Enis Berberoğlu’nun mahkumiyetini bozma karararını Ağır Ceza Mahkemesi iade etti

İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesi, tutuklu CHP İstanbul Milletvekili Enis Berberoğlu hakkında verilen 25 yıllık hapis cezasına ilişkin İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 2. Ceza Dairesi’nin bozma kararını usul ve yasaya aykırı bularak, dosyayı iade etti.

İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesi, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 2. Ceza Dairesi’nin, Berberoğlu’nun, MİT TIR’larının durdurulması olayına ilişkin “devletin güvenliği veya iç veya dış siyasal yararları bakımından niteliği itibarıyla gizli kalması gereken bilgileri siyasal veya askeri casusluk maksadıyla açıklamak” suçundan 25 yıl hapis cezasına çarptırılmasına ilişkin verdiği bozma kararının ardından kendilerine geri gönderilen dava dosyası üzerindeki incelemesini tamamladı.

Yerel mahkemenin kararında, bozma kararının mahkemeye gönderilmesine ilişkin Cumhuriyet savcısının mütalaasına yer verildi. Mütalaada, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 2. Ceza Dairesi’nce İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen dosya bozularak iade edilmişse de Ceza Muhakemesi Kanunu’nun (CMK) ”hukuka kesin aykırılık halleri”ni düzenleyen 289. maddesinde sayılan mutlak bozma sebepleri çerçevesinde 2. Ceza Dairesi’nin bozma yapabileceği, davanın esasına ilişkin sebeplerle yapılan bozmanın bu kapsamda değerlendirilmemesi gerektiği belirtildi.

“Karar verilmesine yer yok”

Ceza Dairesi’nin kararında suçun oluşup oluşmadığına dair değerlendirme yaptığı, bu bakımdan bu dairenin işin esasına girerek bizzat karar vermesi gerektiği belirtilen mütalaada, bu nedenle “karar verilmesine yer olmadığı” kararı verilerek, dosyanın İstanbul Bölge Adliye 2. Ceza Dairesi’ne gönderilmesine karar verilmesi talep edildi.

Mahkeme heyeti kararında, CMK’nin 272. maddesinde istinaf mahkemesinin bakacağı işlerin, 280. maddesinde “bölge adliye mahkemesinde inceleme ve kovuşturma” işlemlerinin anlatıldığı anımsatılan kararda, söz konusu maddelere tek tek değinildi.

İstinafın verebileceği 4 karar

Kararda, Bölge Adliye Mahkemesi’nin yaptığı ön inceleme sonunda, haklarında yetkisizlik veya istinaf başvurusunun reddine kararlarını vermediği takdirde işin esasına geçebildiği ve dava dosyasını, tebliğnameyi, dosyadaki delilleri inceledikten sonra kararını verdiği hatırlatılarak, dört şekilde verilebilecek kararlar şöyle anlatıldı:

“1. Esastan ret: İlk derece mahkemesinin kararında, usule veya esasa ilişkin herhangi bir hukuka aykırılığın bulunmadığı, delillerde veya işlemlerde herhangi bir eksiklik olmadığı, ispat bakımından değerlendirmenin yerinde olduğu saptandığında istinaf başvurusunun esastan reddi ile ilk derece mahkemesinin kararının onanmasına karar verilir.

2. Düzeltme: İlk derece mahkemesinin kararında bulunan bazı hukuka aykırılıkların yeniden yargılamayı ya da duruşma açmayı gerektirmeden düzeltilmesi imkanı var ise hüküm önce bozulur. Daha sonra hukuka aykırılık düzeltilerek, istinaf başvurusunun düzeltilerek onanmasına karar verilir. Hangi hukuka aykırılıkların düzeltme nedeni olabileceği CMK’nin 303. maddesinde sayılmıştır.

3. Hükmün bozulması: İlk derece mahkemesinin kararında CMK’nin 289. maddesinde yer alan ‘Hukuka kesin aykırılık halleri’nden birisinin bulunması durumunda hükmün bozulmasına karar verilir. Dosya yeniden incelenmek ve hükmolunmak üzere ilk derece mahkemesine gönderilmesine karar verilebileceği gibi aynı yargı çevresindeki başka bir ilk derece mahkemesine de gönderilebilir. Söz konusu hukuka aykırılık hallerden birinin mevcudiyeti halinde istinaf mahkemesinin ilk derece mahkemesinin kararını bozma yetkisi bulunmaktadır. Ancak uygulamada ‘g’ bendindeki hal, ilk derece mahkemesinin kararında eksiklik veya uygun görülmeyen diğer hususlar söz konusu olduğunda da gerekçe yapılıp kanunun mantığına aykırı şekilde bozmalar yapılmaktadır. Uygulamada kimi mahkeme kararlarının bir cümleden ibaret olduğu, kimisinin de sayfalarca karar yazarak konuyu dağıttığı görülmektedir. Her iki durum da denetimde zorluğa yol açmaktadır. Bu izahtan da anlaşılacağı üzere buradaki kastedilen gerekçeyi içermeme hususu, kararın esasının beğenilmemesi, delillerin tartışılmasının eksik görülmesi, hukuki nitelendirmenin doğru bulunmaması anlamına gelmemektedir. Böyle bir durum söz konusu olduğunda Bölge Adliye Mahkemesi’nin görevi doğmakta, bizatihi yargılamayı kendisinin yapması sonucu ortaya çıkmaktadır.

4. Yeniden görülme: CMK’de öngörülen kesin hukuka aykırılıklar bulunmamasına karşın başka hukuka aykırılıklar bulunması örneğin, eksik soruşturma ya da suçun nitelendirilmesinde yanılgı, suçun oluşmaması halinde ilk derece mahkemesinin kararını iptal ederek davanın yeniden görülmesi için duruşma hazırlığı işlemlerine başlanmasına karar verir. Bu durumda adli kontrol altına alma, tutuklama gibi gerekli tedbirler alınmasına da karar verir.”

 

 

Türkiye'de bu haberi engelsiz paylaşmak için aşağıdaki linki kopyalayınız👇

YORUM YAZIN

Lütfen yorumunuzu yazın
Lütfen isminizi girin