Genç hayvanlar rahatsız! [Veysel Ayhan]

Yönetim şekli Kuzey Kore’ye, sosyal hayat Suriye ve Irak’a dönen Türkiye’nin haline insanlar duyarsız kalınca dertlenmek hayvanlara kalmıştı. Kalan son ormanda büyük bir ağacın altında toplanmış memleket meselelerini konuşuyorlardı. Sürpriz konuk Hz. Süleyman zamanından beri bir nevi âkil kuş olan Hüdhüd’dü. Yukarıda tünemiş toplantıyı izliyordu.

Aslan:

-Arkadaş ne olacak bu insanların hali?

Köpek:

-Bunlar iflah olmaz kralım ben kendi derdimdeyim. Bu ara herkesin ağzına düştüm.  Tarihte hiç bu kadar anılmadım. Diyeceksiniz ne var bunda? Öyle değil. Biri insanların kanunlarını mı katletti, hem benim adımla yapana öfke kusuyorlar. Biri masum insanları aylarca sorgusuz sualsiz tutukladı mı, hemen benim ismim. Yeter arkadaş!

Aslan:

-Ama buraya kendi dertlerimizi konuşmaya gelmedik, insanları konuşacağız.

a

PİTBULL’DAN AHLAK ÖĞRETMENİ
Köpek: -Onlar için de üzülüyorum ve içim yanıyor kralım. Soyum yaratıldığı günden bu yana hiçbirimiz böyle ‘insanlık’lar yapmadık! Daha dün bir insan hâkim hamile kadını yatağına kelepçeledi. Başına jandarma dikti. Bir başkası beş küçük çocuğu annesinden ayırıp zindana attı. Bir başka sütü bozuk yargıç ‘Kızdırmayın beni bebeği de tutuklarım’ dedi. Şimdi kim köpek?

Köpek duraksadı sonra devam etti:

-Şahsen ben köpekler âlemi adına bu pespayeliklerden utanıyorum. Benim soyumda var mı böyle bir şey yapan. Hatta en öfkeli pitbull kardeşim bile bu insansılara ahlak öğretmeni olabilir.

Aslan:

-Hep derim. Çiğ süt içmiş o kadar çok ki! Bizde bile var. Aha bu maymun!

Ağacın dalına kuyruğundan asılmış nazlı nazlı sallanan Maymun, Aslan’ın lafını duyunca az daha kafa üstü çakılıyordu. Kuyruğu ile zor dengeledi:

-Kralım yani insanlara biraz empati yapınca karakterimiz mi bozuldu?

-Tabii Maymun kardeş alınma ama senin de sütün bozuk. Bu ‘insan’ kılıklıları çok taklit ediyorsun.

Maymun:

-Tövbe tövbe yanlış anladınız. Benim sütüm gayet ak hatta aksütlüyüm. Bunu insanlarda arayın. Bak yardım derneği faaliyetine, burs vermeye, kermes yapmaya ‘terör’ diyen canlılar gördünüz. Şimdi ona maymun diyebilir miyiz? Diyemeyiz. Goril diyebilir miyiz? Diyemeyiz. Hepimize hakaret. Birader, maymunlar tarihi böyle mukallitlikler görmedi.

SARIĞINI PASPAS YAPAN FÂKİH

Köpek atıldı: -Ya ben hep içlerindeyim. Ne tuhaflıklar gördüm. Bi o mu? Adam okumuş, din kitapları yazmış. Her neyse fakihmiş falan. Yaranayım diye sarığını Saray’a yol yapmış. Hırsızlarla kol kola. ‘Hırsızlık yolsuzluk değildir’ diyor. Saray zeval görmesin diye bir kısım insanları yok edebilirsiniz, diyor.

Aslan:

-Halla halla! Bre mendebur!

-Evet, kralım, müftü öyle de peşindekiler farklı mı? Daha dün gördüm. Yüzlerce örneği var da bunu dün gördüm. Adamcağızın helal mülküne çökmüşler. Poz veriyor başı kapalı iki kadın. Çalıntı koltuklara kurulmuş halde. Tabi başı örtünce hırsızlık caiz oluyor.

