İstanbul Havalimanı’ndan kalkan uçağa kuş sürüsü çarptı: Daha önce hangi uyarılar yapılmıştı?

Cuma günü 286 yolcusu ile İstanbul-Antalya seferini yapan THY’nin tarifeli uçağı, kuş çarpması sonucu kokpit camının çatlaması nedeniyle İstanbul Havalimanı’na geri yönlendirildi.

Terminale alınan yolcuların Antalya’ya gitmesi için başka bir uçak tahsis edildi. İnternette dolaşan bir fotoğrafta ise bu uçağa ait olduğu iddia edilen, çatlamış ve kan sıçramış bir kokpitin görüntüsü paylaşıldı.

BBC’nin haberine göre, THY uçağının kuş sürüsüne çarpması ise sosyal medyada daha önce uzmanların bu yönde yaptığı uyarıların dinlenmemesine atıfta bulunularak eleştirildi.

Uzmanlar, daha önce İstanbul Havalimanı’nın kuş sürülerinin göç yolu üzerinde olduğu gerekçesiyle inşa edildiği alana yapılmasına karşı çıkmıştı.

Leylek, kartal ve şahin sürüleri geçiyor

İstanbul Havalimanı, kuş göç yollarının üzerinde bulunuyor ve kuşların uçağın motoruna kaçma riski uçuş güvenliği açısından risk yaratıyor.

Enerji analisti ve Birgün gazetesi yazarı Özgür Gürbüz, daha önce proje ile ilgili şu açıklamada bulunmuştu:

“Ekosistemlerinden dev otoyol geçirdiğimiz bu hayvanlar şimdi de yüzlerce uçağın ve araç trafiğinin baskısı altında kalacak. Havalimanının kuşların göç yolu üzerinde olduğunu, alanın dünya açısından değerli onlarca türe ev sahipliği yaptığını uzmanlar söylüyor. Gerekliliği bile tartışmalı bu devasa proje ekolojik açıdan korunması gereken bir yere yapıldı. Etrafında yapılaşma arttıkça hasar daha da büyüyecek.”

Projeyi hayata geçiren İstanbul Grand Airport’un (İGA) hazırladığı değerlendirme raporlarında da 2014 yılından bu yana uzun dönemli izleme çalışmalarının yapıldığı ve buna göre “göç dönemlerinde ve yıl boyu uçuş güvenliğini tehdit edebilecek göçmen ve yerli kuş türlerinin” tespit edildiği belirtildi.

Değerlendirmede, leylek, kartal ve şahin sürülerinin geçtiği ilkbahar göç döneminde en yoğun zamanın 15 Mart ile 10 Nisan arasında olduğu; sonbahar göç döneminin en yoğun zamanlarının ise 25 Eylül ile 5 Ekim ve 15 Ekim ile 5 Kasım arasında olduğu ifade edildi.

Değerlendirmede, “Yıl boyunca göçmen kuşlara göre daha az olmak üzere yerli kuş hareketliliği mevcuttur. Havalimanı çevresindeki yerleşim alanlarında martı, karga, güvercin ve sığırcık gibi uçuş güvenliği açısından risk oluşturan türler barınmaktadır” denildi.

Raporlarda kuş sürüleriyle ilgili alınan önlemler de yer aldı.

Bunların başında martıların beslenmesi, havalimanına yakın bir noktada çöplüklerin rehabilite edilmesi ve göçmen kuşlar için sesli ve ışıklı uyarı sistemlerinin kurulması bulunuyor.

‘Kaç yüz bin kuş telef olacak’

Ancak yine de çoğu uzman ve gazeteci, alınan bu önlemlerin hem kuşların hem de uçuş trafiğinin güvenliği açısından yeterli olmadığı görüşünde.

İstanbul-Antalya uçağının Cuma günü İstanbul Havalimanı’na geri dönüş yapmasının ardından gazeteci Melis Alphan, Twitter’dan, “Havalimanını inatla kuş göç yolu üzerine yapanlar yüzünden, uçaklar kuşlara çarpıp onları katlediyor; ayrıca uçaktaki insanların can güvenliği riske atılıyor.” ifadesini kullanarak 2014’te yazdığı ve şu ifadeleri içeren bir makalesini yeniden paylaştı:

“Havalimanının yer seçimiyle ilgili en büyük dramlardan biri dünyanın en önemli 5 kuş göç yolunun tam da buradan geçmesi. Mesele 3-5 kuş değil, yüzbinlerce kuş. Bu kuşların göç yolu kaç yılda değişecek? Bu arada kaç yüz bin kuş telef olacak, kim bilir. Şunu görmüyorlar: Kuşlar uçaklara çarpmayacak, uçaklar kuşlara çarpacak. Şunu da görmüyorlar: Kuşların telef olması demek, kene ya da Kırım-Kongo gibi sorunların ortaya çıkması demek.”

