Müceddidin vazifesi vefat edince biter!

Yorum | Cemil Tokpınar

Yıl 1930… Altı asırlık koca çınar olan Osmanlının yıkılması üzerine hem onun mirasına konan hem de onu reddeden yeni Türkiye’de peş peşe yapılan inkılaplarla millet ve bilhassa gelecek nesiller dininden, ahlâkından, maneviyattan koparılıp dünyevî bir sistemin temelleri atılıyordu. O yıllarda Barla’ya sürgün edilen ve milletin imanına hizmet için Risale-i Nur eserlerini yazmaya başlayan Bediüzzaman Said Nursî Hazretleri, çok kısa zamanda Isparta ve çevresinde tanınmaya başlar. Buram buram iman ve İslâm hakikatlerini işlediği Risale-i Nur parçalarını yazıp çevresine ulaştırırken, çok ağır takibat ve mahrumiyet yaşamakta, korkunç bir gurbet ve yalnızlık çekmektedir.

Üstad Çam Dağı’nda aylardır tek başına ibadet, tefekkür, zikir ve dua ile birlikte Risale-i Nur hizmetine odaklandığı günlerde yaşadığı gurbeti Mektubat isimli eserinin 6. Mektub’unda pek acıklı bir surette anlatır. Hani hatırlarsınız, şöyle feryat ettiği mektup:

“Yâ Rab! Garibem, bîkesem, zaîfem, nâtüvanem, alîlem, âcizem, ihtiyarem,

Bî-ihtiyarem, el’aman gûyem, afv-cûyem, meded-hâhem zidergâhet İlahî!”

İşte bu mektubun sonunda aklına bir soru gelir ve onu talebelerine yazar:

“Madem ben garibim ve gurbetteyim ve gurbete gideceğim; acaba şu misafirhanedeki vazifem bitmiş midir? Tâ ki ‘sizleri ve Sözler’i tevkil etsem ve bütün bütün alakamı kessem’ fikri hatırıma geldi. Onun için sizden sormuştum ki: ‘Acaba yazılan Sözler kâfi midir, noksanı var mı? Yani, vazifem bitmiş midir? Tâ ki rahat-ı kalble kendimi nurlu, zevkli, hakikî bir gurbete atıp, dünyayı unutup, Mevlâna Celaleddin’in dediği gibi,

دَانِى سَمَاعِ چِه بُوَدْ بِى خُودْ شُدَنْ زِهَسْتِى

اَنْدَرْ فَنَاىِ مُطْلَقْ ذَوْقِ بَقَا چَشِيدَنْ

deyip, ulvî bir gurbeti arayabilir miyim?’ diye sizi o sualler ile tasdi’ etmiştim.”

Hey Koca Üstad, niçin böyle düşünür, neden talebelerine bunu sorar? Kendisine yüklenen manevî vazifenin nasıl verildiğini, nasıl yönetildiğini ve nasıl sona ereceğini bilmez mi?

Elbette bilir. Peki, niçin talebelerine böyle sorar?

Belki mutmain olmak için, eserlerinin tesirini görmek için, talebelerinin hizmet etrafında kenetlendiğine şahit olmak için, Allah’ın dergâhında el açtığında arkasındaki güzide talebelerin desteğini şefaatçi yapmak için… Belki de başka sebepler ve hikmetler için talebelerinin görüşlerini merak eder, ısrarla cevap ister.

Peki, talebeleri ne cevap verirler?

Cevaba geçmeden niçin bu hatırayla başladım yazıya, onu anlatayım.

Masum ve iyi niyetli diye başlayan tenkitler, artık açıkça Muhterem Fethullah Gülen Hocaefendiyi ve cemaatin birliğini hedef almaya başladı. Geçtiğimiz günlerde yayınlanan iki yazıda, “Cemaat kendisini lağvetmeli” ve “Hocaefendi ve Hizmet Hareketinin liderlik yapısı çekilmeli” görüşü dile getirildi.

Bir söz mertçe söyleniyorsa takdir ederim. Lafı eveleyip gevelemek yerine açıkça maksadını söylemek, cemaat mensuplarının da alacağı tavrı netleştirir.

Her neyse… Bunun üzerinde fazla durmayıp Üstadın hatırasına dönelim. Orada Üstad, “Vazifem bitmiş midir?” diye sormuştu. Burada ise birileri, hem Hocaefendinin, hem de cemaatin vazifesinin bittiğine hükmediyorlar. Biz bu hükme yabancı değiliz aslında. Beş yıldır Hocaefendi ve Hizmet mensuplarına yönelik saldırıları yapan küresel güçler ve yerli işbirlikçilerinin hükmü de aynı şekilde. Farkı şu: Birisi Cemaat dışından geliyordu, diğeri cemaat içindeymiş gibi gözükenlerden geliyor.

