Her köşede bir imtihan

Yorum | Mehmet Ali Özcan / @mehmet_aliozcan

İç içe imtihanlara maruz kaldığımız bir dünyada yaşıyoruz. İyi ile kötü arasında bir mücadelenin içindeyiz. Bazen o kadar güzellikler yaşar ve mutlu oluruz ki tarifi imkânsızdır, bazen de kendimizden iğrenecek kadar alçalırız ki “ölsem de kurtulsam” deriz, bazen de bunun farkında bile olmadan tekdüze bir hayat sürdürüp gideriz.

Nerede, ne zaman ve kiminle imtihan olacağımızı kestirmek mümkün değil. İyi-kötü ayırımını yapabilmiş insanlar, az-çok nelerle imtihan olacaklarını kestirebilseler de bazen hiç beklenmedik yerden imtihana maruz kalabiliyorlar.

Menfaatleriyle, sevmedikleri insanlarla veya hayat mücadelesi ile imtihana tabi tutulanlar, hayatlarındaki “doğrular”ın yardımıyla bu imtihanları kolayca aşabilirler. Ne var ki imtihan, bazen çok çetin olur. İnsan, dostuyla, kardeşiyle, ailesiyle imtihan olabileceği gibi hayatını şekillendiren ve yıllarca iyi insan, iyi Müslüman olmanın yollarını öğreten insanlarla da imtihan olabilir.

Bir tarafta ömrünü ve gönlünü verdiği davası, öbür tarafta dünya hayatı, menfaatleri ve belki de ailesi… Bir inayet eli bekler insan, bir çıkış yolu arar durur, kazanmak için uğraşır, sevdiklerinden uzak kalmamak için gayret gösterir. Allah’ın rızasını kazanmanın yollarını arayıp durur; muvaffak olabilmenin yolunun O’na teveccühten ve O’nun rahmetine sığınmaktan geçtiğini bilerek dişini sıkar, mücadele eder.

Vicdan, menfaat karşısında yenilgiye uğrar bazen ve yalancı bir rahatlama olur insanda. Menfaat, vicdanın yerini almıştır ve artık ne soru vardır zihinde ne de sorunlar… Doğrularla yanlışlar yer değiştirir; menfaat neredeyse, doğrular da oradadır artık. Farklı türden bir irade devreye girmediği sürece artık girilen bu yoldan çıkmak mümkün değildir.

Aklını ve vicdanını kullanarak, yolunu bulmuş, istikametini ayarlamış insanlar vardır bir de… Hak bildikleri yolda, doğru kılavuzun çizdiği rotadan çıkmamayı şiar edinmişlerdir onlar. Yeni yollar arayıp maceraya atılmaz, yapılması gerekenleri yapıp arkadan gelenlere yeni ufuklar açarlar. Dini için, milleti için, davası için kurban eder kendisini…

Aynı şeyi, menfaatlerini başköşeye koyarak yapanlar da vardır maalesef. Geçmişte olduğu gibi günümüzde de rehberini yanlış seçmiş olanlar, insanlığa zarardan başka bir şey vermemiştir. Şahsi kemalât veya hayat tarzı açısından değerlendirildiğinde bir kıymeti olan insanların, yanlış lider seçiminden dolayı nasıl da basitleşebildiklerini Türkiye örneğinde rahatlıkla görebiliriz.

Aklına ve vicdanına sürekli danışıp duranlar, yaptıkları her şeyin hesabını Allah’a vereceklerine inanırlar. Menfaatten ziyade prensipler, ön plandadır onlar için ve o prensipler sayesinde kendileri gibi olanlarla kopmaz bağlar, bağlılıklar oluşur. Başkalarına göre zikzaklı görünen hayatları, aslında istikametli bir hayatın neticesidir.

Kendi menfaati için insanlara zulmeden, korkularının esiri olup karınca basmaz insanları terörist ilan eden, hüküm giymemek veya hapse girmemek için başkalarına iftira atan, kendi çocuğunun yüzü gülsün diye başka çocukların ağlamalarına sebep olan, kendi ailesinin mutluluğu için başka ailelerin huzurunu bozan ne çok insan var artık çevremizde.

