Çorlu Cumhuriyet Başsavcılığı’nın 25 kişinin hayatını kaybettiği tren faciasıyla ilgili TCDD bürokratlarına ilişkin ‘takipsizlik’ kararına kazada hayatını kaybedenlerin yakınlarının tepkisi çok sert oldu: “Savcıya tek sorum var: 25 can kaç para!”
8 Temmuz 2018’de yaşanan tren faciasıyla ilgili Çorlu Cumhuriyet Başsavcılığı’nın verdiği skandal karar kamuoyunda büyük yankı buldu. Başsavcılık, söz konusu kararında, siyasetçiler, bürokratlar, TCDD’nin üst yönetiminde yer alan kişiler hakkında ‘kovuşturmaya yer olmadığına’ hükmetmişti. 25 kişinin hayatını kaybettiği facia, onlarca delil ve ağır ihmale ilişkin görüntülere rağmen 4 teknik memurun üzerine yıkıldı.
25 CAN KAÇ PARA?
Faciada yakınlarını kaybedenler, karara tepkisini sosyal medya üzerinden gösterdi. Faciada kızı ve yeğenlerini kaybeden Gürkan Köse, “Çorlu faciasında kızımı prensesimi kaybettim ama hiç isyan etmedim. Allah’ım verdi Allah’ım emanetini geri aldı dedim. Savcının iddaanemesini görünce utandım… İnsanlık bu mu dedim! Tek sorum savcıya… 25 can kaç para! Hani hukuk, hani adalet…” sözleriyle dile getirdi.
SUÇLU TRENE BİNEN VATANDAŞ!
Kazada 14 yaşındaki kızını, 2 kız kardeşini ve 5 aylık yeğenini kaybeden Zeliha Güvenç Bilgin de karara tepkiliydi: “Suçlu işini yapamayan taşeron, işini yapamayan mühendis, ihaleyi alan, ihaleyi verenler… Makinist suçlu değilmiş. Orada bir hız limiti var ve hız limitine göre bile makinistin suçlu olduğu ortada. Sinyalizasyon yok. Yol bekçisi yok. Uyarılmaya rağmen defalarca -bunun kanıtları elimizde- hiç bir önlem yok. Ortada iptal edilmiş bir ihale var. O zaman suçlu trene binen ve ölen 25 kişi.”
SİYASETİNİZ BATSIN!
Faciada 9 yaşındaki oğlu Oğuz’u kaybeden anne Mısra Öz Sel ise, Türkiye’de sonuç alamamaları halinde konuyu AİHM’ye taşıyacaklarını söyledi. Anne Mısra Öz Sel, twitter mesajı yazarak AKP’li Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’a kaza sonrası verdiği sözleri ve konuşmalarını hatırlattı. Anne Sel sosyal medyadan “Bunca ihmal ortadayken Çorlu tren faciasında çıkan kararı nasıl değerlendiriyorsunuz Sn. Cumhurbaşkanı? Oğlumun dedesine “sorumlular ceza alacaktır yakınen süreci takip ediyorum”demiştiniz telefonda.Yorumunuzu bizzat öğrenmek istiyorum.Gerekirse huzurunuza da gelirim.” mesajını paylaştı.
Artıgerçek’e de değerlendirmelerde bulunan Mısra Öz Sel, şöyle konuştu: “Açıkçası bu şekilde bir karar çıkacağını birçok kişi söylüyordu. Ama biz bu kadar büyük bir faciada, bu kadar açık ihmal ortaya çıkmışken, hukuka ve adalete olan inancımızı korumaya çalışıyorduk. Bilirkişilerin birilerini korumak adına bir rapor çıkardıkları aşikar. Bu kararı tanımıyorum, hiçbir şekilde kabul etmiyorum. Bu hukukun, adaletin olmadığı bir karardır.”
Yasal süreçler doğrultusunda itiraz haklarını kullanacaklarını söyleyen Mısra Öz Sel, sadece 4 kişi hakkında iddianame düzenlenecek olmasını eleştirerek, “Biz asli kusurlu olarak sadece bu 4 kişiyi suçlu görmüyoruz. Suçlu sadece yağmur değildir, kusurlu olanlar sadece o 4 kişi değildir, onların üstleri de var.” dedi.
Hukukçuların kendilerine böyle bir karar çıkma ihtimalinden söz ettiğini belirten Mısra Öz Sel, mücadeleye devam edeceklerini belirtti: “Ama biz 25 kişinin aileleri olarak bu kadar vicdansız olmayacaklarını düşünüyorduk. Ne yazık ki Türkiye’de bu şekilde oluyor. Karşılaştığımız bu tablo doğrultusunda itiraz hakkımız var. Türkiye’de yol alamayacağımız görünüyor. Biz Türkiye’de bir sonuç alamadığımız takdirde Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne kadar gideceğiz.”
Türkiye'de bu haberi engelsiz paylaşmak için aşağıdaki linki kopyalayınız👇