Piyasa Meydan Muharebesi kaç gün sürer?

HABER-ANALİZ | SEMİH ARDIÇ

Türkiye ekonomi cephesinde krizden çıkmak için son fırsatı 24 Haziran 2018 Pazar günü heba etti.

Aile şirketi gibi idare etme vekâletini seçimde Adalet ve Kalkınma Partisi (AKP) lideri Recep Tayyip Erdoğan’a veren 26 milyon kişi (yüzde 52) irtifa kaybeden uçağın sert iniş yapmasını tercih etti.

KOZLAR PAYLAŞILIYOR

Piyasa Erdoğan’ın başkan seçilme ihtimalini “risklerin devam edeceği” şeklinde tevil ediyordu ki kabinenin teşekkül etmesi ile kozlar paylaşılmaya başlandı.

Yasama, yürütme ve yargı artık Erdoğan’ın iki dudağının arasında.

Erdoğan kararname ile devleti kendi tasavvur ettiği çizgiye çekiyor.

Devlet tiyatrolarını kapatıyor…

Merkez Bankası başkanının vazifede kalma müddetini 5 seneden 4 seneye indiriyor…

Yüksek Askerî Şûra’nın kapısına kilit vuruyor…

Emniyet Genel Müdürlüğü makamının üzerine çizgi çekiyor…

Bütün bakanlıkların teşkilat kanunlarını lağvediyor ve damadı Berat Albayrak’ı Hazine’nin başına getiriyor…

AKP mahallesinde bile, “Bu kadarı da ayıp. O kadar yetişmiş insan varken Hazine’nin anahtarını damada vermenin müdafaa edilecek bir tarafı yok.” sesleri yükseliyor.

MEYDAN MUHAREBESİNE DÖRT NALA

Gelin görün ki atı alan Erdoğan, Üsküdar’ı çoktan geçti. Meydan muharebelerine dört nala koşuyor.

Seçimden evvel, “Doları kimin yükselttiğini biliyoruz, hesabını verecekler.” ultimatomu ile muharebenin koordinatları hakkında hayli ipucu vermişti.

Dolar, kabinenin açıklandığı 9 Temmuz’dan bu yana TL’ye mukabil 16 kuruş değer kazandı.

Azerbaycan ve KKTC ziyaretlerinde o sözlerinin devamını getirdi: “Doları birileri tırmandırıyor, gereken yapılacak.”

Erdoğan çok yakında faizlerin de düşeceğinin altını kalın bir şekilde çizdi.

Hazine’nin borçlanma maliyeti son 1 senede yüzde 85 arttı. Geçen sene tahvil faizleri yüzde 11 civarındaydı.

“Birileri bu işi tırmandırmaya çalışsa da, bunun düştüğünü göreceksiniz. Bu kadar emin konuşuyorum. Yeminden sonra devir teslim başladı. Hazine ve Maliye bakanımız elbette ne gerekiyorsa yapacaktır.” ifadeleri ile Erdoğan’ın mizacı ve yaptıkları arasında irtibat kuralım.

Erdoğan mealen diyor ki: “Damadım artık işin başında. Öyle yabancı gazetelerde şu yazdı bu yazdı beni ilgilendirmez. Faizleri indirmesini söyleyeceğim, damadım Berat da engin birikimi ile Merkez Bankası’na bunun usul ve esasını öğretecek. Faizler de düşecek.”

MEHMET ŞİMŞEK’İ DE HARCADI

Mehmet Şimşek’in niçin bakan yapılmadığına dair suâle verdiği şu cevap da manidar: “Yabancı basının yaklaşımlarına göre hareket etmek doğru bir anlayış değildir. Dolayısıyla, onların yaklaşımlarını pek umursamıyorum. Kaldı ki yabancı basın, bizim için hiçbir zaman hayırlı rüyalar görmemiştir.”

Oysa mayıs ayında Erdoğan’ı piyasaların elinden Şimşek kurtarmıştı. Erdoğan 14 Mayıs’ta Londra’da büyük fonların sahiplerine rest çektiğinde dolar 4,92 TL’ye fırlamıştı.

Borsa İstanbul’da iki günlük kayıp yüzde 8,2 oldu. Endeksin 90 bin puanın altına inebileceği belirtiliyor.

Özürlerini iletmesi için bir hafta içinde ikinci defa Londra’ya yolladığı Şimşek için şimdi, “Çok da umurumda!” minvalinde vefasız cümleler sarfediyor.

Erdoğan’ın “harcadığı” bilmem kaçıncı isim oldu Mehmet Şimşek. Bu sefer piyasa ile inatlaşmasında Şimşek olmayacak.

DOLAR 4,82 TL, EURO 5,65 TL OLDU

Erdoğan’ın piyasalara tehdit imasında bulunduğu saatlerde dolar 4,82 TL’ye, euro 5,65 TL’ye tırmandı.

