Londra’da hâkimler varmış

HABER-YORUM | SEMİH ARDIÇ

Medya, matbaacılık, altın madenciliği ve enerji sektörlerinde faaliyet gösteren Koza İpek Holding’in patronu Akın İpek 5 seneden beri “suçsuzluğunu” ispat etmeye çalışıyor.

Hukukun temel düsturlarının ters yüz edildiği yeni Türkiye’de insanlar suçsuzluğunu ispat etmekle mükellef! Nitekim üstünlerin hukukunda böyle ferman buyuruldu

“MÜKEMMEL” DİYE ŞİRKETLERİNE EL KONULDU

27 Ekim 2015’te Türkiye’nin vergi rekortmeni şirketlerine kayyım tayin edilirken mahkeme kararına gerekçe olarak tek bir suç gösterilememişti.

Daha sonra Anadolu Üniversitesi’nin rektörlüğü ile taltif edilen Prof. Dr. Şafak Ertan Çomaklı’nın hazırladığı evlere şenlik bilirkişi raporu ile milyar dolarlık bir grup iktidar marifeti ile gasp edildi.

Çomaklı, “Türkiye gibi kayıt dışılığın yüzde 30’ları aştığı bir ülkede bu kadar muntazam ve mükemmel bir muhasebe (kayıt) sistemi tutmak şüphe uyandırmaktadır.” diyerek hukuk tarihinde utanç vesikası olarak hatırlanacak bir rapor hazırlamıştı.

KURT KUZUYU BOĞAZLAMAYA KARAR VERMİŞ BİR KERE

Raporu yazan da yazdıranlar da kuzuyu boğazlamaya karar vermişti bir kere. O günden bu yana iktidara kapı kulu olmayı reddeden, daha doğrusu sadece ticareti ile iştigal etmeyi tercih eden ailelerin ensesinde boza pişiriliyor.

Koza İpek gibi 1.017 şirket hâlâ Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu (TMSF) kayyımları tarafından idare olunuyor. Şirketler marka değeri, kârlılık ve verimlilik gibi temel parametrelerde her geçen gün geriye gidiyor.

Akın Bey’in Tahkim olarak bilinen Uluslararası Ticaret Mahkemesi’ne müracaatı kabul edilmişti.

TAHKİM, İPEK’İN MÜRACAATINI KABUL ETTİ

Şirketlerini geri almak, ailesine atılan “terör örgütü yöneticiliği” iftirasını müfterilerin suratına çalmak için kendi nezaket ve vakarı ile hukuk mücadelesini sürdürürken, Adalet ve Kalkınma Partisi (AKP) hükümetinin hukuk dışı baskı ve tehditlerine de boyun eğmiyor.

Hayatını inandığı gibi idame ettiriyor. Annesi Melek Hanım’dan ayrı, kardeşi Tekin İpek hapiste. Yine de duruşu ile kendisi gibi aynı mağduriyetlere maruz kalmış diğer insanlar için hüsnü misal teşkil ediyor.

İADE TALEBİ REDDEDİLDİ

O mücadelede moralini bozmak için elinden geleni ardına komayan, adaletten bînasip bir zihniyet var karşısında. O zihniyetin tecessüm etmiş hali olan AKP’nin İngiltere nezdinde açtığı iade davasında hâkim kararını 28 Kasım’da açıkladı. Karar, “Londra’da hâkimler varmış.” dedirtecek bir karar.

Londra’da Westminster Sulh Ceza Mahkemesi; Koza İpek Holding kurucusu Akın İpek’in yanısıra işadamı Ali Çelik, Talip Büyük ve Mustafa Yeşil’in Türkiye’ye iade edilmesi talebini reddetti.

Hâkim John Zani iade talebinin temelinde hukukî mesnetlerin değil “siyasi motivasyonun” yattığını kaydetti. Zani şahısların Türkiye’ye iadesinin işkence ya da küçük düşürücü muameleye maruz bırakılmama hakkını riske sokacağını, Türkiye’de hukukun üstünlüğü ile ilgili olarak ciddi çekinceleri olduğunu da ilave etti.

SUÇLAMALAR DELİLSİZ

Hülâsa AKP’li Adalet Bakanı Abdülhamit Gül’e, “Dava siyasî. Türkiye’de adil yargılama yok. Cezaevlerinde kötü muamele var. Suçlamalar delilsiz.” cevabı verildi.

Adalet Bakanlığı’nın Londra’ya gönderdiği evrak başlı başına bir makaleyi hak edecek kadar ibretlik! O evrak Hizmet Hareketi’nin maruz kaldığı hukuk cinayetlerinin bir nevi itirafı gibiydi.