İşte Üstadın sorusuna talebelerinden Hulusi Yahyagil Ağabeyin verdiği cevap, “Hocaefendi ve Cemaatinin vazifesi bitmiş mi yoksa artarak devam mı ediyor?” sorusuna açıklık getiriyor. Hulusi Ağabeyin ilgili mektubu Barla Lâhikasında yer alıyor. “Vazifenizin bitmediğine dair düşünebildiğim burhanlar “ diye başlayıp “İhtiyaç da, hizmet de bitmemiştir” şeklinde biten altı maddelik bir gerekçe var.

Bunları tek tek sıralayıp günümüzle ilişkisini kısaca açıklamak istiyorum:

1- “Bid’atların çoğaldığı bir zamanda ulemanın sükût etmemeleri lâzım geldiğine dair beyan buyurulan hadîsteki emir ve zecr.”

Bütün dünyada küfür, zulüm, ahlâksızlık artmışken âlimler hakkı konuşmak şöyle dursun, dilsiz şeytan olmanın da ötesine geçip zulmü ve zalimi alkışlıyorsa geri çekilmek mi gerekir yoksa daha fazla hizmet etmek mi? Hocaefendi ve hizmetin kendisini lağvetmesi demek düşmanların amacına hizmet edip intihar etmesi demektir ki, intihar caiz değildir.

2- “Peygamberimizin ittibaına mükellef olduğunuzdan onlar gibi müddet-i hayatınızca vazifeye devam mecburiyeti olduğu.”

Mademki peygamberler (a.s.) vefat edinceye kadar hizmet ederler, onların peşinden giden, dertleri ve hedefleri hak ve hakikati anlatmak olan Allah dostları da son nefesine kadar vazifeye devam etmek mecburiyetindedir. Değil kendini lağvetmesi, hizmette bir adım geri atması dahi düşünülemez.

3- “Madem bu hizmet münhasıran re’yinizle değil, istihdam olunuyorsunuz; nasıl Mübelliğ-i Kur’an, Fahr-i Cihan, Habib-i Yezdan Sallallahu Aleyhi ve Sellem Efendimiz Hazretleri bir gün اَلْيَوْمَ اَكْمَلْتُ لَكُمْ دِينَكُمْ ferman-ı celilini tebliğ buyurmakla aynı zamanda vazife-i risaletinin hitamına remzen işaret eylemişti. Muhterem Üstadın da hizmeti kâfi görülürse, bildirilir kanaatindeyim.”

Biz inanıyoruz ki, Hocaefendi, gerçekleştirdiği iman ve hayat hizmetinin şehadetiyle asrımızın müceddididir. Bu kanaat, sadece benim görüşüm değil, birçok büyüğümüz bu inancı taşımaktadır. Nitekim 2015 yılındaki bir toplantıda Hekimoğlu İsmail Ağabeyimiz kanaatini şöyle dile getirmişti:

“Bendeniz, hem Bediüzzaman’ın, hem de Fethullah Hoca’nın talebesiyim. İkisi de müceddiddir!”

Üstad Hazretlerinin yakın talebesi ve “Hayatım, hayatınla devam edecek” dediği Mustafa Sungur Ağabeyin Hocaefendi hakkındaki müspet kanaatlerini bizzat kendisinden dinlediğim gibi birçok kimseden de işittim. Nitekim Sungur Ağabey de şöyle demiş: “Biz Üstadın varisiyiz, Hocaefendi ise vekilidir.”

Hocaefendi ve cemaatin zahiren mağlup gibi görünmesi gerçekleri değiştirmez. Bunları Namık Kemal’in şu beytiyle değerlendirmek gerekir:

“Hakîr olduysa millet şânına noksan gelir sanma,

Yere düşmekle cevher sâkıt olmaz kadr ü kıymetten.”

4- “Sözler hakkında bugüne kadar sükût edilmesi ve tenkide cür’et edilmemesi, ilâ-nihaye bu hâlin devam edeceğine delil olamaz. Hâl-i hayatınızda muhtemel hücumlara evvelen ve bizzât zât-ı fâzılâneleri cevab vereceksiniz.”

İlerleyen yıllarda Üstadımıza ve hizmetlerine tenkit ve saldırılar olmuş, o da yayınladığı mektuplarla cevap vermiş, hatta bunların bir kısmı daha sonra “Bediüzzaman Cevap Veriyor” ismiyle kitaplaşmıştır. Hocaefendi de gerek haftalık Bamteli sohbetleriyle, gerekse basına verdiği röportajlarla iddia ve iftiraları cevaplamakta ve kendisini rehber kabul edenlere yol göstermektedir. Yoğun saldırı sürecinin yaşandığı Eskişehir, Denizli ve Afyon Hapislerinde Üstadın yazdığı mektuplar talebelerine ümit, çare, ışık ve çözüm olduğu gibi, Bamteli’nde dile getirilen hususlar da ona gönül veren milyonlara ümit, teselli, çare ve ışık olmaktadır.

5- “Dünyayı unutmak isteseniz, başka hiçbir sebep olmasa dahi yalnız bu mübarek Sözler’le rabıta peyda eden insanların rica edecekleri izahatı vermek isteyecek ve cevapsız bırakmayacaksınız.”

