Eskiler itinayla alındı, ‘sahada’ yeni savcı(lar) var!

YORUM | RAMAZAN FARUK GÜZEL

“Diyarbakır- Çermik” deyince bir kulak kesildim. Zira son görev yerimiz Diyarbakır merkez adliyesine uzaklığı 88 km idi. Bazen yargı mensubu meslektaşlarım haftasonları oraya giderdi, piknik yapardı, maç yapardı. Kaplıcaları ve termal otellerinin olduğu bu şirin ilçede ailesi ile haftanın stresini atardı.

İhracımızın üzerinden 3 yıl geçmiş olsa da Çermik’te bir savcısının vukuatı üzerine mevzuya dikkat kesildim. Olayı okumuşsunuzdur: Saat 21.00-22.00 arasında ilçede görevli öğretmenlerin, 22.00-23.00 saatleri arasında ise ilçede görevli bir savcının da aralarında bulunduğu takımın maçı varmış, savcının takımı halı sahaya erken gelince -saatleri henüz gelmemesine rağmen- önce maç yapmak istemiş.

Haliyle iki takım arasında bu yüzden gerginlik yaşanmış, ardından halı saha görevlileri savcının bulunduğu takımdaki grubu saha dışına çıkarmış. Vay efendim, sen misin savcının takımını çıkaran!.. Öğretmen grubunun maça başlamasından kısa süre sonra halı sahaya gelen emniyet yetkilileri maçı durdurmuş, öğretmenleri ekip otolarına bindirilerek, Çermik İlçe Emniyet Müdürlüğü’ne götürmüş. Burada bir süre tutulan, hadleri bildirilmiş olan öğretmenler bilahare serbest bırakılmış.

Olayın duyulması üzerine HSK harekete geçmiş, iddiaları araştırmak için bir de müfettiş görevlendirilmiş. Bakınız bundan sonrası enteresan, HSK Başkan Vekili Mehmet Yılmaz açıklamasında, “Söz konusu olayın bütün yönleriyle aydınlatılması için hukuk dışı davranışta bulunduğu iddia edilen yargı görevlileri hakkında inceleme ve soruşturma başlatılmıştır. Sonuçlar kamuoyu ile paylaşılacaktır.” demiş.

Hele hele, diyene bak sen! O dönem adı HSYK olan Hakimler Savcılar Kurulu (HSK) Başkanvekili Mehmet Yılmaz dediğiniz kişi ki, 28 Aralık 2016 tarihinde Habertürk’ten Sevilay Yılman’a: “Henüz yargı camiasında darbeye karıştığını, bizzat içinde olduğunu ispat ettiğimiz kimse yok! Onu henüz delillendiremedik.” demiş bir zattır!

Hiç bir delil olmaksızın 5 bine yakın hakim-savcıyı delilsiz darbe ile suçlamış ve ihraç etmiş, bunun için de kimsenin savunmasına bile müracaat etmemiş, yargısız infaz yapmış kişi konuşuyor. (Gerçi kendisini temize çıkarmak için bir delil ortaya koydum ama pek itibar eden olmadı. Eski yazılarımıza bakabilirsiniz.)

YENİ ORTAM BUDUR!

Yeni ortam bu, artık işinize gelirse… Tek meziyeti siyasi referansı olan kimselerin doldurulduğu adliyelerde artık bir savcının canını sıkarsanız, “Halı sahayı boşalt!” dediğinde talimatını yerine getirmezseniz soluğu karakolda alırsınız.

Ya da geçenlerde olduğu gibi, bir savcının “bir bayan arkadaşı” iseniz, telefonlarına çıkmadınız diye her an kız yurdunuz basılabilir. Ya da mahkeme kalemindeki bir katibe hanım rehin alınabilir.

Trafikte böyle birisi ile tartıştığınızda başınıza herşey gelebilir.

“Uyuşturucu taşıyıcısı ağır ceza hakimi” haberlerine her an rastlayabilirsiniz.

Canınızı emanet ettiğiniz Emniyet’te ise ortam yıkılıyor! Bir bayanı yol ortasında arabasından indirip ekip otosunda tecavüz eden polisler… Demokratik eylem hakkını kullanan genç bir öğrenci bayanı kameralar önünde taciz eden polisler ve bunlara sahip çıkan İçişleri Bakanı!..

(Örnekleri uzatmıyorum, çünkü bu sefer olsun yazısı kısa tutmak istiyorum.)

Şimdi CHP’li vekiller kürsülerde mızıldanıyorlar: “6728 yargıç ve Savcıyı sınavsız atadılar. Yeterlilik bile aramadılar! Aslında bu sayı şu son 3-4 yılda 8200’leri aştı. Nitekim ihracımdan az önce 2015 yılında Mardin adliyesine gelen HSK daire başkanlarından birisi oradaki hakim savcılara aynen şunu demişti: “Bize (YBP’a) oy vermemiş olan, bağımsızlara oy vermiş olan 4 bin küsur kadar hakim savcıyı bulup tek tek atacağız! Önce 2 bin tane, sonra belki 4 bin tane. İcap ederse bütün yargı camiasısı atıp, toptan değiştirip sil baştan alacağız!”

Erdoğan- Avrasyacı ortaklığın yaptığı budur. Aşamalı bir şekilde devleti, başta da Adliyesi’ni sıfırlama, dönüştürme. Kazlıçeşme’ye gidip bu sahte darbeye çanak tutan muhhafetimsiler ise bunun gizli destekçiliğini yaptılar, işi meşru kıldılar. Şimdi homurdanıyorlar, “şu kadar adamı sınavsız aldılar” vs diye. Biraz da –söz verildiği gibi- kendi adamlarına kadro verseler mesele olmayacak aslında.

