Fadıl Akgündüz sizin olsun, bize Emre’ler yeter [Analiz: Semih Ardıç]

Adalet ve Kalkınma Partisi’nin (AKP) devr-i iktidarında adliyeden iki farklı kare. Bir tarafta 8 aydır demir parmaklıkların ardında tutulan 29 gazeteci, diğer tarafta 11 bin kişiyi 1 milyar TL dolandırdığı iddiası ile hâkim karşısına çıkarılan Fadıl Akgündüz.

Gazeteciler hakkında hazırlanan iddianame baştan sona haber ve sosyal medya paylaşımlarından ibaret. Ortada ne silah ne de cebir-şiddet var. Anayasa ve kanunların teminat altına aldığı ‘haber alma hürriyeti’ muvacehesinde yazıp çizenler ‘terör örgütü üyeliği’ ile itham ediliyor. Masumiyet karinesi altüstü olmuş. Suçluluğu ispat edilemeyen maznun suçsuz olduğuna mahkeme heyetini ikna etmek mecburiyetinde.

DOLANDIRICILIKTAN HÜKÜM GİYMİŞ AKGÜNDÜZ YİNE SERBEST

21 seneyi bulan gazetecilik hayatımda bazıları ile teşrik-i mesaide bulunma bahtiyarlığına erdiğim meslektaşlarıma reva görülen hukuk ihlalleri mahkeme safahatında da devam ediyor. 8 ay evvel tahkikat safhasında gözaltı ve tutuklama kararlarını veren sulh ceza hâkimi kovuşturmayı yapan İstanbul 25. Ağır Ceza Mahkemesi’nin de üyeleri arasında. Ceza Muhakemesi Kanunu (CMK) diyecektim ki ajanslar Fadıl Akgündüz’ün tahliye edildiği haberini geçti.

349 MÜŞTEKİ PARASINI İSTİYOR

Bayrampaşa’daki Caprice Gold ile Maldivler’deki Caprice Maldivler adlı gayrimenkul projelerinde devre mülk alanlardan 349’u dava açmıştı. O davayı açanlar 28 Mart 2017 günü tutuklu sanıklar Fadıl Akgündüz ve yeğeni Mehmet Salih Obut’u duruşma salonunda göremedi. Tutuklu bulundukları cezaevinden Ses ve Görüntü Bilişim Sistemi (SEGBİS) üzerinden ifade verdiler. Akabinde de tahliye edildiler.

Projenin en geç 2014’te bitmesi lazımdı. Mevzuata göre bu tarih geçildiği andan itibaren Gümrük ve Ticaret Bakanlığı’nın müdahil olması icap ederken Akgündüz’ün projenin yüzde 70’inin tamamlandığını söylediği tarih 28 Mart 2017. Teslimat üç sene gecikmiş ve Akgündüz topladığı paraların hesabını vermediği gibi mağdurlarla adeta alay ediyor. Mahkeme de buna teşne oldu. Yarın Akgündüz davacı olanlara paralarını iade eder ve bu dosya da tamamen kapatılır.

11 bin kişiden 1 milyar liradan fazla para toplamış, devre mülk otelin tapularını teslim edememiş bir adam 15 ay bile dolmadan serbest bırakılıyor. Parayı topladığı tarihin üzerinden 6 sene geçtiği halde Caprice Gold Oteli faaliyete geçmediği gibi para yatıranlara tapuları da teslim edilmedi. Bu kadar müşahhas mağduriyete, 349 müştekiye rağmen tahliye!

GAZETECİLERE GELİNCE SÜBLİMİNAL SUÇ!

Gazetecilere gelince atılan tweette, yazılan makalede ‘sübliminal (zımnen) mesaj’ olduğunu iddia eden savcılar, bakalım Fadıl Akgündüz’ün tahliyesine itiraz edecek mi? Zannetmiyorum. Daha evvel Jetpa Holding çatısı altında topladığı paraların hesabını verememiş, şaibeli bir kararla tahliye edilmiş, nitelikli dolandırıcılıktan hüküm yemiş bir ismin aynı suçu tekrar işlemesine mani olmak bir yana bu kadar insanın mağduriyetine seyirci kalan İçişleri ve Adalet bakanlıkları eserleri ile ne kadar iftihar etse azdır!

Fadıl Akgündüz artık hür. Artık yarım kalan para toplama işini itmam edebilir. Her seferinde birkaç sene yatıp çıktığını görmenin verdiği cesaretle çıtayı 10 milyar TL’ye çıkarır muhtemelen. İçinde vicdan taşımadıktan sonra hayal tacirliği yapmaktan kolay ne var! Birkaç sene hapis yatıp çıkıyorlar neticede.

TALEBEYE BURS VERME, AKGÜNDÜZ GİBİ YAP!

