HABER-YORUM| EFE YİĞİT
Salih Uçan, Fenerbahçe’ye transfer olduğunda henüz 18 yaşındaydı. Bucaspor formasıyla gösterdiği performans daha kariyerinin başlangıcı sayılacak bir yaşta Salih’i İstanbul’un 3 büyüklerinden Fenerbahçe’ye taşımıştı. Top hakimiyeti ve bilek hareketleriyle bir yıldız doğuyor intibaı uyandıran Salih Uçan, 2012- 13 sezonunda deplasmanda Orduspor’a attığı 2 güzel golle takımına 3 puan kazandırdıktan sonra manşetleri süslemişti. Goller büyük ustalık işiydi.
Maalesef Salih Uçan hafızalarımızda sadece 2012-13 sezonunda attığı 2 golle kaldı. Ersun Yanal döneminde 20 maçta forma şansı buldu ama takıma katkı sağlayacak bir performans ortaya koyamadı. 2 sezon kiralık olarak oynadığı Roma’da futbolunu ilerletmek yerine çoğu zaman yedek kulübesinde bile kendine yer bulamadı. 2016-17 sezonunda geri döndüğü Fenerbahçe’de sadece 4 lig maçında ilk 11’de sahaya çıktı. Sezon boyunca lig maçlarında sadece 406 dakika sahada kalan Salih Uçan, daha çok Türkiye Kupası maçlarında takımda yerini aldı. Bu sezon Aykut Kocaman’ın gözdesi olması beklenen Salih Uçan, hazırlık döneminde verilen şansı değerlendiremedi. Kadroda yer bulamayacağı kesinleşince İsviçre’nin Sion takımına satın alma opsiyonlu olarak kiralandı.
GENÇ YETENEKLERE ŞANS VERİLİYOR AMA…
Salih, futbol yeteneğini ilerletme sorunu yaşayan onlarca Türk oyuncudan biri. Özellikle top tekniği iyi olan genç isimler, futbolda gelişim sıkıntısı yaşıyorlar. Bu elbette başta oyuncuların suçu. Ancak teknik adamlarımızın genç yeteneklere kol kanat gerip, onların gelişiminde yardımcı olduklarını söylemek de oldukça zor. Özellikle İstanbul’un 3 büyüklerini çalıştıran hocalar, kendilerini en kısa zamanda başarıya götürecek oyunculara forma verirken, gençlere ayıracak vakti israf sayıyorlar. Anadolu takımlarında ise farklı bir durum oluyor. Genç yeteneklere forma teslim ediliyor ama bu oyuncuların fizikî gelişimleri tamamlanmadan, aşırı yüklenme yapılıyor ve her biri açmadan solan çiçeklere benziyorlar. Yahut kendilerini ‘olmuş’ sayarak geldikleri İstanbul kulüplerinde hüsrana düşüyorlar.
RONALDO’YU 12 MİLYON EURO’YA ALDI, YEDEKTE BEKLETTİ
Futbol dünyasının tartışmasız iki yıldızı Cristiano Ronaldo ve Lionel Messi genç yaşta isimlerinden söz ettirmişlerdi. Adeta doğuştan futbolcu olan bu isimler bugün hâlâ yeşil sahalarda resital sunmaya devam ediyorsa, bunda kariyerlerinin başında hocalarının katkısı önemli rol oynadı.
David Beckham’dan doğan boşluğu doldurmak için 12 milyon Euro karşılığında 18 yaşında Manchester United’a transfer olan Cristiano Ronaldo, 30 dakika oynadığı Bolton maçında golle tanışınca çabucak taraftarın gönlüne girdi. Ada basınının kameralarını çevirdiği genç yıldıza kanat geren isim teknik patron Alex Ferguson oluyordu. Basının soruları karşısında “Henüz erken. Daha kendini geliştirmesi lazım” diyen Ferguson, 7 numaralı formayı teslim ettiği Portekizli yıldızı ilk sezonunda birçok maçta yedek soyundurdu. Ronaldo’nun fiziksel olarak hazır olduğunu düşündüğünde ise formayı ona emanet etti. Ferguson’un yetiştirme başarısı sayesinde Ronaldo uzun soluklu bir form tutturabildi.
Keza Ferguson, genç takımdan A takıma kazandırdığı Giggs, Beckham ve Paul Scholes gibi genç oyunculara, henüz gelişimlerini tamamlamadan büyük roller biçmedi. Formayı ancak 20’li yaşlarda üzerlerine geçiren bu isimler, 40’lı yaşlarına yakın bir döneme kadar yeşil sahalarda boy gösterdiler.
RİJKAARD, MESSİ’Yİ OYNATMIYOR DİYE ELEŞTİRİLDİ
Messi, 2004’ten bu yana Barcelona A takımı kadrosunda yer buldu. Ancak formayı giymesi yeteneğine rağmen kolay olmadı. İki yıl Barcelona’nın B ve C takımlarında forma giyen Messi, 2005-06 sezonundan itibaren A takımda yedek olarak yer bulmaya başladı. Messi’yi yeteneğine rağmen A takımda oynatmayan Frank Rijkaard çokça eleştiri aldı ancak Hollandalı teknik adam Messi’nin geleceğini düşünüyordu. Messi’nin takımın değişmez bir parçası hâline gelmesi 2008’da Josep Guardiola’nın teknik patron olmasıyla oldu. Futbolunu ve fiziğini geliştiren Messi, formunu hiç düşürmeden yıllardır forma giyiyor.
Barcelona’da formanın küçük yaşta teslim edilmediği diğer isimler Xavi ve İniesta. Xavi, 20 yaşına kadar B takımı kadrosunda yer bulurken, 20 yaşında katıldığı A takımı kadrosunda da formayı kolayca sırtına geçiremedi. 2004’ten itibaren ise takımın değişmezi oldu. İniesta da tıpkı Xavi gibi önce stajını B takımda yapıp rüştünü ispat ettikten sonra 20 yaşında A takımının formasını giymeye başladı.