Bir kere duruşunuz ilkeli değil, çelişkili. Yargı teşkilatının yarısına yakını budanmış, ortada tek somut suçlama yok, bu kadar hukuksuzlar işlenmekte ama gıkınız çıkmadı, şimdi mızıldanmayı kesin lütfen; İtici gözüküyor!

“Halı saha basan savcı” haberlerinden sonra bir de atarlanmaları yok mu: “Nereye gidiyoruz böyle, böyle zorbalık mı olur, işte adliyeyi bu hale getirdiler vs” Geçiniz efendim… Zemin hazırladığınız ortam budur, ki bu daha başlangıcı.

VOLEYBOLUMUZ VARDI BİZİM DE…

Halı saha dedik, ben de size Diyarbakır’daki halı saha futbol ve spor salonu voleybol maçlarımızdan bahsedeyim. Biz oynamaya kalkarken yapılanları yazayım, karşılaştırın diye…

Diyarbakır Dicle Kent’teki Adliye lojmanlarımızın hemen yanında DSİ Spor Tesisleri vardı. Bazen oraya spor yapmaya, maç yapmaya giderdik. Düşünsenize; toplumdan tecritsiniz, laf-söz olmasın diye sivil halktan kopuksun, güvenlik gerekçesiyle başka yerlere de gidemiyorsun… Elde kalan sadece devlet tesisinde spor.

Haftalık maçlarımız olurdu. Bazen emniyetçiler de, öğretmenler vs de gelirdi, karışık halı saha maçı yapardık. Levent Usta’dan getirdiğimiz tatlıları maç sonrasında ikram eder, kaybettiğimiz kalorileri telafi ederdik! Bu ikramlarımızı da orada bulunan herkese yapardık (orada çalışanlara, maça gelenlere vs…)

Hiç aksatmadan her hafta Cuma akşamı da voleybol turnuvamız olurdu. Sıramız gelince oynardık, kimseyle de bir meselemiz olmazdı. Fakat sonra bir baktık bizim maçlar MİT’in hesabı olan “Kuşçubaşı Eşref” twittter hesabında! Meğer biz ter atıyoruz, kalori yakıyoruz derken YBP’nin bazı savcıları (Fatihler, Ademler filan) gizliden bizi takip ediyorlarmış, fotoğraflarımızı çekiyorlarmış ve bunu merkeze iletiyorlarmış.

Maç yaptık diye oradaki herkesi fişlemişler. Aramızda her fikirden insan vardı; solcusu, ülkücüsü, Milli görüşçüsü, Cemaat sempatizanı vs… Fakat adamlar o maçlarımıza katılan, isimleri yayınlanan hiç kimseyi teşkilatta bırakmadılar, hepsini attılar. O kadar insan aç kaldı, işsiz kaldı, yuvaları savruldu, özgürlüklerinden oldu…

Ne muhalefeti, ne başkası kimse bize sahip çıkmadı. Ve şu an darbeden yargılandığımız davada da “Voleybol maçlarımız” darbe delili olarak yer aldı ve iddianamelerde de geçiyor! İnanmayanlar dosyalara bakabilirler.

Maç yaptık da kardeşim; kimsenin hakkına girmedik, kimseye bir lafımız sözümüz olmadı. Aldıysak kendi kadayıflarımızı, baklavalarımızı aldık; yensek de yenilsek de biz ısmarladık. Yemeyi içmeyi en çok ben sevdiğim için tatlıları genelde ben almaya çalıştım, bulunduğum takım yense de yenilse de yememiz ortak oldu. Orada kim varsa onlar da istifade etmiştir.

Fişlemelere bak bu da girmiş. “Temiz giyinen, başarılı, sosyal kimse olma” fişlenme sebebi iken, “insanlarla sıcak ilişkiler içinde olma, ikramda bulunma” gibi detaylar da fişleme konusu olmuş. Bu fişlemelerin bir kısmı sosyal medyaya yansıdı, bir kısmı da iddianamelerde.

Aferim! Bu vasıflardaki herkesi attınız. AKP Hükümeti’nin 17 yıllık iktidarında en istikrarlı ve başarılı çalışması da bu oldu zaten; belli vasıflardaki insanları yıllarca, sabırla fişleyip Avrasyacılar ile birlikte tasfiye etmeyi başardılar. Diyordu ya haberde, “Yargıda ince ayar temizlik yapıldı” diye. Şimdi yargı ter temiz, gıcır gıcır! Laf söyleyenin ağzını da dümdüz ederler, ona göre.

Rahmetli Sadri Alışık’ın meşhur bir repliği vardı ya, Ofsayt Osman karakteri olarak:

“Bu da mı gol değil ha hakim bey! Yine mi atamadım ha? Söyleyin gol mü?!”

Ben de soruyorum onunla birlikte:

“Adaletine, insanlığına kurban olayım hakim bey, bu da mı gol değil ha?!”

Hala tek delil olmadan 3 yıldır hapiste o hakim savcı arkadaşlarım. Evet, dosyalarında faaliyet olarak da “maç yapmış olmak” var. Ve onların yerine apar topar partiden yeni insanlar alındı, devlet baştan dizayn ediliyor. Bu gidişin nereye gittiğini gören görüyor da, sen görmüyorsun insanım.. Bu da sana gol olarak yeter, tam doksandan!

Türkiye'de bu haberi engelsiz paylaşmak için aşağıdaki linki kopyalayınız👇

YORUM YAZIN

Lütfen yorumunuzu yazın
Lütfen isminizi girin