‘Küçük Dev Adam’ İlyas’ı hatırlayan var mı?[Haber-Portre: Efe Yiğit]

Vefat eden eski bir ünlünün cenazesinde eski dostların vefasızlığının dile getirilmesi Türkiye klasiklerindendir. Özellikle Yeşilçam’a bir zamanlar damga vuran isimlerin cenazesi sessiz sedasız kaldırılır. Cenazeye iştirak eden bir avuç yakın dost da vefasızlıktan dem vurur. Zirvedeyken alkışlayanlar,  zirveden düşünce unutur. ‘Vefa’nın bir semt adından öte bir anlam taşımadığı Türkiye’de bu durumdan sadece Yeşilçam’ın yıldızları değil, bir zamanların şöhretli isimleri de nasibini alır. Bu isimlerden biri de ALS hastalığına yakalanan İlyas Tüfekçi nam-ı diğer ‘Küçük Dev Adam’.

Türkiye ALS, merkezî sinir sisteminde, omurilik ve beyin sapı adı verilen bölgede motor sinir hücrelerinin (nöronlar) kaybından ileri gelen bir hastalıktır. ALS hastalığına yakalanan kişi kas erimesinden dolayı yürüme ve konuşma zorluğu çeker. Türkiye, bu hastalığı ünlü futbolcular Sedat Balkanlı ve İsmail Gökçek ile tanıdı. Şimdi bu hastalığın pençesine düşen bir başka ünlü ise İlyas Tüfekçi.

İLK GURBETÇİ FUTBOLCULARDAN

İlyas Tüfekçi, Erdal Keser ile ‘gurbetçi futbolcu’ kavramını literatürümüze kazandıran isimdi. Babası Adnan Tüfekçi, Almanya’ya kaynakçı olarak gitmeden önce profesyonel futbol oynamış biri. Futbolcu geçmişi Almanya’da postanede iş bulmasını sağlamış. O da hem futbol oynamış hem de çalışmış. Türklerin Almanya’da kurduğu ilk takımlardan biri olan Berlin Türkiyemspor’un kurucularından olan Adnan Tüfekçi uzun yıllar bu kulübün başkanlığını da yaptı. Babasından dolayı küçük yaşlardan itibaren futbola ilgi duyan İlyas Tüfekçi, böylece Stuttgart’ın amatör takımında oynamaya başlar. 1980 yılında 20 yaşına geldiğinde ise Bundesliga’da top koşturacaktı. 1981’de Schalke 04’e transfer olduğunda, seyredenleri hayran bırakıyordu. İlyas, attığı goller ve şık çalımlarıyla Alman taraftarın hafızasına kazındı.

JUPP DERWALL’İN TEZGÂHINDAN GEÇTİ

Gurbette parlayan bu yıldız kısa sürede Fenerbahçe ve Galatasaray’ın kapsama alanına girecekti. 1983’te İlyas Tüfekçi, sarı lacivertli formayı giymeye başladı ve kısa süre içinde ligimizde İlyas fenomeni doğdu. Topu ayağına aldığında rakiplerini bir bir ekarte ediyor, 1.64’lük boyuna rağmen kafa golleriyle hafızalara kazınıyordu. Adının yanına ‘Küçük Dev Adam’ lakabı böylece eklendi. 1986’da ezeli rakip Galatasaray’a transfer olan İlyas Tüfekçi, ünlü Alman teknik adam Jupp Derwall’ın yönetiminde kimliğini bulmuş, oyununu en üst düzeye taşımıştı.

O yıllarda spor sayfalarının manşetlerinde hep İlyas vardı. Fenerbahçe’nin Bordeaux’yu deplasmanda 3-2 yendiği maça damga vuran, A Milli Takımın sahasında son dünya şampiyonu İtalya’ya 2-1 yenildiği maçta, maçın ikinci devresinde şampiyona sahayı dar eden İlyas Tüfekçi’ydi. İlyas fırtına gibi esiyordu. Boğaz Köprüsü’nde intihar edecek kişiyi bile kararından vazgeçiren biriydi İlyas Tüfekçi.

30’UNA GELMEDEN YILDIZI SÖNDÜ

1980’li yıllara damgasını vuran İlyas Tüfekçi fenomeni ileriki yıllarda giderek etkisini yitirmeye başlamıştı. 1989-90 sezonunda Galatasaray’da kadroya girmekte zorlanıyordu. Henüz 30 yaşı dolmadan yıldızı sönmeye yüz tuttu. 1990’da Zeytinburnuspor’a transfer olan İlyas, 1 sezon oynadıktan sonra futbol kariyerini noktaladı. Sonra teknik direktörlüğü denedi ancak burada vasatı aşamadı. En son 2009’da Beylerbeyi’ni çalıştırdı.

SOLUNUM CİHAZI OLMADAN KONUŞAMIYOR

İlyas Tüfekçi, ALS hastalığına yaklaşık 4 yıl önce yakalandı. Hastalık etkisini günden güne göstermeye başladı. Yeşil sahaların ele avuca sığmayan futbolcusu artık adım atamaz hale gelip, yatağa bağlandı. Hastalığının karaciğere yayılmasıyla 12 gün yoğun bakımda kalan İlyas Tüfekçi, artık solunum cihazı olmadan konuşamıyor.

Yıldızken etrafı kalabalık olan İlyas Tüfekçi, ALS hastalığına yakalandıktan sonra kimsenin arayıp sormadığı birine dönüştü. Bu süreçte en büyük desteği oyuncu kızı İlkin Tüfekçi’den görüyor. Baba-kız el ele verip hastalıkla mücadele ediyor. Hayata küsmediğini belirten İlyas Tüfekçi, eski bir sporcu olarak yatağa bağlı kalmanın zor olmasından şikâyetçi ama ilk teşhisi aldığında “Allah’tan geliyor. Yapacak bir şey de yok, ağlamanın sızlanmanın anlamı yok” diyerek tevekkülü elden bırakmamış.

MEHMET ALİ AYDINLAR VE RIZA ÇALIMBAY SAHİP ÇIKMIŞ

Bir zamanlar futbol dünyasını peşinden koştursa  da, bu zorlu günlerde evini arayıp hal hatır soranların sayısı bir elin parmaklarını geçmiyor. En büyük yardımı Fenerbahçeli eski yönetici Mehmet Ali Aydınlar’dan gördüğünü söylerken, evi sürekli arayanlar arasında Rıza Çalımbay’ı zikrediyor. Ara sıra sosyal medyada öldüğüne dair haberler çıkıyor. Bir de ara sıra kapısını çalan spor basınının emekçileri oluyor.

Garip bir ülkeyiz. Değerlilerimizin kıymetini yaşarken bilmeyiz, kaybettiğimizde ise birkaç cafcaflı laf edip sonra unutur gideriz. Öldükten sonra unutulmaktan daha acısı yaşarken unutulmak olmalı. Gerçekten de bizim ülkede ‘vefa’ bir semt adı. Toplum olarak bu vefasızlığı son 4 yıldır iliklerine kadar yaşayan bir topluluk olarak, İlyas Tüfekçi’nin yaşadığı vefasızlık ve yalnızlık şaşırtıcı gelmiyor.

Türkiye'de bu haberi engelsiz paylaşmak için aşağıdaki linki kopyalayınız👇

1 YORUM

YORUM YAZIN

Lütfen yorumunuzu yazın
Lütfen isminizi girin