Bu kaçıncı buruk bayram!

Yorum | Erhan Başyurt | @Erhan_Basyurt

 

Bayramlar, huzur ve esenlik kaynağıdır.

Bir tatlı heyecan, bir farklı sosyalleşme kapısıdır.

Sılayı rahim, büyüklere ziyaret, hatır sorma, sorulma, gönül alma günleridir…

 

***

Ne var ki, kaç bayramdır burukuz.

Yüzümüzde tebessüm olsa bile içimiz kan ağlıyor.

Ahh dostlar!!!

Parmaklıklar ardına konulan masumlar…

Birlikte çalıştığımız, emeklerimizi paylaştığımız, fikirlerinden istifade ettiğimiz güzel insanlar.

Onlar hürriyetinden alı konulmuşken, istese de insan mutlu olamıyor.

Unutmak da nimettir. Doğru! Ama insan unutmayı istememek bir yana unuttuğu anları vefasızlık sayıyor…

Hasbelkader dışarıda olmak, insanı özgür kılmaya yetmiyor.

 

***

Demir parmaklıklar ardında 668 bebek, 18 bin annenin varlığı yürek dağlıyor.

İşinden atılmış, diplomaları iptal edilmiş, açlığa mahkum edilmiş on binler can yakıyor.

Bulaşık yıkayan, inşaatta çalışan, pazarda mal satan, ev temizliğine giden doktoralı dostları görmek göz yaşartıyor.

İnsanların Meriç Nehri’nden yüzerek, Ege’den tekne veya botlarla, Doğu’da mayınlı arazilerden ölümü göze alarak yurt dışına çıktığını görmek insanı boğuyor.

100 yıllık bir iyilik hareketini yok etmek için, ‘’Baltanın sapının bizden olması…’’ iki kez yaralıyor.

Kimseden medet beklemiyoruz ama dindarın da demokratın da tüm bu yaşananlara sessiz seyirciliği, gizli desteği utandırıyor.

Bu kaçıncı bayram artık saymıyorum, huzur getirmek yerine acıları tazeliyor…

 

***

Hoş! Başımız dik, alnımız açık!

Yanlış yapmadık, karın ağrımız yok!

Hırsızlık yapmadık, çalmadık, çırpmadık!

Yalanı yaymadık, iftira atmadık!

İsyan etmedik, şiddete bulaşmadık!

Adam öldürmedik, kalp kırmadık, zülüm yapmadık!

Nefsimize şüphesiz zülüm etmişizdir de, başkalarına kasıtlı olarak cefa çektirmedik!

‘İyiliği emredip, kötülükten men etmeyi’ şiar edindiyseniz, kaçılmaz semeresidir bu yaşananlar.

İmtihanı verene ‘’Hamdolsun…’’ diyoruz.

Tek dileğimiz ne kadar ağır olursa olsun kaybettirmesin, bizlere kaybettiklerimizden çok daha hayırlısını versin!

Yine de sıladan ayrı kalmak, büyüklerin duasını alamamak, dostların yok yere mağdur olduğunu bilmek, annesine babasına hasret yavrular insana hüzün veriyor…

 

***

Yalnızca ülkemde mi bu acılar, İslam dünyası top yekün bir asır öncesi acılardan hiç ders almamış gibi aynıyla yaşıyor.

İşgaller, iç savaşlar, dizayn edilen sınırlar, diktatörler, zalimler…

Cehalet, sefalet, tefrika artarak sürüyor.

Rüşvet, yolsuzluk, hırsızlık, kayırmacılık, yağma, otoriter yöneticilerin tek ortak noktası.

Katliamlar, katledilenler, kardeş kanıyla beslenen vampirler…

Kitlesel göçler, özgürlüğü ancak Batı’ya sığınarak bulanlar…

Alemi İslam‘’Topluca ihmallerinin ve kusurlarının kefaretini ödüyor’’ gibi…

Belki yeniden ‘’Topyekün bir doğum sancısı yaşanıyor’’ diye teselli buluyoruz.

Zemherinin ortasındayız, hasretle ve umutla baharı bekliyoruz…

 

***

Bir bayram daha buruk geçiyor.

Bir bayram daha geçmesin diye yana yakıla dua ediyoruz.

İcabet edileceğinden şüphemiz yok, sadece zamanını bilmiyoruz.

Eminiz, ‘Ol’ derse, O dilerse, hiçbir şey bayramların olması gerektiği gibi yeniden huzur ve esenlik içinde yaşanmasını önleyemez.

Ne kadar garip, aczimiz ve fakrımıza ilişkin farkındalığımız arttıkça umutlarımız daha da yeşeriyor.

Gecenin en karanlık noktası, aydınlığın en yakın anı olması gibi…

Türkiye'de bu haberi engelsiz paylaşmak için aşağıdaki linki kopyalayınız👇

YORUM YAZIN

Lütfen yorumunuzu yazın
Lütfen isminizi girin