Hakkari’de 4 sivillin SİHA’larla vurulmasında soru işaretleri: Yeni Roboski mi?

Hakkari’da 4 sivilin AKP Lideri ve Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın damadı Selçuk Bayraktar’ın şirketi tarafından üretilen SİHA ile vurulmasına ilişkin tartışmalar devam ediyor. Hükümet önce terörist dediği sivilleri daha sonra işbirlikçi olaraka açıkladı. En son Hakkari Valiliği, 8 Eylül’de, saldırıda yaralanan İbrahim Sak ve Musa Tarhan’ın “Bölücü terör örgütü mensuplarıyla toplantı halinde” olduğunu öne sürdü ve ‘terör örgütü üyeliğinden’ tutuklandıklarını açıkladı.

Olayı ortaya çıkaran CHP Milletvekili Sezgin Tanrıkulu’nun hedefe konmasına ise İHD Diyarbakır Şube Başkanı  Raci Bilici tepki gösterdi. Bilici, Hakkari’nin Tale köyünde yaşanan olayın geçmiş dönemde Şırnak’ın Kuşkonar köyünde ve yakın zamanda Roboski’de yaşanan sivil ölümlerle benzerlik gösterdiğini söyledi

Hakkari kent merkezine 20 kilometre uzaktaki piknik alanında 4 sivil 31 Ağustos’ta silahlı insansız hava aracı (SİHA) ile vurulduğu iddialarını CHP milletvekili Sezgin Tanrıkulu gündeme getirmişti. Bir sivilin yaşamını yitirdiği olayla ilgili AKP hükümeti önce “terörist”, sonra “işbirlikçi” açıklaması yaparken, sivillerin vurulduğu iddiasını dile getirenleri de hedef göstermeyi sürdürüyor. Oysa olayla ilgili olarak aydınlatılması gereken bir çok nokta var.

Evrensel’in haberine göre, Hükümet, saldırının gerçekleştiği 31 Ağustos’ta “4 PKK’linin etkisiz hale getirildi” demişti. Aynı gün Tale (Oğul) köylüleri, saldırının sivillere yönelik gerçekleştiğini söyledi. Aynı saatlerde HDP’liler de, sosyal medya hesaplarından SİHA tarafından vurulanların sivil olduğunu kamuoyuyla paylaştı. CHP Milletvekili Sezgin Tanrıkulu da açıklamasında piknik yapmaya giden sivillerin vurulduğunu söyledi.

Son olarak Hakkari Valiliği, 8 Eylül’de, saldırıda yaralanan İbrahim Sak ve Musa Tarhan’ın “Bölücü terör örgütü mensuplarıyla toplantı halinde” olduğunu öne sürdü ve ‘terör örgütü üyeliğinden’ tutuklandıklarını açıkladı.

İNCELEME YAPILMADI

Sezgin Tanrıkulu ve HDP’lilerin verdiği bilgilere göre SİHA tarafından bombalanan dört kişiden Mehmet Temel (37) yaralı getirildiği hastanede yaşamını yitirdi. Temel, Hakkari Şehit Selâhattin İlk Öğretim Okulu ve Hakkari Ağız Diş Hastanesi tesisat işlerini yapıyordu; 3 çocuğu vardı. İsmail Aydın (43), 5 çocuğu var; köyüne arada ot biçmeye, toplamaya gidiyor. Ağır yaralı olan İbrahim Sak (54), Defterdarlık’ta vergi şefliğinden emekli, 6 çocuğu var. Musa Tarhan (54), Hakkari’de bulduğu her işte çalışıyor. Hiçbirinin sabıkası yok. Yakınların aktarımına göre, köylülerin vurulduğu Kanireş Çeşmesi bölgesi piknik alanı olarak kullanılıyor. O bölgeye gidilirken polis noktasından geçildiği ve arama yapıldığı biliniyor. HDP ve CHP’liler, bu durumu hatırlatarak, “Öyleyse neden durdurulmadılar?” diye soruyor. Bu arada köylüler yaralananları hastaneye kendilerinin taşıdığı bilgisini verirken, olay yerinde halen savcı incelemesi yapılmadı. Ayrıca öldürüldüğü söylenen 4 PKK’linin cenazesi de ortada yok.

BAKAN SOYLU’DAN SİHA AÇIKLAMASI: SU TESTİSİ SU YOLUNDA KIRILIR

İçişleri Bakan Süleyman Soylu, Trabzon’da önceki gün katıldığı Vakfıkebir 6. Olağan İlçe Kongresinde Hakkari’de SİHA ile sivillerin vurulması olayına ilişkin açıklamalarda bulundu. CHP İstanbul Milletvekili Sezgin Tanrıkulu ve CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’yu hedef gösteren Soylu, “Bizim insansız hava araçlarımıza kabahat buluyorsunuz değil mi? Niye biz üretiyoruz çünkü. Ama İsrail’den aldığımız zaman sesinizi çıkartmıyorsunuz” dedi.

Soylu, “İddiaları neydi? Güya piknik yapan insanları vurmuşuz. Ne pikniği hangi piknik? Hepsinin sicili kabarık zaten. Teröristlere sahip çıkıyorlar ve nerede sivil vatandaş? Hangi sivil vatandaştan bahsediyorsunuz? Polisleri şehit eden teröristlerle hangi sivil vatandaş oturup neyi konuşur? Çok açık ve nettir, su testisi su yolunda kırılır. Kimse kusura bakmasın biz saf değiliz” dedi

ROBOSKÎ’DE ÖLENLERİN SİVİL OLDUĞU ORTAYA ÇIKTI’

İHD Diyarbakır Şube Başkanı Raci Bilici, CHP İstanbul Milletvekili Sezgin Tanrıkulu’nun, SİHA olayından sonra hükümet kanadı tarafından hedefe konulmasına tepki gösterdi. Bilici, siyasal iktidarın hedef göstermek yerine iddiaları araştırması gerektiğini söyledi.

