Kozmik Oda’nın dili olsa da konuşsa!..

YORUM | BARBAROS J. KARTAL

CNN Türk’te her akşam aynı kişilerin katıldığı ve konu başlığı ne olursa olsun aynı şeylerin konuşulduğu, FETÖ KJ’sinin standart olduğu Ahu Özyurt ya da Şirin Payzın’ın mış mış yaparak yönettiği tartışma programlarının birinde bir konuk -ki bir zamanlar Cihan Haber Ajansı’nda çalışmıştı- Ergenekon, Balyoz tamam da Kozmik Oda’ya neden giriyorsun mealinde bir şeyler söyledi. Hemen karşılarındaki temsili askeri ve sol kanat heyecanlanarak bilinen şeyleri tekrar etti. Bir akademisyen de “MİT’in operasyon izni olsa 15 Temmuz’u durdururdu” gibi akla ziyan bir tespitte bulundu.

Kılıçdaroğlu da, zamanında gazeteci Tuncay Özkan’ın dönemin Kara Kuvvetleri Komutanı Başbuğ’a verdiği -ki bu ayrı bir skandal- bir fişleme listesini 10 yıl sonra bu kez savcılığa götüreceğini söylediği konuşmasında Kozmik Oda’ya değindi. Oda’nın terör örgütüne açıldığını falan söyledi. CHP’li Bülent Tezcan da ondan önce bir basın toplantısında aynı şeyleri söylemişti.

Fox TV’de katıldığı canlı yayında Başbuğ, Kozmik Oda ile ilgili konuştu ve kendisinin ve Işık Koşaner’in itirazlarına rağmen dönemin Başbakanı Erdoğan’ın Kozmik Oda’ya girilmesi konusunda ısrar ettiğini ve kararın o şekilde alındığını söyledi. Başbuğ’un Erdoğan’ın kararı ile Kozmik Oda’ya girildiğini söylerken durup durup düşünmesi “Şimdi söylesem bir dert söylemesem bir dert” şeklinde mıy mıy ederek lafı ağzında gevelemesi dikkat çekici idi zaten. Sonra topu hemen Necdet Özel’a atarak konuyu kapattı. Ankara’da herkesin bildiği bir gerçek var, “Başbuğ neden hala tutuklanmadı?” diye birileri masa sandalyeleri tekmeliyordu. Nereden nereye… Bu kirli ittifakın ne üzerine olduğu ileride çarşaf çarşaf dökülecek kimsenin şüphesi olmasın. Ergenekoncu ve ulusalcı yazarların düzenli aralıklarla Kozmik Oda’ya değindiklerini vurgulamaya gerek yok.

İKTİDARLA ÇATIŞMA, ONU YANINA AL

Ergenekoncu ve onların asker ve sivil kökenli uzantıları şunu gördü: Erdoğan’la daha doğrusu hükümetle doğrudan savaşmanın bir yararı yok. Karşılarına almaktan ziyade yanlarına almalarının gerektiğinde ittifak ettiler. Eskinin stratejileri ve provokasyonları işe yaramıyordu. Zaten ellerine yüzlerine bulaştırıyorlardı. Ne zaman bir plan yapsalar ya Emniyet tepelerine biniyordu ya da Erdoğan elinde belgeler “Ne yaptığınızı biliyorum” diyordu. Ergenekoncular bunun sebebinin Cemaat olduğundan kuşku duymuyorlardı. Erdoğan da Cemaate bayılmıyordu tabii ki. Ama Cemaate ihtiyacı vardı.

Cemaat derken açmak lazım. Emniyet ve askeriyede Ergenekoncuların yani derin devletin elemanı olmayan, olmayacak ya da satın alamayacakları herkes onlar için Cemaatçi demekti. Cemaate sempati duysun duymasın. Son tasfiyelerde benim Cemaatle ne alakam var diyenlerin bile işlerinden olması buna örnek. Devşirdikleri ve zaten elamanları olan adamlarla Erdoğan’a artık Cemaat varken muktedir olamayacağı, devleti yönetemeyeceğini çok güzel işlediler. ‘Ortak düşman: Cemaat’ planını devreye soktular.

Özelikle dershane ve Bank Asya ile Cemaatin insan ve sermaye kaynağının kurutulacağına ikna eden Ergenekon’un bu devşirme ekibidir. İsim isim de bilinir. Erdoğan’ın gemlediği Cemaat nefretinin gün yüzüne çıkmaya başlaması ile işler çorap söküğü gibi gelmeye başladı. İllegal işlere ve yolsuzluğa bulaşmış olmanın verdiği suçluluk duygusu ile Cemaatten kurtulmak da şarttı. Önce paralel planını sahneye koydular. Devlet içinde devlet olmaz gibi sureti haktan laflar etmeye başladılar. Halbuki bugün aldatıldık kandırıldık diye söyledikleri her şeyin emirlerini kendileri vermişti.

Uzatmayalım ondan sonra nelerin yaşandığını gün be gün izledik. 15 Temmuz bu tasfiyenin altın vuruşudur.

İYİ DE, KOZMİK ODA’YA GİRİLMEDİ Kİ!

Tekrar Kozmik Oda’ya dönersek. İddiaya göre TSK’nın çok önemli sırlarının olduğu odaya girilmiş. Cemaat bunu dış güçlere vermek için yapmış ve oradaki bilgiler yabancı istihbarat ajanslarına verilmiş falan filan. Kozmik Oda’ya hiçbir zaman girilmediğini, yıllar sonra birkaç önemsiz belgenin mahkemeyi susturmak için verildiğini hatırlatıp devam edelim.

