Dört başı mamur skandal

HABER İNCELEME: KADİR BAYER

Amerikan Başkanlık seçimlerinin olduğu gün, 8 Kasım 2016’da, Washington DC’deki önemli siyasî gazetelerden biri olan The Hill’de ilginç bir yazı yayınlandı. ABD ordusuna mensup emekli bir general olan Michael Flynn’in kaleme aldığı bu yazı, yeni seçilecek yönetime, Fethullah Gülen’i Türkiye’ye iade etme çağrısı yapıyordu. Gülen Hareketi’ni Mısır’daki Müslüman Kardeşler’e ve İran’daki mollalara benzeten Flynn’in Ortadoğu, İslam ve Amerika dış politikası konusundaki ‘nüanssız’ görüşleri, emekli generali tanıyanlar için şaşırtıcı değildi. Zira tam da 15 Temmuz gecesi, Türkiye’de darbenin konuşulduğu saatlerde, katıldığı bir toplantıda ‘laik subayların yapacağı bir darbeyi’ övmüş, Erdoğan’ın Türkiye’yi radikal İslamcılığa kaydırdığını belirtmişti. Hatta ünlü gazeteci Seymour Hersh’e verdiği bir röportajda, Suriye ve Irak’ta IŞİD büyürken Türkiye’nin ‘yüzünü bilerek başka tarafa çevirdiğini’ savunmuştu.

NE DEĞİŞTİ?

8 Kasım günü The Hill’deki makalesi yayınlandığında, herkes haliyle, 15 Temmuz’dan 8 Kasım’a Flynn’in düşüncesini değiştirenin ne olduğunu sorgulayacaktı. 3 gün sonra, yani 11 Kasım 2016’da Daily Caller isimli yine Washington DC’nin nabzını tutan bir internet gazetesinde yayınlanan Chuck Ross imzalı haber, Flynn’deki bu değişikliğin izini sürüyordu. Gazeteci Ross, emekli general Flynn’in kurmuş olduğu savunma konularındaki danışmanlık şirketinin, Hollanda merkezli Inovo BV isimli bir şirket tarafından Washington’da lobi yapması için para aldığını ortaya çıkarmıştı. Inovo BV’nin yönetim kurulundaki şaşırtıcı isim, Ekim Alptekin’di. Alptekin, aynı zamanda Türkiye Ekonomik Dış İlişkiler Kurulu’nun bir uzantısı olan Türkiye Amerikan İş Konseyi’nin de yöneticisiydi. Böylece, emekli General Mike Flynn’in Türkiye’den ‘Gülen’i iade edin’ tarzı bir yazı yazmak için para aldığı açığa çıkmış oldu.

flynnekim

LOBİCİLİK SKANDALI

Buraya kadar yeterince skandal vardı zira ABD Başkanı Donald Trump, General Flynn’i Savunma Bakanı ya da Ulusal Güvenlik Danışmanı olarak atamak istiyordu ve seçim kampanyası boyunca Washington’da lobicilik yapan şirketlere ve yöneticilere yüklenmiş, kendi döneminde bunun olmayacağını savunmuştu. Buna rağmen Trump geri adım atması ve seçim kampanyası süresince de görüştüğü Mike Flynn’i Ulusal Güvenlik Danışmanı olarak Beyaz Saray’a atadı. (Tabi Mike Flynn, bu göreve başlamadan önce Senato’da alanında uzman senatörlerin uzun süren sorgusundan geçecek ve burada kendini bağlayıcı cümleler sarf edecekti.)

TRUMP BEKLENTİSİ

Chuck Ross’un hikâyesi Washington’ı sallarken, gazeteciler konunun peşini bırakmayacaktı. Ancak Türkiye’deki yankıları sınırlı olmuştu. Bunun en büyük sebebi de, Erdoğan iktidarının Obama yönetimiyle uzun süren gerginlik döneminin ardından Donald Trump yönetimiyle anlaşabileceğine dair olan inancıydı. Erdoğan Türkiye’si, Trump’ın Müslüman Yasağı’na (#MuslimBan) tepki vermeyen tek Müslüman ülke olmakla kalmamış, hükümete yakın medya Trump’a övgüler yağdırarak iki ülke arasında özellikle IŞİD’e karşı ortaklık kurulacağına vurgu yapmıştı. Hatta gelinen noktada, Trump yönetimi önümüzdeki aylarda başlayacak Rakka operasyonu için Türkiye’den ve PKK’nın Suriye kolu PYD’den ‘ihale teklifleri’ almayı kararlaştırdı ve ‘en çok asker feda edebilecek’ tarafla çalışacağını ima etti.