Bilici, “Geçmişte Şırnak’ın Kuşkonar köyü savaş uçaklarıyla bombalanmış ve 38 insan yaşamını yitirmişti. Ölen kişilerin örgüt üyesi olduğunu ve kesinlikle uçakların bombalamadığını söylediler. Uzun bir hukuksal mücadeleden sonra davanın avukatı Tahir Elçi olarak olayı ortaya çıkardı. Bütün belgeleriyle olay ispatlandı, daha sonra Genelkurmay da kabul etti ve uluslararası mahkemelerde Türkiye mahkum oldu, ciddi bir tazminat ödemek zorunda kaldı. Roboski’de ilk gün yine aynı söylemi kullanmışlardı. Sonrasında orada yaşanan köylüler olduğu ortaya çıktı. Hükümet hâlâ Roboskî ile yüzleşmemiştir” diye konuştu.

‘VAN GEVAŞ’TA DA BUNLAR ‘TERÖRİSTTİR’ DENİLDİ’

Bölgede sivillere yönelik çok sayıda hak ihlalinin yaşandığını kaydeden Bilici, “Van Gevaş’ta mantar toplayan köylüler ‘karakola saldırdılar’ gerekçesiyle gözaltına alınmıştı ve işkence maruz kalmışlardı. Bir süre sonra köylüler hiçbir şey olmamış gibi serbest bırakıldı. Kamuoyunun ciddi bir şekilde olayın üzerine gitmesiyle bir polis açığa alındı. Fakat biliyoruz ki bu olayda onlarca polis görev aldı. Kolluk kuvvetlerinin keyfi uygulamaları nedeniyle çok sayıda ihlal yaşanıyor. Bunlar cezasızlıktan güç alıyor. Bölgede kolluk kuvvetleri siyasal iktidarın kendilerini yargılamayacağını biliyor” diye konuştu.

‘SAVCI, LİCE’DE İNCELEME BİLE YAPMAMIŞ’

Diyarbakır’ın Lice ilçesinde askerlerin Bağlan köyüne baskınına da değinen Bilici, “Lice’ye gittik orada ciddi iddialar var. Helikopterden askerlerin ateş ettiği söyleniyor. Cumhuriyet Başsavcısıyla görüşmemizde olay yerine gitmediğini, gerekli incelemeyi yapıp delil toplamadığını yani olayın nasıl olduğuna dair hiçbir verinin elinde olmadığını gördük. Hiç gidilmeden peşinen ‘Bunlar teröristtir, işbirlikçidir’ şeklinde açıklamalarla işin içinden çıkılmaya çalışılıyor. Siyasal iktidar mensupları ve mülki amirler ön yargılı olmadan, peşin açıklamaklarda bulunmadan etkili bir soruşturma yaparak, delilleri toplayarak, oraya gidip incelemelerde bulunmalı gerekirse bağımsız heyetlerden yardım istemelidir. Böyle bir incelemeden sonra açıklama yapmalı. Gerek Lice’de gerekse Hakkari’de yaşanan olaylar araştırılmalı ve sonuç raporunun ortaya çıkarılması temelinde imkanlar sağlamalıdır, siyasal iktidar bunu yapmak yerine engellemelere başvuruyor olay yerinde inceleme ve araştırma yapamıyoruz. Bu da devletin bu tür olaylara karıştığı anlamına gelir” dedi.

‘KAMUOYUNU SUSTURMA GİRİŞİMİ’

Benzer olayların yaşanmaması için “Olayı ortaya çıkanların üzerine değil yaşanan olayın üzerine gitmek gerekir” diyen Bilici şunları söyledi: “Mesela Tahir Elçi de birçok olayı ortaya çıkardı, yaşanan hak ihlallerinin üzerine korkmadan gitti. En sonunda da hedef gösterildi ve katledildi. Şimdi bir milletvekili hedef gösteriliyor. Sezgin Tanrıkulu iddiaları tabi ki hükümete sorar. Bu bir iddiadır buyurun araştırın, bu iddialara ne diyorsunuz der. Fakat siyasal iktidar iddiayı araştırmak, olayı açığa çıkarmak yerine onu tehdit ederek, hedef gösteriyor ve soruşturma başlatıyor. Sonrasında ise bir linç kampanyası başlatılıyor. Sezgin Tanrıkulu’ya dönük tehlikeli bir yönelim söz konusu. Sezgin Tanrıkulu, THİV kurucularındandır, İHD’de aktif görev almış ve yıllarca baro başkanlığı yapmıştır. Sezgin Tanrıkulu ömrünün tamamını insan hakları mücadelesiyle geçirmiş bir kişidir. Tanrıkulu’ya bilinçli bir yönelim söz konusu. Bu kamuoyunu susturma ve yaşanan ihlallerin ortaya çıkmasını engelleme girişimidir. Sezgin Tanrıkulu, hakkında soruşturma açılacağına bu olayda görev alan kolluk kuvvetlerinin soruşturulması gerekir” dedi.

Türkiye'de bu haberi engelsiz paylaşmak için aşağıdaki linki kopyalayınız👇

YORUM YAZIN

Lütfen yorumunuzu yazın
Lütfen isminizi girin