“Gülencilere yapılan baskılar doğru, diğerlerine yapılan yanlış!”

HABER | TÜRKMEN TERZİ, Johannesburg Tr724

Katar hükümetinin finance ettiği İstanbul merkezli Al Sharq Forum Araştırma Direktörü Galip Dalay, Hizmet hareketine karşı yapılan soykırıma varan baskıları savundu. Dalay, “solculara, liberallere ve diğer muhaliflere yapılanlar yanlıştı ama Gülencilere yapılanlar haklı.” dedi. Programda söz alan Afrika-Ortadoğu Araştırmalar Merkezi (AMEC) yetkilisi, “Galip Dalay sorulara cevap vermedi, her gelişmeyi Gülen ve darbeye bağladı” dedi. Suriyeli katılımcı panellist ise, “ Erdoğan’ın Suriye’de çok büyük yanlışları var, ama en büyük suç gene biz Suriyelilerde. Ülkemize sahip çıkamadık, bölündü ülkemiz.” ifadelerini kullandı.

Johannesburg merkezli Afrika-Ortadoğu Araştırmalar Merkezi’nin (AMEC) her yıl düzenlenen konferansı Güney Afrika’nın idari başkenti Pretoria’nın Devlet Başkanlığı Sarayı karşısındaki prestijli Sheraron Oteli’nde iki gün boyunca devam etti. “Devlet ve Toplum Arasında: “MENA Bölgesinde Devlet Dışı Aktörlerin Evrimi” konulu programda dünyanın önemli akademisyenleri söz aldı. Aralarında diplomatların, sivil toplum temsilcilerinin, araştırmacıların olduğu etkili katılımcılar da soruları ve yorumlarıyla, Ortadoğu’daki silahlı grupların, sivil toplumların siyasi sistem içerisindeki konumlarını panelistlerle akademik düzeyde tartıştı.

Tr724’ün, “AKP’nin PKK ile yürüttüğü barış sürecinde sivil toplumlar çok aktifti. Şu anda devlet sivil topluma büyük baskı yapıyor, hatta Cumartesi Anneleri’ni de yasakladı, Türkiye’de insanlar neden başka dünya görüşüne sahip grupların maruz kaldığı baskılara sessizler, halk neden bu kadar bölündü?” sorusuna, panelist Dalay cevap verdi Dalay, AKP hükümetinin yaptığı tüm baskılardan Hizmet Hareketi’nin sorumlu olduğunu ileri sürdü.

Türkiye’de Arap komitelerinin finans ettiği bir çok düşünce kuruluşları olduğunu savunan Dalay, Libyalıların, Suriyeli mültecilerin, Mısırlıların bir çok think-tank kuruluşları olduğunu, bunların daha çok kendi ülkelerini araştırdıklarını ifade etti. Türkiye’deki sivil toplum kuruluşların faaliyetlerinde şu anda duraksama olduğunu belirten Dalay, bu durumu Türkiye’nin asırlık proplemlerle boğuşmasına bağladı.

Türkiye’de kutuplaşmaların hiç bitmediğini, ülkenin mozaik yapısından, rejiminden, siyasal sisteminden, demokratik yapısından kaynaklanan gündemleri hayatı boyunca tartıştığını anlatan Dalay, son 4-5 yıldaki gelişmelerin ise cok daha özel bir bağlamda ele alınması gerektiği yorumunda bulundu. Gezi  olayları, Gülen- AKP güç mücadelesi ve 20’yi aşkın şehirde kısmen veya tamamen kontrol sağlayan PKK ile çatışmalar ve en son olarak 15 Temmuz darbesi ayrıca incelenmesi gerekir dedi. Dalay 15 Temmuz’un klasik bir darbe olmadığını, çok tuhaf bir kalkışma olduğunu, önceki darbelerde askerlerin kurumları teslim aldığını, iktidara el koyduğunu, son darbede bir kısım askerlerin parlamentoyu, polis merkezini, istihbarat merkezi bombaladığını söyledi. 15 Temmuz’un iki politikayı doğurduğunu anlatan Dalay, birincisinin iktidara ileri derecede ulusal güvenlik politikalarını uygulattığını, darbenin, Irak ve Suriye’de yaşanan çatışmaların da Türkiye’de endişe ile izlendiği bir döneme denk gelmesinin de, güvenlik politikalarına hız verdiğini belirtti. Dalay, devletin tepkilerinin bazen abartılı baskılara dönüştüğünü açıkladı ama bu tepkilerin bir noktada da haklı olduğu, 250 insanın hayatını kaybettiğini, 2 binden fazla insanın da yaralandığı bilgisini verdi.