Buradaki Sözler’den maksat, Risale-i Nur’dur. Günümüze uyarlamak gerekirse, bütün dünyayı kaplayan Hizmetle ilgili sorulacak sorular ve yapılacak istişareler, Hocaefendi’nin hizmetinin bitmediğini, aksine artarak devam ettiğini göstermektedir.

6- “Allah için sizi sevenlere ve sizden istizahta bulunanlara yazdığınız pek kıymetli yazılarla meclis-i ilminizde takrir buyurduğunuz mütenevvi ve Sözler’e bile geçmeyen mesail kat’iyyetle gösteriyorlar ki; ihtiyaç da, hizmet de bitmemiştir.”

Tıpkı Hulusi Ağabey gibi biz de diyoruz ki, bunca haince ve münafıkça komplo ve tezgâhların bulunduğu bir dünyada, Hocaefendi’nin ferasetine, basiretine, dirayetine, dualarına, ibadetine, ikazlarına, hizmetine çok ama çok ihtiyacımız var. Bu yüzden Rabbimiz ömür verdikçe oluşturduğu Hareketin başında olmasını biz can ü gönülden isteriz, sağlığı ve uzun ömrü için dua ederiz. Ama emr-i Hak vaki olursa da, birlik ve beraberlik içinde istişarenin hakkını vererek, vazife bölümü yapıp yeni projelerle yolumuza devam ederiz. Ayrılık teklifi kendisinden bile gelse, Hey Gidi Günler vaazında camiyi lerzeye getiren, “Hocam bizi bırakma, Hocam yine vaaza gel” diye ağlayıp çığlıklar atan cemaat gibi “Gitme Hocam, vazife de, hizmet de bitmemiştir” sedalarıyla gök kubbeyi çınlatırız.

Çünkü Hocaefendi ve Hizmet Hareketi, Üstadımızın ve Risale-i Nur’un yüzünü ak etmiştir. Çünkü Risale-i Nur’u dünyanın 180 ülkesinde orijinal dili olan Türkçe olarak okutmuştur. İslâm âleminin şeref ve haysiyetini kurtarmıştır. Çünkü İslam’ın terörle birlikte anılamayacağını, aşkla şevkle nasıl yaşanacağını ve nasıl anlatılacağını göstermiştir.

Bizim Hocaefendi ve Hizmeti değerlendirmemiz zahirî galibiyet veya mağlubiyetine endeksli değildir. Şu andaki tablo kimseyi aldatmasın. Yarın devran döner, dünyaya hâkim olan ve hiç yıkılmaz sanılan zulüm saltanatı yerle bir olur, masum ve mazlumlar kurtulur, Hizmet bütün cihanda haklılığını ispat eder.

Oyun içinde oyun yaşıyoruz. Cemaate darbeci dediler, dünyayı inandıramadılar; terörize etmek istediler, müspet hareketin önünde mağlup oldular, mazlumlar hiç kimseye bir yumruk bile atmadı; cezaevlerinde isyan komplosu da Allah’ın inayetiyle boşa çıktı.

Şimdiki hedef, cemaat içi fikir ayrılıkları oluşturup birlik ve beraberliğimizi yok etmek, sen-ben kavgasıyla cemaati bölmek. İnşallah bunu da başaramayacaklar.

Safları sıklaştıralım dostlar, birlik ve beraberliği, uhuvvet ve tesanüdü hâkim kılalım. Duaya, ibadete, hizmete odaklanalım. Bakın göreceksiniz, bu kışlar geçecek, Allah ne baharlar yaratacak.

Türkiye'de bu haberi engelsiz paylaşmak için aşağıdaki linki kopyalayınız👇

23 YORUMLAR

  1. Peki eleştiri yapanları hizmet dışı, yabancı güçlerin yerli işbirlikçisi ilan etme hakkını nasıl kendinizde büküyorsunuz? Ya dediginiz gibi değilse? Eleştiri yaptığı için fitne çıkardığını düşündüm ve hizmet dışı ilan ettim mi diyeceksiniz öte tarafta?Siz kimin hizmetini kimden esirgiyorsunuz?? Ister inanın ister inanmayın ben kendimi hizmet sempatizanı ve kimi zaman, Allah kabul ederse, öğrenci arkadaşlara da yardimci olmaya çalışmış biri olarak görüyorum ve ‘koskoca’ cemil hocaların bu tarz yazılarını gördükçe hizmete sempatim değil tersine antipatim artıyor. Koskoca 3 sene geçmiş. Ust kadro darbe konusunda bir tiyatro, bir kontrollü darbe, bir ufak bir grubunda içinde bulunduğu bir kalkışma diyor. H.efendi ilk etapta a.oksuzu tanımıyorum dedi. Bu muğlaklık neden? Bugün kontrollü darbe diyen biri yarim hocaefendi tekrar tiyatro derse hemen ağız değiştirecek. Yanlış mi? Insanlarimiz sagda solda nasıl tiyatro bir darbe olduğunu anlatıyor, mağduriyetlerden bahsediyor. Ya bi kısım katıldıysa ve bir takım dengeler gozetilecek diye biz doğruyu söylemiyorsak? A.donmez afsv için yorum istediğinde kurum niye ilk etapta yorum yapmadı da tepkileri bekledi? Niye herkes açıklamayı alkışladı da donmez’i yalnizlastirdi? Açıklamayı alkışlayanlar samimi ise eleştirenleri ve bu gibi gazetecileri de desteklemesi lazim zira onlar olmasa bu açıklama olmayacaktı

