İstanbul’un silueti kaç imam hatip eder? [Semih Ardıç]

İstanbul Zeytinburnu sahilinde üçüz binalar. En küçük dairenin 700 bin liradan satıldığı projenin ismi 16:9. Güzeller güzeli İstanbul’u beton çölüne döndüren binlerce projeden biri gibi görünse de teferruatı ‘neredesin vicdan’ dedirtiyor. Silueti katleden bu binaların sahibi Mesut Toprak, Reis-i cumhur Recep Tayyip Erdoğan’ın liseden sınıf arkadaşı. Danıştay’ın ‘silueti bozan katlar tıraşlanacak’ kararı şu ana kadar tatbik edilmedi.

Siluet tartışmaları kendisine sual edildiğinde Erdoğan, “Sahibiyle konuştum. (Mesut Toprak) Tıraşlayın dedim. Ama hiçbir şey yapmadılar. O yüzden çok kırıldım, 5 yıldır konuşmuyorum.” demişti. Erdoğan’ın teşrik-i mesaide bulunduğu dava arkadaşlarıyla paylaştığı o sözlerin üzerinden de hayli vakit geçti.

Ecdat yadigârı Sultanahmet Camii’nin muhteşem minareleri arasına hançer gibi saplanan ucube gökdelenlere kimse dokunmadı ya da dokunamadı. Mahkemenin hükmü bile bir mana ifade etmedi. Maşeri vicdanı Erdoğan’ın ‘küstüm’ sözü ile teselli bulduğuna kanaat getirmiş olmalılar ki Danıştay kararı idare (Şehircilik Bakanlığı ile İstanbul Büyükşehir ve Zeytinburnu belediyeleri) tarafından kale alınmadı.

O GÖKDELENLER TIRAŞLANMAYACAK. NOKTA!

Siyasî İslam’ın yılmaz müdafii Adalet ve Kalkınma Partisi (AKP) o gökdelenlerin tıraşlanmayacağını 16 Haziran 2017 itibarıyla tescil etmiş oldu. Zira o binaları inşa eden işadamı Mesut Toprak, Erdoğan ile beraber okuduğu Fatih semtindeki imam hatip lisesinin tadilat masraflarını üstlendi. Okulun ismi de Recep Tayyip Erdoğan Anadolu İmam Hatip Lisesi olarak değiştirildi.

Okulun nihai halini görmeye gelen Erdoğan’a küstüğü ve dahi konuşmadığı arkadaşı Mesut Bey eşlik etti. Erdoğan, solunda İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Kadir Topbaş, sağında Toprak ile yan yana yürürken tadilat çalışmaları hakkında malumat edindi. Türkiye’nin dört bir tarafından malzemeler kullanılmış. Mesut Bey masraftan kaçmamış.

Bütün o davalar, küskünlükler, mimarlardan, tarihçilerden gelen itirazlar böylece tatlıya bağlandı. İstanbul’un siluetine karşılık mevcut bir okulun tadilatı! Nasıl kârlı bir iş değil mi?

MÜTEAHHİTLER ENDİŞE ETMESİN, TATLIYA BAĞLANIR

Bundan böyle her müteahhit aynı güzergâhı takip edebilir. Müteahhitlerin 1983’te çıkarılan 2960 Sayılı Boğaziçi İmar Kanunu’nu fazla ciddiye almalarına lüzum kalmadı. Zeytinburnu’nun Boğaz’la alakası olmayabilir, amma velâkin Sultanahmet Camii siluetine rağmen oraya o ucube binaların dikilebilmiş olması Boğaziçi’ni de İstanbul’un elde kalan son yeşil alanlarını da yüksek katlı binalarla işgal etmek için can atan müteahhitlere cesaret veriyor. Beylikdüzü’nde 50 kat yapacağına Boğaz kıyısında üç kat yerine beş kat fazladan yapmanın daha yüksek rant sağladığını bilenler biliyor.

Güya Boğaziçi İmar Kanunu da İmar Kanunu da Boğaziçi’nde tarihî ve tescilli eserler dışında yapılaşmayı yasaklıyor. Güya siluet muhafaza altında. Boğaz görünümünün muhafazası maksadıyla yapı yükseklikleri bazı yerlerde 2, bazı yerlerde ise 3 katı geçemiyordu.

Kanunda değişiklik yapıp yüksekliği 12,5 metre olan 4 katlı binaların 5 kata, yüksekliği 15,50 metre olan 5 katlı binaların 6 kata çıkarılabilmesine imkân tanıyan AKP iktidarında tam bir imar talanı yaşanıyor. Kendi değiştirdikleri kanuna bile uymadılar. Emsallere riayet edilseydi ne siluet bozulacak ne de yeşil alanlar bu kadar azalacaktı.

ERDOĞAN’IN HAYIRSEVER İŞADAMI OLDUYSAN TAMAM

Erdoğan’ın Yeni Türkiyesi’nde köşeyi dönmenin formülü basit: En nadide arazileri işgal et. AKP’li isimlerin tamamen hissi teveccüh ve teşvikleri sayesinde 1’e 8 emsalle dik gökdelenleri. Mahkeme yık dese bile endişeye mahal yok. Bir imam hatip tadilatı ya da inşaatının bir kısmını üstlen, mevzu tatlıya bağlanır. Sadece hayırseverlikte kusur işleme. Yardımı nerede, ne vakit, ne kadar ve kime vereceğini unutma kâfi!

Oruçlu oldukları günde Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde öğretim üyesi olan milletvekillerinin emekli aylığı haricinde üniversitelerden de maaş almasına imkân veren kanunu geçiren AKP’lilerin nezdinde hangi siluetin hangi kıymet ifade eden bir mirasın karşılığı kaldı ki! Emekli bin 500 lira ile maişet mücadelesi verirken emekliliklerinde alacakları 7-8 bin lira aylığı az bulan AKP mebusları kendilerini ikinci bir maaş kapısı araladı. Oruç tuttukları kesin de orucun onları tutup tutmadığı meçhul!

Paraya tahvil olunabilen her şey mubah. İslamî ahlaktan vazgeçtik siyasî ahlakın semtine uğrayamayacak kadar tefessüh etmiş zevattan ahlaklı, dürüst ve hakkaniyet sahibi olmalarını bekliyoruz.

Anlaşıldı ki merhum Sultan Ahmet’in inşaatında taş taşıdığı o muhteşem camiin minarelerinin ortasına hançer saplamak zannedildiği kadar külfetli bir iş değilmiş. Erdoğan küsmüştü, barıştı. Mesele kalmadı. Durmak yok, ecdat mirasını yağmaya devam…

Türkiye'de bu haberi engelsiz paylaşmak için aşağıdaki linki kopyalayınız👇

2 YORUMLAR

  1. “Nasıl layıksanız öyle idare olunursunuz” düsturundan hareketle halkın durumu malum. Allah zalim idarecilerin yerine adaletlileri getirsin inşallah.

YORUM YAZIN

Lütfen yorumunuzu yazın
Lütfen isminizi girin