Borsa İstanbul (BIST) kabinenin açıklandığı, yani damat Berat’ın ekonominin patronluğuna getirildiği 9 Temmuz’dan beri mütemadiyen düşüyor. İki günlük kayıp yüzde 8,2. Bankacılık hisselerinin yer aldığı Bankacılık Endeksi 11 Temmuz’da  yüzde 8 düştü.

Ferit Şahenk gibi Türkiye’nin en büyük holdinglerinden birinin sahibi, bankalara borcunu ödeyemeyecek hale düşmüş, Erdoğan’ın umurunda değil. Seri iflaslar bankaların kredileri geri çağırmasına bakıyor. Bankaların da takati kalmadı.

Bankalara kadar uzanan bir borç krizi günden güne büyüyor. Dalgaların tsunami olarak kıyılarımıza vurması an meselesi. Bu tehdidi görmezden gelip para getirenlere kafa tutmanın kimseye faydası yok.

MAYISTA KAÇAN YABANCI SERMAYE TUTARI: 2,4 MİLYAR DOLAR

Mayıs ayı verileri açıklandı. Cari açık 57,6 milyar dolar ve senelik artış yüzde 59. Milli gelirin yüzde 6,5’ini bulmuş cari açık.

5 ayda 7,4 milyar dolar esrarengiz para girişi ile açık bir nebze kapatılmış.

Mayısta hisse senedinden 1,2 milyar dolar, devlet tahvillerinden 1,2 milyar dolar olmak üzere toplam 2,4 milyar dolar net yabancı sermaye çıkışı oldu.

Hazine faizlerdeki artış yüzünden geçen seneye kıyasla yüzde 85 daha fazla faiz ödemek mecburiyetinde kalıyor.

Erdoğan önüne gelene dikleşirken giden paraların yerine neyi ikame edeceğini de söylemeli. Petrol-doğalgaz buldu da bizim mi haberimiz yok! Döviz fazlamız olmadığı gibi, sıcak paranın himmetine muhtaç bırakıldı Türkiye.

PİYASA KÜL YUTMAZ!

Türkiye’nin bugün yapabileceği en son işi icra etmeye kalkıyor Erdoğan. Piyasayı öcü gibi gösterip faturayı onlara yıkmaya çalışıyor.

Baltayı taşa vuruyor. Piyasa kül yutmaz. Onlar verdiği parayı ve alacağını bilir.

Dolar artttığı için resmî enflasyon yüzde 15’i, sokağın enflasyonu yüzde 30’u geçmedi mi?

24 Temmuz’da TCMB’nin toplantısı var. Şayet Erdoğan’ın ima ettiği faiz düşüşü zoraki indirim şeklinde olacak ve TCMB bu şartlarda faiz indirecekse kıyamet o gün kopar.

Aylardır fiyatların kontrolden çıkmasına seyirci kalan, dolar ve euro fırlayınca bir ayda faizi yüzde 5 artıran Merkez Bankası böyle bir hata yaparsa telafisi için yüzde 10 faiz artışı bile kâfi gelmez.

“BEDELİ IMF TARAFINDAN TAHSİL EDİLECEKTİR”

Erdoğan kendisini başkomutan olarak görebilir. Amma velakin ne yatırımcı kurşun asker ne de piyasa muharebe yapılacak bir meydandır.

“İlle de çarpışacağız.” deniliyorsa o muharebe ne kadar mı sürer? Fazla uzun sürmez. Piyasa Meydan Muharebesi, ABD ile Türkiye arasındaki saat farkı kadar sürer.

Erdoğan taarruza devam ettiği takdirde piyasa cephesinde, “Borç yekûnu: 464 milyar dolar. Bedeli IMF marifeti tahsil edilecektir.” senetlerinden gayrı hiç birşey bulamayacaktır.

O kadar sene hayalini kurduğu başkanlığın tadını çıkarmak istiyorsa paranın anladığı lisan-ı münasiple konuşmalı.

Başkomutan ve dahi başkan Erdoğan başlaması ile bitmesi bir olan ilk muharebesinde “Duyun-ı Umumîye” anlaşması imzalamak istemez herhalde.

Türkiye'de bu haberi engelsiz paylaşmak için aşağıdaki linki kopyalayınız👇

1 YORUM

  1. “An meselesi, dalgaların vurması kıyıya”; yıllardır dinliyoruz, biz bu teraneleri ya! “Deniz bitti-bitecek yakında”, “duvara toslayacaklar”, “IMF’den borç para dilenecekler” vd. Kardeşim, bir tarih verirsiniz. Tutmazsa özür diler, bakış açınızı tashih edersiniz. Her seçim sonrası yenik çıkan parti lideri gibi: “aslında meseleyi şu açıdan değerlendirirsek biz kazandık; kazanıyoruz” demenin alemi yok ki! Aya otoban kurulacağına inananları uyandıracak ekonomik sıkıntılar ne zaman olacak?

YORUM YAZIN

Lütfen yorumunuzu yazın
Lütfen isminizi girin