    • Sen hizmeti anlamamışsın sanma ki seni ve eleştirenleri dışladılar. Burda yazılanlar çizilenler falan filan , içinde ajan olduğunu bildiklerine bile ses edilmez.AMAÇ RIZAYI ILAHI. YOL EFENDILER EFENDISI HZ. MUHAMMED S.A.V VE EN BUYUK MUCIZE KURANI MUCIZUL BEYAN. Gerisi teferruat.

      • normalde bu tarz biseyi cevaplamam ama size deger verdigim icin cevapliyorum. Cemil hoca yukarda boyle yazmis: “Beş yıldır Hocaefendi ve Hizmet mensuplarına yönelik saldırıları yapan küresel güçler ve yerli işbirlikçilerinin hükmü de aynı şekilde. Farkı şu: Birisi Cemaat dışından geliyordu, diğeri cemaat içindeymiş gibi gözükenlerden geliyor.”

  2. Bu yorumum da cemaat gazetecilerine. Tabi eğer tr724 editorleri onaylarsa.
    Niye ahmet dönmesin iddialarını ilk etapta atladiniz da sonra afsv açıklamasını günlerce tweetlediniz? Samanyolu, aktifhaber, boldmedya, turkishminute?? Tr724 u takip edemedim. Hiç birşey öğrendiniz mi şu 4 5 yillik sürede?
    Mesleginizin hakkı sorulmayacak mi peki ötede? Sizleri hala sadece bir takım insanların okuyor olmasında sizin de payınız yok mu? Mağduriyetlerin farklı görüşten insanlara ulaşmamasında bu testlerden gecememenizin payı yok mu? Ötede magdur olan adam sormaz mi doğru habercilik yaparak verilen kaynakları niye düzgün kullanmadın ve benim sesimi niye daha kuvvetli duyurmadın diye?

  3. Allah ebeden razi olsun hocam. Su zorunlu surecte hep motivasyonumuzu artirdiniz. Bu zor gunlerde hep Hocamiza ve hizmetimize sahip ciktiniz, Rabbim de sizi Efendimiz(sav) e komsu eylesin.

  4. Aci görmüş insanlara elbette bir acıklama yapilmali. Ama kanimca Cemil Hocamin ve diğer değerli fikir insanlarinin değerlendirmeleri çok yerinde ve isabetli.

    Şahsen aci yaşamiş insanlarin fikirleri bana daha değerli geliyor. Hocaefendi ile ilgili yapilan yakişiksiz ifadeleri tasvip etmek mümkün değil. Onun gibi insanlar bir parti, dernek veya başka bir sivil toplumun lideri değiller ki istifalarini bassinlar.

    Hizmetle devam eden yüzbinlerce insan hala Hocaefendiyle beraberler. Bizler onun ve onun gibilerinin peygamber varisleri olduğuna inaniyoruz.

    Elbette yanliş yapanlar ve mit gibi yapilarla hareket edenler ayiklanmali ama bununda şuan ki konjuktörde çok da mümkün olmadiğını biliyoruz. Ama buna rağmen alttan gelen şikayetler en iyi şekilde değerlendirmeli.

    Belli şeyleri yazarken acilari yaşamiş, 10.5 ay Atina’daki çaresizliği de yaşamiş, çocuklarimla sürgünde biri olarak yaziyorum.

    Ben Hocamla hala ilk günkü gönül mühabbetimi devam ediyorum.
    Varsin birileri içindekini kussun…

    Bir de insanlarin garip garip takma isimlerle yorum yazmalari ayrica çok garip.

  5. Sa Hocam Allah sizden ebeden razı olsun elinize gönlünüze sağlık Rabbim istikamette ayırmasın çok faydalı müsbet bir yazı kaleme almışsınız

  6. Elinize saglik Cemil hocam tesbitleriniz ilmi vicdani ve mantiki,
    lakin gordugum kadariyla bu bile dogal olarak boyle bir ortamda okuyucu tepkisi almis.

    Nacizane kanaatim sudur ki; bir kisim kardeslerimiz “Yapilan yanlislar ve bu hatalari yapanlar korunup kollanarak butun bir camianin zan altinda birakilmasi, hemide tedbir alinmayarak ileride daha buyuk aci ve magduriyetlerin yasanabilecegi endisesi tasirken, bir kisimlarimizda elestiride kantarin topuzunun kacirilip yine koca bir camianin karalanmasi, hizmetin icten bolunmenin esigine getirilmesi ” vs turunden endiseler tasimaktadir.

