İzlanda yine gönüllerin şampiyonu oldu

HABER-YORUM | HASAN CÜCÜK

Dünya Kupası’nın en sempatik ülkesi hangisi sorusuna çoğunluk İzlanda cevabını verecektir. 330 bin nüfuslu ada ülkesi tarihinde ilk kez Dünya Kupası biletini almıştı. Rusya’da ‘ölüm grubu’ olarak tanımlanan Arjantin, Hırvatistan ve Nijerya ile D Grubu’nda yer alan İzlanda, iyi başladığı turnuvayı kötü bitirmesine karşılık, hafıza ve gönüllerdeki yerlerini perçinledi.

İzlanda dendiğinde aklımıza 2008 küresel mali kriziyle iflasın eşiğine gelen ülke ve 2010’da patlayan Eyjafjallajökull yanardağıyla günlerce duran Avrupa hava trafiği gelirdi. Futbol ve İzlanda genelde aynı cümle içinde kullanılmazdı. Bu ada ülkesinin makus talihi Euro 2016 biletini almasıyla değişiyordu. Eleme gruplarında Türkiye, Hollanda ve Çek Cumhuriyeti gibi Avrupa’nın önde gelen ülkelerine karşı mücadele veren İzlanda, favori göstermeyenleri pişman ederek grup lideri olarak tarihinde ilk kez Avrupa şampiyonası biletini almıştı.

İzlanda, Euro 2016’ya katılmasının tesadüfi olmadığını turnuvuda herkese bir kez daha ispat etmişti. Portekiz, Avusturya ve Macaristan ile aynı gruba düşmüştü.  Euro 2016’da kupaya uzanacak olan Portekiz’i geride bırakıp Macaristan’ın ardından averajla grupta ikinci olmuştu. Burada bir parantez açalım; grupta 3. olan Portekiz en iyi üçüncüler kontenjanından son 16 turuna kalmıştı. Tekrar İzlanda’ya dönersek, son 16 turunda İngiltere ile eşleşince ‘yolun sonu geldi’ yorumları yapılmıştı. Ancak tarih yazmaya kararlı olan İzlandalı futbolcular, maçın başında yedikleri golün şokunu kısa sürede atıp, İngiltere’yi 2-1 yenip, çeyrek final biletini ceplerine koymuştu. Çeyrek finalde ise ev sahibi Fransa ile eşleşmenin talihsizliğini yaşayıp, 5-2’lik skorla Euro 2016’ya veda etmişti.

İzlanda’nın iyi futbolu kadar hafızalarda taraftarlarının yaptığı ‘huh’ tezahratı hafızalara kazılıyordu. Tıpkı 1986 Dünya Kupası’nın eseri olan Meksika Dalgası gibi ‘huh’ tezahüratı da Euro 2016 sonrası dalga dalga tüm statlara ulaşıyordu. 330 bin nüfuslu İzlanda’nın yüzde 10’u Euro 2016’da takımlarına destek olmak için Fransa’ya akın ederken, bir başka güzellik ise ülkenin cumhurbaşkanı Gudni Johannesson’in çeyrek final maçını taraftarla beraber tribünde seyretmesi oluyordu.

Euro 2016 sonrası futbolda bir İzlanda gerçeği vardı. Ancak bunun bir tesadüf mü yoksa planlı bir başara mı olduğunu test etme imkanımız hiçte zor değildi. 2018 Dünya Kupası elemelerinde İzlanda, Türkiye, Ukrayna ve Hırvatistan ile aynı grupta yer alıyordu. Grubun favorisi olarak Hırvatlar, ikincilik için ise Ukrayna ve Türkiye’nin adı önplana çıkarken İzlanda için pek olumlu yorumlar yapılmıyordu. İzlanda bir kez daha kendine şans tanımayanları mahçup ediyordu. 10 maçlık maraton bitince grubun zirvesinde 22 puanlı İzlanda vardı. Hırvatlar ikinci olurken, Ukrayna ve Türkiye ilk 4’ün diğer ülkeleri oluyordu. İzlanda bir kez daha tarih yazıyordu. Ülke futbol tarihine ‘Dünya Kupası’na katıldı’ notu düşülüyordu.

Rusya’ya gelen 32 ülke 8 grupta ikinci tur mücadelesi verirken, ölüm grubu olarak nitelenecek tek grup İzlanda’nın yer aldığı D Grubu oluyordu. Futbolun devi Arjantin, Afrika’nın güçlü temsilcisi Nijerya ve Avrupa futbolunun ekol ülkesi Hırvatların yer aldığı D Grubu’nda İzlanda’nın işi oldukça zor gözüküyordu. Açılış maçında rakiplerinin Arjantin olması bir başka handikaptı. Messi’li Arjantin mutlak favoriydi. İzlanda bir kez daha herkesi şaşırtıp, güçlü rakibiyle 1-1 berabere kalıyordu. İzlanda’lı bir gazetecinin maçla ilgili attığı ‘İzlanda – Arjantin maçını nüfusun yüzde 99,6’sı seyretti’ twitine ülkesinin golünü atan Finnbogason ‘Yüzde 0,4’te sahadaydı’ esprisiyle cevap veriyordu.

Arjantin beraberliği moraliyle Nijerya karşısına çıkan İzlanda sahadan 2-0 yenik ayrılıyordu. Artık ümitler gruptan çıkmayı garantileyen Hırvatistan maçına kalmıştı. Hırvatlar, Rusya yolunda geçildikleri rakiplerine bu kez şans tanımayınca İzlanda için Rusya’da yolun sonu geliyordu.

Dünya Kupası’na katılan en küçük ülke olarak tarihe geçen İzlanda, Euro 2016’da gösterdiği başarıyı Rusya’ya taşıyamadı ama herkesin ikinci takımı olma özelliğini devam ettirdi. Yine tribünler ‘huh’ tezahüratıyla inledi. Yine spikelerler İzlandalı futbolcuların adını telaffuz etmekte zorlandı. Ama bir gerçek var ki; 330 binlik İzlanda artık bir futbol ülkesi. Ülkede lisanslı futbolcu sayısının 21 bin 500 olduğunu dikkate aldığımızda İzlanda’nın başarısının değeri daha net bir şekilde ortaya çıkıyor.

Türkiye'de bu haberi engelsiz paylaşmak için aşağıdaki linki kopyalayınız👇

YORUM YAZIN

Lütfen yorumunuzu yazın
Lütfen isminizi girin