Maymun sallantı halinde:

– Bana bakmayın ya! Bunların hepsi sapıttı. Benden beter zıplıyor hopluyorlar. Akıllı biri kalmadı. Kimi kedi ama kükrüyor, kimi sıpa ama kişniyor.  Birader hangimiz böyle komiğiz ya! Hele yalan hele yalan! Ya gerçekten hayvanlar âleminde böyle yalancılar yok ya! Adam beş yıldır olmayan Türk uçağıyla seçim kazanıyor!

Yukarıda tünemiş sessizce dinleyen Kartal dayanamadı:

-Bunlar dini de bitirdi. ‘Yemişim manevi değerlerini!’

Aslan:

-Yahu şimdi insanlara kızarken adil olun. Bu insanların hepsi aynı değil. İyileri de var. İnsan türü deyince ayıp oluyor. Genellemeyelim. Hemen karar vermeyin. Atın iyisi pazarda, insanın iyisi mezarda belli olur.

TWEET NE LAN!

Tilki dayanamadı: -Yok yok hepsi öyle ya! Bana kurnaz der bu insanlar. Bazı zübükler müdür, vali olacağım diye yapmadıkları soytarılık yok. Sinek, pekmezciyi tanır. Şimdi bu masum maymun kardeşim onların yanında melek ya!

Aslan:

-Ülke iyice dibe vurdu. Daha dibi var mı diye eşeliyor seninki! Zübüğün biri gazetecileri tutuklamak için iddianame yazmış. Uykumdan feragat ettim okudum. 200 sayfada tek suç isnadı yok. 345 defa ‘tweet’ örneği vermiş. 200 defa suç diye ‘retweet yaptı’ demiş. Tweet atmakla suç icat etmiş. Yahu tweet suçsa besledikleri 6,000 kişilik trol ordusunun attığı ne? Ya üşütük başgan?

Öküz, yanındaki Sığır’ın kulağına eğildi:

-Tweet ne la?

Sığır:

-Yani kuş dili gibi bir şey. İnsan cinsleri birer dala tüneyip birbirlerine laf yetiştiriyor, kapak çalışması yapıyor.

Öküz anlamadı ama:

-Haa anladım anladım!

Köpek: Vay insan vay! Bu savcı hiç utanmamış mı?

Tilki:

-Peki, hâkimler ne yapmış? Gidip suratına tükürmüşler mi?

Aslan:

-Hayır! Kabul etmiş, sessizce bakışmışlar. Bu insan taifesinin en cibilliyetsizleri yargıçlarmış demek.

Köpek atıldı:

-Bana ‘genelleme yapma’ dedin ama sen genelleme yapıyorsun Kralım! İyi yargıçlar da vardır.

Aslan:

-Evet haklısın. Hepsi değil ama iyiler kodeste.

Koyun:

-Ben de çok dertliyim. Köpek kardeş kadar olmasam da bu ara sıklıkla anılıyorum. Menfaatini düşündüğü için yapılan hukuksuzluklara seyirci kalanlara, ne kadar ‘dilsiz şeytan’ varsa hepsine ‘koyun gibi’ diyorlar.

Allah beni yaratırken yapacağım işleri belirlemiş. Hepsini eksiksiz yaparım. Ne arkadaşımı satarım, ne işimi aksatırım.

YALANLARI AYIKLASAN GERİYE SÖZ KALMAZ

Mesela dün seyrettim. Adam yine çıkmış konuşuyor. İnsanlar ne olduğunu bile anlamadıkları halde hep beraber ‘Hayır’ veya ‘Evet’ diyor. Hatta bunu bile beceremeyip karıştırıyorlar. Biz öyle miyiz? Yani bu insan soyunun yaptıklarıyla soyumuz lekeleniyor. Hele yalan hele yalan! Bütün eşeklikler bize fatura ediliyor!