    Sizin bu yaziniz ve Veysel Ayhan beyin “Sizce Dunyada Enzor sey Nedir (hakperest olabilmektir)” basligiyla yazdigi yazi ve benzerleri birlikte mutaala edilip her iki tarafinda endise ve arzularina cevap, cozum/merhem olacak turden bir yol bir metod muhakkak bulunup acilen tatbikine basanmalidir kanaatindeyim.

  7. Yazınız için Allah razı olsun. İçeriden çıkmış biri olarak söylüyorum içeride tanımaktan şeref duyduğum o güzide insanların hürmetine(benim imanı inancımı artırdılar) Rabbim inşallah bu hizmeti zayi etmeyecektir .
    Her yerde olduğu gibi bu hizmet içerisinde de kendi benliği altında kalmış, Allahın imtihan olarak kendine sunduğu imkanları kendi şahsi malı sayan, nezih çehresini hakkı olmadı halde kirleten insanları en hayırlı şekilde en kısa zamanda temizlesin inşallah.

  8. İçimize inşirah vesilesi oldu yazınız.

    Var olun.

    Ancak eleştiri çok münbit bir zemin oluşturuyor/vesile oluyor.

    Şimdiye kadar geç bile kaldık. Ahmet Kuru Bey’in eleştirisi olmazsa biz bu açıklamaları duyamayacaktık.

    Niyet okuyamıyoruz, kim iyi, kim kötü niyetli bilemeyiz.

    Eleştirebilirler, izah isterler. Gayet normal. Aksi anormaldi zaten.

    Biz de kafa patlatır, doğru cevaplar vermeye çalışırız.

    Bunlar hayırlı inşallah.

    Yani bütün dünya ve talihsiz bir parti başkanı kalkıp Hocamızı hizmetlerini sonlandırmaya çağırdığında bizim mukni cevaplarimiz olmayacak mı?

    Yüzlerce cevabımız olacak.

    O talihsiz de dizlerini dövsün, bağrını yumruklasın.

    Ahmet Kuru’nun yazısı içimizi yaktı. Canı sağ olsun. Kınamak en yanlış yol. Ama Kuranî izahlarımızla böyle düşünen/düşünecek herkesi ikna etmek de Hocaefendi’ye talebe olan,inşaallah kabul ederse, bizlerin boynuna borç.

  9. Cemil hocam boyle gereksiz bir insani kale almisiniz ya, Ask olsun size.

    Simdi bu kale aldiginiz adama bir sorumvar HE nin kurmus oldugu bu hizmet olmasaydi kendi gibi Alevi bir aileyeye mensup bir Marasli vatandasimiz sunni bir cemaatle tanisip sonra o cemaate belli gorevler yapabilirmiydi? Bu rahatligi hangi cemaat verirdi ona? belki Hizmet 2.0 da kendi yapar.

    Yazi ile ilgili yorum yapmanin anlamsiz oldugunu dusunuyorum, cunku yazi anlamsiz bence. Cevabi siz yapmisiniz Cemil bey ama bu adam hizmettemidir degilmidir diye yorumlara yazanlar icin soyluyom.
    Hani mevlana demis once soyleyene bakaca.

    oncelikle Bu adam bir akademisyen degil

    Vasat zekaya sahip oldugu cok belli ama hizmette ulke imamliklari falan yapmis. ( boyle biri ulke imamligi yapmis yani)
    Simdi bence Hizmet in olagelen en buyuk probleminin bir canli ornegi bu bey. HE ve yonetim kadrosunun en buyuk hatasi ve belkide hizmetteki en buyuk hatta butur insanlarin prim yapmasina huznu zanlari ile yardim etmis olmalariydi. Adil O. Sezai ve benzerleri ortada.
    Bu adami malesef tanima talihsizligine erdim, ve malesef sayamayacagim kadar sahtekarligi ve yalanina rasladim, tabi ilgililere ilettim, Sonuc?
    SU ICINDE TIMSAH ILE SAVASAMASINIZ = HIZMET ICINDE YALANCI BIR INSANLA SAVASAMASINIZ. Hele bu adam yonetici konumundaysa.

    Bu sahisin yaptiklari ile ilgili bir iki ornek verecem. Kendi beyanina gore samsun 19 m. universitesi ingilizce bolumunu bir kac yil uzatarak kopya ile gecmis biri. Ehliyet sinavini bile gecemeyip Filipinlerden rusvetle ehliyet almis bir adam. Amerikaya ilk giderken aldigi vizede sahte dokumanlar kulanmis.

