Halkbank mı? Sakın ha!

HABER-ANALİZ | SEMİH ARDIÇ

Evvela tasfiye halindeki Emlakbank torba kanunla hayata döndürüldü. Emlakbank Yönetim Kurulu Başkanı Zeki Sayın, bankacılık faaliyetine başlamak için gün saydıklarını açıkladı. 11 Ekim 2017 tarihli Hürriyet’te (http://www.hurriyet.com.tr/emlakbankin-bazi-subeleri-halkbank-oluyor-38275052) yayımlanan haberde, Ziraat Bankası şubesi olarak faaliyet gösteren 100’e yakın Emlakbank şubesinin bundan böyle Halkbank şubesine dönüştürüleceği belirtildi. Haberde şehir ve ilçe şubelerine kadar teferruatlı malumat verildi.

Hâdiselerin devamı 16 Kasım’da daha manidar hale geldi. Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu’nun (BDDK) yayımladığı yönetmelikle banka birleşme, hisse değişimi ve devir işlemleri olabildiğince basitleştirildi. Bankacılık Kanunu’nda ilgili maddeler aynen dururken yönetmelikle yeni ruhsatlar ihdas etmenin garabeti hükûmetin kanunu değiştirmeye vaktinin kalmadığını ele veriyor.

BDDK BAŞKANI’NIN BEYANLARI TUTARSIZ

Kanuna mugayir yönetmelik niye çıkarılır ki! BDDK Başkanı Mehmet Ali Akben iddiaları net bir dille tekzip edemedi ve ‘Türk Ticaret Kanunu’na uyum’ gibi alakasız bir saiki öne sürdü. O vakit Bankacılık Kanunu’nda niye değişiklik yapılmadı? Bankacılık ruhsatı 6 Temmuz 2001’de iptal edilen Emlakbank’ı faaliyete geçirmek şimdi mi aklınıza geldi? Hadi faaliyete geçecek? Niye Vakıfbank ya da Ziraat olarak değil de Halkbank tabelası ile hizmet veriyor?

Reza Zarrab davası ABD’de 27 Kasım’da jüri üyelerinin seçimini müteakip 4 Aralık’ta başlayacak. Telaşlarının sebebi o dava. Güya Halkbank, mahkemenin vereceği muhtemel cezalardan böyle kaçırılıyor. ABD bunu farketmeyecek mi? Tabela değişse bile hakikatte Halkbank’tan ibaret olan Emlakbank’ı döviz EFT (swift) sisteminden çıkarırsa ne olacak? ABD’nin gözünün içine baka baka yine onun lisanslarını kullanarak ‘hülle’ yapmanın faturası ağır olur. Türkiye’deki bankalar bütün bankacılık sisteminden tecrit edilmek gibi ağır bir müeyyide ile karşılaşabilir ki yakın tarihte benzer bir müeyyide İran bankalarını perişan etmişti.

ÇİĞ ET YEMEDİYSENİZ BU KARIN AĞRISI NİYE?

Saray ve hükûmetin bu bahiste tenakuzunun haddi hesabı yok. Hem “Halkbank kanunlara riayet etti ve Zarrab’ın kirli ticaretini aklamak maksadıyla kullanılmadı.” diyorlar hem de Borsa’da işlem gören (piyasa kıymeti 3 milyar dolar) ve Türkiye’nin en büyük ikinci büyük devlet bankası olan Halkbank’ın üzerine bir kalemde çizgi çekmek istiyorlar. Çiğ et yemediyseniz karnınızın da ağrımaması lazım.

Halkbank için akl-ı evvelin birinin geliştirdiği tabela formülünün suçun ikrarından başka bir mânâsı yok. Aynı bakış açısıyla Zarrab davasında ismi geçen bankaların da tabelasının değiştirilmesi icap ediyor. Zira kara para aklamak ve ABD’nin bankacılık kanunlarını ihlal etmek gibi vahim ithamları muhatap olan Aktifbank (Çalık Holding’e ait), Garanti Bankası (İspanyol BBVA), Denizbank (Rus Sberbank) ve Kuveyt Türk (Yüzde 62’si Kuveyt devlet fonuna, yüzde 18’i Vakıflar Genel Müdürlüğü’ne ait) gibi bankalara milyarlarca dolar para cezası kesilebilir.

Başka bankaların isimleri de telaffuz ediliyor. Şimdilik rivayetleri dolaşıyor. Türkiye’den hangi bankaların ‘şüpheli’ olduğunu tam mânâsıyla dava başladığında öğrenebileceğiz.

DEVE KUŞU GİBİ KAFAYI KUMA GÖMMEK

Hükûmet sözcüsü Bekir Bozdağ’ın ABD’nin New York Eyalet Mahkemesi’nde muhakeme edilecek davayı ‘siyasî ve hukuken karşılığı yok’ diye nitelendirmesinin okyanus ötesinde karşılığı yok.

