Müsvedde!

Haber-Yorum | Naci Karadağ

Türkiye’nin düştüğü durumu daha iyi anlayabilmek adına Halk TV izlenmesi taraftarı oldum hep. Bu kanalın bilinçli ya da bilinçsiz şekilde CHP’den ziyade AKP’ye hizmet ettiğini anlamak için günün herhangi bir saati herhangi bir programını beş dakika izlemek yeterli olacaktır.

Metin Akpınar ve Müjdat Gezen’in konuk olduğu programı izlediniz mi bilmiyorum… İzlemeyenler için şuraya koyuyorum.

Tipik bir Ulusalcı Kemalist ortamında yılların cesur (!) gazetecisi Uğur Dündar tarafından kıvamına getirildikten sonra izleyicinin de kahkaha ve alkışlarıyla coşan iki mizah sanatçısının, bana göre son derece ölçülü, doğru ve yerinde mizah ile harmanlanmış görüşleri vardı.

Pazar günü tatil yapmayı bir kenara bırakan savcının marifetiyle ifadeye çağrılan bu iki sanatçının yalnızlığının bana dokunduğunu dünkü yazımda ifade etmiştim.

Garip olan başta araştırmacı cengaver Uğur Dündar olmak üzere seyircilerden bir kişi bile yanında değildi Metin Akpınar’ın.

Yapayalnız yürüdü iktidarın korkutucu kollarına.

İfadesi olarak bir takım şeyler yayınlandı ama ben olsam Timur’un karşısına çıkan Hoca Nasrettin gibi, “yaptıklarınız bize az bile!” derdim hani.

Dündar, bugünkü iktidara dolaylı ve mümkün mertebe dikkatli bir dil ile eleştirmekten uzak dururken, durumu bilmem kaç yıl önce Süleyman Demirel’i nasıl eleştirdiğini filan söyleyip yazarak durumu kurtarmaya çabalıyor.

Sosyal medyada da benzer bir taktik izledi Dündar. Kendisi doğrudan “bu iki sanatçı benim programımda bunları söylediler. Aynen katılıyorum” bile demedi, diyemedi. Sağdan soldan topladığı mesajları paylaşarak zevahiri kurtarmaya çabaladı.

Dün de köşesinde konuya değinmesini bekleyenler fena halde yanıldılar.

Ne yaptı biliyor musunuz bu korkusuz gazeteci?

Pizza hikayesi yazdı.

İnanmayan şuradan okuyabilir yazıyı. (BKZ)

Anlaşılan Erdoğan’ın “Müsvedde” taktiği işe yaramış ve çok belli etmese de Dündar ve muhalefet temkinli olmuştu.

Dün de ifade etmeye çalıştım, Erdoğan milletimizin bu özelliğini çok iyi bildiği için, ürkütüp, yalnızlaştırdıktan sonra yapıyor yapacağını.

Şöyle dedi yılların emektar sanatçıları için: “Bunlar sanatçı müsveddesi, yargıya hesabını versinler. Bunun bedelini ödeyecekler.”

Nasılsa emrinin altındaki bir savcı hemen harekete geçecekti!

Bu “müsvedde” silahını çok sık kullanan bir siyasetçi Erdoğan…

Mesela bir gazeteciyi hedef alacaksa, “Gazeteci müsveddesi” diyor.

Akademisyen varsa hedefinde “Aydın müsveddesi hainler” diyor ve ekliyor; “haddini bildirin!”

Din alimlerine de çakacağı zaman aynı formülü uygulamaktan geri durmuyor.

Hitap Şu: “İçi boş alim müsveddeleri!”

Sözlükler Müsvedde kelimesinin karşısına şunu yazıyor: Bir şeyin taslağı ya da kötü benzetmesi…

Kılıçdaroğlu belki de bu kelimenin anlamını bildiği için, artık nasıl bir cesaret geldiyse, şunları söyledi dün: “Müsveddenin ne olduğunu görmek istiyorsan aynaya bak göreceksin.”

Haklı ama eksik bir tespit.

Erdoğan sadece şahsi bir müsvedde oluşuyla değil, müsvedde üretimiyle de eşsiz bir karakterdir.

Tarihin belki de en fazla müsvedde üretimi yapan ismidir Recep Tayyip Erdoğan…

Mesela ortalık hukukçu müsveddesinden geçilmez onun döneminde.

Gazete ya da medya müsveddesinin cirit attığı bir dönemin lideridir.

Akademisyen yerine müsveddeleri ortalıkta dolaşır, bazıları danışman olur ve rezil olma pahasına hapisteki gazeteciler için “Onlar gazeteci değil terörist” diyebilir.

Yazar diye sayısız müsvedde çalıştırır yanında.

Din adamı adına tuhaf müsveddeleri besler ve istediklerini açıklatır.

Ülke bile kötü bir toplum müsveddesine döner onun zamanında.

Ve galiba ortalıkta insan ve insanlık kalmayıp, yerine müsveddeler dolana kadar da durmayacak kendileri…

Türkiye'de bu haberi engelsiz paylaşmak için aşağıdaki linki kopyalayınız👇

YORUM YAZIN

Lütfen yorumunuzu yazın
Lütfen isminizi girin