Mustafa Koç’un bıraktığı büyük boşluk [Semih Ardıç]

O perşembe sabahı haber kanalları son dakika bilgisi olarak ‘kalp krizi geçirdiği ve Beykoz Devlet Hastanesi’ne kaldırıldığını’ belirtiyordu. Haberler maalesef doğruydu.

Hekimler ölümle hayat arasındaki o ince çizgide bütün imkânları seferber etmişti. Amma velakin her nefis için mukadder emr-i Hakk vaki olmuştu. Öğle saatlerine doğru acı haber, sahibi olduğu Amerikan Hastanesi’nin önünde verildi: “Mustafa Koç aramızdan ayrıldı.”

Mustafa Koç’un vefat ettiği tarih olan 21 Ocak 2016’nın üzerinden bir sene geçti. Yönünü Şangay’a çeviren Türkiye ondan sonra karanlık bir çukura düştü.

Bıraktığı büyük boşluk doldurulamadı. Eksikliği her yönüyle derinden hissediliyor. Hayatta iken ulu orta konuşmadığı ve yerli yersiz ekranlara çıkmaktan imtina ettiği için merhum Mustafa Bey’in nasıl bir boşluk bıraktığı ilk anda anlaşılmayabilir. Onu yakînen tanıyanların daha kolay tarif edebileceği bir kayıptan bahs ediyorum.

MAVİ GÖZLÜ PATRON

Mavi gözlü patron, iyi bir golfçü, usta bir fotoğrafçı, hızlı bir rallici, müşfik bir baba, iyi bir eş, sır gibi arkadaş gibi sıfatlarının yanında onu en iyi tarif eden kelime tevazuydu. Mütevazı kişiliği, candan tavırları dünyanın en büyük 200 şirketi arasına girmiş Koç Topluluğu’nu başarıdan başarıya koşturan liderlik tacının ziyneti elmaslar gibi parlıyordu.

Rakipleri ile centilmence yarışır, hatta zor duruma düşen isimleri bizzat arayarak yardım etmekten geri durmazdı. Sıkıntılı gördüğü dostlarının en dar zamanlarında yanlarında olması o seviyede çok az insana nasip olmuş bir meziyetti.

Kendisinden yaşça büyük olan işadamlarını sık sık ziyaret eder, onlarla yapmayı düşündüğü işlerle alakalı istişarelerde bulunurdu. Kaybolmaya yüz tutan mektup yazma geleneğini yaşatan nadir patronlardan biriydi. Kendi el yazısı ile yazdığı mektuplarda nezaket ve belağat iki kanatlı kuş misali pervaz eder, kısa ve öz muhtevaya sığdırdığı bilgi zenginliği ile muhatabının takdirini kazanırdı.

‘HALK BİZİ YANLIŞ TANIYOR’

mustafa koçHalkın, Koç ailesini, şirketlerini yanlış tanıdığını belirtir, bu imajı düzeltmek için sık sık Anadolu şehirlerine, ilçelerine planlı plansız seyahate çıkardı. ‘Anadolu Buluşmaları’ ismi ile belli merkezlerde bayileri ile bir araya gelir, hepsi ile tek tek alakadar olurdu. Toplantılar bittiğinde en yakın Arçelik, Türk Traktör, Tofaş/Fiat, Ford veya Beko bayiini ziyaret ederdi.

Hususî hayatlarına dâir kulaktan kulağa yayılan mesnetsiz haberler kendisine suâl edildiğinde, “Ayıp bir şey değil de bizi Musevi zanneden insanlar varmış. Düşünün bunu bile bilerek çarpıtıyor insanlar. Çıkıp ‘Hayır ben Elhamdülillah Müslüman’ım da denmez ki.” cevabını vermişti.

Dedesi Vehbi Koç’un vasiyeti çerçevesinde her Ramazan ayında Fatih Camii’nde fıtır sadakası zarflarını ihtiyaç sahiplerine takdim ettiklerini de dost sohbetlerinde ağzından kaçırmıştı. Akabinde birkaç kişilik heyetten, “Aman bu gizli yapılması gereken bir ibadet. Duyulmasın. Yardım ettiğimiz insanlar rencide olmasını istemem.” ricasında bulunmuştu.

