Cennette Türkiye kapısı var mı?

YORUM | BARBAROS J. KARTAL | @BarbarosJKartal

Bir süredir şöyle bir mübalağalı ve ironik hissiyatım var, daha doğrusu bir hüsn-ü zan. İşin uzmanları başka birçok kriterle benim iddiama yakın şeyler söyleyebilir belki. Ben öbür dünyada, cennetin kapılarından bir tanesinin Türkiye kapısı olduğunu ümit ediyorum. Türkiye’de doğmuş, yaşamış ve ölmüş olup da imanını koruyarak gidebilmişler için özel bir kapı. “Yahu o ülkeden nasıl imanlı geldin mübarek, helal olsun sana” denilecek bir tablo ile karşı karşıyayız çünkü.

Sosyal medyada epey dolaşan karikatürü hatırlarsınız. “Yoksa öldüm de ben cennete mi geldim” diyen adama cehennem zebanisinin “Lan senin nasıl bir hayatın vardı?” diye sorduğu. Maalesef Türkiye’de böyle bir hayat yaşamaya mecbur bırakıldı insanlar.

Din diye ortada dolaşanların Cüppeli, Adnan Oktar, Hayrettin Karaman, Mehmet Görmez ve her gün yeni bir videosu düşen karikatür tiplerin olduğu bir yerde insanların hala müslüman olarak kalması güçlü bir irade işi. Her gün din adına bir rezilliğe tanık olmanın ızdırabı içindeyiz.

DİNE ZARARI, DİNDARLAR VERDİ

İdarenin dine baskı yaptığı zamanlarda dininizi korumak için refleksler geliştirirsiniz, motivasyonunuz ve bağlılığınız sağlamdır. Devlete güvenmediğiniz için din adına devletin müdahalelerine hep kuşkuyla bakar, pek yüz vermezsiniz. 163 kalktığı zaman bile üzülürsünüz. O idareler dindarlara baskı ve zulüm yapmışlardır ama dine zarar vermeyi başaramamışlardır.

Amma din adına ülkeyi yönettiklerini zannettikleriniz başta ise o zaman kandırılmanız çok kolaydır. Baskıcı laik sistemin yıllardır beceremediği şeyi, bu idarenin yapması o yüzden çok kolay oldu. Bir proje olan Diyanet’in şimdiye kadar yapamamış olduğu tahribatı İslamcı idarenin emri altında yaptığına tanık olmamız da bu yüzdendir. Saf yığınlar alnı secdeli insanların ülkeyi yönettiklerini zanneder, onlara karşı olan her şeyi de hak-batıl mücadelesinde bir yere oturturlar. Dinin siyasete alet edilmesi ile bu safları kandırmak düşünüldüğünden de kolay olur.

Bir de hiç de saf olmayan, yıllardır pazarda dava, misyon, mücadele satmış olanlar vardır. Bütün dertleri “yıllardır başkaları yedi şimdi sıra bizde”ymiş meğer. Her gün lanet okudukları devlet ellerine geçince en zalimlerden daha zalim oldular. Sonradan görmenin çok naif kaçacağı bir şımarıklık ve ben ne oldum hali. Ve hayatlarında elde edemeyecekleri şeyleri elde edip de bunları kaybetmenin korkusu ile zalimlerin ibrikçisi olanlar bunlar. İleride bütün ihaleyi baştaki adama kesip kendilerini kurtarmaya çalışacak olanlar da yine bunlar.

HUSUSİ UĞRAŞSALAR ANCAK BU KADAR OLURDU

Görevli bir ekip gelse dine zarar vermek için gece gündüz uğraşsa bunların yaptıklarının onda birini yapamazdı. Yetim hakkı yiyen, hırsızlıkları savunan, yaşanan zulümlere gözlerini kapayan, ortada yeşil adına bir şey bırakmamaya yeminli, her gün çocuk ve kadın istismarının yaşanmasından rahatsız olmayan, her gün ortaya atılan yalanları yalan olduğunu bildiği halde tekrarlayan, geçmişe göre daha az hassas yaşadığını bildiği halde vicdanı sızlamayan, her lafı hakaret küfür bu “dindar” güruhun gelecek adına bir şey vaad etmesi mümkün değil. O yüzden bu tecrübe, Türkiye’nin geleceğinde kimlerin olmayacağını göstermesi adına belirleyici.

Ülkede dinin bir cazibesi kalmadığı gibi maalesef din, zalim bir idarenin resmi söylemi haline gelmiştir. Yaptıkları bütün kötülükleri din şemsiyesi altına almışlardır. Bu sistematik tahribatın, bunların yeme içme lüks sevdasından çok öte bir proje olduğu çok geç olsa da anlaşılacak ümidindeyim. İleride yapılacak araştırmalarda ateizmin ve deizmin en fazla bu dönemde yükseldiğini tahmin etmek herhalde çok temelsiz bir iddia olmaz.

TÜRKİYE ÇOKTAN İRAN OLDU

Türkiye, İran olmayacak derken aslında Türkiye çoktan İran oldu. Dışarıda herkesin bir şekil göründüğü ama evlerde gayet dejenere bir hayat yaşandığı gibi. Meydanlarda kül bırakmayanların odalarına Osmanlı sancakları, çakma halifenin resmini asan tosuncukların bira partileri bu gidişata ufak bir örnek. Çok daha fazlası olduğundan şüpheniz olmasın. İran’da Bonyad adı verilen vakıflar aracılığıyla ülkenin nasıl söğüşlendiği üzerine bir dünya kitap var. Gidenlerin kolaylıkla gözlemleyebileceği, hepsi birer molla kontrolünde olan bu Bonyadlar sayesinde ülkenin gelirleri bir grubun tahakkümündedir. Baştaki herkesin bir vesile bu işlerde olduğunu düşünürseniz bunu engellemek de mümkün değil. Tam bir al gülüm ver gülüm işi.  AKP benzer bir sistemi ülkeye getirdi. Sadece bir ailenin nemalandığını düşünmeyin. O aile pastanın büyük bir kısmını götürüyor ancak o kadar çok kişi bu işlere ortak ki.

Çok da gürül gürül olmasa da, bu da benim kusurum olsun, zalim destekçisi yığınlar Diriliş izlediklerini zannederken nasıl bir tükeniş içinde olduklarını geç olmadan anlarlar inşallah diye dua ediyorum. Gerisi için? Elbette, zalimler için yaşasın cehennem.

Türkiye'de bu haberi engelsiz paylaşmak için aşağıdaki linki kopyalayınız👇

1 YORUM

  1. Dünyaya gelen ilk insan Hz.Adem(a.s)’ den itibaren din ile dinbazlar vardı ve kıyamete kadar da olacaktır. Bunları ben bir yerlerden alıntı yaparak yazmıyorum.Şu yaşadığımız ifrit zamandaki olaylar bana bunları fısıldıyor. Yalnız şu aci bir gerçek ki;AKP gitse bile bu ülkedeki mütedeyyin ve benim gibi sıradan bir Müslüman artık ülkeyi yönetecek olanların alnı secdeli olsun diye dua da etmeyecek,böyle bir şey için gayret de etmeyeceklerdir. Akp’nin başta ülkem müslümanları olmak üzere tüm dünyadaki müslümanları bölmesi;hiç bir günahı olmadığını iddia edenler varsa yeter de artar bile. Saygılarımla.

YORUM YAZIN

Lütfen yorumunuzu yazın
Lütfen isminizi girin