Geçmiş olsun!

YORUM | LEVENT KENEZ

Gidişatın böyle olacağı belliydi.

Artık mahkemelerde savcılar; cemaate karşı olmanın, onun aleyhinde faaliyet göstermenin cemaate destek verilmediği hatta cemaatten olunmayacağı anlamına gelmediğini söylüyor.

Yani kısaca geçmiş olsun.

Türkiye’de iki canlı insan türü yaşamaktadır. ‘Fetöcüler’ ve ‘Fetöcü’ olacaklar.  Artık ‘fetö fetö’ diye böğürmenin ileriye dönük bir garantisi kalmamıştır.

Bugün hiç umulmadık kişiler için hazırlanan iddianamelerdeki o isimleri çıkartın yerine herhangi bir ismi yazın onun da hapse girmesi için yeterlidir.  Benzer şeylerin Erdoğan’ın bir süredir haz etmediği ama dokunmadığı eski arkadaşlarına da sıçrayacağını düşünüyorum.

Peki bunu neden yapıyorlar? Hükümete muhalif olduğu su götürmez ve cemaat ile olan ilgisi anca anca nefret olabilecek kişilere ‘Fetö’ zırvasından neden dava açıyorlar?

Cemaat’e yapılan hukuksuz ve kanunsuz eylemlerin zulüm boyutuna ulaşmış olmasından dolayı olur da birkaç kişinin vicdanı rahatsız olur öncelikle bunun önünü kesmek istiyorlar. Cemaatle mücadelenin bir psikolojik harp şeklinde icra edildiğinin bir ispatıdır bu.

Bir diğeri ilk akla geldiği gibi korku salmak. Emin Çölaşan’a bile ‘Fetö’den dava açıldıysa bize neler yaparlar diye düşünülsün istiyorlar. Bu da herkesin çok daha yüksek sesle ‘fetö fetö’ diye bağırması demek oluyor ki Cumhuriyet, Sözcü ve bilimum çağdaş, modern, aydınlanmacı, halkçı,sosyalist, solcu neşriyatın yaptığı da budur. Ve yine bu Demokles kılıcı sayesinde herkese bir kez daha bir sınır çekiyorlar.

Diğer bir şey de terbiye etmek tabi ki. İnsanı özgürlüğünden mahrum etmek bu rejimin en etkili silahı. Cumhuriyet yazarlarında denenen ve başarılı olan bu yönteme göre hapisten çıkan ya da soruşturma geçiren birisinin çok da etliye sütlüye karışmama eğilimi gösterdiğini gördüler. Delikanlılığa laf gelmesin diye hala hükümet muhalifliğine devam etseler de tonları her zaman ülkede sanki demokrasi-sandık varmış gibi. Zamanlı-zamansız çoğu zaman aptalca cemaati yazdıklarına ve sosyal medya mesajlarına konu ediyorlar, akıllarınca kendilerine sigorta yapıyorlar. Ama savcılar bunun bir işe yarayan bir metot olmadığını defalarca gösterdi halbuki.

Diğer bir husus da aydın olarak toplumda algılananların çapı bellidir. “Masum insanlara terörist dendi, kadınlar yerlerde sürüklendi, zavallı masumlar hapishanelere tıkıldı, bebekler hapse atıldı, işkenceler ayyuka çıktı, yüzden fazla insan öldürüldü, onbinlerce insan işini kaybetti; cemaat bitiriliyor diye sustuk şimdi sıra bize geldi” demeyecek hiç kimse. Kimsenin de böyle bir beklentisi olmasın. Hükümet adamın sülalesini içeri tıksa ‘Fetö’yle en çok ben mücadele ettim demeye devam edecek. Çünkü kendisini hapse atanın kendisini hapisten çıkaracak tek güç olduğunu bildiği için gerçekleri bilse de zavallı davranmak zorunda. Erdoğan daha Gezicilere ne kadar açıktan küfredebilir bilmiyorum, daha ne söylerse Gezicilerin gözleri açılır? Gezi’de öne çıkan bir figürün annesinin yavrusunu kurtarmak için ama ‘Fetö’cü’ savcılar tekerlemesi gerçekten ibreti alemdi.

‘Çözüm sürecini cemaat bitirdi’ yalanını çok sevenlerin eline hükümetin tutuşturduğu kağıdı okuyan Sırrı Süreyya’nın hapse girdiğini görüp hala utanmadıkları gibi.

Hoş ‘Fetöcü’lüğün bu kadar ayağa düşmesinden memnun falan da değilim. Bir dönem TR724’te fena yazılar yazmayan benim de çok sevdiğim Barbaros J. Kartal’ın dediği gibi ‘Sizinle bizi aynı örgüte üye yazan adaletsizliğe tüküreyim‘. Ama bu gidişle ülkenin kendisi kocaman bir örgüt olacak.

Bence artık yurtdışında yaşayıp ecnebilere, fon aldıkları yerlere, PKK’lılara şirin gözükmek için bizim cemaatle ilgimiz yok diye on takla atanların da biraz rahatlaması lazım. 2-3 mağduriyet haberi girip ardından hükümetin ne kadar jargonu varsa kullananların ikiyüzlülüğü çok aşikar.

Bir de şu var tabi ki. Emin Çölaşan ve Necati Doğru ile birlikte tekrar gündeme geldiği için biz de gazetecileri örnek verelim. İçeride iki yüzden fazla gazeteci var. Çoğu da cemaat ile ilişkilerinden dolayı içerideler. Ve onlara terörist deniyor. İçeride rekor sayıda gazeteci varken gözlerini kapamış adamlar şimdi kendi mahallerine dokununca feryat ediyor. Sen gazeteci içerdeki terörist öyle mi? Sana bunu öğreten kim? Erdoğan. Ve sen Erdoğan muhalifisin öyle mi? Erdoğan’ın kelimeleri ile Erdoğan’a muhalif yapan mis gibi muhalefet. Özgür Özel IQ’sunda bir muhalefet dizayn etmek Erdoğan’ın en büyük başarısıdır. İçeride bir süre yatıp terbiye olup çıkan bir Cumhuriyetçi de benzer şeyleri söylemişti utanmadan.

Şimdi havuzdan 1-2 tanesi, genelde kullanışlı aptal olanları bunu sık yapıyor, ‘Fetö’ davaları sulanıyor diye mıy mıy ağlarlar. Bu davalar sulanmadı. Tam tersine su katılmamış hale geliyor. Su katılmamış hukuksuzluk.

Özellikle havuzdakilerin durumu vahim. En fazla mil kim yapacak rekabetinin yaşandığı bu alemde her birinin kaderi kebapçı Murat gibi bir karakterin iki dudağına bakıyor. Beter olun.

Türkiye'de bu haberi engelsiz paylaşmak için aşağıdaki linki kopyalayınız👇

2 YORUMLAR

  1. Bayildim. Tek kelimeyle bayildim. Barbaros Sansal geldi aklima bir anda. Su anda dunyada (veya ahirette) en cok gormek istedigim seylerden biri, yaptklarının cezasını cektikleri. Bize hain diyen asıl hainlerin yuzunden askerlerimizin canlı canlı yakıldıklarını goren bu gozler simdi bu zulmu yapanların ve buna koru korune destek olanların da aynı sekilde yanmalarını gormek istiyor. Ahrette ateslerine odun atmaya gonulluyum.

YORUM YAZIN

Lütfen yorumunuzu yazın
Lütfen isminizi girin