‘YOLDAŞ’ FLYNN

Şubat ayına geldiğimizde, Washington Post gazetesinde çıkan ve Mike Flynn’in Senato’da Rusya’yla ilişkilerine dair söylediği sözlerin yalan olduğunu ortaya koyan bir haber, emekli generalin istifasına sebep olacaktı. Flynn, Rusya’nın ABD Büyükelçisi Sergey Kislyak’la görüşmediğini söylemişti ancak Adalet Bakanlığı’nın yaptığı soruşturmada ikili arasında telefon görüşmesi yaşandığı ortaya çıktı. Skandal daha da vahimdi, istihbarat yöneticileri, Ulusal Güvenlik Danışmanı Flynn’in katıldığı istihbarat toplantılarında özellikle bazı önemli bilgileri sakladıklarını fısıldayacaktı gazetecilere. CIA ve FBI başkanları, Flynn’in Rusya’yla ilişkilerinde dikkatsiz olduğunu ve ‘taviz verme’ noktasında bulunduğunu duyurdu.

EKİM ALPTEKİN’İN ROLÜ

İstifa etmişti ancak hakkındaki soruşturma sürüyordu. Kendisine, şirketi üzerinden yaptığı ‘lobi faaliyetleri’ de sorulunca, General Mike Flynn adeta ‘döküldü’. Önce şirketinin Hollanda’daki Inovo BV’den 530 bin dolarlık ödeme aldığını itiraf etti. Bu, The Hill’de yayınlanan yazısının karşılığıydı. Ardından 19 Eylül 2016’da, Türkiye Enerji Bakanı Berat Albayrak ve Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu ile görüştüğünü açıkladı. Bu da muhtemelen ‘ödemeye’ dâhildi zira görüşmeyi ayarlayan Hollanda’daki şirketin yöneticisi Ekim Alptekin’di.

Flynn’le ilgili iddialar ilk kez Washington basınında yer almaya başladığında Ekim Alptekin görüşmelerinin Kasım’da başladığını, enerji işiyle ilgili olduğunu ve Gülen’le ilgili makaleyi bilmediğini ileri sürmüştü. Ancak Flynn’in avukatlarının Adalet Bakanlığı’na verdiği bilgiler arasında, Inovo BV ile yapılan anlaşmanın Gülen’le ilgili olduğu da belirtiliyordu. Inovo BV şirketi, Flynn’in The Hill’de seçim günü yayınlanan makalesini önceden görmüştü. (Flynn’in Rusya bağlantılarını ve Ekim Alptekin’in babasının Doğu Perinçek’in en yakın arkadaşlarından birisi olduğunu burada dipnot olarak düşelim.)

LOBİCİLİĞİN AMACI GÜLEN

Daha da ötesi, Flynn’in şirketinin ortakları da ABD güvenlik birimleriyle birkaç defa ABD’deki Gülen Hareketi’ne yakın charter okulları ve Gülen’in durumuyla ilgili olarak görüştükleri ortaya çıktı. Ayrıca şirketin Gülen’le ilgili bir belgesel yapmayı taahhüt ettiği, bunun için ABD’li gazetecilere para dağıttığı fakat projenin hayata geçmediği de öğrenildi. ‘Yapımcılığı’ üstlenilen projeler arasında ‘Gulenopoly’ isimli bir grafiğin, yine The Hill’de yayınlanan bir yorum yazısında yer alması da vardı. Bu grafikte, Gülen Hareketi’nin ‘varlıkları’ göze sokulmuştu. Kasım ayında Inovo BV ile Flynn arasındaki bağlantıyı deşifre eden gazeteci Chuck Ross, Ekim Alptekin’in iddiaları hâlen kabul etmediğini de not ediyor.

ABD’li emekli General Michael Flynn’le yürütülmek istenen ‘lobicilik’ faaliyeti, böylece hem Erdoğan iktidarının eline yüzüne bulaşmış oldu, hem de Flynn’in Rusya’ya ilişkilerinin ortaya saçılması, Donald Trump ekibini zora soktu. Şimdilerde ABD medyasında, ister Demokrat olsun, ister Cumhuriyetçi olsun AKP hükümetinin Fethullah Gülen aleyhine çalışması için emekli generale 530 bin dolar ödeme yaptığı konuşuluyor. Gülen, ‘Erdoğan muhalifi’ ve ‘sağduyulu Sünni lider’ olarak anılıyor. Bu da, AKP hükümetinin ABD’de yapmak istediği lobiciliğin, en çok Gülen Hareketi’ne yaradığını gösteriyor. ‘Parasıyla rezil olmak’ böyle bir şey olsa gerek…

flynn erdoğan

Türkiye'de bu haberi engelsiz paylaşmak için aşağıdaki linki kopyalayınız👇

YORUM YAZIN

Lütfen yorumunuzu yazın
Lütfen isminizi girin