AKP, hak-hukuk, haram-helal demeden yedi ceddini servete gark etmek isteyenlere en kestirme yolu Akgündüz’ün şahsında hakke’l-yakîn göstermiş oldu. Daha doğrusu talebeye burs vermeyin, Bank Asya’da hesabınız olmasın, Zaman gazetesinde çalışmayın, Recep Tayyip Erdoğan’ı tenkit edici tweet atmayın da ne yaparsanız başım gözüm üstüne diyor.

Nasıl olsa dolandırıcılık, hırsızlık, cinayet, tecavüz, gasp ve rüşvet gibi suçların cezası yok denecek kadar az. Ağır cezalık suçlardan kazara hapse girenlerin imdadına da AKP’nin dolaylı afları, mahkemelerin bunun gibi şaibeli tahliye kararları yetişiyor. Yeni Türkiye böyle. Gazeteciler, polisler, avukatlar, öğretmenler, emzikli kadınlar, hâkim ve savcılar hapiste; bilumum suçlardan sabıkalı isimler dışarıda. Sedat Peker, Galip Öztürk ve Fadıl Akgündüz’ün işadamı sayıldığı bir memlekette ekonomi gemisinin hızla su aldığını bir vesile ile ifade etmiştim. O makaleyi yazarken Akgündüz’ün hiç birşey olmamış gibi çarşıya pazara karışacağına ihtimal vermemiştim. Hapiste iken Aydın Didim’deki Caprice Oteli’nin genel kuruluna katılabilmesinden duyduğum şaşkınlığı ifade sadedinde Akgündüz’e atıf yapmıştım.

DİYET BORCUNU SİİRT’TE ÖDER

Meğer o makale ile AKP’nin adalet komisyonu derekesine inen mahkemelerimizin aklına karpuz kabuğu sokmuşum. Akgündüz’ün iş âlemindeki yokluğunu hemen fark etmişler. 16 Nisan’da referandum var.

Siirt’teki üç-beş bin seçmenin ‘evet’ demesini istiyorlarsa gecikmeye tahammül yok. Tahliyeden kolay ne var! Hayal taciri Fadıl Akgündüz diyet borcunu ödemek için yarından tezi yok soluğu Erdoğan’a TBMM yolunu açan seçim bölgesinde alacaktır.

Siirt’ten bağımsız milletvekili adayı olduğu 2011 seçimlerinde Erdoğan ve etrafındakilere ağır hakaretlerle dolu gazete ilanları veren Akgündüz için referandumda AKP’ye destek vermek hiç zor olmayacaktır. Zira Peygamber Efendimiz’e (sas) mihmandarlık yapan Ebu Eyyube’l- Ensarî’nin muazzez ismini bile hayal tacirliğine vasıta yapacak kadar haddi aşmış bir adama faziletten bahsetmek abesle iştigal olacaktır.

EMRE SONCAN: GAZETECİ HERKESİN SUSTUĞU YERDEKİ ÇIĞLIKTIR

Meslektaşım Emre Soncan, Akgündüz’ü tahliye eden mahkemenin de bulunduğu Çağlayan Adliyesi’nde aynı saatlerde şöyle diyordu: “Gazeteci herkesin sustuğu yerde toplumun bağrındaki çığlıktır. Her dönemde her coğrafyada iktidarla kavgalıdır. Gazetecilik adına hiçbir pişmanlığım yok.

Gülen cemaatinin terör örgütü olduğunu düşünmüyorum.”

Emre bu sözlerinden sonra tahliye edilmedi. 8 aydır tek delil olmadan esir tutulduğu Silivri Zindanı’na ‘tutuklu/mahkum nakil aracı’ ile nakledildi. Fadıl Akgündüz’lerin serbest kaldığı bir adalet düzeninde 200’e yakın gazeteci mektup yazmaktan, kitap ve gazete okumaktan bile mahrum. Emre’nin yüreğimi paramparça eden bir sözünde geçen bir başka haktan daha mahrum mevkuf gazeteciler.

“Herhalde uçaklara dokunmayalım, bulutları kucaklamayalım diye gökyüzünü bile çok görerek dikenli tellerle kapattılar.” Evet, Emre ve diğer arkadaşlarımıza gökyüzüne bakmak bile yasak.

AKP eserinle iftihar edebilirsin. Fadıl Akgündüz, Sedat Peker ve Galip Öztürk eline kolunu sallayarak dolaşırken gazetecilik mahkûm. ‘Uçurtmayı Vurmasınlar’ filminin AKP versiyonunu çekecek cesur bir yönetmen çıkar mı bilmem. Amma velakin Emre Soncan gibi kalemini satmamış cesur ve mert gazeteciler getirecek bu korku imparatorluğunun sonunu. Akgündüzler sizin olsun bize Emreler, Mehmetler, İbrahimler, Cemaller, Bünyaminler yeter.

Varsın söğüt kadar uzun olmasın boyumuz…

Türkiye'de bu haberi engelsiz paylaşmak için aşağıdaki linki kopyalayınız👇

YORUM YAZIN

Lütfen yorumunuzu yazın
Lütfen isminizi girin