GÜLEN’İ ZİYARETİ ERDOĞAN’I RAHATSIZ ETTİ

Fethullah Gülen’i ABD’de ziyaret ettiği ve kendisi ile hasbihalde bulunduğu için iktidar medyası tarafından hedef alındı. Türkçe olimpiyatları’na sponsor olması ile Gezi hâdiseleri arasında irtibat kurmaya çalışan havuz medyasını net bir dille tekzip etti. Hepsinde mahkemeden çıkarttığı tekzip metinlerini yayınlattı. Takvim gazetesinin ahlaksızca attığı o manşetten sonra günlerce kendine gelemedi. Güya Gezi’nin üst akılı Koç’muş ve Divan Otel eylemcilere lojistik destek vermiş. Gezi üzerinden algıyı şekillendirmek, hükûmetin kabahatini Koç’a yıkmaktan başka bir maksadı yoktu bu iftiraların. Zira Tayyip Erdoğan’ın Gülen’e dostane çerçevede gerçekleşen ziyaretlerden rahatsızlık duyduğu biliniyordu.

Mustafa Koç, kuru gürültüye pabuç bırakmayacak kadar kendinden emin bir adamdı. Cemaat aleyhine beyanat vermesi yönündeki telkin ve imalara rağmen, “Herkesle görüştüğüm gibi Gülen ile de görüştüm, ne var bunda.” diyerek şahsiyetli bir duruş sergilemişti.

BUGÜN MEMDUH BOYDAK’A YAPILAN YARIN HERKESE YAPILIR

56 yaşında dünya hayatına veda ettiğinde arkadaşı Memduh Boydak tevkif edilmemişti. Eylül 2015’te Memduh Bey gözaltında tutulduğu üç gün boyunca TÜSİAD’ın yüksek sesle bu hukuksuzluğa karşı çıkmasını istemişti.

O günlerde bir resepsiyonda, rahatsızlığını şu sözlerle aktarmıştı: “Memduh, TÜSİAD yönetim kurulu başkan yardımcısı. Boydak Holding’in CEO’su. Herkesin gözü önünde yaşayan bir işadamını ifadeye çağırırsınız kalkar gider. Sabah vakti evini basmak, nezarethanede tutmak kabul edilemez. Bugün ona yapılanların yarın herkesin canını yakabileceğini, yatırımcıyı ürküteceğini unutmayalım.” O gün TÜSİAD’ın dik duruşu etkili olmuş ve Memduh Boydak serbest bırakılmıştı. Haddi zatında ne suç vardı ne de bir delil.

10 milyar TL büyüklüğü olan bir grubun CEO’sunu derdest etmek için gizli bir tanığın hezeyanları kâfiydi. Mustafa Bey’in vefatından iki ay sonra yine saat 05.00’te Memduh Bey’in evi basıldı, Kayseri Emniyeti’ne hibe ettiği otomobille hapishaneye götürüldü. O günden bu yana 10 ay geçti, Memduh Boydak, ağabeyi Hacı, kardeşi Bekir ve amcasının oğlu Şükrü beylerle zindanda tutuluyor. Suçları fakir talebeye burs vermek!, Bank Asya’ya para yatırmak!

Mustafa Bey’in yokluğundan mıdır bilinmez TÜSİAD bu sefer hukuk cinayetinde sessizliğe büründü. Hatta Başkan Cansen Başaran Symes, yönetim kurulu üyeliğinden istifa ettirerek Memduh Bey’i yalnız bıraktı.

ENDİŞESİNDE HAKLI ÇIKTI

Merhum Mustafa Bey hayatta iken dile getirdiği endişesinde maalesef haklı çıktı. Memduh Boydak ile test ettikleri cadı avında kimsenin sesinin çıkmadığını gören AKP iktidarı buradan aldığı cesaretle binlerce işadamını ‘hayırseverlik’ suçundan hapse attı. Şirketlere, banka hesaplarına, mal varlıklarına, eş ve çocukların pasaportlarına kadar el koydu. Zulüm ve baskı atmosferinde ekonomi 2001 krizinden daha beter vaziyete düştü.

Türkiye’de kutuplaşmanın son bulması adına hüsnü niyetle gayret etmiş, demokrasi ve hukuk çizgisinden, AB hedefinden taviz vermemiş bir isim olarak Mustafa Koç’un yokluğunu şu karanlık günlerde iliklerimize kadar hissediyoruz.

Allah (cc) rahmeti ile muamale eylesin…

mustafa koç dönemi

Türkiye'de bu haberi engelsiz paylaşmak için aşağıdaki linki kopyalayınız👇

YORUM YAZIN

Lütfen yorumunuzu yazın
Lütfen isminizi girin