Önce eşeğin sırtındaki sinekler sıçradı. Sonra dalmış, başka âlemlerde dolaşan eşek başını kaldırdı, kulaklarını dikti:

– Evet, evet, ne oldu biri bi şey mi dedi? (Kimse umursamadı.)

Köpek, aslana döndü:

– İtin olayım sen de kralsın ama tek bir yalanını görmedim! Ama mevkidaşların bir konuşuyor ki… Yalanlarını ayıklasan geriye harf kalmaz.

Aslan:

-Bu insan soyunun sonu geldi. Şerefsizler tanıdığı komşusunu ihbar ediyormuş. Dede torununu sokağa atıyormuş. Nasıl diyordu bir insan şairi: “Sırtlanları geçmişti beşer yırtıcılıkta; Dişsiz mi bir insan, onu kardeşleri yerdi…” Tam böyle oldular.

Koyun:

-Evet evet. Hem birbirlerini yerler sonra da koyun falan derler. Söyleyin Allah aşkına hangi koyun cinsinde böyle duyarsızlık var? Bence bu insanlar birbirlerini bizim adımızla anacağına örnekleri kendilerinden bulsunlar:

SENİ GİDİ YEZİT, VAY NEMRUT VAY!

Aslan:

-Doğru ama ne desinler?

Koyun:

-Mesela ‘Hitler’lik etme’, ‘Vay Haccac Vay’ desinler. ‘Seni gidi Yezid’, ‘Bak gördün mü Nemrut’u, ‘Şerefsiz İbni Sebe’, ‘Haysiyetsiz İbni Selül’… gibi.

Aslan:

-Evet güzel. Bizi pisliklerine bulaştırmasınlar. Yok, arkadaş yok bizde böyle insan!

Daltonların amansız belalısı Red Kit’in sevgili atı Düldül’ün amca kızının teyze oğlu junior Düldül de oradaydı. Yelesini hafif arkaya savurup söze girdi:

-Bakın benim büyük ulu dedem, Red Kit’in mesai arkadaşıymış. Daltonlar ne zaman hırsızlık yapsa tepelerine binermiş. Ama şimdi düşünüyorum da iyi ki bu zamanda yaşamıyor. Hangi bir Dalton’la başa çıkacaktı? Emin olun şimdiki hırsızlar hem Red Kit’i hem de dedemi tutuklardı.

Hüdhüd yukarıdan söze girdi:

-Ama bazı saf hırsızlar var her yeri Türkiye sanıp yurtdışına falan çıkıyor. Sonra doğru kodes. Kral kendini parçalıyor kurtaramıyor. Bakan heyetle kurtarmaya gidiyor çıkaramıyor.

Aslan:

-Yani inanamıyorum olanlara. Türkiye’yi Uzan’lar idare etse daha iyiydi ya! Sadece bir aile götürürdü! Şimdi yüzlercesi.  Başında takke, dilinde aşir… Götür babam götür. Üstüne üstlük bir de analarına küfret! Töbe töbe.

Junior Düldül:

-Yok yok, inanılır gibi değil. Hırsızların en sefalı olduğu zamandayız. Kral onlardan artık vergi de almıyormuş. Eski vergilerini de sıfırlamış.

Kara Karga pat diye atıldı:

-Bi ısırık peynir yüzünden hırsız ilan edilmiştim. Ben melek kaldım arkadaş ya! Ama ne demiş atalarımız: ‘Eşeği ahıra bekçi eden, ahırdaki gürültüden şikâyet etmez.’

YA SEN ZATEN KRALSIN PADİŞAHSIN HER Bİ ŞEYSİN

Ayı Yogi:

-Kralım izniniz olursa ben de birkaç kelam edeyim. Ülke bitti. Bakın ben tr724’ün ekonomi yazılarını kaçırmam. Ekonomi bitmiş. Hukuk bitmiş. Yüz binlerce masum hapiste tutsak. Türkiye dünya’ya rezil oldu. Ama kralın tek gündemi, tek derdi  ‘başkan’ olmak. Ya arkadaş, ne dedin yapmadılar da bir ‘başkan’ olacağım diye ülkeye dayatıyorsun. Etrafında bir tane adam yok ki ‘Yahu zaten başkansın zaten padişahsın, kralsın her bir şeysin’ diyen. Derdin ne senin? diyen…

Aslan:

-Yani etrafındakiler süzme öküz mü demek istiyorsun?

