İktidarın ‘baskın seçim’ planı mı, ‘derin yapıların’ hesaplaşma hamlesi mi?

Yorum | Erhan Başyurt

‘Erken genel seçimlerin kralı’ MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, AK Parti ile seçim ittifakı kurmayı yasal garanti altına aldıktan sonra, 17 Nisan’da Grup Toplantısı’nda erken seçim çağrısı yaptı.

Türkiye’yi daha önce iki kez erken genel seçime götüren ve her defasında ‘hezimet’ yaşamakla kalmayıp, kendisiyle aynı saftaki partilere de hezimet yaşatan bir siyasi lider Bahçeli…

***

AK Parti’nin girdiği ilk seçimde tek başına iktidar olduğu Kasım 2002 erken genel seçimleri Bahçeli’nin eseriydi…

O seçimde MHP ve koalisyon ortakları baraj altında kalmış, DYP’ de barajı geçememiş ve AK Parti tek başına yüzde 34 ile iktidar olmuştu.

***

Bahçeli’nin bir sonraki erken seçim hamlesi, AK Parti’nin tek başına hükümet kuramadığı Haziran 2015 seçimleri sonrası yaşandı.

Bahçeli kendisine teklif edilen ‘başbakanlık koltuğu’nu elinin tersiyle itip, CHP lideri Kılıçdaroğlu’nu ‘koltuk tedarikçisi’ olmakla suçlayıp seçimden 4 ay sonra yeniden sandığı göstermişti.

Sonuçta MHP, CHP ve HDP oy kaybı yaşamış ve AK Parti Genel Başkanı Ahmet Davutoğlu tarihin en yüksek oyunu alarak yeniden tek parti olarak iktidara gelmişti…

***

Bahçeli’nin son hamlesi aslında süreci iyi takip edenler için sürpriz değildi.

‘Seçim ittifakı’nın yasalaşması, Afrin gibi çevrelenmiş bir şehre yerel güçlere yönelik yapılan operasyonun ‘şova’ dönüştürülmesi, Çanakkale Savaşı ile eş değer tutulmaya çalışılması, erken seçimin yaklaştığının haberciydi.

Seçimden iki yıl önce bir seçim ittifakının açıklanması mantıklı olmadığı gibi, uzayan ittifakın da çatırdaması riski mevcuttu.

Tüm bunların üzerine ekonomik krizin ayak sesleri, dövizde durdurulamayan yükseliş, dış borçta katlanma ve önlemeyen cari açık… ABD ve AB’nin Türkiye’ye yönelik kıskaç hamleleri de eklenince sıkışan iktidarın erken seçimden gayrı şansı kalmamıştı.

***

Seçilmiş belediye başkanlarını baskıyla görevden alan AK Parti’nin Mart 2019 yerel seçimlerinde ‘hezimet’ kaygısı da erken seçim kararını hızlandırdı.

AK Parti’ye uzun yıllar hizmet veren ANAR’ın kurucusu İbrahim Uslu, bir dergiye verdiği röportajda, AK Parti’nin yerel seçimlerde her zaman genel seçim oy oranından düşük oy aldığını, Mart 2019’da bir hezimet yaşanması halinde Kasım 2019 Cumhurbaşkanlığı seçimlerine muhalefetin güçlü ve moralli gereceği için erken seçimin kaçınılmaz olduğunu ifade etti…

***

AK Parti’nin erken seçime dair son sinyalini, Genel Başkan Yardımcısı Mahir Ünal verdi. Ünal, durup dururken partide ‘FETÖ temizliği’nin bittiğini açıkladı.

Teşkilatları rahatlatmaya yönelik bu açıklama mutlak bir erken seçim sinyaliydi…

***

Ancak erken seçim çağrısı AK Parti yerine ilginç şekilde MHP lideri Bahçeli’den geldi.

Birincisi, zaten Bahçeli ile özdeşleşmiş bir çağrıydı.

İkincisi de, bu yolla AK Parti’ye tepkiler törpülenecekti.

***

Erken seçimin iki önemli nedeni daha var.

İYİ Parti’nin seçim için toparlanmasına izin vermemek, hatta mümkünse parti olarak girmesi engellenmeye çalışmak.