Taşları çok evvelden döşenen mahkemelerin Hizmet Hareketi mensuplarının aleyhine verdiği kararların yüzde 40’ının Yargıtay tarafından bozulduğu belirtilirken, “ByLock mesajlaşma uygulaması, suç teşkil eden eylemlerde kullanılmadığı sürece delil olarak kullanılamaz.” tespitinde bulunuluyor.

Ayrıca, “Finansal destek sağlayan herhangi eylem, kendi başına örgüt üyeliğine kanıt değildir. Mahkumiyet kararları, sadece polis tarafından elde edilen tanık ifadeleri ve diğer kanıtlara dayandırılamaz. Mahkeme, sanıkların sunduğu kanıtları da dinlemelidir.” tespitinde bulunuluyor.” ifadeleri manidar!

ADALET BAKANLIĞI SUÇUNU İTİRAF ETMİŞ

Hukukun İngiltere’de siyasetin köpeği olmadığını gayet iyi bilen Adalet Bakanlığı bürokratları en azından köprüyü geçene kadar mahkemeye “dayı” deme yoluna gitmiş.

Bir manada “hele şahısları bir iade etsinler, gerisi bize kalmış” imasında bulunurken Hizmet Hareketi ile gönül bağı olan yüz binlerce insana nasıl zulmettiklerini de itiraf etmişler.

Akın İpek ve diğer üç ismin şiddete, teröre yahut Türk Ceza Kanunu’na göre suç teşkil edecek bir fiile karışıp karışmadığına dair tek delil sunamayan Adalet Bakanlığı dosyayı kabarık göstermek için bol bol mugalata yapmış.

Çok konuştukça da hukukun nasıl rafa kaldırıldığın tane tane itiraf etmiş.

WESTMINSTER MAHKEMESİ “TAZMİNAT” KAPISINI AÇIK BIRAKTI

Londra’da Westminster Mahkemesi’nin kararı son derece berrak ve şüpheye mahal bırakmayacak kadar kati ifadeler ihtiva ediyor.

Türkiye’nin müracaatı üzerine şüpheliler hakkında tatbik edilen “ev hapsi” tedbirinin bile ne kadar yersiz olduğunun altını çizen hâkim verdiği kararda İpek, Büyük, Yeşil ve Çelik’in İngiltere’den tazminat talep edebileceğine dikkat çekti.

Bahse konu dört isim bu kararın akabinde nasıl bir yol takip eder bilmiyorum, amma velakin onların yerinde bir başkası olsa muhtemelen “1 sterlinlik” manevi tazminat davası açardı ki suçsuzlukları bir kere daha tescil edilsin.

Böylece alın teri dökmeden tek kuruşa tamah etmeyeceklerini de tekrar etmiş olurlardı.

BOYDAK, NAKİPOĞLU VE DİĞER İŞADAMLARI BU YÜZDEN MAHPUS

Bu dava göstermiştir ki Türkiye’de hapiste tutulan binlerce insan, haklarında cezaya hükmedilenler biraz da elleri kolları bağlı kalsın diye tahliye edilmiyor. Akın İpek, Türkiye’de bir nebze hukuk cari iken yurt dışına çıktığı için talihli sayılır.

Hacı Boydak, Memduh Boydak, Şükrü Boydak ve Taner Nakipoğlu gibi Türkiye’nin en başarılı sanayicileri siyasi talimatlarla hareket eden mahkemelerin verdiği kararlarla hürriyetlerinden mahrum bırakılıyor.

Anayasa ile teminat altına alınmış mülkiyet hakları, çalışma ve teşebbüs hürriyetleri alenen ihlal ediliyor.

ŞİRKETLERİNE HAKSIZ YERE EL KONULDU

Evlere şenlik gerekçelerle şirketlerine el konulan ve yardıma muhtaç hale getirilen binlerce işadamına reva görülen muamelenin ne kadar gayr-i insani ve ne kadar gayr-i hukukî olduğunu Londra’da bir hâkim bütün cihana ilan etti.

Türkiye’de hâlâ hukukçu kimliğini muhafaza edebildiğine inanan hâkim-savcı kalmışsa hâkim Zani’nin kararını en azından bir kere okumalı.

Adalet Bakanı Abdülhamit Gül de bizzat adalet tevzi etmesi icap eden Türkiye mahkemeleri hakkında batıda nasıl bir kanaat olduğunu görmek için aynı kararı okuyabilir.

Londra’dan ilan edilen karar, Türkiye’de Hizmet Hareketi’nin muhakeme edildiği çatı davanın bütün argümanlarını çökertmiştir.

Elinden arazisinin zorla alınma ihtimali suâl edildiğinde “Berlin’de hâkimler var.” diyen Alman köylü gibi diyebiliriz: “Neyse ki Londra’da hâkimler var.”

Türkiye'de bu haberi engelsiz paylaşmak için aşağıdaki linki kopyalayınız👇

YORUM YAZIN

Lütfen yorumunuzu yazın
Lütfen isminizi girin