Zarrab’ı Mart 2016’da tevkif ettiren eski Savcı Preet Bharara ile onun yardımcısı Savcı Joon H. Kim hakkında İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’nın tahkikat başlatması, hükûmet ve Saray cenahındaki telaşı ele verecek kadar trajikomik bir teşebbüs. Telaşları sebepsiz değil. 17/25 Aralık 2013’te ortalığa saçılan rüşvet ve yolsuzluklardan daha ağır suçlara karışmış olabilirler. Halkbank ile Zarrab da o suçların delillendirilmesinde son derece kritik bir yerde duruyor. Külliyen inkâr taktiğine bunun için sarıldılar.

Dava bu safhaya gelene kadar ‘hayırsever Reza’ ya da ‘benim vatandaşım’ iltifatları ile himaye ettikleri Reza Zarrab için artık ‘canı cehenneme, bizimle ne alakası var’ sözlerini sarf ediyorlar. Deve kuşu misali kafalarını kuma gömerek kara para ve diğer suçları işlediğini bile bile Zarrab’ın kurduğu illegal mekanizmanın parçası olduklarını unutturacaklarını zannediyorlar.

ABD’YE MALÎ HARP İLAN ETMEKTEN FARKSIZ

Siyaset koridorlarında kotarılan vaziyeti kurtarma hesaplar, piyasada endişeleri artırmaktan başka bir netice vermiyor. Akl-ı selîm herkes ABD ile Türkiye arasında cereyan edecek siyasî, malî ve hukukî bir didişmeden Ankara’nın galip çıkma ihtimalinin sıfıra yakın olduğunun farkında.

Halkbank vakası gösterdi ki Zarrab davası, Adalet ve Kalkınma Partisi’nin (AKP) tasvir ettiği gibi komplodan ibaret değil. Mamafih hatayı hata ile telafi etme hatası tekerrür ediyor. Halkbank’ı bu safhada Emlakbank’a devretmek ABD’ye malî harp ilanından farksız.

DOLAR 3,94 TL REKORUNU HER AN KIRABİLİR

Yatırımcılar iktidarın örtbas ettiği suçların sebebiyet vereceği artçı sarsıntıları yeni yeni hissetmeye başladı. Artık mızrak çuvala sığmıyor. Merkez Bankası’nın dolar sattığı bir günde döviz kurlarının tırmanması beklentilerin tamamen bozulduğunu teyit ediyor.

ABD Doları, 3,92 TL’yi aştı. 2016’da 3,94 TL ile rekor kırmıştı. Bu seviye her an geçilebilir. Merkez Bankası ihalelerinde 4,12 TL fiyatı verildi ki yatırımcı tırmanışın süreceğine inanmış. Euro/TL 4,63’ü geçerek rekor yolculuğuna devam etti.

Euro’nun yanı sıra rekor kıran para birimlerinden İngiliz Sterlini 5,20 seviyesinin fevkine çıktı, İsveç Frankı 3,9655’e yükseldi. Hazine’nin borçlanma maliyetleri de katlanıyor. Türk Lirası nevinden 10 yıl vadeli tahvillerin faizi 46 baz puan artarak yüzde 13,01’e çıktı. 2 yıl vadeli tahvillerinin faizi ise yüzde 14,21 oldu.

ÇEYREK ALTIN 265 TL

Dolar kuruna paralel rekorlara devam eden altının gram fiyatı, 162 lira ile tüm zamanların en yüksek seviyesini gördü. İstanbul Kapalıçarşı’da çeyrek altın 265 lira, Cumhuriyet altını da 1.081 lira oldu. Borsa İstanbul’da bankacılık endeksi yüzde 4’e yakın düştü. BIST Endeksi’ndeki serbest düşüş hareketi 20 Kasım’da da yüzde 2,19 kayıpla devam etti.

‘Şuyuu vukuundan beter’ sözüne birebir uyan bir gün yaşadık. Maalesef Halkbank’a kesilecek cezaya razı olmaktan başka çıkar yol görünmüyor. ABD kara para akladığı için ilk defa bir bankaya ceza kesmeyecek. Diğer devletler meseleyi uzatmak yerine cezayı ödedi ve dosyayı kapattı. Ehven-i şer tercihi bazen en isabetli tercih olabilir.

Türkiye’nin böyle dosyada isminin geçmesine sebep olanlar Halkbank’ın maruz kalacağı müeyyideleri ortadan kaldırmayacağını bile bile tabelayı değiştirerek memleketi daha fazla rezil etmemeli.

Halkbank’a Emlakbank tabelası asmak mı? Sakın ha!

Türkiye'de bu haberi engelsiz paylaşmak için aşağıdaki linki kopyalayınız👇

YORUM YAZIN

Lütfen yorumunuzu yazın
Lütfen isminizi girin