2-3 kaza olma ihtimali var’

Ekoloji gazetecisi Pelin Cengiz ise Twitter’dan şu yorumda bulundu:

“Bu havalimanı baştan sona bir faciadır, kulak asmamanın sonuçları da facia olacaktır. İstanbul kıtalararası kuş göç yolları üzerinde diye defalarca söylendi. Bilimsel verilerle kuşlarla çarpışma riski 3-4 kat fazla dendi. İnadına yapıldı burası.

“Atatürk Havalimanı’nda 150 bin göçmen kuşla karşılaşma (ihtimali) varken, bu rakam üçüncü havalimanında 550 bin. Kuş çarpışma riskinin tam manasıyla hesaplanıp hesaplanmadığını bile bilmiyoruz. Çünkü hesap verme yok, şeffaflık yok, kamuyu bilgilendirme yok.”

2016 yılında kapatılan Radikal Gazetesi’nin 2014 yılında yayımladığı bir makale kapsamında muhabir Elif İnce’ye konuşan İstanbul Üniversitesi Orman Fakültesi’nden kuş bilimci Doç. Dr. Zeynel Arslangündoğdu, bu havalimanında her sene kuşlardan kaynaklı en az 2-3 kaza olma ihtimali olduğunu öne sürmüştü:

“3. Havalimanı’nın yapılacağı bölgede ilkbaharda çok yoğun kuş göçü yaşanıyor. Elimizde bu bölgede 10 senedir ilkbahar aylarında yapılmış sayımlardan veriler var. 3. Havalimanı’nın ÇED raporuna göre uçaklar 3 dakikada bir iniş-kalkış yapılabilecek. Ben sadece gündüz yapılacak uçuşları hesaba katarak yaptığım modelleme sonucunda yılda en az 2-3 uçağın ciddi kaza yapma ihtimali olduğunu tespit ettim. Daha ufak kazaları da sayarsak rakam 10’un üzerine çıkıyor.”

Doğa Derneği Genel Direktörü Engin Yılmaz da BirGün gazetesine verdiği röportajında kuşların göç yolunun değişmesinin mümkün olmadığını ifade ederek, “İddia edilenin aksine, havalimanı üzerinde oluşacak sıcak hava termalleri yüzünden kartallar, leylekler gibi süzülerek uçan kuşların bu noktada daha fazla toplanma riski var. Doğanın yok olmasına sebep olanlar, uçakların kuşlara çarpması sonucunda meydana gelecek kazaların ve buna bağlı kuş ve insan ölümlerinin vebalinden de çekinmiyorlar” demişti.

CHP Genel Başkan Yardımcısı Sezgin Tanrıkulu ise bu iddialara yönelik olarak dönemin başbakanı Ahmet Davutoğlu’nun yanıtlaması istemiyle TBMM Başkanlığı’na soru önergesi vermişti.

‘Kuş konusunda dünyanın en hassası’

İstanbul Grand Airport (İGA) Havalimanları Üst Yöneticisi (CEO) Yusuf Akçayoğlu ise üç yıl önce Anadolu Ajansı’na verdiği röportajda, İstanbul Yeni Havalimanı’nın ‘kuş konusunda dünyanın en hassası’ olduğunu öne sürdü:

“Kuş meselesi dünyanın her yerinde ne kadar problemse burada da o kadar konu. Ekstra bir problem yok. Burada bir ilki gerçekleştiriyoruz. Bu Türkiye’ye, dünyaya örnek olacak. Minimum zaman kaybıyla en efektif uçak hareketini sağlamak için çalışıyoruz. Yoksa hayati tehlike arz eden bir durum yok.”

Çevre ve kuşlar için ayırdıkları bütçenin 15 milyon euro olduğunu söyleyen Akçayoğlu, bu paranın sadece birinci etap için ayrıldığını belirtmişti.

Türkiye'de bu haberi engelsiz paylaşmak için aşağıdaki linki kopyalayınız👇

YORUM YAZIN

Lütfen yorumunuzu yazın
Lütfen isminizi girin