İngiltere Premier Lig tarihinde 2003 yılı bir dönemin başlangıcıydı. 1992’de start alan Premier Lig kısa sürede Avrupa’nın bir numaralı ligi olurken, şampiyonluk mücadelesi Manchester United ve Arsenal arasında geçiyordu. 2003’te Rus milyarder Roman Abramovich’in Chelsea’yi satın almasıyla artık şampiyonluğu belirleyici etkenlerin başına paranın gücü geçmişti. Chelsea paranın gücüyle 2005’te 50 yıl aradan sonra ligde şampiyonluk sevinci yaşarken, aynı zamanda sonraki sezonlar için de şampiyonluk yarışında olacağını ilan ediyordu. Chelsea ile başlayan sürecin sonunda Manchester United, Arsenal, Liverpool ve Manchester City gibi ülke futbolunun temel taşı kulüpler birer birer yabancılara satıldı. Zenginlerin İngiliz kulüplerini satın alması hem yatırım hem de reklam amaçlıydı. Arsenal ve M. United ‘para kazanma’ kaynağı olarak görülürken, özellikle M. City, Abu Dabi Emiri Şeyh Mansur bin Zayed al Nahya tarafından ‘reklam’ amaçlı kullanılacaktı.
HALKAYA URUGUAY DA EKLENDİ
Zengin sahipleriyle transfer borsasını altüst eden Chelsea ve M. City, uzun yıllar sonra paranın gücüyle şampiyonluk sevincini yaşamanın tadını çıkardı. 2008’de Şeyh Mansur tarafından satın alınan Manchester City’nin kısa sürede adından söz ettiren bir takım olması Abu Dabi emirinin iştahını kabarttı. Yeni hedef her kıtada bir ’City’ takımıydı.
Şeyh Mansur’un şirketi City Football Group (CFG) her kıtada bir ‘City’ takımı projesine 2008’de Manchester City’yi satın alarak start verdi. İngiltere’de başlayan bu yolculuk kısa süre sonar ABD, Japonya, Avustralya ile devam etti. Geçtiğimiz günlerde halkaya Uruguay da eklendi. CFG’nin şimdilik 5 takımı bulunuyor. Şimdilik diyoruz zira şirket takım satın almaların durmayacağını açıkladı.
City halkasının ikinci takımı 2013’te satın alınan New York City FC oldu. Maçlarını ortalama 27 bin seyirci önünde oynayan kulübün forma renkleri Manchester City ile aynıydı. Açık mavi forma rengi Manchester City’den ilhamla City halkasına dahil olacak tüm takımların forma rengi oluyordu. 2014’e gelindiğinde bu kez satın alınan takımın adı Melbourne City FC oldu. City grup aynı yıl Japonya’ya Yokohama F. Marinos takımının hisselerinin yüzde 20’sini satın alarak ilk adımı attı. Son alınan takım ise Uruguay ikinci liginde mücadele eden Club Atletico Torque oldu. Hedef, önce birinci lige çıkmak ardından Güney Amerika’nın en iyi takımı olmasını sağlamak. Hatta Club Atletico Torque’nun Uruguay futbol federasyonunun izin vermesiyle adına City eklenecek. Benzer durum Melbourne City FC takımı için de olmuştu. Melbourne Heart olan adında değişiklik yapılmış City eklenmişti.
ULUSLARARASI OYUNCU YETİŞTİRME MERKEZİ
City Football Group (CFG) şirketi dünyanın değişik yerlerinden aldığı takımlarla hem bulunduğu ülkede başarılı olmayı hem de şirketin amiral gemisi hükmündeki takımı Manchester City’ye yetenekli oyuncular kazandırmayı amaçlıyor. Genç yetenekler bu takımlarda keşfedildikten sonra kendini ispat edenler Manchester City kadrosuna katılacak. Yine City takımları arasında oyuncular kiraya verilerek, başarıda destek çıkılacak. Örneğin New York City FC formasını giyen İspanyol David Villa kısa bir süreliğine geçtiğimiz yıllarda Melbourne City FC takımına kiralık olarak gönderilmişti.
CFG’nin yeni hedefleri arasında Hindistan, Çin ve Afrika’dan takım satın almak bulunuyor. Futbolun giderek bu ülkelerde de popüler spor dallarından biri olması CFG’nin iştahını kabartıyor. CFG’nin Avrupa’dan Manchester City dışında bir başka takım almasına UEFA kuralları engel oluyor. UEFA kurallarına göre, bir kişi veya şirketin birden fazla takım alması mümkün görünmüyor. Sebebi ise aynı kişi veya şirkete ait takımların Avrupa kupalarında karşılaşma ihtimali olması.
CFG futbolu bir yatırım aracı olarak görüyor. Milyonlarca Euro harcarken, statlara binlerce kişiyi çekiyor, kulübün lisanlı ürünlerini satıyor. En önemlisi City adı artık futbolda bir marka oluyor. Her kıtanın en iyi takımını oluşturarak tüm dünyanın bildiği bir futbol markası olmak istiyor. Bu hedefi Manchester City’de başardılar. Diğer ülkelerde benzer başarıyı yakalarlar mı zaman gösterecek. Ancak bir gerçek var ki; artık futbolda parayı veren şampiyonluk düdüğünü öttürüyor.
