Neden şeffaflık?

YORUM | Doç. Dr. MAHMUT AKPINAR

Şeffaflık, saydamlık, hesapverebilirlik, gün ışığında yönetim  gibi kavramlar demokrasiyle, demokratik işleyişle ilgilidir. Halkın ve yöneticilerin demokrasiyi hazmettiği, anladığı toplumlarda görülür. Demokratik anlayışın olmadığı ortamlarda şeffaflık, hesap verebilirlik olmaz. Otoriter yönetimlere hesap sorulmaz; aksine yönetim hesap sorar. Şefaflık olmaz; onlar neyi ne kadar istiyorsa o kadar gösterir.

Şeffaflık özünde kamusal bir konudur. Daha ziyade devletin, kamu yönetiminin işleyişiyle ilgilidir. Ancak şeffaflık paydaşların/destekçilerin bağış ve destek verdiği STK’lar için çok daha hayatidir.

Dünyada şeffaflık talepleri genelde büyük skandalların, istismarların ardından yükselmiş ve güçlü taleplere dönüşmüştür. ABD’de 1970’lerde patlayan Watergate Skandalı sonrası infial oluşmuş ve Kongre gizliliğe, devlet sırrına dayalı istismarları önlemeye yönelik “Gün Işığında Yönetim Yasası” (The Government in the Sunshine Act) çıkarmıştır.

Gün ışığında yönetim üç temel unsuru barındırmaktadır:

  1. Karar alma süreçlerinin önceden belli olan usul ve esaslara göre yürütülmesi
  2. İdare dışındakilerin yönetimin elinde bulunan ve gizliliği olmayan bilgi ve belgelere kolayca ulaşabilmesi, yani “bilgi edinme özgürlüğü”
  3. Vatandaşın katılımını kolaylaştıracak şekilde idarenin “aleni”, yani açık olması.

Yolsuzluk, yozlaşma, güç istismarı konularıyla başı çok ağrıyan İspanya 1978 yılında Anayasasına şeffaflık ilkesini koymuştur. Aynı yıllarda Fransa “Bilgi İşlem, dosyalar ve Özgürlükler Kanunu” çıkararak yönetimde açıklık ve şeffaflığı sağlamaya çalışmıştır. SSCB eski Genel Sekreteri M. Gorbacev kapalılıktan, verimsizlikten çalışmaz hale gelmiş rejimi “Glasnost” ve “Prestorika”, (Açıklık ve Yeniden Yapılanma) başlığında reform çalışmalarıyla kurtarmaya çalışmıştır.  Ancak kapalı yönetimden kaynaklanan hantallık, verimsizlik, yozlaşmalar sistemin sonunu getirmiştir. 1993 yılında Berlin’de Kurulan Transparency International, şeffaflığın olmadığı durumlarda ortaya çıkabilecek kötü yönetim ve yolsuzlukların boyutuna ilişkin düzenli raporlar yayınlamaktadır.

Şeffaflık ve açıklık AB’nin temel ilkelerindendir

Birlik, şeffaflık ve açıklık uygulamalarını yeni üye olacak ülkeler için zorunluluk haline getirmiştir. Kopenhag ve Madrid Kriterlerini nasıl pratiğe geçirilebileceğini ortaya koymak için 1999 yılında kabul edilen 27 nolu SIGMA Raporunda “Avrupa İdari Alanı” için dört temel ilke açıklamıştır. Bunlar; hukuk güvenliği, açıklık ve şeffaflık; hesap verebilirlik; etkinlik ve etkililiktir. AB’nin 2002 yılında hazırladığı, “White Paper”da şeffaflık ağırlığını korurken, bu kavramla irtibatlı iyi yönetişim, hesap verebilirlik, katılım, merkezi ve yerel yönetim katmanları arasındaki çalışma uyumu, yerindenlik (subsidiarity) ve etkinlik gibi altı önemli ilke daha sayılmıştır.

İngilizcede ki “openness” açıklık; “transparency” şeffaflık kelimelerinin yerine kullanılmaktadır. Ama Türkçede    “aleniyyet”, “sarâhat”, ”fesahat”, “fasihlik”,“vuzuh”, “duruluk” gibi kavramlar  da bulunmaktadır. Yönetim açısından açıklık ve şeffaflık, halkın yönetim tarafından yürütülen iş ve işlemlerden haberdar olmasıdır. Gerekli bilgi ve belgelere ulaşabilmesi, yönetime katılması, yapılanları denetleyebilmesi veya hesap sorabilmesidir. Şeffalık demokratik, temiz ve dürüst yönetim anlayışını ifade etmektedir.