Cezalandırmaya toplum destek verdi!

Dalay, 15 Temmuz’un Türkiye’nin 11 Eylül’ü olduğunu, darbeyle şok yaşayan Kemalistlerin, Kürtlerin, islamcıların, liberallerin ilk defa aynı düşüncede biraraya geldiğini, “darbenin sorumlusu Gülen Hareketi’nin” cezalandırılmasında hemfikir olduğunu açıkladı. ‘Gülen Hareketi tehlikesi’ne karşı ülkede ve dünyada bir korku ortamının oluştuğunu iddia eden Dalay, bu durumun Türkiye’de yöneticilerde bir kuşatılmışlık hissi ve ileri derecede artırılmış milli güvenlik algısına neden olduğunu, bu durumun da bazen sağgörüsüz, ileriyi göremeyen politikaları beraberinde getirdiğini itiraf etti. Galip Dalay, darbe sonrası AKP’nin tasfiyelerinin ve baskılarının, cezalandırmalarının Gülenciler dışındaki liberalleri, solcuları ve diğer muhalefet çevrelerini kapsamasının yanlış olduğunu belirtti. Dalay son cümlesinde de, üstüne basa basa, AKP’nin darbe bastırma politikalarının iki yönü olduğunu, “Gülenciler’e” yapılanların doğru politikalar, liberal, solcu ve diğer muhalefetlere yapılanların ise yanlış politikalar olduğunu söyledi.

Al-Sharq Forumu Araştırma Direktörü Dalay, Kürt sorununu çözmek için başlatılan AKP ve PKK arasındaki Barış Süreci’nin sonlandırılmasının çok talihsiz bir gelişme olduğunu dile getirdi. Barış Süreci’nin son yüzyılın belki de en büyük inisiyatifi olduğu yorumundan bulunan Dalay, “Çok kararlı bir şekilde devam eden süreç başarıya ulaşşaydı şu an karışımızda çok farklı bir Türkiye resmi olurdu, büyük bir kayıp oldu Türkiye için, maalesef iki tarafın da öngörüsüzlüğü barış girişimlerini sonlandırdı ve şu anda bulunduğumuz durumu netice verdi” dedi. Dalay, “20’den fazla şehirde PKK’lı silahlı gruplar mücadele veriyordu. Şehir merkezlerini ele geçirdiler. Diyarbakır Sur’da, Cizre’de güvenlik güçlerine karşı mücadele verdiler. Çok kanlı çatışmalar yaşandı. Daha sonra darbe oldu” dedi. Galip Dalay, “ ‘Türkiye’de barış döneminde sivil toplum aktifti’ fikrine şöyle bakmak lazım, geçmişe baktığımızda, 90’larda yüzbinlerce Kürt zaten Avrupa’ya sığındı, Almanya’ya, Fransa’ya. 2009-2010 yılları arasında onbinlerce KCK’lı hapsedildi. Bunun yanında önemli liberal, seküler aktivistler hep Gülenciler tarafından hapsedildi” iddiasında bulundu. Güney Afrika’nın Suriye, Libya ve Suudi Arabistan Büyükelçiliklerini yapan, aynı zamanda ailesiyiyle beyazlara karşı mücadele önemli isim olan Moderatör Muhammed Dangor, “ MENA bölgesinde sivil toplum” konulu oturumunda, Dalay’a işaret ederek sözlerini toparlamasını söyledi. Dalay ise son sözlerini şöyle tamamladı: “Türkiye’de hiç bir meselede biraraya gelemeyen Kemalistler, liberaller, sekülerler, İslamcılar sadece bir konuda biraraya aynı fikirdeler: Gülencilerin ülkeye verdiği zarar konusunda. Türkiye bağlamında bir konu çok az anlaşılıyor, Gülencilerin devlet sistemi içindeki gerçek yüzleri”.

Türkiye'de bu haberi engelsiz paylaşmak için aşağıdaki linki kopyalayınız👇

2 YORUMLAR

YORUM YAZIN

Lütfen yorumunuzu yazın
Lütfen isminizi girin