Bodrum deyip geçme…

Kendine has mimarisi, köklü tarihi, berrak koyları ve yürüyüş rotalarıyla hayli zengin bir coğrafyadır Ege’nin 40 bin nüfuslu kenti Bodrum. Herodot’un memleketi 90’ların sonlarından itibaren eğlence kültürü ile anılsa da şehir bundan ibaret değil.

Begonvillerle süslü, mavi pencereleriyle renklenmiş bembeyaz kentin adının, Yunanca ‘taşlık’ anlamına gelen ‘petrion’ kelimesinden türediği rivayet ediliyor. Herodot doğduğunda önemli bir Karya şehri olan Halikarnas’ı biz, çeşitli kültürlerle kaynaştıktan sonra, bugün Türkiye’nin gözde şehirlerinden ‘Bodrum’ olarak tanıyoruz.

Türklerin Anadolu’ya gelmesiyle birkaç kez Türkler-Bizans ve Rodos Şövalyeleri arasında el değiştiren Bodrum, son olarak Kanuni’nin Rodos seferiyle Osmanlı toprağı olur. Bugün marinanın yanında 18. yüzyıldan kalma eski bir Osmanlı tersanesi var. Tersanenin arkasında denizci Cafer Paşa’nın da türbesinin yer aldığı bir Osmanlı mezarı yer alıyor. 40 bin nüfuslu Bodrum, tarihi, mimarisi, akvaryum gibi denizinin yanında, Halikarnas Balıkçısı olarak tanınan edebiyatçı Cevat Şakir Kabaağaçlı ve Neyzen Tevfik’in de memleketidir…

Sarnıçlarla dolu beyaz şehirEge’yi beyaz rengiyle süsleyen şehri, mor begonviller ve mavi pencereler, kapılar renklendiriyor. Yeni yapılar dokuyu pek bozmasa da yoğun yapılaşmaya sahne oluyor Bodrum. Yolu buraya düşenlerin gözünden kaçmayacak bir şey de, kümbet şeklindeki beyaz sarnıçlar. Şehir merkezi yahut yol kenarlarında sıkça denk gelen ve eskiden su toplanan sarnıçlar bugün kullanılmıyor. Bodrum ile yan koydaki Gümbet arasındaki küçük yarımadada dizilmiş yel değirmenleri fark ettiriyor kendini. Yel değirmenlerinin yanına varıldığında görünen manzara; iki ayrı koyun kenarında dizilmiş olan Bodrum ve Gümbet, ötede Datça ve Kos.Antik dönemde dünyanın yedi harikasından biriydi Mausoleion/Halikarnas Mozolesi. Milattan önce 353’te Halikarnas Kralı Mausolos’un ölümünün ardından eşi tarafından yaptırıldı. Yunan mimarisine uygun kolonları ve piramide benzeyen çatısıyla Mausolos’un anıt mezarı daha sonra dünyadaki tüm anıt mezarların ortak ismi olacaktı: Mozole…

15.yüzyılda Rodos Şövalyeleri’nin tarumar halde buldukları Mozole’yi kalenin yapımında kullandıkları rivayet edilir. Böylece, bugünkü Bodrum’un simgesi kale, denizin ortasından yükselirken; dünyanın bir harikası da tarih sayfalarındaki yerini alıyordu. Bugün kale, Sualtı Arkeoloji Müzesi olarak hizmet veriyor.

Çökertme’den Bitez Yalısı’na…

Bodrum’a ait herkesin yakından bildiği bir türkü var. Sözleriyle sahil boyunca Bodrum’u dolaştıran, zeybek tınılarıyla da dinleyeni cezbeden; Çökertme/Halil’im türküsü. Türküde olduğu gibi Çökertme koyundan Bitez Yalısı’na kadar birçok nokta var Bodrum yarımadasında görülmeye değer. Ayrıca, Ortakent yakınlarındaki Telmessos kalıntıları, zamanla Yalıkavak’a olan göçlerle boşalmış Sandima köyü ya da Akyarlar, Turgutreis, Türkbükü, Yalıkavak gibi yakın yerler gezilebilir.

Türkiye'de bu haberi engelsiz paylaşmak için aşağıdaki linki kopyalayınız👇

YORUM YAZIN

Lütfen yorumunuzu yazın
Lütfen isminizi girin