Demokratik ülkeler ve yapılar şeffaf ve açık olmanın gereği yaptıklarını ve hedeflerini düzenli, anlaşılabilir, tutarlı ve güvenilir bir biçimde paylaşırlar. Kamu hizmeti sunan yapılar şeffaf ve açık oldukları ölçüde yönetenle yönetilenler arasında ki güven artacaktır

Avrupa Kamu Yönetimi İlkelerinin yer aldığı SIGMA raporlarına göre açıklık ve şeffaflığın iki temel amacı vardır:

  1. Kötü yönetim ve yolsuzluk riskinin azaltılması yoluyla kamu yararının korunması
  2. İdari kararların dayanaklarını kamuya açıklayarak bu kararlardan zarar görenlerin haklarını aramalarına firsat verilmesi.

Şeffaflık devleti ve kamusal faaliyet gösteren yapıları hesap vermeye zorlayan en önemli mekanizmadır. Çünkü şeffaflık kamuoyuna objektif, açık ve güvenilir bilgilerin sunulmasını gerektiri.

Şeffaflığın zıddı gizlilik ve kapalılıktır

Bilgi, belge ve verilerin açıklanmaması veya eksik, yanlış açıklanmasıdır. Yönetimlerin dıştan gelen etkilere, taleplere duyarsız kalmasıdır. “Gizlilik”, “devlet sırrı” gibi kavramlar kamu güvenliği, kişisel verilerin korunması gibi nedenler yanında istismar, ihmal ve acizliği örtmek için kullanılmaktadır. Gizliliği savunanların büyük çoğunluğu bu haklı nedenleri kılıf yaparak, kötü yönetim gelenek ve uygulamalarını meşrulaştırma eğiliminde olmaktadırlar. Gizlilik, yönetimleri halk nazarında güçlü kılmaktadır. Gizlilik ve kapalılık keyfilik, katı kuralcılık, nepotizm, yolsuzluk, gibi kötü yönetim geleneklerinin ortaya çıkmasını önlenmekte, denetimden kaçma eğilimini güçlendirmektedir. Gizliliğin makul ve meşru nedeni olarak gösterilen “devlet sırrı” kamu düzen ve güvenliği sağlamaktan ziyade başka amaçlar için istismar edilmektedir. Sınırları ve niteliği belli olmayan “devlet sırrı”, “gizlilik”, “tedbir” gibi kavramlar şeffaflık, açıklık ve hesapverebilirlikten kaçmanın  kılıfı olmaktadır. Sınırları belli olmayan sır kavramı vatandaşı devlet karşısında zayıf duruma düşürmekte, hukuk dışı uygulamalara zemin hazırlamaktadır.

İSLAMDA ŞEFFAFLIK

Hadis-i Şerif, “töhmet alanlarından uzak durum” diyor. İslami kaynaklar zandan kaçınmanın yanında “suizanna sebep olacak tavır ve davranışlara girmeyin” diyor. Asrı Saadette ve Hulefa-i Raşidin döneminde çarpıcı şeffaflık, hesapverebilirlik örnekleri vardır. Hazreti Peygamberin (SAV) karşılaştığı arkadaşları suizan etesin diye eşinin peçesini açıp “bakın eşim” demesi şeffaflıktır.  Hz. Ebu Bekir’in (RA) kendisine takdir edilen maaşı bir kap içinde ve hesabını yaparak Hz. Ömer’e iade etmesi şefaflık ve hesap verebilirliktir. Hz. Ömer’in hutbede bir gömleğin hesabını vermesi şeffaflık ve hesap verebilirliktir. Hz. Ali’nin imkansızlıktan yaz kış aynı gömleği giymesi, Hz. Fatıma validemiz hizmetçi isteyince: “Ashabı Suffa’nın ihtiyaçlarını göremiyorken sana bunu yapamam” demesi şeffaflık, hesap verebilirlik, umumun hakkını öncelemektir. Bediüzzamanın bir kavanoz balın, yediği yumurtaların, bir sakonun (kazak) hesabını vermesi ve bunların lahikalarda yayınlanması şefaflıktır. Ama bugün maalesef Şeffaflık Örgütü’nün sıralamasında son 7 ülkenin tamamı Müslüman ülkelerdir.

Şeffaflık bireye, aileye ait mahremiyetle ilgilenmez. Şeffaflık ve hesap verebilirlik kamu görevleribe ve bu görevleri yapan kişilere odaklanır. Kamusal kararlar alanlarla, kamu kaynaklarını kullananlarla   ilgilidir. Şeffaflık, hesap verebilirlik kul hakkını gözetmektir. Zanlara sebep olmayacak şekilde açık, sorumlu davranmaktır.