İkincisi de, Demirtaş ve 10 HDP milletvekili tutukluyken ‘Kürt’ seçmenin oylarının bir partide toparlanmasına imkan vermemek…

Birincisi MHP ikincisi de AK Parti oylarının korunabilmesi için elzem durumda…

***

Bahçeli, 27 Ağustos yani Malazgirt Savaşı’nın yıldönümünü önerdi erken seçim için…

Cumhurbaşkanı ise 24 Haziran’ı tercih etti.

24 Haziran, seçmenin henüz tatile girmediği bir dönem…

***

İktidarın, AK Parti ve MHP’nin hesabı böyle…

Ancak ‘’Evdeki hesap çarşıya uyacak mı?’’ göreceğiz.

Bir kere, İYİ Parti’nin seçime girmesini engellemek son ittifak yasası sonrası imkansız.

İYİ Parti, parti olarak engellense bile yeni yasaya göre herhangi bir partiden kendi partisinden istifa etmeden de aday gösterebiliyor.

İkincisi, AK Parti’nin Kürtlere yönelik ‘ezme’ politikası, Suriye Kürtleri’ne yönelik ‘düşmanlık’ politikası, Öcalan’a tecrit ve HDP’li vekilleri hapis politikası, Kürtlerin kültürel haklarını yok etme politikası, MHP ile ittifak sürerken değiştirilemez değişse bile inandırıcı olamaz.

Dolayısıyla, HDP’nin oylarını eritme, Kürt seçmeni yok etme politikasının tutması da neredeyse imkansız…

***

11 Ocak 2018’de yine tr724’te bu köşede ‘’Bahçeli’nin ölümcül hamleleri…’’ diye bir yazı kaleme almıştım. O zaman dile getirdiğimiz gelişmeler büyük oranda gerçekleşti.

***

Üzerinde durulması gereken asıl soru, sanıldığının aksine Bahçeli’ye erken seçim açıklamasını AK Parti yaptırmadıysa ne olacak?

Doğrusu bu ihtimali de kesin verilere sahip olmadan yok saymak mümkün değil.

Neticede, bütün anket firmaları AK Parti ve MHP ittifakının tek başına Cumhurbaşkanı’nı seçtirmeye yetmeyeceği yönünde bulgular açıkladı.

Eğer böyleyse, Bahçeli ‘ölümcül hamlesi’ni neden yaptı?

2002 ve 2015 hatalarını telafi için mi?

AK Parti’nin 17/25 Aralık’tan bu yana ittifak kurduğu ‘derin yapıları’ 28 Şubat kararı ile tasfiye edeceği sinyali verdiği için, birileri karşı hamle olarak erken seçim kartını mı ortaya sürdü?

Gerçeği seçim çalışmaları sırasında göreceğiz…

‘Beyaz kuvvetlerin’ AK Parti ve MHP ittifakını yıpratacak açıklamaları, ekonomik krizin seçim öncesi patlak vermesi, sürpriz ittifaklar, hangi senaryonun yürürlükte olduğunu anlamamıza imkan verecek.

AK Parti ve onu maşa olarak kullanan ‘derin yapıların’ er ya da geç bir hesaplaşma içine gireceği ve AK Parti’yi tasfiye edip, kendilerini tasfiye eden esas faillerden de ‘intikam’ alacaklarını ‘sağır sultan’ bile duydu.

***

OHAL şartlarında gerçekleşecek, yazılı ve görsel medyanın neredeyse tamamını kontrol altına almış iktidarla adil rekabet mümkün değil.

Seçimlerin şeffaf gerçekleşeceğine dair de şüpheler güçlü…

Buna rağmen ortada sürpriz bir erken seçim ve herşeye rağmen bir sandık var.

Ne beklentileri yüksek tutmak ne de ümitsizliğe kapılıp gevşeklik göstermek doğru değil.

İktidarın ‘baskın seçim’ hamlesi mi, Bahçeli üzerinden ‘derin yapıların’ hesaplaşma hamlesi mi erken seçimler bunu da süreçte yaşanacaklar gösterecek.

***

Herşeye rağmen, 24 Haziran erken genel seçimlerinin Türkiye’de ileri demokrasiye, özgürlükler ve hukukun üstünlüğüne geri dönüş için yeni bir başlangıç olmasını dilerim…

Zira 24 Haziran ‘Türkiye Cumhuriyeti’nin son özgür ve demokratik seçimi olabilir tabii ona da izin verilirse…

Türkiye'de bu haberi engelsiz paylaşmak için aşağıdaki linki kopyalayınız👇

YORUM YAZIN

Lütfen yorumunuzu yazın
Lütfen isminizi girin