    Simdi doktora tezinde bir paragrafin referansini veremeyen birini bakanliktan atan bir topluma bu adam ne verebilir?
    Buyrun kendi dilinden hayat hikayesi ( mucize imis )
    https://divinity.duke.edu/sites/divinity.duke.edu/files/documents/faculty/Divine-Intervention-Abdullah-Antepli.pdf

    Kendini anlattigi bu yazida beyimiz imamlik egitimi aldigini, Miyyamara Bir NGO la falnan gittigini ,sex kolesi cocuklar icin yetim hane kurdugunu anlatmis.
    Simdi nerde bu hayat hikayesinde Hizmet ve Hoca Effendi ? Kim onu Miyammara gonderdi, 12 yasindan 30 yasina kadar hizmet icindemisya.
    Huznu zan edelim, yalan soylemiyor kardesim sadece birseyi soylemiyor, yani sakliyor . Hadi oyle olsun ama bu bile bir akademisyeni koltugundan etmek ve title larini almak icin yeterlidir.

    Linkini verdigim ve kendini anlatigi yazida islam karsiti sekuler bir Aileden geldigini anlatiyor, Eywallah. Ayni adam bir israil gazetesine Anti- semetiz olarak buyutuldugunu soyluyor. Hoppalla.

    Peki bu adam 12 yasindan 30 yasina kadar aktif hizmette imis sonra Anti Semite yayinlarla buyudugunu soylemis. Demek HE, Ustad hep satir aralarinda bunu islemisler. Buyrun :

    The irresistible force is Imam Antepli, who was born in Turkey, was raised an unremarkable anti-Semite, was self-motivated to seek out and promote a better Islam, and became only the second full-time Muslim chaplain on a US university campus.( https://www.timesofisrael.com/topic/abdullah-antepli)

    “I felt I’d exhausted my capacity for outreach for many years,” Halevi said. What changed for him was his meeting Abdullah Antepli, a Muslim imam and founding director of Duke University’s Center for Muslim Life, who calls himself “a recovering anti-Semite.” Antepli grew up reading anti-Jewish literature in Turkey but, on learning more about Judaism and coming to America, he came to believe that Muslims here could benefit from understanding and improving relations with American Jews.
    ( https://jewishweek.timesofisrael.com/reaching-out-across-the-barriers)

    Akademisyen imis ? peki Afrikada Prof. title i ile diyalok toplantilari, panaler falan yapti eywallah. Peki nerde bunu akademik urunleri. yayin kitap falan ? kac kisi kulanmis ? kac atif almis ? ben bulamadim.
    Yine buyrun;
    Prof. Abdullah Antepli ise “Fethullah Gülen öğretileri, 21. yüzyıl insanının problemlerinin ideal çözümünün dinlerarası diyalogda olduğunu anlamamızı sağladı.” dedi. Konferans sonrası iki konuşmacı da konferansı takip eden yerel basın mensuplarının sorularını (https://www.haberaktuel.com/kara-kita-da-fethullah-gulen-konferanslari-devam-ediyor-haberi-434653.html)
    Habide , Bu adam Imam A. antepli diye dolaniyor ? nerde imamlik egitimi almis? birakin onu Kurna i kerimi kaidelerine uygun yuzunden okuyabilirmi?

    Ayni hayat hikayesini bir hizmet ortaminda farkli, bir amerikan universitesinde farkli, bir israil gazetesinde farkli bulursunuz. Afrikada farkli. Ozetle : Ruzgar ne yone eserse Yelkeni o tarafa aciyor.

    Simdi taniyanlar bir zahmet bu konulari acmayip bu adamin ipini pazara cikarmasa HIZMETIN hakkina girerler bence. Peki Miyammara yillarini vermis ve orada Okulara vesile olmus, hizmetlere vesile olmus daha sonrada Malezyada Kacirilmis Turgay KARAMAN bu adamla beraber ayni yillarda Miyyamardaydi, bu hikayesinde nerde onun parcasi?
    Bu buyuk abilerin en buyuk hatasi bu tur vasat zekali ama kurnaz adamlara huznu zan gostermek idi. Bir yerde foyasi cikinca baska biryere gonderirler, oradada tokezleyince baska biryer. Tabi bu tipler bunu cok iyi cozduklerinden kulanip durdular. Ve sonuc ortada.

    Hizmet icindeki bu tur insanlarin ipini buyuk abiler pazara cikarmadigi surece malesef hizmetin bundan sonrasi icin bu insanlar daha cok etkili olacaktir.

  10. Cemil bey guzel cevabiniz icin tesekkurler.

    Hani mevlana demis once soyleyene bakaca.

    Simdi yazida bahsi gecen adama bir sorumvar HE nin kurmus oldugu bu hizmet olmasaydi kendi gibi Alevi bir aileyeye mensup bir Marasli vatandasimiz Sunni bir cemaatle tanisip sonra o cemaate belli gorevler yapabilirmiydi? Bu rahatligi hangi cemaat verirdi ona?

    Bu adam Vasat zekaya sahip oldugu cok belli ama hizmette ulke imamliklari falan yapmis. ( boyle biri ulke imamligi yapmis yani)
    Simdi bence Hizmet in olagelen en buyuk probleminin bir canli ornegi bu bey. HE ve yonetim kadrosunun en buyuk hatasi ve belkide hizmetteki en buyuk hatta bu tur insanlarin prim yapmasina huznu zanlari ile yardim etmis olmalariydi.