Bu tezler bu arkadaşların yıllardır anlattıkları ile tamamen çelişiyor. Şimdi sen 168 tane generali örgüt suçlamasıyla görevden alacaksın, 1000’e yakın kurmay subayın 900 tanesini ordudan atacaksın yani orduya işte bu kadar sızdığını söylediğin yapı, Kozmik Oda’da ne olduğunu öğrenmek için bu kadar toz kaldıracak, öyle mi?

Ya sizin askeri planınız nedir ya? İki tane eskort kız sizin bütün planlarınızı NATO belgeleri dahil bir yılda topladı. Kışlada bir içtima almadığı kaldı. Hangi askeri plan? PKK aynı karakolu 10 kere bastı. Yüzlerce şehit verdik. Muzaffer komutanlar gibi endam etmiyorlar mı bir de, insanın çıldırası geliyor.

Kozmik Oda’da TSK’nın bir işgal sırasında sivil halk dahil nasıl organize olacağı gibi bilgiler varmış. Bu, halka anlatmanın ambalajı. ‘Vay be düşman işgalinde neler yapılacağını sızdırmışlar’ densin diye. Kendilerinden daha zeki yok çünkü. Kozmik Oda diye yere göğe sığdıramadıkları yer Seferberlik Tetkik Kurulu yani Özel Kuvvetler yani Özel Harp Dairesi. Yıllarca devleti yönetmiş Rahmetli Ecevit’in bile şans eseri öğrendiği yer. Buradaki en mahrem bilgiler askerin devşirdiği ya da zaten memuru olan ama herkesin sivil sandığı kişiler. Kendi milletine karşı operasyon ve ajanlık faaliyeti yapan birim diyeyim siz anlayın. Kontgerillanın merkezi.

Her gün yazılarını okuduğunuz ya da televizyonda izlediğiniz kişilerin aslında bağlı oldukları birim. Cumhuriyet mitingleri zamanında eylemlere katılıp halkı gaza getirenlerin fotoğraflarını emniyet çekmiş, sonra bunların epey miktarının asker olduğu anlaşılmış ve bunların fotoğraflı üniformalı bilgileri askerin önüne konduğu zaman da kem küm etmişlerdi. Arınç’ı katıldığı bir şehit cenazesinde yuhalayan ve tükürenlerin kimler tarafından organize edildiği yine fotoğraflandığında da aynısı yaşanmıştı.

BİR UMUT: İNŞALLAH BİRBİRLERİNİ YOK EDERLER

28 Şubat zamanında bu sivil görünümlü ekiplerin ne kadar görev aldığının birazı basına da sızmıştı. Tarikatlara soktukları adamların kendi aralarındaki oruç, namaz üzerine nasıl geyik çevirdikleri şimdilerde unutuldu.

Bugünlerde valinin makamına giderken tekbir çekenleri görünce yine bu ekiplerin sahnede olduğu hissine kapılıyor insan. 15 Temmuz’dan sonra askerin klasik bir darbe yapması mümkün değil. 15 Temmuz linç görüntülerinden sonra kimse askeri kolay kolay sokağa çıkaramaz. Bunun için şartların olgunlaşması gerekecek. İşte bu noktada halka yeter artık biri bizi kurtarsın dedirtene kadar karışıklıkların yaşanacağını tahmin ediyorum. İslamcı-faşist bir diktatörle karanlık derin devletin kapışmasına doğru adım adım ilerliyoruz. Kim kazanırsa kazansın Türkiye kaybedecek. Kapkara bir tünele giriyoruz. Tek umut, inşallah birbirlerini yok ederler…

Kozmik Oda’yla başladık Kozmik Oda’yla ilgili bir alıntıyla bitirelim.

“Ankara Seferberlik Bölge Başkanlığı’na ait 11 numaralı odada bulunan fotoğraf makinesi hafıza kartında bir apartmanın girişinin kapı zillerinin bulunduğu bölümün fotoğrafı görüldü. 15 numaralı dairede yazar Nuri Pakdil ikamet ediyordu.

Dönemin Genelkurmay Başkanı İlker Başbuğ’un bilgisi dahilinde, Ankara Seferberlik Bölge Başkanlığı’ndaki iki subay, Albay Baki Kaya’yı izliyordu. Baki Kaya, şair-yazar Nuri Pakdil’i zaman zaman evinde ziyaret ediyordu. Takip tutanaklarında, Albay Kaya’nın, Pakdil’le birlikte alış-veriş merkezine birlikte gidip yemek yedikleri de yer alıyor, telefon HTS kayıtları da bunu doğruluyordu. Kaya’dan şüphelenilmesinin nedenlerinden biri de, Pakdil’e bilgi-belge aktardığıydı.

(….) Soruşturma sonunda Albay Baki Kaya’nın herhangi bir belge sızdırmadığı, askeri usullere aykırı olarak izlendiği sonucuna varıldı.

Genelkurmay Başkanı Orgeneral Hulusi Akar’ın, MİT Müsteşarı Hakan Fidan’la birlikte Atatürk aleyhindeki söylemleriyle bilinen Nuri Pakdil’in evine gitmesi, ‘kozmik oda’ günlerini hatırlattı. Hepsi bu kadar…”

(Sözcü, 3 Şubat 2017).

Türkiye'de bu haberi engelsiz paylaşmak için aşağıdaki linki kopyalayınız👇

1 YORUM

  1. Basbug, cizik yemis vaziyette. Onun hareket serbestisi olmaz. Ergo.nun bu duzene cok bir itirazi olmayabilir. Kapi arkasinda ve alenen maddi menfaate dayanan bir birliktelik var. Bazi saf ulusalcilar da anca demlenirken, ah-vah ederler o kadar…

YORUM YAZIN

Lütfen yorumunuzu yazın
Lütfen isminizi girin