Cemaat davasında yargılanan Davutoğlu’nun özel kalemi: “Beni Ali Babacan tavsiye etti; Davutoğlu beni niye görevden almamış”

Eski Başbakan Ahmet Davutoğlu’nun “oğlum’ diye ifade ettiği , Ali Babacan ve Ahmet Davutoğlu’nun Dışişleri Bakanlığı döneminde Özel Kalem Müdürlüğü görevinde bulunmuş, Abdullah Gül’ün Cumhurbaşkanlığı döneminde de dış politika başdanışmanlığı yapmış, “Cemaat davasından” tutuklu eski büyükelçi Gürcan Balık’ın yargılanmasına devam edildi.

Duruşmada Savcı,  Gürcan Balık’ın sözde terör örgütü üyeliğinden cezalandırılmasını, tutukluluk halinin de devamını istedi.

Duruşmada söz alan Balık, “Milletime hizmet ettim. ‘Sen millete çok hizmet ettin, kardeşimsin, oğlumsun’ diyen Davutoğlu şimdi nerede bilmiyorum. Bana, ‘Maşallahın var’ diyen bakanlar vardı. Bugünkü Cumhurbaşkanından da defalarca iltifat işittim. Eğer üye olmasam, Gül ve Davutoğlu’nun yanına giremezmişim. Bu ne demektir” diye sordu.

Kendisi hakkında ifade veren Hayati Küçük’ün dikkat çeken Balık, “Bu devlet bana ceza vermek için Hayati Küçük’ün ifadesine dayanıyorsa, F…’yle mücadele hiçbir yere varmaz. Devlet, sahtekârlarla hareket etmez. Yolumuz ayrılmış olabilir, size sahip çıkmadıkları için gücenmiş olabilirsiniz, ancak ne Gül, ne Davutoğlu hakkında dosya hazırlanacak kişiler değildir. Yolsuzluk mu yapmışlar? Herkes benim tutuklanmamın kendilerine yansımalarına karşı gardını aldı.” dedi.

Davutoğlu’nun kendisiyle ilgili verdiği soruya hatırlatan Balık, “Davutoğlu benimle ilgili bir soruya onur kırıcı bir cevap verdi, ‘Ben geldiğimde oradaydı’ dedi. Beni Ali Babacan’a tavsiye eden kendisiydi. Madem öyle, geldiğinde niye beni görevden almamış. 2014’te Gül’ün yanında kim çalıştıysa paralelci ilân edildi. Cumhurbaşkanlığına devam edip, etmeyeceğinin, AK Parti’ye dönüp dönmeyeceğinin tartışıldığı kritik bir süreçti. Bu dönemde bir kesim çok operasyonel haberler yaptırdı.” dedi.

Ankara 29. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen davanın bugünkü dördüncü celsesinin başlangıcında Mahkeme Başkanı, Gürcan Balık’ın Bank Asya hesabı ve buna ilişkin bilirkişi raporunun geldiğini bildirdi. Duruşmada üç tanık dinlendi.

SAVCI MÜTALAASINI AÇIKLADI

Ankara 29. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen davada Savcı, Gürcan Balık’ın Cemaat üyesi olduğunun anlaşıldığını bildirerek sözde terör örgütü üyeliğinden cezalandırılması ve tutukluluğunun devamı yönünde mütalaa verdi.

BALIK’TAN GÜL VE DAVUTOĞLU’NA ELEŞTİRİ

Mütalaanın ardından Mahkeme Başkanı Balık’ın taleplerini sordu. Ancak Balık, esas hakkında mütalaaya karşı savunma yapacağını belirterek, öncelikle Bank Asya hesabı hakkındaki bilirkişi raporu hakkında şunları söyledi:

“Devlet vatandaşını cezalandırabilir. Asker yapar, ölüme gönderir, vergi alır. Ama devletin kurumları sahtekârlık yapmaz. Bank Asya’daki hesaplarının tarihleri bellli. Ya gelen bilgiler sahte ya bilirkişi sahte rapor hazırladı.”

Balık şöyle devam etti:

“Bu yapı hakkında benim Abdullah Gül’le ne konuştuğumu, Ahmet Davutoğlu ve ekonominin başındaki kişilerin kanaatinin ne olduğunu bilen var mı? Benim bunları anlatmam yakışık almaz. Eğitimim, konumum, görevim gereği bu yapıyı bilmem gerektiğini söyleyenler, neyi bildiğimi niye sormuyorlar. Sorsunlar anlatayım. Bank Asya konusunda yalan söylüyorsam, beni idam edin. Hayati Küçük yalan söylüyor, yalanda sınır tanımıyor. Bir sahtekâr. Söylediği tek doğru şey, evet bürokraside geceli gündüzlü çalıştım. Milletime hizmet ettim. ‘Sen millete çok hizmet ettin, kardeşimsin, oğlumsun’ diyen Davutoğlu şimdi nerede bilmiyorum. Bana, ‘Maşallahın var’ diyen bakanlar vardı. Bugünkü Cumhurbaşkanından da defalarca iltifat işittim. Eğer üye olmasam, Gül ve Davutoğlu’nun yanına giremezmişim. Bu ne demektir; Onlar yanına F…’cü adamları alıyor demektir. Cumhurbaşkanlığı, Başbakanlık yapmış insanlara böyle bir ithamda bulunamazsınız. Bu saygısızlıktır, edepsizliktir. Siz sormuyorsunuz, basın Gül ve Davutoğlu’na, ‘Gürcan Balık’ı F…’cü olduğu için mi yanınıza aldınız?’ diye sorsun. Büyükelçi kararnamemde kimin imzası var, şu anki Cumhurbaşkanının. O da F…/PDY’ci olduğu için mi yaptı? MİT Müsteşarına çok yakın çalıştım, çok kritik süreçleri yürüttük. MİT Müsteşarı’nın benim ne olduğumdan haberi olmayacak, öyle mi? Pensilvanya görüşmesine ben katılmadım. Katılanlar belli. Benim oradaki rolüm de belli. Biri, ‘haberim yok’ diyor. Yazıklar olsun ki, gerçekleri bildikleri halde bu konuda konuşmuyorlar. Nasılsa birlikte çalıştılar.”

Türkiye'de bu haberi engelsiz paylaşmak için aşağıdaki linki kopyalayınız👇

YORUM YAZIN

Lütfen yorumunuzu yazın
Lütfen isminizi girin