    SU ICINDE TIMSAH ILE SAVASAMASINIZ = HIZMET ICINDE YALANCI BIR INSANLA SAVASAMASINIZ. Hele bu adam yonetici konumundaysa.

    Bu sahisin yaptiklari ile ilgili bir iki ornek verecem. Kendi beyanina gore samsun 19 m. universitesi ingilizce bolumunu bir kac yil uzatarak kopya ile gecmis biri. Ehliyet sinavini bile gecemeyip Filipinlerden rusvetle ehliyet almis bir adam. Amerikaya ilk giderken aldigi vizede sahte dokumanlar kulanmis.
    Simdi doktora tezinde bir paragrafin referansini veremeyen birini bakanliktan atan bir topluma bu adam ne verebilir?

    Buyrun kendi dilinden hayat hikayesi ( mucize imis )
    https://divinity.duke.edu/sites/divinity.duke.edu/files/documents/faculty/Divine-Intervention-Abdullah-Antepli.pdf
    Kendini anlattigi bu yazida beyimiz imamlik egitimi aldigini, Miyyamara Bir NGO la falnan gittigini ,sex kolesi cocuklar icin yetim hane kurdugunu anlatmis.
    Simdi nerde bu hayat hikayesinde Hizmet ve Hoca effendi ? Kim onu Miyammara gonderdi?,

    Linkini verdigim ve kendini anlatigi yazida islam karsiti bir sekuler bir Aileden geldigini anlatiyor, Eywallah. Ayni adam bir israil gazetesine Anti- semetiz olarak buyutuldugunu soyluyor. Hoppalla.

    Peki bu adam 12 yasindan 30 yasina kadar aktif hizmette imis sonra Anti Semite yayinlarla buyudugunu soylemis. Demek HE Ustad hep satir aralarinda bunu islemisler. Buyrun
    https://www.timesofisrael.com/topic/abdullah-antepli

    https://jewishweek.timesofisrael.com/reaching-out-across-the-barriers

    Akademisyen imis ? peki Afrikada Prof. title i ile diyalok toplantilari, panaler falan yapti eywallah. Peki nerde bir bunu akademik urunleri ? kac kisi kulanmis ? kac atif almis ? ben bulamadim.

    (https://www.haberaktuel.com/kara-kita-da-fethullah-gulen-konferanslari-devam-ediyor-haberi-434653.html)
    Habide , Bu adam Imam A. antepli diye dolaniyor ? nerde imamlik egitimi almis? birakin onu Kurnai kerimi kaidelerine uygun yuzunden okuyabilirmi?

    Ayni hayat hikayesini bir hizmet ortaminda farkli, bir amerikan universitesinde farkli bir israil gazetesinde farkli bulursunuz. Afrikada farkli. Ozetle : Ruzgar ne yone eserse Yelkeni o tarafa aciyor.

    Durum ortada

  11. Cemil hocamız siz külliyatı defalarca hatmetmiş biri olarak bu yazı için “bu yazı kuzunun yavrusuna verdiği süt değil, kuşun yavrusuna verdiği .. gibi” desem acaba anlar mısınız? Siz ne hakla bazı insanları sadece fikirlerini ifade ettiler diye Kurana, sünnete ve ahlaka aykırı olmayan bu fikirlerinden ötürü (beğenmesek ve tasvip etmesek bile) hain, iliştirilmiş yaftası koyabiliyorsunuz? Ben de diyorum ki bu yaptığınız açıkça Kuran’ın hükmüne terstir, günahtır, iftiradır ve ispatlamazsanız tövbe edin Allah sizi affetsin. Vay başımıza gelenler… Hizmeti dünyaya bu yazı ile ne güzel anlatırsınız.. vay kimler vay!

  12. Kaleminiz ile verdiğiniz destek, duygularımızın tercümanı oldu. Allah razı olsun. Şu fitnelerin iç içe olduğu zor gunlerde bu yazıların büyük hizmet ettiğini düşünüyorum. Rabbim uhuvvetimizi arttırsin, sonumuzu hayır eylesin.

  13. Site yöneticisi kardeşim.. hakaret içermeyen ve yukarıdaki yazının yazara ait olan birçok kısmından daha efendice yazılmış olan yorumumu neden yayınlamıyorsunuz? Bu kaçıncı güme giden yorum oldu.. çok demokratsınız maşaAllah!

  14. Yorum yazınca, onaylanmadan önce de yorum görüntüleniyordu, onay beklediği yazıyordu.. Oysa bugünlerde yorum gönderince sayfa yenileniyor ve bişey görünmüyor!

    Yorum hiç mi gitmedi yoksa onaylanmadı mı anlaşılmıyor?

  15. Muhterem Cemil hocam,
    Sizi süreçte dik duruşunuz ve akl-ı selim, kalb-i selim, hiss-i selim yazılarınızla tanıdım. Hep içimize su serptiniz, kritik zamanlarda güzel yazılar işe hakkı dillendirdiniz. Allah ebeden razı olsun.

