Çeyrek asır önce bugün… Danimarka şampiyon! [EFE YİĞİT]

Tarih 26 Haziran 1992. Çeyrek asır önce, bugün. Avrupa futbol tarihi adeta yeniden yazılıyor. Kimsenin şans vermediği bir ülke, Euro 92’de bütün rakiplerini tek tek eleyerek kupaya uzanıyor. Üstelik bu takım, turnuvanın başlamasına 11 gün kala başka bir ülkenin yerine kupaya dâhil ediliyor. İşte Danimarka’nın hafızalara kazınan 1992’deki Avrupa Şampiyonluğu’nun hikâyesi…

YUGOSLAVYA KUPANIN FAVORİSİYDİ

İsveç’in ev sahipliğini yapacağı Euro 92 yolunda Danimarka, Yugoslavya, Avusturya, Kuzey İrlanda ve Faroe Adaları ile birlikte 4. Grup’ta mücadele etmişti. Sırbistan, Karadağ, Hırvatistan, Makedonya, Slovenya ve Bosna- Hersek’ten oluşan Yugoslavya o dönem futbol denilince akla gelen ülkelerden birisiydi. Grupta oynadığı 8 maçın 7’sini kazanan Yugoslavya, sadece sahasında Danimarka’ya yenildi. Topladığı 14 puanla grup birincisi olarak adını Euro 92’ye yazdırmıştı.

Yugoslavya’nın kadrosu adeta yıldızlar topluluğuydu. Grup maçlarında 10 gol atan Darko Pancev, Dejan Saviceviç, Robert Prosinecki, Davor Suker, Saffet Susiç, Zvonimir Boban, Srecko Katanec gibi Avrupa futboluna damga vuran isimleri bünyesinde barındırıyordu. Yugoslavya bu isimlerden dolayı sadece grubun değil Euro 92’nin de favorileri arasında gösterilmişti.

Danimarka ise Sepp Piontek’in 1979-90 arasında temellerini attığı bir takımdı. Özellikle 1986 Dünya Kupası finallerinde gösterdiği sıra dışı başarı ile dikkatleri çeken ‘Vikingler’in en büyük sıkıntısı ülkenin bir numaralı yıldızı Michael Laudrup’un teknik patron Ricard Möller Nielsen ile ters düşüp sahalarında 2-0 yenildikleri Yugoslovya maçı sonrası milli takımı bırakmış olmasıydı. Michael Laudrup’a kardeşi Brian Laudrup’un da eklenmesiyle ‘Vikingler’in gücü iyice zayıflıyordu. Ancak her şeye rağmen Piontek’in bir futbol ülkesi haline getirdiği Danimarka, grupta topladığı 13 puanla Yugoslavya’nın ardından ikinci olmuştu.

İÇ SAVAŞ YÜZÜNDEN TAKIM KUPADAN ÇIKARILDI

Ev sahibi İsveç’le birlikte Almanya, Fransa, Hollanda, Yugoslavya, İskoçya, Sovyetlerin dağılmasıyla yerine kurulan Bağımsız Devletler Topluluğu ve İngiltere Euro 92’de mücadele edecek takımlar olacaktı. Bu ülkeler Euro 92 öncesi kampa girerken, doğal olarak diğer ülke futbolcuları tatile çıktı. Ancak o sırada beklenmedik bir gelişme oldu. Yugoslavya’da devam eden iç karışıklar yerini savaşa bırakınca, Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi’nin aldığı 757. Karar uyarınca bu ülkeye yaptırımlar başlamıştı. Bu yaptırımlardan futbol da doğal olarak nasibini alacaktı. Yugoslavya turnuvanın başlamasına 11 gün kala diskalifiye edildi ve yerine grup ikincisi Danimarka kupaya dâhil oldu.

PLAJDAYKEN GELEN TELEFON

Danimarkalı futbolcular tatile çıkmış, sezonun yorgunluğunu atarken teknik patron Richard Möller Nielsen tek tek oyuncularını arayarak tatil yerlerinden bir takım toparladı. Şaka gibiydi ama gerçekti. Mahmurlukla kampa katılan Danimarkalı futbolcular, turnuvaya bir hayli iddiasız gelmişti. ‘Grupta sonuncu oluruz’ diye düşünüyordu pek çoğu. Hatta birçoğu grup maçlarının sonuna gelen günlere yeniden tatil rezervasyonu yaptırmaktan çekinmemişti.