Ayı Yogi:

-Evet ya, düpedüz öküz.

Gölgede yan yatmış öküz hafif gerinerek:

-Şimdi olmadı ama Yogi kardeş. Benim bin yıllık sülalemde böylesi yok. Soyumu rencide ediyorsunuz.

Ayı Yogi:

-Özür dilerim. Ağzımdan kaçtı. Bu insanlar bizim de üslubumuzu bozdu.

AĞACA AYAĞI SIKIŞAN KEDİ

Aslan:

-Yahu içinizde bu insanlardan hiç mi memnun olan yok?

Güney kutbundan bir Penguen toplantıya telefonla katılır: (Birkaç cızırtıdan sonra)

spot guv-Evet, evet ben insanlardan çok memnunum. Kaç yıldır Türk medyası bana merak saldı. Çok mutluyum. Hukuk askıya alınınca, hâkimler özgürce karar verdiğinde CNN Türk, NTV, Habertürk hemen benim bantları dayıyorlar. Biz de sülalece ekranda bir o yana bir bu yana kırıtıyoruz. Fazla bir atraksiyonumuz yok ama olsun.

Bizlere bir duyarlılar bir duyarlılar ki sormayın. Biz Antartika’da Türkiye’deki haberleri sansürsüz izliyoruz. Güneydoğu’da şehirleri bombalarla dümdüz oluyor. Yüzlerce sivil, kadın ve çocuk ölüyor. Ama Türkiye’nin haberi olmadı. Türk kanalları ağaca ayağı sıkışmış bir kedinin itfaiye ile kurtarılışını yarım saat haber yapıyor. İnsan ölümleri, askerlerin diri diri yakılması altyazı bile değil.

Aslan:

-Evet, son dediğini ben de duydum. Hatta görüntülere baktım. İki gün kendime gelemedim. Canlı canlı askerleri yakıyorlar.

Kartal öfkeli bir sesle: -Daha ötesini söyleyeyim. Yakan haydutları vaktiyle Türkiye’de yakalamışlar. Ama biliyorsunuz cemaatten olmayan hiç kimse hapse atılmıyor ya. Hemen salmışlar. Ya hanginiz demin doğru bir laf etmişti. Bu yargı camiası gerçekten çok cibilliyetsizmiş.

EŞEKTEN ROL MODEL

Eşek ayrı bir alemdeydi, dişlerini göstererek: Ben de, ben de insanlardan memnunum!

Aslan:

-Niye ki?

Eşek:

-Valla ben artık onların rol modeliyim. Taklit eden edene… Ne kadar ben, o kadar büyük koltuk…

Aslan:

-Of ya of ya, havalara bak! Katıra ‘baban kim’ demişler, ‘dayım attır’ demiş. Sen de adam oldun!

Aslan, toplantıda bile tesbih çeken Arı’ya döndü:

-Arı kardeş sen Kur’an’da geçiyorsun ne diyorsun bu olanlara?

Arı:

-Yahu arkadaşlar şu insanlar hakkında konuşup zamanınızı zayi etmeyin. İşinize bakın, daha çok çalışın, zikrinizi yapın, fikrinizi yapın. Zaten Allah onların belasını vermiş ki iyilik yapan insanlara ilişiyorlar. Başka belaya ne ihtiyaç?

Köpek:

-Benim büyük büyük dedem Kıtmir de Kur’an’da geçiyor. O kadar hikmet sahibi değilim ama Arı kardeş doğru diyor. İyiliklere düşman olmak bela olarak kâfi.

MELEKLER BİRBİRİYLE YARIŞIYOR

Junior Düldül:

-Olmaz arkadaş! Ben dünyada da belalarını bulmalarını bekliyorum.

