımlanmadığı ve gerekçeli karar kendilerine tebliğ edilmediği bahanesiyle tahliye kararını uygulamadı. Düpedüz Anayasa ihlali. Evrensel hukuk, mer’i kanunlar, ceza hukuku ve insan hakları açısından bile söz söylemeye hacet yok.

AYM, üç gazetecinin hak ihlali başvurusuyla halen tutuklu olan AYM üyesi Alparslan Altan’ın başvuru dosyalarını gündeme aldığını 6 Ocak’ta duyurdu. 11 Ocak’ta görüşüp kararını aldı. Yerel mahkemeler adeta rest çekip kararı uygulamıyor iki gündür. AYM, üç kararla ilgili Twitter’dan açıklama yaptı.

“Anayasa Mahkemesi, Mehmet Hasan Altan/Şahin Alpay/Turhan Günay başvurusunda başvurucu hakkında uygulanan tutuklama tedbirine ilişkin karar vermiştir. Kararın basın duyurusu ve tam metnine Mahkemenin internet sitesinden ulaşılabilir” dedi. Yine tık yok. Yerel mahkemeler Resmi Gazete’yi mi bekliyor? Tabi ki değil. Dertleri başka.

Üç gazetecinin avukatları başta olmak üzere bütün hukukçular, kararın tutuklu gazeteciler için emsal olduğunda hem fikir. Gelin görün ki, yerel mahkemeler, hukukun dışındaki mekanizmalardan sinyal alamadıklarından olsa gerek hala tahliye işlemlerini gerçekleştirmiyor. Direniyor. Kimden ve nereden aldıkları belli bu cesareti. Tabi ki Saray’dan, tabi ki Erdoğan’dan.

İLK CESARETİ ZERRİN GÜNGÖR VERMİŞTİ

Siz, Yargıtay, Danıştay, Sayıştay başkanları ve üyeleri olarak Rize’de çay toplamaya, Balıkesir’de zeytinyağı hasadına gittiğinizde diğer mahkeme başkanları, sulh ceza hakimleri, yargıçlar, savcılar armut mu topladı sandınız! Onlar da kendilerine ulaklarının getirdiği mesajlarla on binlerin gözaltı ve  tutuklama kararlarını aldılar. Daha ilk günlerde yargıyı esir aldığında; Sulh Ceza Hakimlikleri oluşturulurken, ‘bir projemiz var’ dedi Erdoğan. Ses çıkartmadınız. Danıştay kuruluş yıl dönümü törenlerinde (2014) düğmesi olmayan cübbeyi iliklemeyi başaran Zerrin Güngör verdi ilk cesareti.

En komiği çay toplama partisiydi elbette. İsmail Rüştü Cirit, Zerrin Güngör, Recai Akyel… Hakkını yemeyelim, o zaman davet aldığı halde AYM Başkanı Zühtü Arslan Rize’deki yüksek yargıya ayar seremonisinde fotoğrafa girmedi. Eski Sayıştay Başkanı Recai Akyel ise o çay toplama görüntülerinin ödülünü bir müddet sonra aldı; Erdoğan tarafından AYM üyesi olarak atandı. Gazetecilerin özgürlük kararına karşı kullanılan 6 oydan biri onundur muhtemelen. Ne de olsa kendini atayan belli…

Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Melih Gökçek, “Ankara’ya 20 yıldır deniz getiremedin diyorsunuz ama ben boğaz getiriyorum” diye parti ve belediye proje toplantısı yaparken elleri çatlatırcasına alkışlayanlar sırasında, protokol adı altında yine bu yüksek yargıçlar oturdu. Şimdilik ayrıntılarını bilemediğimiz villa-konut, arazi tahsislerini bu yüksek makam sahiplerinin emekliliklerine yakın ya da sonrasında duyar okuruz.

UNUTULMAZ FOTOĞRAF

26 Mart 2015 tarihli o içler acısı fotoğraf unutulur mu? Yüksek Yargının Erdoğan’a boyun eğip, selamladığı, Yargıtay kapısından uğurlamaya çıktığı manzara kimlere cesaret vermedi ki? Malum, Yargıtay 16. Ceza Dairesi, bir kişinin başvurusu üzerine sözde F… üyeliği konusunda verdiği “örgüte yalnızca sempati duymak veya örgütün amaçlarını, değerlerini, ideolojisini benimsemek, buna ilişkin yayınları okumak, bulundurmak, örgüt liderine saygı duymak gibi fiillerin örgüt üyeliği için yeterli olmayacağı” yönündeki karara ‘tanımıyorum, bizi bu aşamada etkilemez bu karar’ diye rest çekti bir başsavcı. Sonra Yargıtay’a rest çeken bu Ankara Cumhuriyet Başsavcısı Yüksel Kocaman’ın Pınarhisar’da Erdoğan’ın cezaevi günlerinde de savcısı(!) olduğunu öğrendik.

Herkes Erdoğan muhtarları niye Saray’da toplayıp duruyor derken, Yüksek Yargı mensupları koşa koşa 1 Eylül 2016’da Adli Yıl Açılışı gerçekleştirdi.

Başka fotoğrafa ne hacet. ‘Rüzgar eken, yel biçer’ demiş  atalarımız. Erdoğan’a boyun eğip, cübbesine düğme takan, çay toplayıp, zeytin hasadı yapanlar, Saray’ın doğrudan talimatlandırdığı mahkeme başkanlarına, savcılara hangi hukuktan bahsedecekler! Dün çay topladınız, bugün yel biçersiniz. Bu proje mahkemelerin sulh ceza hakimlerine de, seçilmiş mahkeme başkanlarına ve ulakla talimatlandırılmış savcılara sözünüz de hukukunuz da geçmez.

Türkiye'de bu haberi engelsiz paylaşmak için aşağıdaki linki kopyalayınız👇

1 YORUM

  1. Yoruma gerek kalmiyacak kadar net resim. Vakti saati geldiğinde cübbesinin önünde düğme arayanlara ‘ULAN HEPINIZ ORDAYDINIZ BE, BAKIN BU DA BELGESI’ denilir ve geçilir..Fazla söze değmez bu insan, siyasetçi, yargıç MUSVETTELERI..

YORUM YAZIN

Lütfen yorumunuzu yazın
Lütfen isminizi girin