“Kazanma kuşağında kaybetme” ne güzel bir ifadedir bu tipler için… Önemsiz bir şeyi kazanmak için belki de ömür boyu vicdanında taşıyacağı ağır bir yüke ev sahipliği yaparlar. İstikametini bulamayan bu tipler, bazen menfaati, bazen ismi, bazen de sevdikleri için doğru davranışı ortaya koyamazlar.

Bunu yapanları uyarmak yerine onlara hak vermek veya desteklemek suretiyle başkaları da ayrı bir imtihana maruz kalırlar. Böylece ortaya yeni ve farklı bir ihanet çıkar. Bu durumda artık neyin doğru neyin yanlış olduğuna karar vermekte zorlanırlar. Zamanla hayat, onlar için anlamsızlaşır ve Şeytanın oyuncağı haline gelirler. Sattığı süt, daha ağır gelsin diye içine altın yüzüğünü atan tüccar gibidir bunlar.

Ne kadar da erdemli bir davranıştır vefa; eşe, dosta, davaya… Düşmanın saldırıları ve insafsızlığı yanında, vefasız dostların eliyle çekilen imtihanlar vardır ki, doğrusu dayanılması en güç olan da işte budur. Aynı duygu ve düşünceleri paylaşanların dünya hayatı veya nimetleri için birbirlerine iftira atmaları nasıl izah edilir bilemiyorum.

Eğer ciddi bir pişmanlık ve toparlanma söz konusu olmazsa, vefa duygusu zedelenmiş insandan ne istikrar ne de güven beklenemez. Çünkü böyle bir insan artık çevresine yarardan çok zarar verir; huzursuzdur, her şeyden kuşkulanır, onunla yola çıkanlar da yolda kalır.

Zor da olsa yukarıda bahsettiğim türden imtihanlardan alnının akıyla çıkanlar, sonunda büyük bir huzura kavuşur ve vicdanıyla baş başa kaldığında yaşayabileceği azaptan kurtulur. Böylece hem kendilerine olan güveni hem de içinde bulundukları toplumun saygısını yeniden artırarak kazanırlar.

Kendisi ve vicdanıyla barışık olup da Allah istediği manada bir insan olmaya çalışanların veremeyeceği hesabı ve yüzüne bir tokat gibi patlayacak yanlışlıkları yoktur. Kalbi itminan halinde olan böyle insanlar cennetlerini içlerinde taşır, hayatlarından lezzet alırlar.

İmtihanın sırlarından biri de, tabi afetler gibi bazen umumi olmasıdır. Tıpkı Hizmet Hareketine müntesip insanların tamamının, günümüzde maruz kaldığı imtihan gibi… Herkes bu musibet karşısında ahirette niyetlerine göre muamele görecektir. Bela ve musibet derecesinde imtihan istenilmez ama geldiği zaman da sabırla gereği yapılmalıdır. “Lütfun da hoş, kahrın da hoş!” demek kolay ama gereğini yapmak zordur. Hizmet insanlarının başına musallat olmuş ve olacak dünya kadar imtihan çeşidi vardır. Mühim olan, bunun farkında ve şuurunda olarak, kulluğun gerektirdiği tavrı takınabilmeleridir.

“Biz, insanları bu şekilde birbirleriyle imtihan ederiz; (mevki, makam, ırk, renk, zenginlik, sosyal statü gibi unsurları üstünlük sahibi zannedenler, fakir, köle, kimsesiz ve toplumda kendilerine statü tanınmayan mü’minler için,) “Allah, aramızdan bula bula bunları mı lütfuna lâyık gördü?” derler. Oysa Allah, (bütün nimetleri verenin Allah olduğunun şuuru içinde O’na) şükredenleri (ve dolayısıyla lütfuna lâyık bulunanları) çok daha iyi bilmez mi?” (En’am, 53).

Türkiye'de bu haberi engelsiz paylaşmak için aşağıdaki linki kopyalayınız👇

YORUM YAZIN

Lütfen yorumunuzu yazın
Lütfen isminizi girin