Milli takımın iskeleti, Danimarka liginde oynayan oyuncular tarafından oluşturulmuştu. Takımın yıldız oyuncuları Manchester United’ın efsane kalecisi Peter Schmeichel, Dortmund’da oynayan Flemming Povlsen ve Bayern Münih’te top koşturan Brian Laudrup’tu. Laudrup kardeşlerden büyüğü Michael, takımın en iyi oyuncusu olmasına rağmen hocasıyla ters düştüğü için milli takımı bırakmıştı. Brian da başlangıçta abisinden yana tavır aldı ancak turnuva için kararından vazgeçip İsveç yolunu tuttu. Bir de küçük detay: Takımın kaptanı Lars Olsen, 1 yıl Trabzonspor’da oynamış ve beğenilmediği için geri gönderilmişti.

Böyle bir takım kim şans verirdi ki?

FRANSA’YI MAĞLUP ETMEK İYİ GELDİ

Danimarka’nın oynayacağı grupta ev sahibi İsveç, Fransa ve İngiltere vardı. O yıllarda galibiyete 2, beraberliğe ise 1 puan veriliyordu. Vikingler, İngiltere ile beraber kalmış, İsveç’e mağlup olmuş fakat Fransa’yı yenmeyi başarmıştı. Kadrosunda Laurent Blanc, Didier Deschamps, Jean-Pierre Papin ve Eric Cantona gibi dünya yıldızlarını barındıran Fransa’ya üstün gelmek, Danimarkalı oyuncularda özgüveni yerine getirmişti. Toplamda 4 puan toplayan Vikingler böylece yarı finale çıktı ve Hollanda’nın rakibi oldu. Oyuncular tatil rezervasyonlarını iptal ettirirken, kupaya bu kadar yaklaşmış olmanın heyecanını yaşıyordu.

HOLLANDA’NIN HOLLANDA OLDUĞU ZAMANLAR

Gelgelelim Hollanda tam bir yıldızlar topluluğuydu. Üstelik bir önceki turnuvanın, Euro 88’in de şampiyonuydu. Portakallarda Ronald Koeman, Dennis Bergkamp, Frank Rijkaard, Marco van Basten, Frank de Boer, Ruud Gullit gibi döneme damga vuran oyuncular vardı. Yine de Danimarka maçın normal süresini 2-2 bitirmeyi başaracaktı. Danimarka’nın gollerini Henrik Larsen, Hollanda’nınkileri ise Bergkamp ve Rijkaard kaydetti. Van Basten’in golü iptal edilmişti ancak daha sonra maçı seyredenler, hakemin kararının yanlış olduğunda ittifak etti. Uzatmalarda da sonuç değişmedi ve maç penaltılara gitti. Danimarkalı oyuncular 5’te 5 yaptı ve rakibin hata yapmasını beklemeye başladı. Efsane kaleci Peter Schmeichel, van Basten’in penaltısını kurtararak takımı finale taşıdı.

TARİHİN EN GÜÇLÜ MİLLİ TAKIMINA KARŞI

Finalde ise Almanya çıktı karşılarına. Andreas Brehme’nin, Müller’in, Thomas Hassler’in, Rudi Völler’in, Karl-Heinz Riedle’nin, Thomas Doll’un, Matthias Sammer’in, Stefan Effenberg’in ve Jürgen Klinsmann’ın top koşturduğu Panzerler için herkes ‘tarihin en güçlü milli takımı’ demişti. Haliyle finalin mutlak favorisiydi. Hakemin ilk düdüğüyle Almanlar, Danimarka kalesini kuşattı. Peter Schmeicel’ın kalesinde devleştiği o dakikalarda Danimarka, ani bir atakta John Faxe Jensen’le golü buldu. İkinci yarı yeniden Almanlar bastırmaya başladı. Bu sırada Kim Vilfort, yine kontra atağa kalkan Danimarka’nın 2. golüne imza attı.

TAM BİR PERİ MASALI

Böylece plajdan toplanan oyuncularla turnuvaya katılan Danimarka, futbol tarihine geçerek hiç şans verilmediği hâlde Hollanda ve Almanya gibi devleri saf dışı bırakarak kupaya uzandı. Tam bir ‘peri masalı’ydı.

İsveç’in Göteborg şehrindeki Ullevi Stadı’nda kupa kaptan Lars Olsen’in ellerinde yükselirken Danimarka’da hayat durmuştu. Toplu taşıma çalışmıyor, halk evlerinde ve meydanda kurulan dev ekranlarda final maçını seyrediyordu. Ülkelerine dönüşte Danimarkalı oyuncular birer halk kahramanı olarak karşılandı. Takımdaki birkaç yıldız oyuncuyla, Euro 92’nin kazananı olmuşlardı.

Türkiye'de bu haberi engelsiz paylaşmak için aşağıdaki linki kopyalayınız👇

YORUM YAZIN

Lütfen yorumunuzu yazın
Lütfen isminizi girin