Hüdhüd Kuşu dayanamaz, yukarıdan:

-Eee kader, senin keyfine göre gelsin belalarını versin öyle mi? Senin derdin hevesini tatmin. Zulmedenlerin helak zamanını Allah takdir eder. Sizin hevesleriniz değil!

Aslan:

-Ama benim asıl korkum bunların yüzünden Allah bizi de yerin dibine batıracak.

Hüdhüd Kuşu:

-Yok yok! -Hz. Süleyman duymasın- Ben geceleri çok çok gezerim. Bazı insanlar öyle güzel dua ediyor ki! Hele hapistekiler… Yanlış anlamayın ama ben iyi ki hapse düştüler diyorum. Bu ettikleri dualar o kadar kıymetli ki melekler göklere ulaştırmak için birbiriyle yarışıyor. Başlarına tüm semalardan nurlar yağıyor. Dışarıda kalanlar içeridekiler nelere erişiyor görse onlar da hapis yatalım diye yarışır.

Aslan:

-Ama çok çektiler dolmadı mı çileleri?

Hüdhüd: -Allah, o mahkumlara kendi annelerinden daha merhametlidir. İçeride tutuyorsa sevdiğindendir. Sevdiği insanların varacağı en üst noktaya ulaşmasını, sevmediklerinin de ineceği en alt noktaya düşmesini takdir buyurmuş demek ki. Merak etmeyin o yüzden kurunun yanında yaş inşallah yanmayacak.

ALLAH İZİN VERSİN DALACAM BUNLARA

Sessiz sessiz oturup kısık sesle zikreden Güvercin söze girdi:

-Müsaadenizle ben de konuşayım. Benim asaletim vakti zamanında Sevr’de yaptığım kudsi bekçilikten gelir. O gün bugün barışın sembolüyüm. Benim minik bir tavsiyem var: ‘Sen Güvercin ol, barış ol ki, düşmanını Allah halletsin’.

Kartal: – Ne güvercini, ne barışı ya! Allah izin versin dalacam bunların yedi ceddine!

Hüdhüd Kuşu, Kartala tuhaf bir tebessümle bakıp sözüne devam etti:

-Evet, güvercinin bu sözünü herkes keşke not alsa. Ben fazla konuşmayayım. Kur’an beni konuşturmuş zaten. Bakın ne demişim: “Anlaşılan, şeytan yaptıkları bu kötü işleri kendilerine güzel göstermiş ve onları yoldan çıkarmış, bu yüzden de hak yolu bulamıyorlar.” (Neml, 24) Yani biz barış peşinde koşalım. Gerisi Allah’a ait.

BUGÜN MÜ DESEM YARIN MI DESEM…

Karanlık basıyordu. Aslan yelelerini az karıştırdı:

– Neyse ben size bir insan fıkrası anlatayım da toplantıyı bitirelim.

Bütün hayvanlar dikkatle Aslan’a döndü.

– Eşeğin biri bir rüya görmüş. (Uyuklayan Eşek, adını duyunca dişleri dışarıda dinlemeye başladı.) Rüyasını ormanın bilge Aslan’ına anlatmaya gitmiş:

– Aslan dede, rüyamda ÖTV’siz bir vasıta gördüm. Gemi mi desem, gemicik mi desem, yat mı desem?

– Biraz ilerisinde bir ev gördüm. Yalı mı desem, konak mı desem, Saray mı desem? (Aslan dede her şeyi 3 kere tekrarlamasına sinirlenmeye başlar.)

– İleride bir ormanlık gördüm. Kupon arazi mi desem, AVM mi desem, rezidans mı desem…

Aslan dede, kafasını bilgiç bilgiç sallar, başlamayan rüyayı tabir eder:

– Allah sizin hepinizin belanızı verecek ama bugün mü desem, yarın mı desem, öbür gün mü desem!

(Eski bir hikayenin güncel versiyonu)

güvercin

Türkiye'de bu haberi engelsiz paylaşmak için aşağıdaki linki kopyalayınız👇

YORUM YAZIN

Lütfen yorumunuzu yazın
Lütfen isminizi girin