ŞEFFAFLIK: iş ve işlemlerde süreçlerin, yöntemlerin önceden belirlenmiş olması, neyin kimler tarafından, nasıl yapılacağının bilinmesidir. Hata olduğunda sorumlunun kim olduğunun cezasının ne olduğunun bilinmesidir. Şeffaflık konusunda 3 temel parametre vardır. Bunlar para, personel ve kararlardır. Personel alımı, değişimi, ataması kim tarafından, nasıl yapıldığı, personelin görev ve sorumluluk tanımları şeffaflık gereğidir. Mali kaynakların nereden, nasıl geldiği, kimler tarafından, nasıl harcandığı, nasıl denetlendiği şeffaflığın konularıdır. Kararların nasıl, kimler tarafından alındığı, karar alma süreçlerinin nasıl işlediği, kararların sonuçlarından kimlerin nasıl sorumlu olduğu şeffaflığın gereğidir. Para, personel ve kararlara bakarak yapıların ne kadar şeffaf, demokratik, hesap verebilir olduğunu görebiliriz.

Neden Şeffaflık?

Yozlaşma ve yolsuluklardan kurtulabilmek için!

Gücün insanları bozmaması, yetkilerin istismar edilememesi için!

Kul hakkını korumak için!

Art niyetlilerin kirli, karanlık, manüplatif işler yapamaması için!

Servislerin ve art niyetli yapıların oyununa gelmemek için!

Suizan kapılarını kapatıp güvene dayalı bir kardeşlik, arkadaşlık kurabilmek için şeffaflık!

Stratejik bazı alanları ele geçirip yığınla insanı kirli ilişkiler, hukuk dışı işler içinde gösterenlere tedbir alabilmek için şeffaflık!

Zamanla içerde oluşan ödemleri, cerahatleri fark edip bunları tedavi edebilmek için şeffaflık!

Spekülasyonlara dayalı abartılı başarı hikayelerinden, yanlış yönlendirmelerden, isabetsiz tercihlerden kurtulup yerinde tespitler yapıp sağlıklı verilere ulaşabilmek için!

Şeffaflık, hesap verebilirlik, yönetişim, katılımcılık gibi kavramlar demokrasinin olmazsa olmazlarıdır. Şeffaf yapılar işleyişler kurmadan ne hesap verebilirliği sağlayabilir, ne de katılımcılığı ve yönetişimi temin edebiliriz. Hiçbir yönetimde yöneticiler şeffaf olmak, hesap verilebilir yönetimler kurmak için çaba sarfetmez. Aksine bu yolları kapama, tıkama eğilimindedirler. Hak sahipleri, vatandaşlar, paydaşlar haklarını arayıp bu yolları zorlamazlarsa şeffaf, hesap verebilir, katılımcı yönetimler kurulamaz.

Açıklık ve şeffaflık, yozlaşma ve yolsuzlukları önlemeye yardımcı olur. Hastalıklı anlayış ve uygulamaların uzun süre etkin olmasına fırsat vermez.

Türkiye'de bu haberi engelsiz paylaşmak için aşağıdaki linki kopyalayınız👇

4 YORUMLAR

  1. Mahmut bey yazılarınız genelde Hizmet Hareketi içinde aksadığını düşündüğünüz yönlerin düzeltilmesi amaçlı.
    Lütfen Hizmet’in pratiğini hedef aldığınız intibaını vermemek adına şeffaflık özelinde pek çok teorik bilgiyi barındıran bu yazınızı aksiyona nasıl dökeceğimizi -kaç senedir bu iş içinde olduğunuzu bilmiyorum ama 50 senelik bir Hizmet’in işleyişiyle ilgili yeterli bilginiz olduğunu da farzederek- yazın da ‘Mahmut Akpınar’ın yazıları doğrudan Hocaefendi’yi hedef alıyor’ zannından kendimizi kurtaralım.

    • Bu yazıdan hocaefendi eleştirisi nasil çıkardınız anlayamadım. Bence de yazılanlar hocaefendi nin anlatımlarından derlenmiş gibi. Yazarın halihazırda idari bir görevi varsa sorabilirsiniz siz sorumlu olduğunuz işlerde yazdıklarınızı pratiğe döktünüz mü diye. Hocaefendicilik yapmak yerine dediklerini yapmakta fayda var.

  2. Kıymetli SMEL rumuzlu kardeşim Bu yazıdan hocaefendi eleştirisi nasil çıkardınız anlayamadım. Bence de yazılanlar hocaefendi nin anlatımlarından derlenmiş gibi. Yazarın halihazırda idari bir görevi varsa sorabilirsiniz siz sorumlu olduğunuz işlerde yazdıklarınızı pratiğe döktünüz mü diye.
    Hocaefendicilik yapmak yerine dediklerini yapmakta fayda var. Hesap vermemek için hocaefendi kalkani arkasına sığınanlara dikkat edilmeli.
    Mevzu hocaefendi değil dogrular ve yanlışlar olmalı.

YORUM YAZIN

Lütfen yorumunuzu yazın
Lütfen isminizi girin