Dibi gördük mü, diye soruyorlar, ben size dibi söyleyeyim

YORUM | TARIK TOROS

 

Meral Akşener, Devlet Bahçeli’ye sormuş:

-17-25 Aralık’ta saatinizin pili çıkmıştı o saat hala pilsiz mi yoksa duruyor mu?

Malum fotoğraf Cumhuriyet gazetesinde yayımlanmıştı.

Tarih, 27 Haziran 2015.

Can Dündar’ın köşesinin başlığı, “Yolsuzluk ayarlı saat”ti.

***

Akşener bunu gündeme getirmese kimse hatırlamayacaktı.

Geçen, fotoğraf seçmek için arşivimi tarıyorum.

2014’ten günümüze böyle ne çok haber, bilgi, fotoğraf var.

Hepsi film şeridi gibi önümden geçiyor ama bir tanesini bile Twitter’dan hatırlatmak içimden gelmiyor.

Akşener’in kimbilir hatırladığı veya önüne konan ne çok bilgi vardır böyle.

Lakin muhalefet çok çok sınırlı bir kısmı ile iktifa ediyor, etmeyi tercih ediyor.

Demirel veya Erbakan’ın, 1987-1991 arasındaki muhalefetinin onda birini yapsalar, yapabilseler, bambaşka bir ülke olurdu.

2015, 7 Haziran seçimlerinde bile yapamadılar bunu.

Bahçeli’nin odasındaki saatin fotoğrafı, belli ki Cumhuriyet ekibinin dikkati ile çekildi, bilemiyorum.

Şu kesin, 7 Haziran seçiminden sonra tespit edilmiş bir kare bu.

AKP’nin tek başına iktidarı kaybettiği, MHP’nin tüm iktidar alternatiflerini daha seçim gecesi reddettiği, CHP’nin AKP ile “istikşafi” koalisyon görüşmeleri yaptığı dönem.

MHP ve HDP tarihlerinde görmedikleri sandalye ile Meclis’e girmişler, iki partinin de 80 koltuğu var.

***

Hep söylüyorum.

Hiçbir şey bir gecede olmadı.

Bu dönemin taşları ta o sıralarda döşendi, buna payanda olanlar da belli.

***

Dokunulmazlıkların kaldırılmasına destek verip, anayasa referandumu gerekmeden Meclis’ten geçmesine sebep olan parti CHP.

Tutuklu Selahattin Demirtaş ve arkadaşlarının vebali, bu partinin ve o gün oy veren CHP’lilerin üzerinde.

Kendi arkadaşları milletvekili Enis Berberoğlu’nun vebali de.

***

Şimdi öğreniyoruz.

1 Kasım 2015 seçimlerinde, Doğu Perinçek’in Vatan Partisi, CHP ile seçim işbirliği müzakeresi yapmış.

CHP, 10 Vatan Partili üyeyi listesinden aday göstermeyi kabul etmiş.

Kaç gündür takip ediyorum, CHP’den ve CHP’lilerden tık yok.

***

Bugün, AKP rejimi CHP’li belediye başkanlarını görevden alıyor, yine tık yok!

MHP’li belediye başkanları, tıpkı AKP’liler gibi genel merkez baskısıyla istifa ediyor, MHP’lilerde tık yok.

***

Demokrasi vaat etmiyorlar.

Nasıl etsinler ki?

CHP’de milletvekillerinin TV’lere çıkması izne bağlanmış.

Tıpkı 3-5 sene önce AKP’nin yaptığı gibi.

***

Doğu Perinçek, “Partimize dokunursanız darbe olur” diyor, sübliminal darbe mesajından müebbet veren savcılar seyirci.

Bir savcı, üniversite öğrencisi nişanlısıyla kavga etmiş. Nişanısı telefonu açmadı diye polisle kaldığı yurdu basmış.

Taksiciler, UBER şoförlerini dövüyor, içinde müşterisi varken aracına zarar veriyor. Taksici odası başkanı, “Yakıp yıkmak istemiyoruz ama gerekirse yaparız” diyor.

Bir adam, eşini, “Beni de FETÖ’den alacaklar, anlaşmalı boşanalım” diyerek kandırmış. Nafakasız boşanmış. Eşi, şimdi adama ulaşamıyor.

***

Yukarıdaki dört örnek, cinnet ülkesinde, şu son üç-dört gün içinde yaşandı.

Bunların yüzlercesi var.

İleride dönemi inceleyecek araştırmacılar, hop oturup hop kalkacak.

“Böyle şeyler nasıl olabildi de, kimsenin gıkı dahi çıkmadı” diye.

Benim meselem bu değil.

Allah, ileride geleceklerle sabırlar versin.

Bu dört örneği şunun için seçtim:

Siyasetinden, yargısına, emniyetine, sivil toplum örgütlerine ve topluma… Genel durum bu.

***

Ahmet Şık’ın sorduğu gibi:

-Bu iktidar elbet gidecek ama biz kalan Türkiye’de yaşayabilecek miyiz?

Konu budur.

Benim de epey zamandır kafa yorduğum bir sorudur bu.

Şahsen, umudum pek kalmadı.

Ülkedekiler ise ne kadar erken farkına varırsa o kadar iyi olacak.

***

Hani… Dibi gördük mü, diye bir soru var ya.

Dibi bin kere gördü bizim ülke.

Alçalmanın seviyesi olmadığı için, çukurun içinde çukurlaşmaya, kuyunun içinde kuyu kazmaya devam ediyor sadece.

Ben size “dip” söyleyeyim mi?

Atom bombasını yedikten sonraki Hiroşima veya Nagasaki’ye gidin bakın mesela.

Dip odur.

Şükür o noktada değiliz.

Lakin illa böyle mi olmalı.

***

Çankırı’nın Atkaracalar ilçesi Ilıpınar mahallesinde bir göl veya gölette…

Halkın “asker balıklar” dediği balıkların sayısı azalmış.

Vatandaş, balıkların Afrin’e gittiğini düşünüyor.

İşte bu hal:

Atom bombası yemekten beterdir.

Hiçbir dip, şu örnekten daha beter değildir yani.

Bombayı yer, yaralarınızı sarıp devam edebilirsiniz.

Ya bunu ne yapacaksınız?

Türkiye'de bu haberi engelsiz paylaşmak için aşağıdaki linki kopyalayınız👇

2 YORUMLAR

  1. Hacı Bayram ziyareti yapmıştım… Sürecin manevi baskısını üzerimden atmaya yardımcı olsun diye… Namaz ve dua sonrası bahçesinde bir bankta oturdum… Yandaki bankta 2 adamın sohbetine kulak misafiri oldum… Biri diğerine, darbe gecesi Ankarada bazı hafriyat ve çöp kamyonlarının şoförsüz gezdiğini, kendi kendine hareket ederek tankların yolunu kapattığını anlatıyordu yeminle!.. Diğeri de altta kalmadı, Erdoğanın o gece uçağının vurulacağını anlayınca, havada uçak değiştirdiğini (!) Allah’ın izniyle bir odadan diğerine geçer gibi havada bir uçaktan diğerine geçiverdiğini anlattı!!!

    “Asker Balıklar” mevzusu daha iyiymiş ama :))

YORUM YAZIN

Lütfen yorumunuzu yazın
Lütfen isminizi girin