    Son günlerde de birlik ve beraberliğe en çok ihtiyaç duyduğumuz bir süreç yaşıyoruz. Gerçekten bu tarz yazılara şiddetle ihtiyaç var. Tarafımızı ve yerimizi belli etmekten çok safımızı durduğumuz yeri muhafaza ile kaymama noktasındayız. Bazen bir kelime bazen bir cümle bir mızrak gibi kalbe saplanıyor ve şeytan oraya hücüm ediyor. Beyinde acabalar ve sorular uçuşuyor, tam bu noktada böyle akl-ı selim yazılara şiddetle ihtiyaç oluyor.

    Keşke Üstadımızın talebeleri gibi Hocamızın yolunun sadık bendeleri de böyle mektup bombardumanı ile hocamıza sahip çıksalar. Herkesten çok hocamızın böyle bir morale ihtiyacı vardır. Sizin yazınız inşaallah bu şehraha bir başlangıç olur.

    Allah razı olsun.

  16. Sayın site yöneticileri
    Önceki yorumumu yayınlamadıniz. Sebebi bir tavsiyede bulunduğum için mi acaba.
    Her şeyi biz biliriz havasından kurtulup etrafınıza bir bakmanız için daha neler olmalıydı.
    Allah akıl fikir versin ne diyelim.

  17. Merhabalar,
    Bu yaziyi gecen hafta okumaya basladim fakat Beduzzaman’in ogrencilere yonelttigi sorunun cevabinin kendisinin elbette bildigini, bilmemesinin mumkun olmayacagini iddaa etttigi kisimdan otesini okumadim. Neden? Cunku hepimiz biliyoruzki Beduzzaman ara ara kendi haline cekilmek istemis fakat tekrardan hizmettin icine cekilmistir. Bir insanin arkadaslarina boyle bir soru yoneltmesi ve onlara danismasi neden olasi gelmiyor bazilarina gercekten cok merak ediyorum. Hepimiz gene biliyoruzki Peygamberimiz bircok konuda istisareye basvurmus ve ordan cikan karari uygulamistir. Neden Beduzzamanin herseyi bilme ve hissetme gibi sorumlulugu varmis gibi davraniyoruz? Iste bu tarz dusuncelerimden dolayi yaizyi okumaya devam etmemistim. Fakat gordumki ‘cemaat’ icerisinde cok fazla konusuluyor ve genelde karsit dusunceler besleyenlere karsi bir referans olarak gosteriliyor. Hicbir seye karsi gelmeden, herseye sallabas olmamizdan dolayi basimiza gelmeyen kalmadi. Insanlar hizmetin ana dusuncesine karsi tavirlar sergilerken uyarmak veya karsi fikir beyan etmek uhuvveti bozar denerek susturuldu, savunulmadi. Bu kulturumuzden ve yetisme seklimizden kaynaklanan sineye cekme, fikrini beyan edememe, fikir tartismasini kavga etmek sanma, kendi aklinindan ziyade hep baskalarinin, buyuklerinin ne dedigne odaklanma hastaliklarimiz devam ederse iste o zaman Avrupa bizi cok guzel böler. Bizim kendimizi bölmemize gerek kalmaz.
    Bir not daha dusmek istiyorum bu yazinin altina. Hocaefendinin muceddidligine delil olarak Hekimoglu Ismail’in sozunun soylenmesi gercekten cok aci verici benim icin. Kendisi cemaatin 15 Temmuzu yaptigini fakat bunu asla kendisinin kabul etmedigini falan soyleyip ilk imzali andlar icenlerden. Ayrica kendisiyle cok kucuk bir anim vardir. Kucukken kendisine cicek vermek icin gorevlendirilmistim ve zamaninda cicegi veremdegim icin bana cok ukelaca bakmis ve ‘artik gerek yok, zamani gecti’ deyip, cicegi almaya tennezzul bile etmemisti. Kucuk bir kiz coucugu olarak o kadar insanin onunde bu sekilde reddedildigim ani hala cok iyi hatirliyorum. bir insanin sozune ehemmiyet vermeden once insanlara nasil davrandigina bakmanin dogru olduguna inaniyorum. Ve bir insan bir cocugun duygularini onemsemeyi bilemeyecek kadar duygusuzsa nasil olur da kalkip onun sozuyle mucedditlik tayini yapilabilir? Herkes konusmadikca, herkes dusunmedikce, dusunduklerimize saygi duyulmadikca bir adim ileriye gidebilecegimize inanmiyorum. Donun ve imrendiginiz topluluklarin bunlara ne kadar onem verdiklerini, her problemi nasil da tartisarak cozduklerini gorun lutfen artik. Yoksa gencleri uzaklastirmaniz gun kadar yakin..
    Saygilar..

YORUM YAZIN

Lütfen yorumunuzu yazın
Lütfen isminizi girin